• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.069 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Sekizinci Kıta Madagaskar: Morondava’ya Dönüş

Gezi Tarihi 13.09.2016 Salı

IMG_7838.JPG

Bugün artık Morondava’ya döneceğiz. Yolumuz geldiğimiz gibi uzun ve zahmetli olacak. Bugünün aktivitesi günbatımında Baobab Yolu’nda olabilmek ve orada güneşin bu kutsal ağaçlar üzerinden kaybolmasını izlemek olacak. Yolumuz üzerinde bir köy ziyareti yapmak da günün aktiviteleri arasında bulunuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sabah erken saatlerde jeeplerimizle otelden ayrılıp Manambolo Nehri kıyısına geldik. Nehir geçişi yapacağımız sallara binmek için sıramızı beklemeye başladık. Toplam 2 tane sal var. Bu sallara araçları büyük bir ustalıkla sığdırıyorlar. Bizler de sallarla karşı kıyıya geçtik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

img_7544Nehir geçişimizden yaklaşık 1 saat kadar sonra bir köye geldik ve orada köyü gezdik. Burası bir Skalava Köyü. Skalavalar, Madagaskar’ın batısında yaşayan ve yaklaşık 1200000 nüfusa sahip bir etnik topluluk. Köyde sadece bir yaşlı ve çocuklar var. Diğerleri tarlalara çalışmaya gitmişler. Toplam 10 kadar ev var. Evler basit, sazdan kulübeler şeklindeler. İçeride eşya olarak sadece yatak ve kap kaçak var. Aslında bu kadar basit eşyalarla yaşamın sürebildiği gerçeği, bizim gibi tüketmeye alışmış modern yaşam insanlarını biraz sersemletiyor doğrusu. Köyü ve çocukları bekleyen yaşlı adam ne yaşını ve ne de kaç torunu olduğunu biliyor. Çocuklar ise oyun peşindeler. Ortak değerimiz ise küçükken oynadığımız seksek oyunu. Ortaya seksek oyunu sınırlarını belli eden bir şekil çizimiş. Ben seksek oynamaya başlayınca köyün çocukları da bana eşlik ettiler.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Köy ziyareti sonrasında tekrar yollara düştük. Bundan sonraki hedefimiz Tsiribihina Nehri kıyısına kurulu Belo Sur Tsiribihina Köyü. Burada mola verip Mad Zebu adlı restoranda yemek yiyeceğiz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Belo Sur Tsiribihina Köyü çok hareketli bir yer.  Restoran, bulunduğu ortamla yakışmayacak kalitede ve lezzetli yemekler sunuyor. Yemek öncesi ve sonrası bol bol fotoğraf çektim. En çok ilgimi çeken ise bir kapalı mekanda  oynatılan DVD filmleri ile sinema salonu havasındaki yer oldu. Peşi sıra 3 film birden oynatıyorlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yemek sonrasında Tsiribihina Nehrini salla geçtik. Bu sefer araçlarla birlikte geçtik ve güneşin altında bir 45 dakika geçirdik. Yine büyük bir ustalıkla araçlarıımızı daracık sallara yerleştirip, aynı ustalıkla sallardan indirdiler.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu nehiri geçtikten sonra yolda mezarları gördük. Madagaskar mezarları yöresel olaarak fark ediyor. Ülkenin batısında mezarlar taş duvarlarla çevrili. Mezar duvarlarında resimler çizili. Muhtemelen bu resimler ölünün yaşamının nasıl olduğu konusunda fikir veriyor. Mezar duvarındaki çizimlerden, yaşarken kimisinin eğlenceye düşkün, kimisinin avcı, kimisinin ise asker olduğunu tahmin edebiliyorum.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tozlu yolların devamında bir sonraki durağımız kutsaı kabul edilen Baobab ağacının bulunduğu yer oldu. Burada ağacın çevresini çitlerle kapatmışlar. Bu ağaç buradaki en yaşlı ağaç olma özelliğini taşıyor. 800 yıldan fazla yaşı varmış.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Baobab Yolunda güneşi batıracağımız alana gelmeden önceki son durağımız ise Aşık Baobab ağacı. Bu ağaç birbirlerine sarılmış iki gövdesi nedeni ile sevgiliye benzetildiği için bu adı almış. Gerçekten sevginin en güzel ifadesi olarak gösterilebilecek bir anıt. Adına yakışıyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda güneşin aşağılara indiği, ışığın güzelleştiği bir zamanda, olmamız gereken yerde yani Baobab Yolu’nda olduk. Jeeplerimizle hemen bir geniş düzlükte kenara park ettik. Bu arada hemen piknik masaları kuruldu. İçeceklerimiz eşliğinde, görselliği yüksek ve Madagaskar’ın simgesi olan bu alanda, güneşin Baobab ağaçları üstünden batışına şahitlik edeceğiz.  

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu geniş alanın bir köşesinde çocuklar ve  gençlerden kurulu iki takım futbol maçı yapıyorlar. Bizler varmışız, yokmuşuz umurlarında bile değil. Ya da gözlerimizin, Baobab ağaçları kadar kendilerinin de üstünde olduklarının farkındalar da bize çaktırmamaya çalışıyorlar. Ne zaman fotoğraflarını çekmeye çalışsam, futbol topu ile her türlü hünerlerini sergilemeye özen gösteriyorlar. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Alanın diğer misafirleri ise keçiler. Yavrularını emziren, etrafta koşturan ve nedendir bilinmez bazen birbirleri ile,  boynuzları aracılığıyla kavga eden keçiler ortama çok özgün bir hava katıyorlar. Güneşin batışı bir yandan, ay tam dolunay halinde gökyüzünde. Ortamı çok sevdim. Herhalde onlarca fotoğraf karesi almışımdır. Madagaskara gelmişseniz, Baobab Yolunda gün batımı yaşamadan dönmemelisiniz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Güneşi batırdıktan sonra yaklaşık 45 dakikalık bir sürüş sonrasında Morondava’da kalacağımız Palissandre Cote West adlı konaklama yerine geldik. Burası bizim bu gezide konakladığımız en güzel yer oldu. Bu güzelliğin farkına esas olarak ertesi gün varacağız. 

