• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.029 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Sekizinci Kıta Madagaskar: Morondava’dan Bekopaka’ya

Gezi Tarihi: 11 Eylül 2016

img_5233

Bugün ülkenin batı kıyısındaki ulusal parklardan bazılarını gezmek için Morondava‘ya uçacağız. Madagaskar Havayolları ile 08:30’da olan uçuşumuz 1 saat sürecek. Bugünkü yolculuğumuzda 4*4’lerle  seyahat edip, önce  Baobab Yolu’nda kısa bir mola vereceğiz. Tsimafana Köyü üzerinden Tsiribihina Nehrini salla geçeceğiz. Arkasından yola devamla Manambolo Nehrini salla geçip Bekopaka‘ya, geceleyeceğimiz otele, varacağız.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Uçağımız tam saatinde kalktı. Uçak yolcularının tamamını bizim grup oluşturuyor. Yani bize özel uçak diyebiliriz. Yaklaşık 1 saatlik rahat bir uçuş sonrasında Morondava Havaalanına indik. Havaalanında bir manga asker ve benzeri resmi kıyafetli Madagaskar’lı, tören nizamı içinde dizilmişler, bekliyorlar. Önce “Bakın bizi nasıl karşılıyorlar?” muhabbeti olduysa da, aslında karşılanan ülkenin bir Bakanıymış. Bir adamın peşinde, onlarca adam gezmede! Ülke ne kadar fakir olursa, bu tip merasimlerin boyutu o kadar artıyor sanki.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Valizlerimizi alınca her 4 kişiye bir tane olarak ayarlanmış 4*4 araçlarımıza yerleştik. Bugün ve takip eden günlerde sıkı bir arazi aracı olmadan bu ülkenin gezilemeyeceğini baştan söyleyelim. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Batı bölgesinin en büyük şehri olan Morondava aslında Batı Madagaskar kıyılarındaki  Belo sur Mer gibi balıkçı köyleri ya da Kirindy gibi rezerv alanlarını günübirlik gezmede konaklanan güzel bir kent. Başkentin sarsıcı ve yorucu halinden sonra burası tam bir kaçamak yeri. Sessiz ve sakin. Biz burada, 2 geceyi Bekopaka’da geçirdikten sonra, dönüşte bir gece konaklayacağız.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Jeeplerle yaklaşık yarım saatlik bir asfalt yolu takip sonrasında, toprak ve bozuk yollara daldık. Aslında Tsiribihina Nehri’ne kadar 100 km’lik bir yolumuz var. Ama bu 100 km’yi ancak 3 saatte alabiliyorsunuz. Yollarda inanılmaz güzellikte fotoğrafik insan ve doğa malzemeleri var. Başkentin bize, en azından bana, verdiği kötü havadan çabuk sıyrıldık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Morondava’dan sonra, yaklaşık 19 km’lik yolu 45 dakikada aldığımız bir yolculuk sonrasında Baobab (Adansonia) ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu ve Madagaskar’ın en güzel yerlerinden Baobab Yolu’na (Baobab Avenue) ulaştık. Bu alanda fotoğraf molası verdik. Ama burada esas vakit geçirmeyi, dönüşte yapacağımız güneş batırma aktivitesinde yapacağız.

img_5360

Baobab, Afrika ve Asya’nın tropikal bölgelerinde yetişen, yapraklarını döken ağaç türlerinin ortak adı. Baobab ağacına, Malagazca’da “Ormanın anası” anlamına gelen “Renala” deniyor. Boyları 5-30 mt ve gövde çevresi 7-11 mt arasında değişiyor. Bu yumuşak ve süngerimsi dev gövde, bir su deposu görevi yapıyor. Burada bulunan ağaçların bazıları 800 yaşında.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Aslında burada sadece Baobab Ağacı yokmuş. Zamanında tüm bu alan ormanlıkmış. Madagaskarlılar Baobab Ağaçlarını kutsal saydıkları için dokunmamışlar. Ancak diğer ağaçları, tarla açmak ve odun kömürü elde etmek için yakmışlar. Kutsal sayılan ağaca dokunmayıp, diğer ağaçlar ortadan kaldırılınca sanki bu yolda Baobab Ağaçları yoğunmuş gibi gözüküyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar’lılara göre Baobab Ağaçları Tanrının ilk diktiği ağaç. Bu nedenle de kutsal sayılıyor. Gel gelelim, Madagaskar’lılar bu ağacın dikilmesinin Tanrının ilk işi olduğu için, biraz acemi işi olduğunu ve bu nedenle de ters dikildiğini düşünüyorlar. Ters dikildiği için de ağacın kökleri dışarıda kalmış. Baobab Ağaçları ile ilgili Madagaskarlı yorumu bu işte.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Burada yaklaşık 1 saat kadar vakit geçirdik. Aslında burada daha görmemiz gereken Kutsal Baobab Ağacı ve meşhur Baobab Amoureux-Aşık Baobab Ağacı da var. Ama bunları görmeyi dönüşteki güneş batımında Baobab Yolu aktivitemize bıraktık. Daha kat etmemiz gereken uzun bir yol var.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tozun eksik olmadığı, bozuk ama bu haline yakışmayacak şekilde de işlek olan yolu takip ederek Belo Sur Tsiribihina Köyüne geldik. Burada bir restoranda kısa bir ihtiyaç molası verdikten sonra Tsiribihina Nehri’ni salla geçmek için nehir kıyısına geldik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tsiribihina Nehri, Mahajilo ve Mania Nehirlerinin, Miandrivazo Şehri yakınlarında birleşmesi ile ortaya çıkan bir nehir. 170 km kadar uzunluğa sahip ve Mozambik Kanalında denize dökülüyor.  Tsiribihina Nehri, Bemaraha Platosu ve ormanlık vadiler içinden geçiyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Araçlar buradan karşı kıyıya sallarla geçiriliyor. Sizler de isterseniz araçla birlikte salda ya da araçlar salda giderken teknelerde karşı kıyıya geçiyorsunuz. Biz buradan geçişte teknelerle geçtik ve araçlarımızın sallarla geçişini izledik. Bu geçiş yaklaşık 45 dakika kadar sürüyor. Bu arada piknik tarzı yemeğimizi tekne içinde yedik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Pirogue” denen ve altı düz, elle oyulmuş, ahşap ve kolayca taşınabilecek hafiflikte kanolar Madagaskar’ın simgelerinden. Yerli halk bu kanoları çok sık kullanıyor. Nehirde bunlardan bolca görüyoruz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bugünün ilk nehrini geçtikten ve aynı ustalıkla araçların sallardan kıyıya indirilişini izledikten sonra araçlarla yolumuza devam ettik. Bu kıyıdan, Manambolo Nehri kıyısındaki geçiş yerine kadar 100 km yolumuz daha var. Bu yol, şimdiye kadar yaptığımızdan da kötü çıktı. Üç saati bulan seyahat sonrasında hava kararmaya yakın Manambolo Nehri’ne ulaştık. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Manambolo Nehri denize ulaşıp dökülene kadar, Manambolo Kanyonunda 70 km akıyor. Bu nehirde yarın pirogue adlı kanolarla bir turumuz olacak. Renkli kireç taşından kayaları, yarları ve mağaraları göreceğiz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu nehirde daha kısa ve 15 dakikayı ancak bulan bir seyahatle karşıda bulunan Bekopaka Köyüne ulaşıyorsunuz. İki parti halinde sallarla geçiş yaptık. Sahilde bizi tüm sevimlilikleri ile karşılayan çocuklarla oynaştık. Tüm jeeplerimiz sallardan inince konaklama yapacağımız Le Grand Hotel du Tsingy de Bemaraha’ya (eskinin Vazimba Hoteli)  doğru yola çıktık. 

