• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.075 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Güller ve Krallar Vadisi: Kazanlık Gül Festivali

Filibe’de dolu dolu geçen günümüz ve gecelerimiz (2 gece) sonrasında sabah erkenden Kazanlık’a doğru yollara düştük. Amacımız Kazanlık‘ta 15 mayısta başlayan Gül Festivali kapanış törenlerini izlemek ve Kazanlık gezisi yapmak. Kazanlık, Gül ve Trak Kralları Vadilerinin merkezinde olması nedenleri ile kendisi küçük ama önemi büyük bir şehir. Bizim bugünlük programımız oldukça yoğun. Kazanlık’a, Gül Festivali nedeni ile hem yurt içi ve hem de yurt dışı turist akını olması bekleniyor. Yani, zor ve yoğun ama çok renkli bir gün olacak.

Biz programımızı, önce Kazanlık yolu üzerindeki Tarnicheni Köyü içinde Enio Bonchev Rose Oil Distillery & Family Museum adlı tarihi bir gül damıtımevi ve gül tarlası ziyareti, arkasından Kazanlık Gül Festivali kapanış törenini izleme, Kazanlıkta Gül Müzesi, Trak Mezarı, Iskra Tarih Müzesi ziyaretleri, ardından Şipka Geçidi ve Şipka Anıtı ziyaretleri şeklinde ön görmüştük. Günün sonunda da Buzluca’da Hotel Edilweiss’da konaklayacağız.

Güller Vadisi, Bulgaristan’ın orta güney bölgesinde, özellikle Kazanlık ve Karlovo (Karlıova) şehirleri çevresinde yer alan ve gül yağı üretimiyle ünlü bir vadi. Stara Planina (Balkan Dağları) ile Sredna Gora Dağları arasında kalan ova boyunca uzanıyor ve toplam alanı yaklaşık 1400 km2. Bu vadi içinde öne çıkan şehirler; Kazanlık, Karlovo, Pavel Banya.

Bulgaristan Gül Vadisi

Bu bölge, dünyaca ünlü “Damask gülü” (Rosa damascena) yetiştiriciliğiyle tanınıyor. Yüzyıllardır burada gül yapraklarından “gül yağı” üretiliyor. Daha önce bahsettiğim gibi Bulgaristan dünyanın en önde gelen gül yağı üreticisi ve gül yağı üretiminin büyük bir kısmını da bu bölge sayesinde sağlıyor.

Rosa damascena tarlası-Kazanlık / Bulgaristan Gezisi

Gül yağı, parfüm, kozmetik ve ilaç endüstrisi için çok değerli bir ürün. Bir kilo gül yağı için yaklaşık 3-4 ton gül yaprağı gerekiyor. Bu yüzden son derece kıymetli ve pahalı bir hammadde olarak kabul ediliyor.

Toplanan Rosa damascena yaprakları – Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Güller Vadisi, sadece gül yetiştirilen bir yer değil ama aynı zamanda Bulgaristan’ın kültürel mirası ve ekonomik değeri. Bulgarlar bu işi turizm içinde kullanıyorlar. Dünyanın en eski gül festivali Kazanlık’ta ve 2025 yılında 122. festival düzenleniyor. Karlovo da (Karlıova) kendi gül festivaline sahip ama dünyaca tanınan gül festivali, Kazanlıkta yapılıyor. Bu nedenle bu vadi, aynı zamanda turistik cazibe merkezi olan eşsiz bir bölge.

Kazanlık’da Yürüyüşe Hazırlanan Bulgar Vatandaşlar-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

2025 yılında Kazanlık Gül Festivali 15 Mayıs-8 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Bizim programda da Kazanlık Gül Festivali’nin kapanış seremonisini izlemek var. Bu nedenle Kazanlık’a doğru hareket ettik. İlk uğrayacağımız yer bölgenin en eski ve en büyük gül damıtımevi yani Enio Bonchev Rose oil Distillery & Family Museum. Filibe’den oraya kadar 82 km’lik (1 saat 30 dakika) bir yolumuz var.

