Sekizinci Kıta Madagaskar: Morondava’ya Dönüş

Gezi Tarihi 13.09.2016 Salı

IMG_7838.JPG

Bugün artık Morondava’ya döneceğiz. Yolumuz geldiğimiz gibi uzun ve zahmetli olacak. Bugünün aktivitesi günbatımında Baobab Yolu’nda olabilmek ve orada güneşin bu kutsal ağaçlar üzerinden kaybolmasını izlemek olacak. Yolumuz üzerinde bir köy ziyareti yapmak da günün aktiviteleri arasında bulunuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sabah erken saatlerde jeeplerimizle otelden ayrılıp Manambolo Nehri kıyısına geldik. Nehir geçişi yapacağımız sallara binmek için sıramızı beklemeye başladık. Toplam 2 tane sal var. Bu sallara araçları büyük bir ustalıkla sığdırıyorlar. Bizler de sallarla karşı kıyıya geçtik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

img_7544Nehir geçişimizden yaklaşık 1 saat kadar sonra bir köye geldik ve orada köyü gezdik. Burası bir Skalava Köyü. Skalavalar, Madagaskar’ın batısında yaşayan ve yaklaşık 1200000 nüfusa sahip bir etnik topluluk. Köyde sadece bir yaşlı ve çocuklar var. Diğerleri tarlalara çalışmaya gitmişler. Toplam 10 kadar ev var. Evler basit, sazdan kulübeler şeklindeler. İçeride eşya olarak sadece yatak ve kap kaçak var. Aslında bu kadar basit eşyalarla yaşamın sürebildiği gerçeği, bizim gibi tüketmeye alışmış modern yaşam insanlarını biraz sersemletiyor doğrusu. Köyü ve çocukları bekleyen yaşlı adam ne yaşını ve ne de kaç torunu olduğunu biliyor. Çocuklar ise oyun peşindeler. Ortak değerimiz ise küçükken oynadığımız seksek oyunu. Ortaya seksek oyunu sınırlarını belli eden bir şekil çizimiş. Ben seksek oynamaya başlayınca köyün çocukları da bana eşlik ettiler.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Köy ziyareti sonrasında tekrar yollara düştük. Bundan sonraki hedefimiz Tsiribihina Nehri kıyısına kurulu Belo Sur Tsiribihina Köyü. Burada mola verip Mad Zebu adlı restoranda yemek yiyeceğiz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Belo Sur Tsiribihina Köyü çok hareketli bir yer.  Restoran, bulunduğu ortamla yakışmayacak kalitede ve lezzetli yemekler sunuyor. Yemek öncesi ve sonrası bol bol fotoğraf çektim. En çok ilgimi çeken ise bir kapalı mekanda  oynatılan DVD filmleri ile sinema salonu havasındaki yer oldu. Peşi sıra 3 film birden oynatıyorlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yemek sonrasında Tsiribihina Nehrini salla geçtik. Bu sefer araçlarla birlikte geçtik ve güneşin altında bir 45 dakika geçirdik. Yine büyük bir ustalıkla araçlarıımızı daracık sallara yerleştirip, aynı ustalıkla sallardan indirdiler.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu nehiri geçtikten sonra yolda mezarları gördük. Madagaskar mezarları yöresel olaarak fark ediyor. Ülkenin batısında mezarlar taş duvarlarla çevrili. Mezar duvarlarında resimler çizili. Muhtemelen bu resimler ölünün yaşamının nasıl olduğu konusunda fikir veriyor. Mezar duvarındaki çizimlerden, yaşarken kimisinin eğlenceye düşkün, kimisinin avcı, kimisinin ise asker olduğunu tahmin edebiliyorum.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tozlu yolların devamında bir sonraki durağımız kutsaı kabul edilen Baobab ağacının bulunduğu yer oldu. Burada ağacın çevresini çitlerle kapatmışlar. Bu ağaç buradaki en yaşlı ağaç olma özelliğini taşıyor. 800 yıldan fazla yaşı varmış.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Baobab Yolunda güneşi batıracağımız alana gelmeden önceki son durağımız ise Aşık Baobab ağacı. Bu ağaç birbirlerine sarılmış iki gövdesi nedeni ile sevgiliye benzetildiği için bu adı almış. Gerçekten sevginin en güzel ifadesi olarak gösterilebilecek bir anıt. Adına yakışıyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda güneşin aşağılara indiği, ışığın güzelleştiği bir zamanda, olmamız gereken yerde yani Baobab Yolu’nda olduk. Jeeplerimizle hemen bir geniş düzlükte kenara park ettik. Bu arada hemen piknik masaları kuruldu. İçeceklerimiz eşliğinde, görselliği yüksek ve Madagaskar’ın simgesi olan bu alanda, güneşin Baobab ağaçları üstünden batışına şahitlik edeceğiz.  

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu geniş alanın bir köşesinde çocuklar ve  gençlerden kurulu iki takım futbol maçı yapıyorlar. Bizler varmışız, yokmuşuz umurlarında bile değil. Ya da gözlerimizin, Baobab ağaçları kadar kendilerinin de üstünde olduklarının farkındalar da bize çaktırmamaya çalışıyorlar. Ne zaman fotoğraflarını çekmeye çalışsam, futbol topu ile her türlü hünerlerini sergilemeye özen gösteriyorlar. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Alanın diğer misafirleri ise keçiler. Yavrularını emziren, etrafta koşturan ve nedendir bilinmez bazen birbirleri ile,  boynuzları aracılığıyla kavga eden keçiler ortama çok özgün bir hava katıyorlar. Güneşin batışı bir yandan, ay tam dolunay halinde gökyüzünde. Ortamı çok sevdim. Herhalde onlarca fotoğraf karesi almışımdır. Madagaskara gelmişseniz, Baobab Yolunda gün batımı yaşamadan dönmemelisiniz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Güneşi batırdıktan sonra yaklaşık 45 dakikalık bir sürüş sonrasında Morondava’da kalacağımız Palissandre Cote West adlı konaklama yerine geldik. Burası bizim bu gezide konakladığımız en güzel yer oldu. Bu güzelliğin farkına esas olarak ertesi gün varacağız. 

IMG_8314.JPG

Evet sevgili Gezgin arkdaşlarım, bir Madagaskar gününü daha sizlerle paylaştım. Umarım sevmişsindir, Madagaskar gezisi planlayanlara da yol gösterici olmuştur.

Gezekalın, Aydınlık kalın…

Dr Ümit Kuru

30.09.2016 Saat 11:14

 

Yorum bırakın

2 Yorum

  1. naime

     /  Eylül 30, 2016

    artık zıplamayı bırakmalıyım.

    Cevapla

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: