Fidel Castro’nun Ardından

P1010820.JPG

Yıl 1998.. Efsanevi boksör Muhammed Ali, Küba Devrimi’nin efsanevi lideri Fidel Castro ile Havana’da bir araya gelmiştir.

Fidel Castro, Muhammed Ali’yle birlikte eğlenceli bir sohbete dalmışken ünlü boksöre dönerek”At bakalım şuraya bir yumruk” diyerek yanağını gösterir.

Muhammed Ali ise Castro’ya o meşhur yanıtını verir:  “Seni Amerika yıkamadı, ben nasıl yıkayım!”

Gerçekten de 11 ABD başkanı eskiten Küba’nın efsanevi devrimci lideri tam 683 kez suikast girişiminden kurtuldu ve ne ABD’si ne de diğer düşmanlarınca yıkılabildi. 47 yılla, 20. yüzyılın en uzun süre görevde kalan lideri Fidel Castro, 25 Kasım 2016’da, 90 yaşında hayata veda etti.

Bazen gündemi, günceli takip etmek ne kadar zor olabiliyor değil mi? Hele de Türkiye gibi bir ülkede yaşıyorsanız, gündemin aynı gün içinde ve hatta aynı saat içinde bile değiştiğine şahit olabiliyorsunuz.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Fidel Castro’nun ölümü gibi üzücü olay sonrasında http://www.gezekalin.com da ayrı bir alt başlık açmak istedim. Böylece gündemden (olayı biraz daha da geniş tutarak, yeni öğrendiklerimden) hareketle gezi veya kültürel yaşanmış deneyimlerimi, yeni bir gezi sonrasını beklemeden yazma şansım olacak. Bu alt başlığın ilk konusu da rahmetli Fidel Castro’dan hareketle 1 Mayıs Küba deneyimim olsun.

2006 Yılında ana hedefi 1 Mayıs törenlerini Küba’da izlemek olan 9 günlük bir Küba gezisi yapmıştık. Bu gezi de dahil, bir kısım gezim http://www.gezekalin.com öncesine denk geldiğinden geziyi bugünkü konseptle yazamamıştım. Ama Fidel Castro’nun vefatı nedeni ile 2006, 1 Mayıs’ında Fidel Castro’lu son 1 Mayıs törenlerini Plaza de la Revolucion’da (Devrim Meydanı)  izlememizin hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

O günü hiç unutmuyorum. Zaten ben hiçbir 1 Mayısı unutamadım. Çünkü 1 Mayıs bizim evlilik yıldönümümüz. 2006 yılının 1 Mayısı ise bizim evliliğimizin 20. yılına denk geliyordu. Bu nedenle 1 Mayısı Küba’da, devrimin beşiğinde, çağımızın devrimcilerinden birinin konuşacağı meydanda kutlamak istediğimiz için geziyi yapmıştık.  Daha 1 hafta önce 1 Mayıs törenleri için Devrim Meydanı’nın hazırlanışını izleme şansımız olmuştu. 1 milyona yakın insanın katılması beklenen tören alanına yüzlerce, binlerce sandalye konulmuştu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Devrim Meydanı‘nın ortasında 142 metre uzunluğunda bir Jose Marti anıtı var.  Meydanda bulunan İç işleri Bakanlığı binasında Che Guevara’nın ünlü metal figürü ve Hasta la Victoria Siempre! (Daima Zafere) sloganı göz alıyor. Bu alanı o boş hali ile fotoğraflamak, boş sandalyelere oturmak ilginç gelmişti.

P1010841.JPG

Gezimizin son günlerini 1 Mayıs gösterileri için saklamış, gösterilerin ertesi günü ise ülkeye dönmüştük. 1 Mayıs sabahı otelde saat 05.30 gibi uyandırıldık ve hanımla üstümüze daha önceden aldığımız Che Guevara t-shirtlerimizi geçirip kahvaltıya indik. Otelde açık olan televizyonlarda tören alanından naklen yayına başlandığını gördük. Sabahın bu çok erken saatlerinde bile alan dolmuş gözüküyordu. Bizi neden bu kadar erken uyandırdıklarını anlamış, hatta geç bile kaldığımızı düşünmeye başlamıştım.