Aslında programı İstanbul’da planlarken, festivali iyi incelemiştim. Program, içinde Kazanlık Belediyesi’nin de bulunduğu bir komite tarafıdan düzenliyor. Bununla ilgili olarak internette Bulgaristan’dan çok tur firmasından satışlara rastlayacaksınız. Satılan bu turların kapanış törenleri programında, sabahtan erken saatlerde gül yaprağı toplamak (gül yapraklarının üzerinde sabah çiğ taneleri varken toplanması en iyi olduğundan, yapraklar erken saatlerde toplanıyor) ve ardından geçit törenlerini izlemek için Kazanlık’a dönüş var.

Kazanlık Gül Festivali Kapanış Törenleri 2025 / Bulgaristan Gezisi

Törenleri konforlu ve ön sıralardan izlemek için sandalyelerin satışı da bu turların paketinde bulunuyor. Bizim programı yaparken tur satın almak yerine, bilinen bir gül damıtımevini ve gül tarlasını gezmeyi daha uygun buldum ve Enio Bonchev Gül Damıtımevi ile yazıştım. Kişi başına 12 Euro’ya bilgilendirme, müze gezisi ve tarlada gül toplama gibi aktiviteler karşılığı anlaştım. Yani günümüzün ilk aktivitesi bu olacak. Bunun için de saat 08:00 gibi yola çıktık.

Kazanlık yolu, 2 gündür gezdiğimiz boş yollara göre oldukça kalabalık. Sanki herkes Kazanlık’a festivale akın ediyor. Yol üzerinde bir gelincik tarlası görünce, ilk molamızı yolda gördüğümüz bu gelincik tarlasında verdik.

Enio Bonchev Gül Damıtımevi’ne, randevu aldığımız saat 10:00’da vardığımız da kapıdaki büyük tur otobüsünü görünce işlerin aksayacağını tahmin ettim. Kapıdaki resepsiyonda da kimse yoktu. Gelenler Koreli turistlermiş. Firma randevusuz çalışmıyor ama konu Koreli turist olunca, kendi randevu saatlerini aşmamaları zaten pek de olası değildi. Öyle de oldu.

Enio Bonchev Rose oil Distillery & Family Museum 2025 Kazanlık / Bulgaristan Gezisi

Tüm çabalarımıza rağmen, bir türlü görevlilere derdimizi, randevumuza saatinde geldiğimizi ve programımız olduğunu anlatamadık. İş, kafilenin gezisi bitip de müze satış mağazasında satışa gelince de bizde ipler koptu. Kendimiz bahçeyi ve gül tarlasını gezip, birkaç fotoğraf alıp, bu aktiviteyi yapmış kabul ettik.

Zaten sizlere tavsiyem festival son günü bu türden bir ayarlama yapmadan, bu köye gelmeniz. Her taraf gül tarlası. Mutlaka güllerle fotoğraf çektireceğiniz bir tarla bulacaksınızdır. Enio Gül Damıtımevi daha özgün bir firma. Eğer illa ki bir müze gezer gibi rehberli gezi ve yerel kıyafetleri ile gül toplayanlarla gül tarlası gezmek isterseniz, bir diğer alternatif Damascena Gül Yağı Damıtımevi Kompleksi. Burası daha turistik bir yer. Bir diğer hatırlatma; Bu vadi içinde ayrıca çok güzel, geniş ve Fransa’daki tarlalarla aşık atacak kadar renkli lavanta tarlaları da bulunuyor. Ama lavantaların çiçeklenmesi için daha 4 hafta kadar zaman var. Temmuz ayı başı lavanta tarlaları ziyareti için daha uygun.