IMG_8314.JPG

Evet sevgili Gezgin arkdaşlarım, bir Madagaskar gününü daha sizlerle paylaştım. Umarım sevmişsindir, Madagaskar gezisi planlayanlara da yol gösterici olmuştur.

Gezekalın, Aydınlık kalın…

Dr Ümit Kuru

30.09.2016 Saat 11:14

 

Sekizinci Kıta Madagaskar: Tsingy de Bemaraha ve Manambolo Nehri-1

img_6484

Gezi Tarihi: 12 EYLÜL 2016

Bugün Madagaskar gezimizin önemli bir günü olacak. Standart programımızda Tsingy de Bemaraha gezisinin Küçük Tsingy bölümü ve Manambolo Nehrinde pirogue gezisi yer alıyor. Ama ben bu gezinin Büyük Tsingy kısmını da yapmak istedim. Büyük Tsingy aslında bayağı zorlu bir kısım ve tam 4 saat süren sıkı bir tırmanış ve iniş gibi bölümleri var. Ama bu kısım yapılmazsa, UNESCO Dünya Mirası Listesi arasında yer alan bir eserin hakkını vermemiş olacağız. Bu nedenle geziye bu kısmı da ekletmek için sevgili Aykut ile İstanbul’dan başlayan bir dizi konuşma yaptık. Sonunda sadece isteyenlerin katılacağı şekilde hem Küçük ve hem de Büyük Tsingy gezileri ve Manambolo Nehri gezisi alternatif olarak kondu. Buna katılacaklar daha erken yola çıkacaklar ve daha geç olarak dönecekler. Sadece Küçük Tsingy turu yapacak olanlar ise 2 saat daha fazla uyuyacaklar ve erken dönüp tesisin havuzunda keyif yapacaklar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sabah erkenden uyandırılıp, çabucak giyindik. Dün gece geç saatlerde geldiğimiz tesisi sabah gözüyle görünce pek beğendim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ben dahil 10 civarında gezgin hem Büyük ve hem de Küçük Tsingy turlarını yapmak üzere Vazimba Hotelden jeeplerle ayrılıp saat 07:00 gibi yollara düştük. Pirogueların bağlı bulunduğu kıyıya jeeplerle vardığımızda sabahın güzel ışığı altında Manambolo Nehri çok güzel gözüküyordu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Önce kanolarla Manambolo Nehri üzerinde yapacağımız gezi için piroguelara bindik. Her iki uçtan birbirlerine bağlanmış iki kanoda, ikişer kişi yan yana olacak şekilde oturduk. Her bir kanoda biri başta ve biri de sonda olmak üzere iki kürekçi var. Kıyıdan ayrıldık ve dingin suda 1.5 saat sürecek gezimize başladık. Yerlilerin kürek niyetine kullandıkları uzun sopalarının suya girip çıktıkça çıkarttığı ses dışında ses duyulmuyor. Öyle huzurlu ve sakin bir ortam ki!

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tekne turunda Vazimbaların yaşadığı bölgeleri, mezarlarını, kireç taşından yarları, mağaraları ve görebilirsek de su içmeye nehir kenarına gelen lemurları göreceğiz.

img_6129Nehirde yol aldıkça kanyon içinde olduğumuzu daha çok anlamaya başladık.

Tsingy de Bemaraha’nın jeolojik özellikleri hakkında biraz bilgi vermem lazım. Tüm bu alan ve Tsingy çok özel bir yapıya sahip. Milyonlarca yıl önceden burası hep deniz suları altındaymış. Kalsiyum, magnezyum karbonat gibi minerallerden zengin kalker, jips, kaya tuzu, dolomit gibi taşlar, kayalar bu alanda bolca varlar. Bu kayaların özelliği, yağışlar ve yeraltı suları ile karşılaştığında eriyebilmeleri. Tsingy gibi bu özellikte kayaların bol olduğu yerlerde karstik tarzda yeryüzü şekilleri ve mağaralar bol bulunuyor. Yani yağışlar ve yer altı suları nedeni ile kimyasal aşınma ile ortaya çıkmış yapılardan zengin bir bölgedeyiz. İşte bu kanyon, sonradan göreceğimiz Tsingy ve mağaralar bu yapısal özellik nedeni ile buraya benzersiz bir özellik katıyorlar. Renkli derin yarlar, çatlaklar ve yoğun bir ormanlık bölge arasında akan suda süzülüyoruz. Civarda göçmen kuşlar, beyaz balıkçıllar bolca varlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu alanda gezeceğimiz ilk mağara için kıyıya yanaştık. Başta söylemeyi unuttum; Bu gezi için yanınızda mutlaka fener bulunması gerekiyor. İlk mağaranın özelliği sarkıt ve dikitlerin bolca olması. Kalsiyum karbonatça zengin suların mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesi ile sarkıtlar, damlacıkların mağara tabanında birikmesi ile de dikitler oluşuyor. Bu mağarada hem sarkıt ve hem de dikitler bulunuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu mağaradan sonra kısa bir süre daha teknelerle yol alıp, ikinci mağarayı da gezdik. Bu mağara diğerinden daha farklı özelliklere sahipti.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tüm bu alanlarda bir zamanlar Vazimba adlı bir etnik grup yaşarmış. Bugün ise Madagaskar’da bu insanlar, artık saf olarak yok gibiler. Günümüzde onların yerinde Skalava etnik grubu var. Yaygın inanışa göre Vazimba’lar Madagaskar’ın ilk yerleşimcileri. Vazimba’lar ortalama Madagaskar halkından daha kısa boyluymuşlar. Bir bilimsel teoriye göre Vazimba halkı, milattan 350-500 yıl önce bu adaya, bugünkü Endonezya’dan göç eden pigme insanlar olabilirlermiş. İşte bu gezide son göreceğimiz yer de Vazimba’ların mezarları. Vazimbalar ölülerini açık alanlara bırakırlarmış. Burada da tepede, kenarları çitlerle çevrili ve yüksekte, 3 kafatasının gözüktüğü bir mezar var. Burada asla ölüleri ve mezarları parmak uçlarınız ile gösteremezsiniz. Bu ölüye karşı büyük bir saygısızlık kabul ediliyor. Eğer illa ki ölüyü işaret etmeniz gerekiyorsa kıvrık parmak ucu ya da dirseklerinizle işaret edebiliyorsunuz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_6413.JPG