IMG_5880.JPG

Vazimba Hotel burası için güzel sayılacak bir otel. Odaları birbirinden ayrı, küçük evler şeklinde. Şirin bir yer. Akşam yemeğimizi yedikten ve günün muhasebesini yaptıktan sonra odalarımıza dinlenmeye çekildik. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yarın yorucu bir gün olacak. Madagaskar’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi içinde yer alan eserlerinden ilki olan Tsingy Bemaraha Mutlak Koruma Alanını gezeceğiz. Ayrıca Manambolo Nehrinde, Manambolo Kanyonu boyunca pirogue ile seyahat edeceğiz.

Gezekalın, aydınlık kalın…

Dr Ümit Kuru

27.09.2016 Saat 00:18

img_5971      

Kaynaklar

http://www.ebrudurupinar.com/index.php?option=com_content&view=article&id=148:tanagun1&catid=39:madagaskar&Itemid=84
http://www.radikal.com.tr/radikalist/korsanlar-diyari-madagascara-gitmeniz-icin-10-sebep-1285584/   (Madagaskar genel)
http://www.gokyuzunet.com/atalarin-adasi-madagaskara-yolculuk/
http://www.gezivedoganotlari.com/tag/madagaskar/
http://www.yoldasin.com/afrika/dogu-afrika/madagaskar/
https://openknowledge.worldbank.org/bitstream/handle/10986/16709/820250WP0P12800Box0379855B00PUBLIC0.pdf?sequence=1&isAllowed=y
http://www.yoldasin.com/insaniyla-dogasiyla-bir-mozaik-madagaskarin-baskenti-antananarivo/
http://www.travelmadagascar.org/CITIES/Morondava.html
http://www.travelmadagascar.org/PARKS/Andranomena-Reserve.html
http://www.jeanbetours.com/tsiribihina-river-tour-tsingy-de-bemaraha/
http://taniko.free.fr/parks/kirindy.htm
http://www.parcs-madagascar.com/fiche-aire-protegee_en.php?Ap=19
http://www.wildmadagascar.org/conservation/parks/manambolo/index.html

Sekizinci Kıta Madagaskar: Giriş ve Genel Değerlendirme

IMG_7963.JPG

Her gezi dönüşünde yazacağım yazıyı, aslında gezi sırasında şekillendiririm. Giriş yazısına ise bir başka önem verir, fotoğrafların da en güzellerini seçip koymaya çalışırım. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar-Mauritus gezimizin sonrasında da yeni gezi yazısı dizime başlamak için bilgisayar başına oturdum. Fotoğraflar bir güzel seçildi ama bir türlü Madagaskar’la ilgili vereceğim mesajın ne olması gerektiği, “Hangi cümlelerle ilginizi çekmeliyim” ya da “Size Madagaskar’ı nasıl özetlemeliyim” kısmı netleşmedi. Duygularım karmakarışık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gezi öncesi Madagaskar bölümü ile ilgili beklentim çok yüksekti. Bu geziden görsel anlamda alacağımı aldım ve beklentilerim karşılandı. Ama bu ülke, özellikle de başkenti Antananarivo (bundan sonra herkesin dediği gibi kısaltılmış ismi ile Tana diye yazacağım) beni çok yordu. Allahtan ki ülkenin kırsalında, doğusunda-batısında, başkentteki kadar fakirlik olmasına rağmen, insanların yüzlerinde gördüğümüz ifade ve aldığımız etkileşim daha farklıydı.