Enio Bonchev Gül Damıtımevi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu olaylı gül tarlası gezimiz sonrasında 30 km daha yol yaparak Kazanlık’a vardık. Bu arada festival törenine gidecekler için tavsiyelerim olacak. Kazanlık çok önemli bir yer. Burada çok değerli bir Trak mezarı ve bir de çok zengin bir Bölgesel Tarih Müzesi var. 15 km kadar yakında da Seuthes III Trak Mezarı ve diğer 2 tane daha Trak mezarı var. Kazanlığa doğu gelirken bir yol ayrımı sizi Trak Kral Mezarları Vadisine yönlendiriyor. Saat 09:30 gibi Enio Bonchev Gül Yağı Damıtımevi ziyaretimiz bitince, bizim doğrudan Trak Mezarlar Vadisi’ne rotayı çevirip, başta Seuthes III olmak üzere Trak mezarlarından en az bir tanesini gezmemiz, sonra da Kazanlık içindeki Trak Mezarı ziyaretini yapmamız gerekiyormuş.

Kazanlık Trak Mezarı ziyaretçi kuyruğu-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Turu

Gül festivali tur programlarında, gül festival yürüyüşü bitiminde, Kazanlık Trak Mezarına gidiliyor. Çok kalabalık oluyor ve daracık mezara girmek için kuyruk bekliyorsunuz. Biz bu kuyruğu beklemek istemediğimizden, mezar içindeki freskleri ile önemli bu mezarı göremedik. Sadece dışarıdan alanı ziyaret etmek durumunda kaldık. Festival yürüyüşüne kadar (ama saat 11:30’u da geçirmemek şartı ile!) en azından Kazanlık Trak Mezarını gezip, sonra festivale alanına gitmenizi tavsiye ederim.

Festival yürüyüşü ana cadde üzerinde olacağından ve Seuthopolis Meydanı’nda sonlanacağından, buraya çıkan tüm yollar trafiğe kapatılmıştı. Aracımızı edebileceğimiz en yakın yere park edip festival alanına doğru giden kalabalığın peşine düştük.

Kazanlık Gül Festivali Katılımcıları Tören Yürüyüşünü Bekliyorlar-Kazanlık 2025

Yol boyunca renkli kıyafetleri ile her yaştan çocuk, genç insanlara rastlıyoruz. Burada her taraf fotoğraf karesi dolu.

Biz de erken gelmişiz zaten! Yol boyu insanlarla konuşup, fotoğraflarını çeke çeke alana doğru yürüdük.

Sonunda mikrofonların olduğu bir yere ulaştık. Yürüyüş buradan başlıyor ve Seuthopolis Meydanı‘na kadar gidiyor. İlerideki yerlerin, festival komitesince satılan ücretli yerler olduğunu düşünüp, festival kortejinin protokolü selamlayacağı yerde durmaktansa, yürüyüşün başlangıcında olayı izlemeye karar verdik.

Kazanlık Gül Festivali Kortej Yürüyüşü Başlangıç Noktası-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kaldırımda uygun bir yerde konumlandık. Yürüyüşün başlaması epey uzun sürdü. En başta 2025 yılı Gül Festivali Kraliçesi seçilen genç kızlar olmak üzere okullar, kurumlar renkli kıyafetleri ile sırası ile dizildiler ve sunucunun takdimi ile yürüyüş başladı.

Kazanlık Gül Festivali Kortej Yürüyüşü/ Festival Kraliçesi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bundan sonrasını bol bol fotoğrafla anlatmam lazım…

Festival geçişinin tamamını değilse de önemli bir bölümünü izledik. Aslında kraliçenin geçişi sonrası, çiçek temalı bol renkli kıyafetler ile çocuklar ve sondaki yerel kıyafetleri ile gençler bence izlenmeye en değerli olanlardı.

Yürüyüşü izledikten sonra Gül Müzesi‘ne doğru hareket ettik. Gül Müzesi’ne Kazanlık Gül Parkı içinden geçerek gidiyorsunuz.

Park rengarenk güllerle dolu. Kazanlık’a yakışır bir park. Gül müzesi içinde sadece gül yaprağından elde edilen kozmetiklere baktık. Fiyatlar burada piyasaya göre daha pahalı geldi. Bu müze daha çok gül yağının geleneksel olarak elde edilmesinde kullanılan eski araçların sergilendiği bir müze.