Vazimba mezarlarını da gördükten sonra dönüşe geçtik. Son fotoğraflarımızı aldık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kıyıda bizi çok sayıda çocuk karşıladı her türlü hünerlerini de sergilemeyi ihmal etmedi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu arada kıyıda ikinci grup ile karşılaştık. Bizler hemen kıyıya yakın küçük Tsingy turuna başlayacakken onlar tekne turunu yapacaklar.

Bu konuyu bugünlük burada kessem iyi olur. Çünkü hem Lemurlardan ve hem de Tsingy’den bahsedilecek. Konu geniş. İki ayrı bölümde anlatsam iyi olur.

Yani bugünün arkası yarın 🙂

Gezekalın, aydınlık kalın.

Dr Ümit Kuru 28.09.2016 Saat 11:14

 

Kaynaklar

 http://www.wildmadagascar.org/wildlife/lemurs.html
http://whc.unesco.org/pg.cfm?cid=31&id_site=494
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tsingy_de_Bemeraha_Milli_Park%C4%B1
http://www.thecrowdedplanet.com/stone-forest-tsingy-de-bemaraha/
http://www.wildmadagascar.org/conservation/parks/journal/manambolo_02.html
http://www.forumgercek.com/bir-adimda-dunya-turu/95870-tas-ormanlari-tsingy-de-bemeraha-nationalpark-madagaskar.html
http://www.travelmadagascar.org/PARKS/Tsingy-Bemaraha-National-Park.html

Sekizinci Kıta Madagaskar: Antananarivo’ya Varış

P9100012.JPG

THY, Türkiye’den Madagaskar’a uçuyor. Uçuşun ilk aşaması 9 saat 30 dakika’da, kuş uçuşu 7500 km ötedeki, Mauritus’a oluyor. Aynı uçak 1,5 saat kadar havaalanında bekledikten sonra, 1 saat 40 dakika süren ikinci kısımla Antananarivo’da (Tana) sonlanıyor. Mauritus’la Türkiye arasında 1 saat fark varken, Madagaskar ile Türkiye arasında saat farkı yok.  Madagaskar’ın başkenti Tana’nın havaalanının ismi İvato Havaalanı. Küçük bir havaalanı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar vizesi kapıda alınıyor. Önce bir memur vizeyi verdi. Sonrasında 3 ayrı memurun pasaportlarımıza yaptıkları işlemlerle ülkeye resmen girmiş olduk. Bu ülkede her insana bir iş yaratmışlar sanki. Allahtan ki bizim uçaktan başka uçak, bizlerden başkaca da yolcu yok da, çok beklemedik. Havaalanı dışındaki aracımıza binip Les 3 Metis adlı otelimize doğru yola çıktık. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Saat 16 gibi havaalanı dışına çıktık. Havaalanı ile şehir merkezi arası 25 km kadar. Mesafe kısa gibi gözükse de yollar dar ve çok araç var. Bu şehir tam bir eski araba cenneti. Citroen Dejavu, Renault Quatre Chevaux gibi 1940-50’lerin araç modellerinin bolluğu şaşırtıcı. Sonradan öğrendiğimize göre Madagaskar ikinci el arabanın bolca getirildiği bir ülkeymiş. Yol boyu minik dükkanlar görüyoruz. Bu dükkanlar en çok bakkal, kuaför ve kasap dükkanı oluyor. Madagaskar insanı, memuriyet işinde çalışmayı sevmezmiş. Üç-beş kuruş parayı denkleştirdi mi, hemen kendine dükkan açarmış. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yol boyu insan manzaraları ilgi çekici geldi. Yol kenarında ve şehrin tam da göbeğinde pirinç tarlaları var. Evler çok eski, bazıları kerpiçten yapılı, bazıları ise kolonyal tarzın evleri. Yavaş sayılacak bir hızla, orta şehir bölgesinde bulunan otelimize geldik.

Başkent Tana, 1.4 milyon yaşayanı ve 1275 metre rakımı ile Madagaskar’ın en kalabalık ve en yüksekte olan şehri. Bu şehrin, Güney Afrika’nın diğer şehirlerinden farklı olarak ezelden beri büyük şehir olma özelliği var. Yani Avrupalılar tarafından kolonileştirilmeden önce de büyük şehirmiş. 1625 yılında Kral Andrianjaka tarafından kurulmuş ve onu koruyan 1000 askere izafen (Antananarivo, Malagazca “Bin Asker Şehri” demek) Antananarivo adı verilmiş. Önceleri basit bir köy iken, Madagaskar’ın bütününe doğru hakimiyetlerini arttıran krallar sayesinde büyük şehir haline gelmiş. Merina Kralı 1. Radama, Antananarivo’yu tüm Madagaskar’ın başkenti yapmış. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Şehir 3 bölümden oluşuyor; En tepede olan üst şehir bölümü tarihsel öneme de sahip kısım. Bütün saray ve önemli yerler burada. Şehrin aşağı bölümü fakir olan bölüm. Bu ikisi arasında ise ara bölüm var. Bizim otel ara bölümde bulunuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar’a giriş şehri olmasına rağmen çoğu ziyaretçi için sevimsiz gözüken ve az zaman geçirmelerine neden olan Tana’da bugün için bir şeyler yapmayı istemiştim. Otele vardığımızda akşama program konduğunu ve üst şehirde bir restoranda yemek yeyip, müzik ve dans performanslarını izleyeceğimizi öğrendim. Bayıldım ben bu son dakika gelişmesine…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Otel, eski bir kolonyal tarzı ev. Çok lüks değil ama sevimli ve bu şehir için iyi sayılabilecek bir otel. Akşam araçlara binip yemek yiyeceğimiz restoran bölgesine vardık. Önce şehre tepeden bakan bir noktadan güneşi batırdık. Sonrasında Le Grill de Rova adlı restorana girdik. Burada bizi güzel bir müzik eşliğinde kokteylle karşıladılar. Sonra ana salona yemeğe geçtik. Yemek yerken de bize Madagaskar’ın dört yanından ve çeşitli etnik gruplarından dans gösterileri yapıldı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Çok güzel bir gece oldu. Ülkeye hızlı bir giriş yaptık. Daha sonra otelimize dönüp ertesi gün başlayacak olan esas gezimiz için dinlenmeye çekildik.

