
Amália Rodrigues
Portekiz Fado müziğinin “Rainha do Fado”su, yani “Fado Kraliçesi” Amália Rebordão Rodrigues’e ait bir sözle yazıma başlamak isterim;
“Fado, sanatçı ve dinleyici arasında samimi bir diyalogdur. Sözleri anlamayabilirsiniz ama anlamı hissedersiniz.“ Bu söz siz bu satırları okuyanlar için belki bir anlam ifade etmemiştir. Ancak tek kelime Portekizce bilmeyen ve Fado dinlememiş birisi olarak, Lizbon’un iyi bilinen bir fado klubünde fado müziğini dinledikten sonra mekandan çıktığımda hissettiklerim aynen bu duygulardı.
Fado, 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanmış bir Portekiz halk müziği türü. Fado’nun yansıttığı duygu için Portekizliler Saudade kelimesini kullanıyorlar. Bu kelimenin hiç bir dilde tam bir karşılığı, tam bir çevirisi olmamakla beraber, kelime anlamı kadere veya alın yazısına yakın kabul ediliyor. Aslında kaybedilen bir şey ya da sevgili için hissedilen derin bir nostaljik ya da melankolik ruhi durumu ifade ediyor. Kaybedilen her neyse fado’nun sözleri ve onu icra eden şarkıcı (Fadista), onun bir daha olasılıkla hiç dönmeyebileceğinin de farkında ve şarkılarında bunu seyirciye-dinleyiciye yansıtıyor.

Maria severa
Fado, balıkçı, kaşif ya da denizci olan sevgililerini, eşlerini denize uğurlayan ve onların geri dönmesini umutla bekleyen 19. yüzyıl Portekiz kadınlarının, artık beklenen yakınlarının geri gelmemesi üzerine denize karşı yaktıkları ağıtlardan türemiş. Bu nedenle Fado, derin acıların, hüzünlerin, özlemin, nostaljinin, mutluluğun ve aşkın ifade edildiği bir müzik türü.
19. yüzyıl Fado icracıları kentsel kesimin işçileri ya da denizcileriymiş. Bunlar sadece şarkı söylemez ama aynı zamanda da dans da eder, ritm de tutarlarmış. 19. yüzyıl ortalarından sonra ise Afrika ritmleri daha az önemli hale gelip, fadistalar sadece şarkı söyler olmuşlar. O dönemin en önemli fadistası olarak Maria Severa kabul ediliyor.
Fado’nun, isimlerini Portekiz’in Lizbon ve Coimbra şehirlerinden alan iki türü var. Coimbra’nın sade bir tarzı olmakla beraber Lizbon fado’su, özellikle Amália Rodrigues sayesinde daha yaygınlaşmıştır.
Klasik fado, bir Portekiz gitar (12 telli bir gitar. 12 telli olmasına karşın 6 tel gibi akortlanıyor) ve bir klasik gitar eşliğinde tek bir şarkıcının performansıyla icra edilmekte. Modern fadonun ise yaylı çalgılar dörtlüsünden, tüm bir orkestraya kadar çeşitli uygulamaları mevcut.
Bu müziğin en büyük ustaları arasında şu isimler sayılabiliyor: Amália Rodrigues (1920-1999) Alfredo Marceneiro (1891-1992), Mariza Reis Nunes ve Ana Moura.
Biz Lizbon’da, Fado müziğinin en iyi icra edildiği yerlerden olan Clube de Fado’ya gittik. Burada Mário Pacheco adlı sanatçı Portekiz gitarını çalıyor. Babası António Pacheco da önemli sanatçılarla müzik yapmış.
Clube de Fado’ya (http://www.clube-de-fado.com/) girdiğimizde grubumuza ayırtılmış olan yere oturduk. Garsonlar hemen masamızı donattılar. Her yemeğin olmazsa olmazı zeytin, tereyağı ve sıcak ekmek masalarımıza ilk gelenler. Burada yediğimiz zeytinlerin tadı bir başka güzel oluyor onu öncelikle ifade edeyim. Bir de sıcak ekmek ve tereyağı olunca daha baştan azcık doyuyorsunuz. Gerçi gelen birbirinden güzel yemekleri de hiç yarım bırakmadık. Çorbadan başlamak üzere arkası arkasına yemeklerimiz gelmeye başladı. Çorba faslından sonra mekanda ışıklar kırmızıya doğru dönmeye başladı. Bu ışığın rengi 5 dakika ara ile gittikçe koyulaştı. En sonunda sanatçılar sahneye gelmeye başladı. En önde Mario Pacheco adlı Portekiz gitarı çalan sanatçı, arkasında klasik gitar sanatçısı, kontrbas sanatçısı ve sahneye ilk çıkacak şarkıcı, yani 4 kişi, bir köşeye konmuş olan 2 sandalye ve 2 m² alana yerleştiler. Geleneksel Fado salonlarında öyle yüksekte sahne, geniş alan olmazmış. Bizim çiçek pazarında rakı masamızın kenarına ilişen çalgıcılar gibi bir hava var ortada.

Club de Fado’da sanatçıların performans alanı
Bir anda garsonlar ortadan kayboldu ve salondaki herkes yemeğini nerede kaldıysa orada bıraktı. Arkasından da sanatçılar performanslarını sergilemeye başladılar. Sanatçı birbirinden güzel 4 parça söyledi ve arkasından sahneyi terk ettiler.
Işıklar yandı ve garsonlar kaldıkları yerden servislerine devam ettiler. Bu ritüel yarım saat yemek molası ve arkasından sanatçıların tekrar sahnede yerlerini alması ve 4 şarkılık performansları sonrasında sahneyi terk etmeleri şeklinde devam etti. En son sahneye çıkan sanatçıların sesleri, seslerini kullanmalarındaki ustalıkları görülmeye değerdi.
Gecenin sonunda Club de Fado’dan ayrılırken, hem ilk defa dinlemek şansına sahip olduğumuz ve hem de iyi bir örneğini dinlediğimiz Fado müziği gösterisinden memnunduk. Portekiz’e, Lizbon’a geldiğinizde bu zevki yaşamanızı tavsiye ederim.
Sizlere aşağıda bu müzik türünün unutulmaz efsane isimlerine ait 2 adet video linki de verdim.
Kulağınızda güzel bir tını, yüreğinizde bir sıcaklık bırakmasını umarım. Ben de ikisini de yaptı…
Gezekalın, aydınlık kalın…
Dr Ümit Kuru
27.05.2017 Saat 00:19
Huriye Y.
/ Mayıs 26, 2017Hocam,Sayenizde bugun yeni bir sey daha ogrendim !🙇🏻♀️
gezekalın
/ Mayıs 26, 2017Cok borclandin bana huriye cigim 🙂
Huriye Y.
/ Mayıs 27, 2017Borç yiğidin kamçısıdır hocam⛩😄🗾