Gül Müzesi- Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu arada epey bir acıktığımızı anladık ve yemek için müze yakınındaki bir yerin tarifini (Giorgo Italian Bakery & Coffee) aldık. Orada hem susuzluğumuz ve hem de açlığımızı giderdik. Buradan sonra Kazanlık Trak Mezarı‘na doğru yürüyüş yaptık. Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşle mezar alanına ulaştık.

Kazanlık Trak Mezarı Yolu-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kazanlık Trak Mezarı 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası eseri olarak ilan edilmiş. MÖ 4. yüzyıldan kalma olduğu düşünülüyor. Bu mezarın önemi her ikisi de bir törensel cenaze merasiminde bir Trakyalı çifti temsil eden duvar resimleri ile süslenmiş olması. Resimler, Bulgaristan’ın Helenistik dönemden kalma en iyi korunmuş sanatsal baş yapıtlarından sayılıyor.

Dar bir koridor ve yuvarlak bir mezar odasından oluşan mezarın orjinali ziyaret edilemiyor ama güzel bir replikası ziyarete açık. Daha önce anlattığım gibi sıra bekleyen insanların yarattığı kuyruğu görünce içine giremedik. Orijinal mezarı fotoğraflayıp alandan ayrıldık.

Iskra Tarih Müzesi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bundan sonraki benim gezim Iskra Tarih Müzesi’ne, gezideki kızların gezisi ise Kazanlık’ta festival nedeni ile kurulan pazarı gezmeye oldu. Konu uzadı, arkası artık yarına..

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

20.06.2025

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Genel Bilgiler

BULGARİSTAN HAKKINDA GERÇEKLER

Bulgaristan, Güneydoğu Avrupa’da yer alan ve 110.994 km2 bir alanı ile yüzölçümü bakımından Avrupa’nın en büyük 16. ülkesi. Ülkenin nüfusu 6,5 milyon, başkenti ve en büyük şehri ise Sofya. Bulgaristan Cumhuriyeti üniter bir devlet ve toplam 265 belediyenin yer aldığı 28 idari bölgeye ayrılmış. Yasama organı 4 yıllığına seçilen 240 üyeli Parlamento. Parlamento, Cumhurbaşkanının hükümeti kurmakla görevlendirdiği Başbakana ve onun teklifiyle Bakanlar Kurulu üyelerine güvenoyu veya güvensizlik oyu vererek denetliyor. Yürütme, doğrudan seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu’ndan oluşuyor.

Bulgaristan Coğrafik Haritası
Bulgaristan İdari Haritası

Komünist rejimi terk etme sonrası bir dönem bocalasa da Bulgaristan’ın 2024 yılında kişi başına gayri safi milli hasıla (GSYH) değeri, ABD doları cinsinden 15 bin 463 olarak hesaplanmış. Ekonomik serbestlik endeksine göre Bulgaristan ekonomik büyüklük bakımından dünyada 177 ülke arasında 29. sıraya çıkmış. Ülkedeki en güçlü sektörler enerji, madencilik, metalurji, makine endüstrisi, tarım ve turizm.

DEMOGRAFİK YAPI

Yarım yüzyıllık komünist rejimin ardından sınırların açıldığı 1989 yılında, Bulgaristan nüfusu 9.009.018 olarak tespit edilmiş. Bulgaristan son 30 yıldır sürekli demografik düşüş içinde ve nüfusu 2 milyondan fazla azalmış. Ülke, hem AB’de hem de dünya çapında negatif büyüme açısından ilk sırada yer alıyor. İstatistiklere göre son on yıldır Bulgaristan’daki doğum oranı %22’den fazla düşmüş. Ancak demografi uzmanlarına göre, Bulgaristan’daki sorun düşük doğum oranından çok, yüksek ölüm oranı ve nüfusun dışarıya göç etmesi olarak tespit edilmiş. Nüfusun % 84,6’sı Bulgar, % 8,4’ü Türk, % 4,4’ü Roman ve % 1,3’ü ise diğer etnik gruplardan olarak tespit eilmiştir.