Yarın gerçek Madagaskar’a adım atıyoruz

Gezekalın, aydınlık kalın…

Dr Ümit Kuru

24.09.2016 Saat 01:39

Kaynaklar

http://www.ebrudurupinar.com/index.phpoption=com_content&view=article&id=148:tanagun1&catid=39:madagaskar&Itemid=84
http://www.radikal.com.tr/radikalist/korsanlar-diyari-madagascara-gitmeniz-icin-10-sebep-1285584/   (Madagaskar genel)
http://www.gokyuzunet.com/atalarin-adasi-madagaskara-yolculuk/
http://www.gezivedoganotlari.com/tag/madagaskar/
http://www.yoldasin.com/afrika/dogu-afrika/madagaskar/
https://openknowledge.worldbank.org/bitstream/handle/10986/16709/820250WP0P12800Box0379855B00PUBLIC0.pdf?sequence=1&isAllowed=y
http://www.yoldasin.com/insaniyla-dogasiyla-bir-mozaik-madagaskarin-baskenti-antananarivo/
http://www.travelmadagascar.org/CITIES/Antananarivo-what-to-see.html
http://madagascar-tourisme.com/index.php

Sekizinci Kıta Madagaskar: Giriş ve Genel Değerlendirme

IMG_7963.JPG

Her gezi dönüşünde yazacağım yazıyı, aslında gezi sırasında şekillendiririm. Giriş yazısına ise bir başka önem verir, fotoğrafların da en güzellerini seçip koymaya çalışırım. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar-Mauritus gezimizin sonrasında da yeni gezi yazısı dizime başlamak için bilgisayar başına oturdum. Fotoğraflar bir güzel seçildi ama bir türlü Madagaskar’la ilgili vereceğim mesajın ne olması gerektiği, “Hangi cümlelerle ilginizi çekmeliyim” ya da “Size Madagaskar’ı nasıl özetlemeliyim” kısmı netleşmedi. Duygularım karmakarışık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gezi öncesi Madagaskar bölümü ile ilgili beklentim çok yüksekti. Bu geziden görsel anlamda alacağımı aldım ve beklentilerim karşılandı. Ama bu ülke, özellikle de başkenti Antananarivo (bundan sonra herkesin dediği gibi kısaltılmış ismi ile Tana diye yazacağım) beni çok yordu. Allahtan ki ülkenin kırsalında, doğusunda-batısında, başkentteki kadar fakirlik olmasına rağmen, insanların yüzlerinde gördüğümüz ifade ve aldığımız etkileşim daha farklıydı.

IMG_5880.JPG

Yukarıdaki fotoğraf aslında ne demek istediğimi çok güzel ifade ediyor. Bu fotoğrafı ülkenin batısında bulunan Manambolo Nehri kıyısındaki Bekopaka Köyünde çektim. Sallarla geçtiğimiz nehrin her iki kıyısında da çocukların onlarcası bizleri karşıladılar. Bu fotoğrafı veren çocuğun benimle kavga etmek istemediğine eminim. Büyük bir olasılıkla, yakın zamanda seyrettiği bir videodaki kahraman dövüşçüyü taklit edip, kendince bana en havalı pozunu verdi. Yüzündeki o sevimli  gülümseme hariç, başkent sokaklarında dolaştığımızda karşılaştığımız kadın-erkek, yaşlı-çocuk herkeste varlığını hissettiğim ruh hali işte tam da buydu; Yumrukları sıkılı ve sizinle kavgaya hazır, fakirliklerine isyankar insanlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Fakirliklerine isyanları var ama bununla tezat şekilde çaresizliğin verdiği bir durgunluk içindeler.  Başkent hariç, ülkenin gezebildiğimiz diğer kısımlarındaki insanlar daha hoşgörülü, güler yüzlü ve candanlar. Yerel rehber ısrarla başkentte gezmemizi istemedi. Bundaki amacının bizleri soygundan korumak olduğunu düşünüyordum. Ama son gün Tana Şehri gezisi sırasında Anosy Gölü kenarında fotoğraf çekme amacıyla aracın durması için ısrar ettiğimizde yaşadığım manzara, aslında başkentin insanı ve başkent ile yakın temasın istenmediğini düşündürdü bana.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar’lı halkın çevresine, doğal zenginliklerine ve tarihi yapılarına yaklaşımları hiç de dost değil. Yukarıda saydığım zenginliklerini yıkıcı ve tahrip edici durumdalar. Onun içindir ki Anosy Gölü’nün içinde çöp yığınları o güzel manzarayı bir anda yok edebildi ve çevresinde hissettiğimiz yoğun sidik kokusundan dolayı ancak 2 fotoğraf karesi alıp, hemen araca dönülmek zorunda kalındı. Tana’da araçtan inince çevremizi bir anda saran, ülkenin batı ve doğu sahillerinde gördüğümüz salya sümük ama sempatiyi elden bırakmamış çocuklarınn aksine, sizden mutlaka birşeyler alma hedefli kir pas içinde çocuklar da işin bonusu oldu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar dünyanın en fakir ülkeleri arasında ilk 10 içinde bulunuyor. Fakirliğin beraberinde gelen yokluk normaldir. Ben çok fakir ülke gezdim ve insanları içine girdim. Bu ülkeler genelde Batının Emperyalist ülkelerinin sömürdüğü, öz kaynaklarını yıllarca çaldığı ülkelerdi. Ancak onlar arasında bile Madagaskar kadar umutsuz olanını görmedim. Madagaskar yıllarca Fransa’ya karşı özgürlük mücadelesi vermiş bir ülke. Sonunda özgürlüklerini de kanlı ve yüksek bedellerle kazanmışlar . Ama sonradan ülkeyi yönetenler o kadar beceriksiz, ülke ve ülke insanı hayrına çalışmakdan o kadar uzak kalmışlar ki, Madagaskar insanı çoluk çocuk umutsuz bir fakirlik içine düşmüşler. İşte beni esas rahatsız eden de bu oldu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