IMG_5880.JPG

Yukarıdaki fotoğraf aslında ne demek istediğimi çok güzel ifade ediyor. Bu fotoğrafı ülkenin batısında bulunan Manambolo Nehri kıyısındaki Bekopaka Köyünde çektim. Sallarla geçtiğimiz nehrin her iki kıyısında da çocukların onlarcası bizleri karşıladılar. Bu fotoğrafı veren çocuğun benimle kavga etmek istemediğine eminim. Büyük bir olasılıkla, yakın zamanda seyrettiği bir videodaki kahraman dövüşçüyü taklit edip, kendince bana en havalı pozunu verdi. Yüzündeki o sevimli  gülümseme hariç, başkent sokaklarında dolaştığımızda karşılaştığımız kadın-erkek, yaşlı-çocuk herkeste varlığını hissettiğim ruh hali işte tam da buydu; Yumrukları sıkılı ve sizinle kavgaya hazır, fakirliklerine isyankar insanlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Fakirliklerine isyanları var ama bununla tezat şekilde çaresizliğin verdiği bir durgunluk içindeler.  Başkent hariç, ülkenin gezebildiğimiz diğer kısımlarındaki insanlar daha hoşgörülü, güler yüzlü ve candanlar. Yerel rehber ısrarla başkentte gezmemizi istemedi. Bundaki amacının bizleri soygundan korumak olduğunu düşünüyordum. Ama son gün Tana Şehri gezisi sırasında Anosy Gölü kenarında fotoğraf çekme amacıyla aracın durması için ısrar ettiğimizde yaşadığım manzara, aslında başkentin insanı ve başkent ile yakın temasın istenmediğini düşündürdü bana.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar’lı halkın çevresine, doğal zenginliklerine ve tarihi yapılarına yaklaşımları hiç de dost değil. Yukarıda saydığım zenginliklerini yıkıcı ve tahrip edici durumdalar. Onun içindir ki Anosy Gölü’nün içinde çöp yığınları o güzel manzarayı bir anda yok edebildi ve çevresinde hissettiğimiz yoğun sidik kokusundan dolayı ancak 2 fotoğraf karesi alıp, hemen araca dönülmek zorunda kalındı. Tana’da araçtan inince çevremizi bir anda saran, ülkenin batı ve doğu sahillerinde gördüğümüz salya sümük ama sempatiyi elden bırakmamış çocuklarınn aksine, sizden mutlaka birşeyler alma hedefli kir pas içinde çocuklar da işin bonusu oldu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar dünyanın en fakir ülkeleri arasında ilk 10 içinde bulunuyor. Fakirliğin beraberinde gelen yokluk normaldir. Ben çok fakir ülke gezdim ve insanları içine girdim. Bu ülkeler genelde Batının Emperyalist ülkelerinin sömürdüğü, öz kaynaklarını yıllarca çaldığı ülkelerdi. Ancak onlar arasında bile Madagaskar kadar umutsuz olanını görmedim. Madagaskar yıllarca Fransa’ya karşı özgürlük mücadelesi vermiş bir ülke. Sonunda özgürlüklerini de kanlı ve yüksek bedellerle kazanmışlar . Ama sonradan ülkeyi yönetenler o kadar beceriksiz, ülke ve ülke insanı hayrına çalışmakdan o kadar uzak kalmışlar ki, Madagaskar insanı çoluk çocuk umutsuz bir fakirlik içine düşmüşler. İşte beni esas rahatsız eden de bu oldu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

İnsanlar fakirlikten özkaynaklarını bu sefer kendileri talan ediyor olmuşlar. Ülkenin ormanları hızla yok ediliyor. Bir torba odun kömürünün fiyatı 5000 Ariary. Yani yaklaşık 1.5 Eur. Madagaskar’da bir torba odun kömürü için ağaçlık alan yakılması normal ve hak sayılıyor. Kaçak kesim çok fazla. Ülkede sanki devlet yok. Geleceğe dair umutta olmayınca insanlar gündelik yaşamaya çalışıp, kendi geleceklerini ve kaynaklarını kendi elleri ile yok ediyorlar. Madagaskar’a bu anlamda doğru zamanda gittiğimizi düşünüyorum. Madagaskar’ın doğal yaşamında şahit olduğumuz güzelliklerin bir çoğunu, bu hoyratca yok ediş devam ederse, çok yakın bir zamanda göremeyeceğiniz kesin gibi. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Biliyorum başlangıç karamsar ve “Madagaskar’a gitmeyin” der gibi oldu. Ama bir gezgin bunu dememeli ve siz okuyucular da böyle düşünmemelisiniz. Sadece gideceğiniz de ne ile karşılaşabileceğinizi bilmenizi ve ona göre önlemler almanızı isterim. Bu yazıların da amacı bu zaten.