jpeg-digital-camera_383-1

Yarım saatlik bir kahvaltı sonrası tören alanına yaklaşabileceğimiz en yakın yere kadar otobüsle grup olarak götürüldük. Otobüsten indikten sonra ise alana kadar yürüyüşe geçtik. Sabah Yol boyu insanlar ellerinde Küba bayrakları ile  ya alana yürüyorlar ya da evlerinde balkon ve camlardan geleni geçeni selamlıyorlardı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Alanın ortasına, yani Jose Marti Anıtına doğru yaklaştıkça kalabalık artmaya, yürümekte zorlaşmaya başlamıştı. Bu arada hoparlörden gelen seslerden Fidel Castro’nun konuşmaya başladığını öğrendik. Sabahın saat 07:30’u ancak olmuş ya da yakınken konuşmaya başlamıştı. Alandan yükselen heyecan ise bulunduğumuz bölgeye kadar yansımıştı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yaklaşık olarak 45 dakikalık bir yürüyüş sonrası alanın ortasında ancak olabilmiştik. Bulunduğumuz alandan Fidel Castro’yu ancak seçebiliyor, fotoğraf makinelerimizin tele lensleri ile ancak görebiliyorduk. 

jpeg-digital-camera_383-200

Gezimizin başında alanda boş olarak gördüğümüz binlerce sandalye dolmuş, alanda ayakta bile boş yer kalmamıştı. Dünyanın her tarafından binlerce insan, ellerinde kendi ülkelerine ait bayraklar ve sosyalist simgeler ile  Kübalılarla birlikte alanı ağzına kadar doldurmuştu. Herkes Fidel Castro’nun konuşmasına kilitlenmişti. Bizim gibi bir kısım insan ne dediğini anlamıyordu ama Castro’nun vücut dili sanki hepimize derdini anlatmasını sağlıyordu. Büyülenmiş gibiydik. Bizle olan Kübalı rehberin bize anlattığı Fidel Castro, devrimini ve Amerika ile olan mücadelesini anlatıyordu. Onu konuşma yaptığı alanda izleyen devlet başkanları arasında  Venezuela’dan  Hugo Chavez, Bolivya’dan Evo Morales ve Ekvador’dan  Rafael Correa‘da vardı. Castro sanki devrimini dün yapmış, bugün onu dünyaya açıklıyor gibi inançlı ve heyecanlı gözüküyordu. Üzerinde bulunan haki renkte üniforması ortama ve o ana çok uygundu. Çok ama çok heyecanlandığımızı bugün bile çok net hatırlıyorum.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Alanda 2 saate yakın kaldık ve anlamadığımız bir dilde verilen konuşmayı pür dikkat dinledik. Saat 10’a yaklaşırken alanı terk etme zamanımız geldi diye düşündük. Onca saat ayakta kalmak bizi yormuş, tadına doyamadığımız kahvenin sabahki dozundaki yetersizlik hissedilmeye başlanmıştı. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşle alanı terke ettik ve son fotoğraflarımızı aldık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda bir kafeterya bulup kahve siparişlerimizi verdik. Bu arada açık olan televizyondan Fidel Castro’nun konuşmasına göz atmaya da devam ettik. Kafeteryada oturalı yarım saat ancak olmuştu ki Fidel Castro konuşmasını bitirdi. Biz aramızda sabah 07:30’dan 11:00’e kadar ayakta ve hiç kesintisiz konuşmasına hayranlık konuşmaları yaparken, Küba’lı garson Fidel Castro’da bir terslik olduğunu söyledi. “Neden” diye sorduğumuzda ise aldığımız yanıt; “Fidel Castro’nun 1 Mayıs konuşmaları 7 saatten önce bitmezdi. Herhalde bir hastalığı var”oldu. O zaman için bir anlam ve önem veremedik biz bu konuşmaya. Ama yurda döndükten sonra anladık ki Fidel Castro hastaneye yatırılmış ve uzun sürecek  olan hastalıkla mücadelesini başlatmıştı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Fidel Castro 2006 yılı 1 Mayıs’ında, Devrim Meydanı’nda son konuşmasını yapmış ve 20. evlilik yılı kutlaması için gittiğimiz Küba’da biz bu tarihi konuşmaya şahit olmuştuk. Castro 2006 yılından, 2008 yılına kadar Küba yönetimini kardeşi Raul Castro’ya geçici ve ondan sonra da ölene kadar kalıcı olarak terk etmişti. Geçtiğimiz hafta içinde de bu büyük devrimci  insanı kaybettik. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu yazının sonunu Fidel Castro’nun 1997’de Habitat Toplantısı için İstanbul’a geldiğinde yaptığı konuşma ile bitirmek istiyorum:

“Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptıklarını ben asla başaramazdım. Asıl devrimci Atatürk…. Bu kadar büyük bir devrim yaptım, ama Kemal Atatürk’ün yaptıklarını başaramazdım… Sakın kendinize başka esin kaynağı aramayın.” 

Cuba2006-II (68).JPG

Gezekalın ve Aydınlık kalın….

Dr Ümit Kuru

01.12.2016 Saat 22:54

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.