İnsanlar fakirlikten özkaynaklarını bu sefer kendileri talan ediyor olmuşlar. Ülkenin ormanları hızla yok ediliyor. Bir torba odun kömürünün fiyatı 5000 Ariary. Yani yaklaşık 1.5 Eur. Madagaskar’da bir torba odun kömürü için ağaçlık alan yakılması normal ve hak sayılıyor. Kaçak kesim çok fazla. Ülkede sanki devlet yok. Geleceğe dair umutta olmayınca insanlar gündelik yaşamaya çalışıp, kendi geleceklerini ve kaynaklarını kendi elleri ile yok ediyorlar. Madagaskar’a bu anlamda doğru zamanda gittiğimizi düşünüyorum. Madagaskar’ın doğal yaşamında şahit olduğumuz güzelliklerin bir çoğunu, bu hoyratca yok ediş devam ederse, çok yakın bir zamanda göremeyeceğiniz kesin gibi. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Biliyorum başlangıç karamsar ve “Madagaskar’a gitmeyin” der gibi oldu. Ama bir gezgin bunu dememeli ve siz okuyucular da böyle düşünmemelisiniz. Sadece gideceğiniz de ne ile karşılaşabileceğinizi bilmenizi ve ona göre önlemler almanızı isterim. Bu yazıların da amacı bu zaten.

10-21 Eylül tarihleri arasında Madagaskar-Mauritus gezisini ile gerçekleştirdik. Gezimizde yönetimsel ve programsal anlamda herhangi bir eksikliğimiz olmadı. Bu anlamda çok yoğun bir program eksiksiz uygulandı diyebilirim. İki konaklama alanı dışında sorunlu bir yerimiz olmadı. Ülkenin zaten tesis bakımından fakirliği ve standartları gözönüne alındığında bunları normal karşılayabilirsiniz. Ancak yine de kabul edilebilir düzeyde tesislerin var olduğunu söylemeliyim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar, zorlu bir gezi rotası. Uzun ve rahatsız edici yollarda (gerçi bu yollara, yol demek biraz lüks olur sanki) seyahat edeceksiniz. Hijyen çok önemli bir sorun. O kadar dikkat etsek de, ben dahil, çoğumuz ishal olduk.  Sivrisineklere ısırılmamaya çalışacaksınız, sıtma riski var. “Bu kadar eziyet niye o zaman?” diyenler için söyleyecek çok sözüm, kurulacak çok cümlem var; Göreceklerinizi, yaşadıklarınızı başka bir ülkede göremeyecek ve yaşayamayacaksınız. Sık ağaçlarla kaplı ormanlarda ağaçtan ağaca zıplayan lemurların, başka bir dünyanın yaratıklarıymış gibi gözüken bukalemunların peşinde koşacaksınız. Yüzlerini ağaçtan elde ettikleri sıvıyı  sürerek güneşten koruyan ve kafalarında yük taşıyan kadınlara hayret edeceksiniz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ve o çocuklar! Salyalı, sümüklü ama ona rağmen tüm sevimlilikleri ile “Bonbon” diye şeker isteyen, sizi görünce taklalar atan, daima gülen ve dans eden güzel çocuklar. Daha önce hiç görmediğiniz kayıkları ile balıkçılar, jeeplerinizle sal sırtında geçmek zorunda olacağınız nehirler. Dünyanın bu yöresine özgün Baobab Ağaçlarını, dünyanın en önemsiz olayıymışcasına umursamadan eski bir top peşinde koşan Madagaskar’lı çocukların varlığında, gün batımında görme ayrıcalığını yaşayacaksınız.

img_7902

img_9916

Madagaskar’da şahit olabildiğim canlılar ve bitkiler insana sanki başka bir gezegende olduğunuz izlenimini veriyor. Bu anlamda Madagaskar yazı dizime özellikle “Sekizinci Kıta Madagaskar” başlığını uygun gördüm. Buırada doğal ortamında göreceğiniz canlıları başka bir yerde, hayvanat bahçesi dışında, görebilmeniz imkansız. Sadece bu nedenle bile Madagaskar’a gitmelisiniz. Bu kadar hızlı tüketiliş nedeni ile, tüm pisliği ve bazı yerlerde hissedeceğiniz iticiliğine rağmen, hızla gezi programlarınız arasına Madagaskar’ı dahil etmelisiniz. Kırsal bölgelerde Madagaskar insanı, çocuğu ve erişkini ile, daha dost canlısı ve candanlar. Bu nedenle bu fakir ama dost insanlarla kültürel alışveriş zevkini yaşamalısınız.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Daha önce Madagaskar hakkında genel bilgileri vermiştim. Bunları ilerideki yazılarımda tekrarlamak istemiyorum. Arzu eden aşağıdaki linke tıklayarak bu yazıdaki bilgilere ulaşabilir: Madagaskar-Genel Bilgiler

IMG_5728.JPG

Sizlere gezi planlamanızda yardımcı olmasını umduğum şekilde gezim sırasında edindiğim bilgileri ve yaşadığım tecrübeleri sunacağım. Gezdiğimiz şekliyle gün ve gün yazıları takip edeceğinizi umuyorum.

