Afrika Cömerttir: Zimbabwe (Viktorya Şelalesi)

IMG_8912

IMG_8789

indirGezileri sevdiğim kadar, gezi sonrası gezi anılarımı yazmayı seviyorum. Gezi yaptığım ülkeyi gezi sonrası da kaynaklardan okumak, tarihini, coğrafyasını, insanını, yaşam biçimlerini, siyasi olaylarını öğrenmek, onları görerek edindiğim izlenimlere bir bütün olarak anlam kazandırıyor. Zimbabwe bu anlamda benim için çok ilginç ve öğretici bir ülke oldu. Kısaca sizlerle paylaşayım da ayrıntıyı sonra kendiniz okuyun.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Zimbabwe 1980 yılına kadar sömürge durumunda yaşamış bir ülke. 1980 sonrası kazanılan bağımsızlık ve parlamenter sistem ilk yıllar herkesi mutlu mesut etmiş. 1987 yılından sonra bir anayasa değişikliği ile Yarı Başkanlık Sistemine geçilmiş. Bu başkanlık sistemi ile başa gelen Robert Mugabe‘nin ilk zamanlarında her şey güzelmiş; Tarım reformları yapılıyor, çiftçiye destekler veriliyor, açlıkla siyasi-sosyal mücadele veriliyormuş. “Oh! Bu Yarı Başkanlık ne hoş bir sistemmiş!” diyesi geliyor değil mi insanın? Hikayenin sonu pek öyle gitmiyor. Mugabe yıllar içerisinde tek taraflı Diktatöryel bir rejim oluşturmuş ve ülkeyi 2017 yılına kadar da yönetmiş. Sonuç; baskı ile sindirilmiş insanlar ve basın, olmayan bir muhalefet, yolsuzluk, halkının lehine işlemeyen ve daha fazla açlık. 2009 yılında Zimbabwe’de enflasyon düzeyi kaç biliyor musunuz? Tam % 158.000.000. Yok ya hu yanlış okumadınız! Sayılar doğru. Zimbabwe vatandaşı bir kilo et almak için (o da alabilecek durumda olanlar) bir bavul Zimbabwe parası ile kasaba gidiyorlarmış. Ticari değeri kalmayınca Zimbabwe parası tedavülden kalkmış, şimdilerde Amerikan Doları ülkenin resmi parası. Neyse bana Zimbabwe örneği ve yaşadıkları başkanlık sistemi deneyimi pek bir ilginç geldi. Konuya başlamadan öğrendiklerim, sizlerle paylaşayım dedim. 

IMG_8784.JPG

Zimbabwe’ye gidiş amacımız Viktorya Şelalesini ziyaret etmek içindi. Botswana sınırını ne kadar kolay geçtiysek, Botswana-Zimbabwe sınırını o kadar sıkıntılı aşabildik. Sabahın çok erken saatlerinde sınıra ulaştığımız ve ön sıralarda olduğumuz halde sınırda 3 saate yakın zaman harcadık. Bu süre için rehberler “Kısa sürede geçtik” dediler. Kıssadan hisse Zimbabwe’ye karadan geçiş problemli. 