10-21 Eylül tarihleri arasında Madagaskar-Mauritus gezisini ile gerçekleştirdik. Gezimizde yönetimsel ve programsal anlamda herhangi bir eksikliğimiz olmadı. Bu anlamda çok yoğun bir program eksiksiz uygulandı diyebilirim. İki konaklama alanı dışında sorunlu bir yerimiz olmadı. Ülkenin zaten tesis bakımından fakirliği ve standartları gözönüne alındığında bunları normal karşılayabilirsiniz. Ancak yine de kabul edilebilir düzeyde tesislerin var olduğunu söylemeliyim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Madagaskar, zorlu bir gezi rotası. Uzun ve rahatsız edici yollarda (gerçi bu yollara, yol demek biraz lüks olur sanki) seyahat edeceksiniz. Hijyen çok önemli bir sorun. O kadar dikkat etsek de, ben dahil, çoğumuz ishal olduk.  Sivrisineklere ısırılmamaya çalışacaksınız, sıtma riski var. “Bu kadar eziyet niye o zaman?” diyenler için söyleyecek çok sözüm, kurulacak çok cümlem var; Göreceklerinizi, yaşadıklarınızı başka bir ülkede göremeyecek ve yaşayamayacaksınız. Sık ağaçlarla kaplı ormanlarda ağaçtan ağaca zıplayan lemurların, başka bir dünyanın yaratıklarıymış gibi gözüken bukalemunların peşinde koşacaksınız. Yüzlerini ağaçtan elde ettikleri sıvıyı  sürerek güneşten koruyan ve kafalarında yük taşıyan kadınlara hayret edeceksiniz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ve o çocuklar! Salyalı, sümüklü ama ona rağmen tüm sevimlilikleri ile “Bonbon” diye şeker isteyen, sizi görünce taklalar atan, daima gülen ve dans eden güzel çocuklar. Daha önce hiç görmediğiniz kayıkları ile balıkçılar, jeeplerinizle sal sırtında geçmek zorunda olacağınız nehirler. Dünyanın bu yöresine özgün Baobab Ağaçlarını, dünyanın en önemsiz olayıymışcasına umursamadan eski bir top peşinde koşan Madagaskar’lı çocukların varlığında, gün batımında görme ayrıcalığını yaşayacaksınız.

img_7902

img_9916

Madagaskar’da şahit olabildiğim canlılar ve bitkiler insana sanki başka bir gezegende olduğunuz izlenimini veriyor. Bu anlamda Madagaskar yazı dizime özellikle “Sekizinci Kıta Madagaskar” başlığını uygun gördüm. Buırada doğal ortamında göreceğiniz canlıları başka bir yerde, hayvanat bahçesi dışında, görebilmeniz imkansız. Sadece bu nedenle bile Madagaskar’a gitmelisiniz. Bu kadar hızlı tüketiliş nedeni ile, tüm pisliği ve bazı yerlerde hissedeceğiniz iticiliğine rağmen, hızla gezi programlarınız arasına Madagaskar’ı dahil etmelisiniz. Kırsal bölgelerde Madagaskar insanı, çocuğu ve erişkini ile, daha dost canlısı ve candanlar. Bu nedenle bu fakir ama dost insanlarla kültürel alışveriş zevkini yaşamalısınız.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Daha önce Madagaskar hakkında genel bilgileri vermiştim. Bunları ilerideki yazılarımda tekrarlamak istemiyorum. Arzu eden aşağıdaki linke tıklayarak bu yazıdaki bilgilere ulaşabilir: Madagaskar-Genel Bilgiler

IMG_5728.JPG

Sizlere gezi planlamanızda yardımcı olmasını umduğum şekilde gezim sırasında edindiğim bilgileri ve yaşadığım tecrübeleri sunacağım. Gezdiğimiz şekliyle gün ve gün yazıları takip edeceğinizi umuyorum.

img_7839

Gezmek bir kültür alışverişidir. Buyrun bakalım Madagaskar’dan aldıklarıma yani “Sekizinci Kıta Madagaskar” gezi yazı dizime…

Okuyunuz ve okutunuz 🙂

Gezekalın…

Dr Ümit Kuru

23.09.2016  Saat 10:11