img_7839

Gezmek bir kültür alışverişidir. Buyrun bakalım Madagaskar’dan aldıklarıma yani “Sekizinci Kıta Madagaskar” gezi yazı dizime…

Okuyunuz ve okutunuz 🙂

Gezekalın…

Dr Ümit Kuru

23.09.2016  Saat 10:11

Gezi Öncesi Dipnotlar: Madagaskar

2016 yılı gezilerimiz nedense hep ada ülkelerine oldu. Sene başında Japonya, sene ortasında ise İzlanda gezilerini yaptık ve www.gezekalin.com sayfalarında bu gezileri sizlerle paylaştık. Sene sonuna doğru bir başka ada ülkesine, dünyanın en büyük 4. adasına, yani Madagaskar‘a bir gezi planlıyoruz. Hazırlıklar tamam, sadece gidiş gününü bekliyoruz. Yakın zamanlarda yapmayı adet haline getirdiğim gibi, gezi öncesi Madagaskar hakkındaki bilgilenme çalışmalarımı sizlerle “gezi öncesi notlar” başlığı altında paylaşmak istedim.

Bu bölüme gezi sonrasında mutlaka eklemelerim olacaktır.

adsız

Bir Bakışta Madagaskar
Flag_of_Madagascar_(bordered)1

Madagaskar Cumhuriyeti;

Ülke Büyüklüğü :  587,041 km2 (Dünya sıralamasında toprak alanı olarak 46. büyük ülke)

Ülke Nüfusu:    22,434,363          (Dünya sıralamasında nüfus olarak 53. büyük ülke)

Ülke Nüfus Yoğunluğu   35.2/km2 (Dünya sıralamasında nüfus yoğunluğu olarak 174. büyük ülke)

Başkent ve En Büyük Şehir: Antananarivo (kısaca “Tana” deniyor)

Resmi Diller:             Malagazca, Fransızca

Etnik Gruplar (2004): %26 Merina, %15 Betsimisaraka,  %12 Betsileo,  %7 Tsimihety,  % 6 Sakalava, %5 Antaisaka, % 5 Antandroy, % 24 Diğerleri

Yönetim Biçimi: Yarı Başkanlık, Üniter Cumhuriyet, Parlamenter Sistem

Bağımsızlık Kazanma Zamanı: 1895-1958 yılları arasında Fransa boyunduruğunda yaşayan Madagaskar, 26 Temmuz 1960’da resmen bağımsızlığını kazanmış.

Kişi Başına Gayri Safi Milli Hasıla (nominal) : 368 USD/kişi başı (Dünyanın en fakirleri sıralamasında ilk 10 sırada)

Para Birimi : Malagasy Ariary  (MGA) (Banknotlar: Ar100, 200, 500, 1000, 2000, 5000, 10000)

1 USD =3048 MGA ,  1 EUR =3445 MGA

Neden Madagaskar?

Hint Okyanusunun dalgalarına kucak açmış Madagaskar eşsiz doğası, renkli  ve canlı yaşamıyla gezginleri kendisine cezbediyor. Madagaskar’ın en önemli özelliği barındırdığı canlıların %99’unun sadece Madagaskar’da bulunması. Adadaki bitkiler ve hayvanların neredeyse tamamı sadece Madagaskar’da ve özel hayvanat bahçelerinde görülebilir. Yani Madagaskar’ı ziyaret etmedeki birinci amacınız Madagaskar’ın vahşi yaşamı ve biyoçeşitliliği olmalıdır. Bu adada 93 tür endemik Lemur, 236 kuş türü (100’ün üzerindesi endemik) ve %90’ı endemik olan 12000 üzerinde bitki türü var. Yani aslında Madagaskar, Afrika Kıtası’nın Galapagos’u gibi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar; Indo-Malay, Afrika, Avrupa ve Çin halklarının kültürel, mimari ve yemek çeşitliliğini barındırmasından dolayı ortaya çıkan, kültürel mozaik nedeniyle de ziyaret almaktadır.

Eşsiz doğası, kumsalları, yürüyüş parkurları, dalış olanaklarının varlığı da adaya turist gitmesi için nedenler arasındadır.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar’ın adını bütün dünyaya ezberleten, animasyon film serisi “Madagascar” ve bu filmin eğlenceli kahramanı, bir Lemur olan, Kral Julian. Her ne kadar yaygın popularitesi bu filmden gelse de, gezginlerin bu adayı keşfetmeleri yeni değil. Ada, sosyal ve politik oynaklığına rağmen, her yıl daha fazla turist alıyor. Madagaskar, üzerinde insan yerleşimi 2000 yıldır olan bir ada. Bir zamanlar ada tamamen ormanlık alanlarla kaplı iken, insan yerleşiminin artması ve tarım için ormandan arazi açma amaçlı yaklaşımlar ormanların büyük oranlarda yok edilmesine neden olmuş. Bazı kaynaklara göre, insan yerleşimi öncesi var olan ada ormanlarının %80-90 kadarı bugün artık yok edilmiş durumda. Ormanlardaki azalma, Madagaskar biyoçeşitliliğini de beraberinde götürüyor ve maalesef orman talanı hala devam ediyor. Madagaskar, biyoçeşitliliği yok olmadan ziyaret edilmeli diyerek bu konuya noktayı koyuyoruz.

Madagaskar’ın Canlı Zenginliği, Oluşum Hikayesinden Geliyor:

Bir ada olarak Madagaskar’ın öyküsü, bundan tam 165 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. Afrika ve Hindistan’ın birbirinden koptuğu bu dönemde, ilk önce Afrika’dan kopan Madagaskar, milyonlarca yıl sonra bu sefer de Hindistan’dan kopmuş ve Hindistan’ın Asya kıtasıyla birlikte kuzey doğuya çekilmesiyle bir ada olarak Afrika’nın hemen bitişiğinde kalmış. Madagaskar 70 milyon yıldır dış dünyadan izole bir tabiata ev sahipliği yapıyor.