BULGARİSTAN COĞRAFYASI

Bulgaristan’ın yaklaşık üçte biri ormanlarla kaplı. Bulgaristan’ın kara alanının yaklaşık %35’i doğal koruma alanları olarak belirlenmiş. Bu alanlar ulusal parkları, doğa rezervlerini, korunan manzaraları ve çeşitli kategoriler altında korunan alanları içeriyor. Balkan Yarımadası’nın en yüksek zirvesi Musala Tepesi Bulgaristan’ın Rila Dağı’nda yer alıyor ve deniz seviyesinden 2925 metre yüksekliktedir.

Balkan Dağları 2025 / Bulgaristan Gezisi

BULGARİSTAN TARİHİ

Bulgaristan tarihi çok ilgimi çekiyor. Gerçekten de zengin ve büyüleyici bir tarihe sahip olan Bulgaristan, MS 681’de kurulan en eski Avrupa ülkelerinden birisidir. 1.300 yıldan uzun süredir bir ulus-devlet olarak sürekli varlığını sürdürmüş. Bunun en önemli göstergelerinden birisi Bulgaristan’ın, İtalya ve Yunanistan’dan sonra değerli arkeolojik anıt sayısı bakımından Avrupa’da üçüncü sırada yer alması.

Bugünkü Bulgar topraklarında çok eski zamanlardan beri yerleşim olmuş. Ama bu topraklardaki en önemli izler MÖ 6.-3. yüzyıl arasında hüküm süren Traklar‘a ait. Trak alfabesinin, Yunan alfabesinden türediği düşünülüyor. Bugün elimizde Trakların kendilerine ait yazılı metin olarak sadece 4 uzun metin mevcut ve bunlarda tam olarak çözülememiş. Bu nedenle bu ilginç halk hakkında tarihsel gerçekleri hep başta antik Yunan ve Roma tarihçileri olmak üzere diğer kaynaklardan öğrenmişiz.

Aleksandrova Trak Mezarı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Traklar, MÖ 12. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar Balkanlar’da izlerini bırakmış gizemli bir halk. Türkiye’de de bu halka ait arkeolojik buluntular mevcut. Traklar kabileler halinde yaşamışlar ve her kabilenin bir reisi varmış. Trakları tarihte bir araya getirme başarısını çok az Trak lideri başarabilmiş. Savaşçı bir halk olarak bilinen Traklar, atlı okçulukta oldukça ustaymışlar. Zengin kültürleri ve benzersiz yaşam tarzlarıyla tarihsel bir öneme sahipler. Trak mitolojisi doğa ve doğaüstü varlıklara odaklı olup Dionysos ve Sabazios gibi tanrılara inanıyorlarmış. Ölüm ve öbür dünya Trak mitolojisinde önemli bir yere sahip. Bunu gezdiğimiz Trak mezarlarında da gördük. Yeri gelince anlatacağım. Büyük İskender’in fetihleriyle asimile olmuşlar. Tarihsel kahraman Spartacus‘de bir Trakyalı kabul edilir ve bu topraklarda doğmuştur.

Aleksandrova Trak Mezar Odası Tavan Resimleri Detayı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bugünkü Bulgaristan toprakları Antik Traklar, Persler, Keltler ve Makedonlar arasında süregelen çatışmalara sahne olmuş. Bölgeye istikrar, MS 45 yılında Roma İmparatorluğu’nun burayı fethetmesiyle gelmiş. Ancak Roma İmparatorluğu’nun parçalanmasının ardından yeniden başlayan kabile istilaları, 6. yüzyıl civarında bölgeye Erken Slav topluluklarının yerleşmesine yol açmış. Bu kısmı biraz açmak, Proto (Ön) Bulgar kavramını anlatmak, Bulgar tarihini biraz daha iyi anlamamıza neden olacaktır.

