Gezi Tarihi 14.09.2016
Artık Batı Madagaskar gezimizi bitirdik, Doğu Madagaskar gezimize ise bugün başlayacağız. Öğle saatlerine kadar Morondava’da serbest zamanımız var. Sonra uçakla başkent Tana’ya uçup, Oradan araçlarla Moramanga’ya gideceğiz. Kalan günlerimizde, Doğu Madagaskar’da Andasibe Ulusal Parkı ve civarını gezeceğiz.
Yine programda olmayan, ama sevgili Aykut’un yapılması mümkün olan tüm ricalarımızı gerçekleştirme arzusu sonucunda yapılacak olan, bir aktivite için grup ikiye bölündü. Aralarında benim de bulunduğum bir grup yakında bulunan balıkçı köyü Betina‘ya bir ziyaret gerçekleştirecek. Diğer grup ise tesisin havuz ve denizinden faydalanacak.
Sabah erkenden uyanınca önce kaldığımız tesisi keşfe çıktık. Bir kere odaları çok güzel. Civar ise tam kartpostallık. Beyaz kumlar, hindistan cevizi ağaçları içinde birbirinden ayrık evler düşünün.
Kahvaltı sonrasında Betania Köyüne gitmek üzere yola çıktık. Bu köy için sahile çıkıp, buradan kanoya binmemiz ve kısa da olsa bir deniz geçmemiz gerekiyor. Burada gelgit olayları çok etkili. Şimdi suyun çekilme zamanı. Aslında köyün yerlilerinin çoğu bellerine kadar suya girip yürüyerek de karşı kıyıya geçebiliyorlar.
Kısa bir kano yolculuğu ile köye ulaştık. Buranın kanoları, Manambolo Nehri’nin pirogue’lerinden farklı. Bunlar balık tutmada kullanıldığı için ana kanoya bitişik bir denge sağlayıcı uzantıya daha sahipler. Bazılarında yelken var. Bu köyün insanları balıkçılıkla geçiniyorlar.
Betania Köyü Morondava’nın güneyinde 1000 civarında Vezo balıkçısının yaşadığı bir köy. Vezo kelimesi bir etnik grubu göstermiyor. Daha çok balık avlamak için yarı göçebe bir hayatı seçmiş insanları anlatıyor. Vezo “balık” veya “denizle mücadele eden” anlamında bir kelime. Bu insanlar Batı Madagaskar sahili boyunca yarı göçebe halde balık tutarak yaşıyorlar.
Köye girmeden daha sahilde bizi köyün neredeyse tüm çocukları karşıladı. Tüm şirinlikleri eşliğinde verebileceğimiz ya da alabilecekleri ne varsa onun peşindeler. Bilezik, takı, şeker ya da çikolata herşeyi birbir sorguluyorlar. Bir ara işi abarttılar, çantalarımıza takılan THY amblemi olan güvenlik kartını bile istediler. Verdik tabii ki. Ama bir baktım ki amblemin askısı boynuna geçebilen bir küçüğün boynuna kolye niyetine takmışlar. Bir gülmedir aldı bizi. Biz bir taraftan, onlar bir taraftan karşılıklı gülüşüp duruyoruz.
Bu köyü yaklaşık 1 saat kadar gezdik. Çok güzel insanlar, sevgi dolu karşılandık. Daha sonra sahile geri dönüp, bu sefer yürüyerek konakladığımız tesise döndük. Grubun diğer üyeleri ise denize koşturmuşlar.
Sahilde balıktan yeni dönmüş ve ağlara takılmış balıkları ayıran balıkçı tekneleri var. Bir süre deniz keyfi yapıldıktan sonra tesise döndük ve öğle yemeğimizi yedik.
Bu sırada uçuşumuzun ertelendiği haberi geldi. Tesiste keyfimiz yerinde olunca ve bugünü uzunca bir yolda geçireceğimizden pek de keyfimiz kaçmadı. Hatta bunu fırsat bilip Morondava içini biraz yürüyerek gezme şansımız bile oldu.
Yaklaşık 2 saatlik bir rötar sonrasında Başkent Antananarova’ya uçtuk. Bizi getiren uçakla geri dönmüş olduk. Uçuş çok keyifliydi ve 50 dakikada başkentteydik. Havaalanı çıkışında bizi minibüslerimiz bekliyordu. Bunun anlamı yollar batı tarafı kadar bozuk değil olsa gerek. Başkentten, Moramanga arası 117 km ve yaklaşık olarak saatlik bir yolumuz var.
Konaklama yapacağımız İndri Lodge adlı otele vardığımızda saat 21:00 bulmuştu. Aslında vakitlice varsak, gece safarisi yapılacaktı. Ancak uçak rötar yapınca, aktivite yarın akşama kaldı. Akşam yemeği sonrası odalara çekildi. Gezinin en berbat oteli burasıydı. Odalar kötüydü.
Yarın büyük bir gün olacak . Andasibe ormanlarında lemur peşinde olacağız.