Madagaskar’ın %10 kadar kısmı rezerv alanı veya park alanı olarak koruma altındadır. İlk olarak 1990da  Tsingy de Bemaraha Ulusal Parkı UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içine alınmış, 2007’de ise Atsinanana Yağmur Ormanları başlığı altında 6 park daha bu listeye dahil edilmiş. Meraklısına, aşağıda Madagaskar koruma alan ve parklarının toplu halde isimleri yer almaktadır.

Sıkı Korunan Doğa Rezerv Alanları (4 Tane)

Tsingy de Bemaraha Strict Doğa Rezerv Alanı,  Betampona Rezerv Alanı, Tsaratanana Rezerv Alanı, Zahamena Rezerv Alanı.

Ulusal Parklar (25 Tane)

Atsinanana Yağmur Ormanları olarak kabul edilen parklar; Zahamena Ulusal Parkı (2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içinde), Ranomafana Ulusal Parkı (2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içinde), Marojejy Ulusal Parkı (2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içinde), Andohahela Ulusal Parkı (2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içinde), Andringitra Ulusal Parkı (2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içinde). Diğer Ulusal Parklar;

Ankarafantsika Ulusal Parkı, Baie de Baly Ulusal Parkı, Isalo Ulusal Parkı, Kirindy Mitea Ulusal Parkı, Lokobe Ulusal Parkı, Mananara Nord Ulusal Parkı, Andasibe-Mantadia Ulusal Parkı, Analamazaotra Ulusal Parkı (Périnet),  Masoala Ulusal Parkı (Nosy Mangabe Reserv Alanı dahil), Midongy du sud Ulusal Parkı,  Sahamalaza Ulusal Parkı, Tsimanampetsotse Ulusal Parkı,  Tsingy de Namoroka Ulusal Parkı ,Marolambo Ulusal Parkı, Nosy Hara Ulusal Parkı, Nosy Tanikely Ulusal Parkı, Nosy Ve-Androka Ulusal Parkı, Zombitse Vohibasia Ulusal Parkı, Amber Dağı Ulusal Parkı, Tsingy de Bemaraha Ulusal Parkı (1990’da UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi içinde).

Vahşi Yaşam Rezerv Alanları (21 Tane)

Ambatovaky Rezerv Alanı, Amber Ormanı Rezerv Alanı, Ambohijanahary Rezerv Alanı, Ambohitantely Rezerv Alanı, Analamerana Rezerv Alanı, Andranomena Rezerv Alanı, Anjanaharibe-Sud Rezerv Alanı, Bemarivo Rezerv Alanı, Beza Mahafaly Rezerv Alanı, Bora Rezerv Alanı, Cap Sainte Marie Rezerv Alanı, Kalambatritra Rezerv Alanı, Kasijy Rezerv Alanı, Mangerivola Rezerv Alanı, Maningoza Rezerv Alanı, Manombo Rezerv Alanı, Manongarivo Rezerv Alanı, Marotandrano Rezerv Alanı, Pic d’Ivohibe Rezerv Alanı, Ankarana Rezerv Alanı, Tampoketsa Analamaitso Rezerv Alanı

Madagaskar’ın İnsan Kaynağı-İlk Yerleşenleri

Haritada Madagaskar’ın bulunduğu yere bakarsanız, bu adaya ilk çıkan insanların Afrika’dan geldiğini düşünmeniz gerekir. Ancak gerçekler son derece şaşırtıcı. Çünkü adaya ilk gelen insanlar neredeyse dünyanın öbür ucundaki bir adadan, Borneo’dan, gelmişler. Tahminlere göre milattan önce 500 ila 300 yılları arasında büyük bir koloni Borneo adalarından yola çıkıp, Madagaskar’a gelmiş. “Borneo neresi?” derseniz, Hint Okyanusu’nun öteki ucunda Güneydoğu Asya sularında! Dünyanın en büyük 3. adası olan Borneo bugün Burnei, Endonezya ve Malezya tarafından paylaşılmış bir yerleşke konumunda. İlk olarak Borneolular tarafından keşfedilen Madagaskar’a Afrikalılar’ın ilk göçü ise, Borneo’luların gelişinden ancak 500 yıl sonra olmuş! Avrupalıların henüz Akdeniz’in dışına çıkamadığı bir çağda Borneoluların yaptığı şey, dünya tarihinin en büyük denizcilik başarılarından biridir. 

1500’lü yıllarda adayı tesadüfen bulan ilk Avrupalılar Portekizliler olmuşlar. Daha sonra sırası ile İngiliz, Alman ve Fransız donanmaları adaya gelseler de, Madagaskar’a bir türlü yerleşip üs kuramamışlar. Buna karşılık 17. yüzyıl boyunca Avrupalı ve Kuzey Amerikalı korsanlar  (özellikle Île Sainte Marie Limanı olmak üzere) Madagaskar’a yerleşmede daha başarılı olmuşlar. Madagaskar bir dönem gizli korsan ülkesi durumunda olmuş.

Güçlü Malagaz krallar bu dönemlerde Avrupalı tüccarlar ile ticareti geliştirmişler ve 1810 yılından sonra adaya misyonerler akın etmişler. Zamanla bu misyonerlere karşı katliamlar yapılmış. Bunu gerekçe yapan İngilizler adayı işgal etmişler ve sonra Zanzibar’a karşılık olarak Fransızlara devretmişler. Fransa da 1897 yılında Madagaskar’ı resmi olarak kendi koloni ülkeleri arasına katmış. 1920’lerde Madagaskar halkı Fransızlara karşı bağımsızlık hareketleri başlatmış. 1947 yılında Madagaskar halkının isyanı, 80000 Madagaskar’lının öldürülmesi ile bastırılmış. 26 Haziran 1960’da tam bağımsızlığa kavuşmuslar ama politik kargaşadan bir türlü sıyrılıp da rahat bir nefes alamamışlar. Bunun neticesinde de ekonomik kriz gittikçe büyümüş. Bugün Madagaskar biraz daha sakin görünse de potansiyel olarak krizlere açık bir ülke gibi duruyor.

