Romence “Noroc” kelimesi, içki masasında kadeh tokuşturma sırasında kullandığımız “Şerefe” kelimesinin karşılığı olarak kullanılıyor. “Romanya gezi yazısına neden bu başlıkla başladın ?” diye sorarsanız, bunu açıklamayı yazı sonuna saklıyorum..
05-16 Haziran 2019 tarihleri arasında Romanya gezimizi gerçekleştirdik. Geziye başkent Bükreş‘den başladık. Burada çok kısa bir şehir turu yapıp, Tuna Nehri Deltası turu yapabilmek için, 2 gece konaklayacağımız Crişan Köyüne ulaştık. Avrupa’nın en az bozulmuş ve UNESCO Doğa Mirası Listesindeki Tuna Deltasında inanılmaz güzelliklere şahit olduk.
Daha sonra gezimizin ana rotasını oluşturan ve farklı şehirlerde 7 gece konaklayacağımız ve çevresini gezeceğimiz Transilvanya bölümüne başladık.
Romanya kendi içinde sınırları aniden değişen ve geçişi kesin olarak gözlemleyebildiğiniz farklı güzellikleri barındırıyor. Tuna Deltası’nın sarılı-beyazlı nilüferlerle kaplı, Avrupa’nın en fazla pelikan kolonisinin barındığı sularından sonra, Saksonların yarattığı tipik evleri ile köylerini, orta çağdan kalma şehirleri ve özellikle Türklerden korkularına inşa ettikleri kale kiliselerini ve kalelerini görmek insanı hayrete düşürüyor.
Transilvanya gezimizin başlangıcını UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi içinde bulunan Peleş Sarayı ile yaptık, gecesini ise o güzelim Braşov şehrinde geçirdik.
Transilvanya’da bazıları 500-600 yıllık Sakson evleri ile çok tipik karaktere sahip Viscri, Malancrav, Biertan,Valea Viilor gibi köyleri gezdik, tatlarına doyamadık.
Sighisoara ve Sibiu ise tam bir orta çağ şehri gibi. Şirin mi şirin bu küçük şehirlerin kaldırım taşları ile döşeli sokaklarında yürümek sizi sanki o günlere taşıyor.
Tüm Transilvanya gezimiz boyunca Karpat Dağları hep gözümüzün önündeydi. Bükreş’e doğru özellikle askeri amaçla yapılan ve Karpat Dağlarını aşan insan gücünün yarattığı kıvrımlı yollarıyla Transfagaraşan Geçidi ve Balea Gölünü ziyaret ettik.
Ülkenin kuzeyine doğru çıkıldığında coğrafya bir başka güzel, yeşil daha bir yeşil, yollar ve köyler bir başka oluyor. Ormanlarla kaplı yollar içinden geçiyorsunuz. Evlerin karakteri de yine değişiyor. Evler de artık ahşap işçiliği ön plana çıkıyor. Evlerin avluya açılan büyük kapıları bile sanki birer tablo gibi duruyor. Romanya’nın değişik bölgelerinden, değişik karakterdeki eski tarihi evlerinin (bazıları 400-500 yıllık), yerlerinden taşınarak çok geniş bir alanda sergilendiği ve bir arada bulunduğu Sibiu’daki Açık Hava Müzesini de programa almıştık, ne de güzel yapmışız.
Programımızın ilerleyen bölümlerinde Maramureş Bölgesini de ziyaret ettik. Maramureş Tahta Kiliseleri ile önemli bir ziyaret yeri.
Bu bölgeye adım attığınız andan itibaren o güzelim Romanya fotoğraflarının vazgeçilmezi olan saman yığınlarını ve onları yapmaya çalışan köylüleri görmeye başlıyorsunuz.
Maramureş Bölgesine gitmişseniz belki de dünyanın en sevimli mezarlığı olan Merry Cemetery’i ziyaret etmenizi ve Mocanita Buharlı Gezi Treni ile birkaç saatlik de olsa bir gezi yapmanızı mutlaka tavsiye ederim.
Ve gezimizin son 2 gününü ve gecesini geçirdiğimiz Bucovina Bölgesi;
Bucovina’ya Dünya Kültür Mirası Listeleri arasında yer alan 500-600 yıllık boyalı kiliselerini görmeye diye gittik ama doğası beni kendimden geçirdi.
Bu kadar zengin ve güzel bir doğa beklemiyordum doğrusu. İçinde freskolara alışık olduğumuz kiliselerin, dışarıdan da freskolarla kaplı olduğunu düşünün! Bu bölgeye özel ve 500-600 yıllık kiliseler çok güzeller ve boşuna UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi içinde yer almıyorlar.
En sonunda Iasi şehrine kadar yol yapıp oradan uçakla Bükreş’e dönerek gezimizi tamamladık. Bükreş’te bizi karşılayan başka bir araç ile uçak saatine kadar Bükreş’in kalan kısmını da gezmeyi ihmal etmedik. Bakmayın bu kadar kısa geçtiğime, size anlatacak çok hikayem var. Yazı dizi sonrası daha önce görmemiş olanların Romanya’ya gezi planları yapacaklarına eminim.
Daha sonradan tekrara girmeyeyim diye buradan kısaca Romanya’ya ait kısa bilgiler de vermek gerekir diye düşünüyorum. Yaklaşık olarak 239.000 km²’lik Romanya toprakları üzerinde, yine yaklaşık olarak 22.000.000 kişi yaşıyor. En uzunu Moldova Cumhuriyeti ile olmak üzere Bulgaristan, Macaristan, Sırbistan ve Ukrayna ile sınırları var. 2007 yılından beri Avrupa Birliği üyesi olduğu halde para birimi Lei (RON) hala kullanımda ve 1 EUR ile yaklaşık 4.65 Lei alabiliyorsunuz. Karşılaştırma kriterim olarak bir litrelik su fiyatı markette 3,5 Lei ve 1 kutu bira 3-5 Lei (Ursus veya Ciucas tercih edin derim). Orta halli bir restoranda 35-40 Lei, lüks sayılanda ise 75-80 Lei çıkabiliyorsunuz. Dini bütün bir memleket ve halkının çoğunluğu Ortodoks.

Vlad Tepeş
Romanya ilginç bir tarihe sahip ülke. Bundan yaklaşık 2000 yıl önce, bu topraklarda yaşayan Daçyalılar ile tuz ve altın-gümüş gibi madenlerden zengin bu toprakları sonradan işgal eden Roma halkının karışması ile ortaya çıkan halk, Romenlerin ataları olarak kabul ediliyor. Yüzyıllar içerisinde bu halk ve toprakları bir sürü kavmin istilasına uğramış, topraklarını yönetenlerin boyunduruğu altında kalmışlar. Romanya’yı istila eden onca kavim varken Tatar ve Türkleri en kötüleri olarak görmüş olmaları, bir Türk olarak insanı üzüyor. Tüm bölgeyi bir dönem yöneten Macarlar, Türkler için Eflak ve Boğdan olan Wallachia ve Moldova bölgelerini Türklere kaptırmışlar. Buraları uzun bir dönem Türklerin ileri karakolları olmuş. Transilvanya bölgesine, Macarların Türklere karşı korunması için davet edilerek gelen Saksonların bölgeye kaleler, kale manastır-kiliseler ve kendi karakteristik mimarı evleri ile katkısı olmuş.

Kral I .Carol
19. yüzyılda bağımsızlığı elde eden ve Alman kökenli bir kral tarafından monarşik bir düzene geçen Romanya, Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar Moldova ve Wallachia bölgelerine sahipken, savaş sonrası kendilerine verilen Transilvanya bölgesine de sahip olmuş ve bugünkü Romanya ortaya çıkmış. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında ülkeye gelen Komünist sistem ise Romenler için tam bir felaket olarak kabul ediliyor. Çavuşesku dönemi ülke halkı için tam bir travmatik dönem olmuş. 1989’da Çavuşesku ve yönetiminden kurtulan günümüz Romanya’sı, artık normalleşmeye çalışan ve ziyarete gelen turistlere yüzyıllar

Nikolay Çavuşesku
içinde bu topraklara gelen kavimlerin oluşturduğu ortak kültür ve yaşamı sunan bir ülke konumunda.
Bu kadarlık genel bilgi yeter diyerek gelelim geziyi nasıl gerçekleştirdiğimize; Geziyi Romanya’dan butik turlar düzenleyen bir firma olan, Touring_Romania_Private_Tours adlı şirketle gerçekleştirdik. Programın temelini hazırladım ama programı gerçekleşebilir hale getiren, konakladığımız mükemmel yerleri öneren ve doğru bilgilerle rehberlik eden firma sahibi George Trandafir oldu. Yemekler için önerdiği yerler çok iyiydi ve ben sizlere yeri geldikçe bu yerlerin isimlerini vereceğim. Hazır ve aksamayan bir programla gezmek isterseniz kendisini ve firmasını kuvvetle tavsiye ederim. Gezi sonunda George’un Türkiye’den 6 arkadaşı , bizim ise Romanya’dan bir arkadaşımız oldu.
Gelelim “Noroc Romanya” başlığının nereden geldiğine; Her gezimizin tüm günleri aynı zevki vermemiştir bana. Çoğu günler, diğerlerine göre daha zevkli geçer ve gezide bu zevk sonrası mutluluktan içer ve sevdiklerimle kadeh kaldırırım. Ama bu gezinin tüm günleri sonrasında gezginin karşılanmış tüm beklentilerinin tatmini içinde, kadeh kaldırıp “şerefe” yani “noroc” dedim durdum.
Romanya’da geçirdiğimiz son günün gecesinde, masa başında George dahil gezi arkadaşlarımla birlikte, kadehimi kaldırıp George’un öğrettiği şerefe kelimesinin Romencesi ile “noroc Romanya” deyiverdim. O son gece, tüm gezi için mutluluğumun ve memnuniyetimin ifadesi olarak ağzımdan çıkıveren cümlenin, aslında bize kültürü, doğası ve sofra tatlarının zenginliklerini sunan Romanya için, minnettarlığımı anlatan doğru ve öz bir cümle olduğunu düşünüp, gezi yazımın başlığı olarak da seçmiş bulundum.
Kısa olması gereken girişi uzattık ama Romanya ülkemize yakınlığı, sunacaklarının fazlalığı ile bir gezgin için muhteşem bir ülke. Oraya sadece Stam Broker‘ın yarattğı hayali vampir Drakula karakteri için değil, ülkenin derinliği ve diğer zenginliklerini keşfetmeye gidin derim.
Aşağıda gezimizin videosunu hazırlayan George Trandafir’in bir sunumu var. İzlemenizi tavsiye ederim.
Noroc Romanya!!!
Gezekalın….
Dr Ümit Kuru
19.06.2019 Saat 23.33