Ön Bulgarlar veya Protobulgarlar, asıl kitlesini Ogur (Otuz-Ogur, On-Ogur) kitlelerinin oluşturduğu, 7. yüzyılda Karadeniz’in kuzeyi ile daha sonra İdil Nehri ve Tuna nehri bölgelerinde de yaşamış, Türkçe konuşan, yarı göçebe Türk kökenli halka verilen isim. Bazı kaynaklarda Bulgarların, Türk menşeli bir kavim oldukları artık genel kabul gören bir gerçek olarak ifade ediliyor. Bunun en açık kanıtı olarak da arkeolojik kalıntılar, Proto-Bulgar dil kalıntıları ve İdil Bulgarları’na ait mezar taşlarındaki kitabeler gösteriliyor. Proto Bulgarlar, Avrasya bozkırlarının askeri unvanlarını, örgütlenmesini ve geleneklerini, pagan şamanizmini ve gök tanrısı Tangra’ya olan inancı korumuşlar.

Asen Kalesi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgarların çok eskiden nerede yaşadıkları hangi Türk kavmine mensup oldukları ve tarih sahnesine ne zaman çıktıkları, Azak Denizi çevresine ne zaman geldikleri ise kesin olarak tespit edilememiş. “Bulgar” sözcüğüne de V. yüzyılın son çeyreğine kadar kaynaklarda rastlanmamış. Bu kelimeye ilk defa Bizans kaynaklarında rastlanmış. 482 yılına ait bir metinde Bizans imparatoru Zenon’un Doğu Gotlarına karşı, askeri destek sağlamak için Karadeniz’in kuzey-batı kıyılarında oturan Bulgar topluluğuna başvurduğu yazılmış.

Nebettepe’de Trak, Bizans, Bulgar ve Osmanlı Kalıntıları 2025 / Bulgaristan Gezisi

‘Bulgar’’ kelimesinin, Türkçeden başka hiçbir dilde açıklaması da yapılmamış. Türkçede manası ise; “karışmak, karıştırılmak, karışmış” demek. Bu adı vermenin anlamı ise Göktürkler’in boyunduğu altında Karadeniz’in kuzeyinde yaşayan ve çoğunluğunu Ön Bulgarlar’ın (Onogurların) oluşturduğu halkın, Sabirler, Hazarlar, Uzlar, Suvarlar gibi birçok diğer küçük Türk ve Hun topluluğunun parçaları ile bir araya gelip karışması ve 632-668 yılları arası Magna Bulgaria (Büyük Bulgarya) da denen Büyük Bulgar Hanlığı’nı kurmuş olmaları olduğu düşünülüyor. Kurucu olan Kobrat‘ın Mete Han’dan beri Hun hükümdarlarını yetiştiren “Tu-kı” Ailesinden geldiği, bu nedenle de Ön Bulgar hükümdarlarının Asya Hun hükümdarları ile aynı sülaleye bağlı oldukları savları da var. Önemli olan tarihsel gerçek Bulgarlar’ın 7. yüzyılda Pontus-Hazar bozkırında yarı yerleşik hale gelmiş olmaları. Kobrat Han ölünce oğullar arasında taht kavgaları başlamış. Bundan faydalanan Hazar Hanlığı, Proto Bulgarları 668 yılında yenmişler. Hanın bir oğlu Hazarların boyunduruğu altında yaşamayı tercih ederken diğer iki oğul aşağıdaki haritada görüldüğü gibi kendine bağlı halkları ile göç etmişler.

Proto Bulgarları Tarih İçinde Göç Hareketleri
Asparuh Han

681’de Asparuh Han ordusu ve Proto Bulgarlar halkın bir kısmı ile göç ederek, günümüzde Romanya ve Bulgaristan’daki Dobruca bölgesine karşılık gelen Küçük İskitya‘yı ele geçirmiş ve Tuna Bulgaristan‘ı ya da daha çok bilinen adı ile Birinci Bulgar İmparatorluğu‘nu kurmuş. Daha sonra bu alanda yerleşik Bizans nüfuslarıyla ve daha önceden gelmiş yerleşik Slav kabileleriyle birleşmişler ve sonunda Slavlaşmışlar. Bu tarihten sonra da modern Bulgarların atalarından biri olarak kabul ediliyorlar.

Geriye kalan Pontus Bulgarları ise 7. yüzyılda Volga Nehri’ne göç etmeye zorlanmışlar ve burada Volga Bulgaristan‘ını kurmuşlar. Modern Volga Tatarları, Başkurtlar ve Çuvaşlar, Volga Bulgarlarından geldiklerini iddia ediyorlar.