Madagaskar Seyahati İçin En Uygun Zaman

Madagaskar’ı ziyaret için en uygun zaman Ocak-Mart aylarının yağışlı sezonları dışındaki zamandır. Adanın iklimi yöreye göre çok değişiyor; Adanın merkezindeki yüksek yörelerde Mart-Eylül ayları daha soğuk ve yağışlı iken Güney Batı bölgelerini ziyaret için ideal zaman, bu aylardır. Ağustos ve Eylül ayları göçmen kuşlarını görmek için mükemmel zamanlar iken, Ekim-Aralık ayları Lemur yavrularının doğum zamanı olduğundan ziyaret için fantastik zamanlar olabilir.

Madagaskar İçin Yanınızda Bulunduracaklarınız ve Seyahat Öncesi Sağlık Önlemleri

Madagaskar’da iç uçuşlar yapacaksanız ya da uzun araç yolculukları yapacaksanız hacmi küçük valizler uygun olacaktır. 4*4 araçlarla yolculuklar da rahatsız olabiliyormuş. Bu kısıma seyahat sonrası eklemeler fazlaca olacaktır. Rahat ve uygun bir yürüyüş ayakkabısı, mümkün olduğunca uygun ve kaliteli outdoor giysiler, şapka almak yerinde olacaktır. El fenerini ve fotoğraf makinalarımızın zoom lenslerini de unutmayalım.

Madagaskar sağlık koşulları ve temiz içme suyu tedariki bakımından pek de sağlıklı bir ülke değil. Bu nedenle gitmeden önce bazı sağlık önlemlerinizi almanızı ve http://www.seyahatsagligi.gov.tr/ adresindeki Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü web sayfasını mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Bu kadar bilgi içinde özetle ve bence, size en çok sorun olabilecek olanlar Hepatit A ve Sıtma hastalıkları olacaktır. Bunun için şunları yapabilirsiniz;

Bizim ülkemiz de Hepatit A açısından çok da risksiz değil ve aşılanmamış olanlarımız arasından bile çoğumuz, sessiz sedasız bu hastalık etkeni ile karşılaşmış ve bağışıklanmış olabiliriz. Bu hastalığı geçirip geçirmediğimizi ya da aşılanıp aşılanmadığımızı bilemiyorsanız basit bir iki testi (HAV IgG Antikoru -haydi kan aldırmışken ve Hepatit B hastalığına karşı bağışıklık durumunuzu bilmiyorsanız HBsAg ve Anti-HBs testlerini de ilave edin-) yaptırmanız yeterlidir. Eğer Hepatit A’ya  (kanla ve cinsel ilişki ile geçen Hepatit B için de) karşı bağışık değilseniz aşılanmanız yeterli korumayı sağlayacaktır. Bu işleri tabii ki seyahatten 15 gün önce yapmanız yeterlidir. 

Sıtma ise Madagaskar’ın başkenti hariç her yerde sorun olabilir. Bu işin şakası da yok. Bu nedenle seyahatten önce başlanacak koruma tedavisi sizleri bu hastalığa karşı koruyacaktır. Ama en kesin korunma yöntemi sivrisineğe ısırılmamaktır. Bunun için de yanınızda Of Max (burada marka verdim ama olsun) bulundurmak ve orada kullanmak, uzun kollu T Shirt veya gömlek, pantalon giyinmek, cibinlik kullanmak uygun olacaktır. Tüm bunların yanında içme suyu olarak mutlaka kapalı su kullanmak (diş fırçalamada kullanmak dahil), dışarıdan çiğ sebze, ve salatadan uzak durmak gibi genel hiyjen kuralları burada abartılmalı.

Sık Kullanacağınız Bazı Kelimelerin Malagazca Anlamı

Kelime/Cümle                                                                  Malagazca

                                                              Yazılışı                                             Okunuşu  

Evet                                                       Eny                                                    enj

Hayır                                                      Tsia                                                   tsi 

Merhaba/Nasılsınız?                   Manao ahoana!                              manaˈʷonə̥/manaˈonə̥

Merhaba (Kırsal alanda)               Salama!                                                saˈlamə̥

Allahaısmarladık                             Veloma!                                               veˈlumə̥  

Lütfen                                                 Azafady                                              azaˈfadʲ 

Özür Dilerim                                    Miala tsiny                                           mjala ˈtsinʲ

Teşekkür Ederim                             Misaotram                                          ʲˈsoːtʂa

Günaydın                                        Manao ahoana ianao      

İyi Geceler                                       Tsara mandry o

 

Evet Sevgili Sanal Gezgin Arkadaşlarım, şimdilik bu kadar..

Madagaskar gezisi sonrası, gezi anılarımda buluşmak üzere..

Gezekalın, Aydınlık Kalın..

Dr Ümit Kuru

31.08.2016 Saat 10:10

 

Kaynaklar

http://www.ebrudurupinar.com/index.php?option=com_content&view=article&id=148:tanagun1&catid=39:madagaskar&Itemid=84
 http://www.radikal.com.tr/radikalist/korsanlar-diyari-madagascara-gitmeniz-icin-10-sebep-1285584/   (Madagaskar genel)
http://www.lonelyplanet.com/madagascar/history
http://www.gokyuzunet.com/atalarin-adasi-madagaskara-yolculuk/
http://www.gezivedoganotlari.com/tag/madagaskar/
http://www.yoldasin.com/afrika/dogu-afrika/madagaskar/
https://openknowledge.worldbank.org/bitstream/handle/10986/16709/820250WP0P12800Box0379855B00PUBLIC0.pdf?sequence=1&isAllowed=y
http://kendingez.com/madagaskar-surprizi-gezi-yazisi
https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_national_parks_of_Madagascar#Strict_Nature_Reserves_.28R.C3.A9serves_Naturelles_Int.C3.A9grales.29