P8010017.JPG

Dünyada meşhur olarak görülen sekiz yüze yakın şelale içinde sadece yüksekliğine baktığınızda Viktorya Şelalesi önemsiz gibi gözükür. Ancak bir şelalenin önemi sadece ne kadar yüksekten aktığına göre değerlendirilmiyor. Dünyanın en yüksekten akan Angel Şelalesi genişlik ve su debisi gibi kriterleri göz önüne alırsanız ilk 3 içinde yer alamıyor. Eğer bu üç kriteri göz önünde tutarsanız sadece Niagara, İguazu ve Viktorya Şelaleleri ilk üçe girerler. Niagara Şelalesi genişlik (1203 metre), yükseklik (51 metre) bakımından diğer ikisinden geride kalsa da akan su hacmi en büyük olanıdır (2407 m³/sn). 82 metre yükseklikten akan İguazu Şelalesinin genişliği kağıt üzerinde en fazla (2700 metre) gözükse de şelale bir bütün değil, 270 tane şelale takımından oluşuyor. İşte Viktorya Şelalesi 107 metre yüksekliği, bütüne yayılan 1100 metre  genişliği ve su debisi ile dünyanın en büyük şelalesi kabul ediliyor. Şelalenin suyunun en bol olduğu zaman Nisan-Mayıs ayları. Ama bu zamanlar yoğun su buharı dumanı yüzünden fotoğraf çekme hevesi olanlar için iyi zaman değil.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yerlilerin “Gürleyen Duman-Mosi-oa-Tunya” adını verdikleri Viktorya Şelalesi 2693 km’lik Afrika Kıtasının 4. büyük nehri olan Zambezi Nehri üzerinde bulunuyor. Aslında “Gürleyen Duman” ismi bu şelaleye ne kadar yakışıyor bilemezsiniz. Üzerinde hiç kaybolmayan gökkuşağı ve su buharının oluşturduğu duman ile bu adı ne kadar güzel bulmuşlar. 1885 yılında burayı ziyaret eden İskoç kâşif David Livingstone şelalelere  Kraliçe Victoria‘nın anısına Victoria Şelaleleri ismini vermiş. Bence iyi de etmemiş.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Viktorya Şelalesini önce helikopterle havadan gördük. Helikopter turu sadece 15-20 dakika sürüyor ve önemli sayılacak bir para ödüyorsunuz. Ama kısa gelse de şelalenin ihtişamı için bu turu yapmalısınız. 

IMG_8817.JPG

Şelaleyi havadan gezdikten sonra park içinde yürüyerek gezmeye gittik. Viktorya Şelalelerini mutlaka rehber eşliğinde geziyorsunuz. Park girişinde önce ayrıntılı bir bilgi paylaşımı yapılıyor. Park içinde 16 noktada gözlem istasyonu yapılmış. Geziye David Livingstone’nun heykelinin bulunduğu yerden başlıyorsunuz ve Tren Yolu Köprüsünde bitiriyorsunuz. Gezinizi 2 saatte bitirebilirsiniz. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Şelalelerin başlangıcında Şeytan Çağlayanı (Devil’s Cataract) ve Adası var. Buradan aşağıya inen merdivenler mevcut. Yoğun su buharı fotoğraf  çekmenizi zorlaştırıyor. 

Yukarıdaki video benim kaydettiğim görüntülerden yaptığım bir Viktorya Şelalesi videosudur.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tur devamında sırasıyla Ana Çağlayan (Main Cataract)

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Horseshoe Çağlayanı,

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gökkuşağı Çağlayanı (Rainbow Cataract) ve Doğu Çağlayanı (Eastern Cataract) gibi bölümleri görüyorsunuz. Sona doğru gittikçe daha fazla su buharı nedeni ile ıslanmamanız imkansız hale geliyor. Fotoğraf makinalarınızla elde edeceğiniz görüntülerde bozulmaların olması da kaçınılmaz. Ancak suyun gücüne ve zaman zaman çift olarak göreceğiniz gök kuşağına hayran olmamanız da imkansız. Zevkini çıkarın bu manzaranın…

IMG_9013

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

En sonunda Viktorya Şelalesi Köprüsünü görüp arka yoldan park girişine geri dönüyorsunuz. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Viktorya Şelalesi sonrasında şehirde bir tur da attık. Burada Maramba Market tahta işi hediyelikleri bolca bulabileceğiniz bir yer ama mutlaka pazarlık edin derim. Namibya’ya göre burası daha pahalıydı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Viktorya Şelalesi gezimizle Namibya, Botswana ve Zimbabwe’yi içine alan Afrika gezimizi tamamlamış olduk. Artık yeni gezileri bekleyeceğiz. Hem yeni görmek ve hem de paylaşmak için..

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

30.10.2018 Saat 01:31

IMG_9082-001

Afrika Cömerttir: Giriş Yazısı

IMG_3048.JPG

21 Temmuz ve 03 Ağustos 2018 tarihleri arasında Namibya, Botswana, Zimbabwe ülkelerini içeren bir gezi yaptık. Gezinin ana rotasını Namibya oluşturuyordu, Botswana ve Zimbabwe’ye  ise sırasıyla Chobe Ulusal Parkı ve Viktoria Şelalesi için gittik. Gezi yazısı öncesi genel bir değerlendirme yapmak gerekir diye düşünerek bu yazıyı paylaşmak ihtiyacı hissettim. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gezi yazımın başlığını daha gezimizin ilk günü düşünüp, Namibya’da iken “Afrika Cömerttir” diye koymuştum. Bu başlıktan amacım, Namibya’nın  özelinde ama daha önce gezdiğim diğer Afrika ülkelerine yaptığım gezilerimi de anımsayınca Afrika genelinde, bir gezgin için kıtanın verebileceklerinin zenginliğine dikkat çekme isteğimdi. 

Google Haritalar - Google Chrome 07.08.2018 113544Türkiye yüz ölçümünden büyük ama 2,8 milyon nüfusu ile insan fakiri bu ülkede bir tarafta 80000 km²’yi aşan Namib Çölü’nün sarı kumu, kızıl kumullarında yürüyor, bir diğer tarafta Atlas Okyanusu’nun mavi hırçın dalgalarına ayaklarınızı sokuyorsunuz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bir yanda ıssız çölün ortasında on binlerce yıl önce yaşanmışlığın göstergesi olan duvara kazılmış hayvan ve insan figürlerini görüyor, bir yanda modern dünyadan kopmuş, kendi geleneklerine göre yaşamlarını sürdüren ve size o yaşamlarını tüm saflıkları ile açan  kabile yaşamının insanları ile tanışıyorsunuz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Çölün ortasındaki kısıtlı su alanlarının çevresine toplanan ve kendilerine su içme sırasının gelmesini bekleyen filleri, gergedanları, zürafaları, zebraları, oryx, kudu, springbok gibi antilop ailesinin üyeleri ve çakalları gördüğünüzde “İşte ben Afrika’dayım” hissini yaşıyorsunuz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

P7240099.JPG

Yolda aracınızla seyir halinde iken, bir TIR şoförünün uyarısı ile, göreceğiniz en zehirli kobra türlerinden olan  black mamba’ya yol ortasında denk gelmenizin verdiği şaşkınlığı tadıyorsunuz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ve Namibya’nın kuşları… 706 kuş türü varlığı bilinen Namibya’da  gözlerinizi kendine bağlayamayacak kuşa rastlamama olasılığı neredeyse sıfır.

IMG_8695

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Hele de kuş fotoğrafı çekme merakınız varsa, fotoğraf makinenizden tele lensinizi çıkartamıyorsunuz. O renk renk, çeşit çeşit, irili ufaklı, değişik gagalı kuşlar sizi mest ediyor ve dünyanın güzelliğine -en azından bu açıdan- bir kez daha şükrediyorsunuz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

İşte tüm bunlar bir gezgin için Afrika’nın sunabileceği zenginlikler, güzellikler..Şimdi söyleyin bakalım bana, Afrika o fakirliği, yoksunluğu  ile siz ziyaretçilerine tüm bunları, tüm doğallıkları ile sunuyorsa cömert değildir de nedir?

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bir güzel geziden daha, dağarcığımızda anılarla döndük. Yöre insanına dokunduk. Onlardan aldık, onlara verdik. Bu gezinin planlaması, kaldığımız yerlerin güzelliği ve hiçbir aksaklığın yaşanmaması dolayısı ile sevgili Aykut’ a teşekkür etmem lazım. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Haydi bakalım sevgili Gezekalın takipçileri, buyurunuz Afrika’nın  cömertliğine siz de ortak olun. Kim bilir belki bir gün siz de oraları kendiniz görmek istersiniz. Bu yazı dizisi o güne bir hazırlık olsun…

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

08.08.2018 Saat 01:03

P7300188-001.jpg