Birinci Bulgar İmparatorluğu, Balkanların büyük kısmına hükmetmiş ve Slav kültürlerini derinden etkileyerek Kiril alfabesinin geliştirilmesinde önemli rol oynamış. Birinci Bulgar İmparatorluğu, 11. yüzyılın başlarında Bizans imparatoru II. Basileios’un orduları tarafından yıkılmış.

II. Ivan Asen

1185’te başarılı bir Bulgar isyanıyla kurulan İkinci Bulgar İmparatorluğu, özellikle II. İvan Asen döneminde (1218-1241) en parlak dönemini yaşamış. İmparatorluk, uzun süren savaşlar ve iç çekişmelerin ardından zayıflamış ve 1396’da Osmanlı egemenliğine girerek yaklaşık beş asır sürecek bir döneme girmiş.

Osmanlı dönemi Bulgaristan tarihini daha sonraki Bulgaristan gezimiz sonrasında anlatmak uygun olacak diye düşünüyorum. Bir dahaki Bulgaristan gezimize 93 harbinin yaşandığı Rusçuk, Plevne gibi yerleri de katacağım. Oraya anlatacak birşeyler kalsa ve bu tarih kısmını daha da uzatmasak iyi olacak.

1878’de Osmanlıdan kurtulan ve özgürlüğüne kavuşan Bulgaristan, civar Balkan ülkeleri ile olan savaşlardan yenilgi ile çıkınca I. Dünya Savaşı’nda Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı ittifakı ile aynı cephede savaşa katılmış. II. Dünya Savaşı’na da Almanya saflarında katılan Bulgaristan böylece her iki dünya savaşından da yenilgiyle çıkmış.

I. Dünya Savaşında Bulgar Ordusu

Bulgarlar, II. Dünya Savaşı’nın ardından Balkanlar’da ilerleyen Sovyet ordusunun da yardımıyla Georgi Dimitrov önderliğinde sosyalist rejime geçmişler ve ülke, soğuk savaş yıllarında Varşova Paktı’nın üyesi olarak kalmış.

Sosyalist Bulgaristan Döneminden Buzluca Anıtı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Doğu Bloku’nun çözülmesiyle 1990 yılında sosyalist rejim yıkıldı. Bulgaristan, sosyalist rejim dönemine ait çok sayıda eseri hala içinde baındırıyor. 2004 itibarı ile NATO üyesi olan Bulgaristan, 1 Ocak 2007’de de Avrupa Birliği’nin tam üyesi oldu.

BULGARİSTAN HAKKINDA BAŞKACA İLGİNÇ NOTLAR

Gayda (Bulgaristan’da ”gaida” olarak bilinir) geleneksel bir Bulgar enstrümanı.

Bulgaristan, Avrupa’da en fazla doğal mineral kaynağına sahip ikinci ülke (İlki Rusya). Ülke, her biri kendine özgü mineral bileşimi ve tedavi edici özellikleri olan 700’den fazla mineral kaynağına sahip. Bu mineral kaynakları, Velingrad, Sandanski ve Hisarya kasabalarını içeren ünlü Bulgar Spa Üçgeni de dahil olmak üzere çeşitli bölgelerde yer alıyor.

Bulgarlar “hayır” anlamında başlarını yukarıdan aşağıya, “evet” anlamında ise başlarını sağa sola sallıyorlar. Kutlanan “İsim Günleri” bazıları tarafından doğum günlerine göre daha da değerli olarak görülüyor.

Martenitsa Bileklikler

Bulgarlar baharı Baba Marta ile karşılarlar. Her yıl 1 Mart’ta Bulgarlar, baharın başlangıcını ve sağlıklarını kutlamak için her arkadaşına bir Martenitsa (beyaz ve kırmızı bilezik) verirler. Martenitsa, bir leylek veya çiçek açan bir ağaç görene kadar bileklerde takılı kalır. Bununla ilgili olarak daha önce bir yazı yazmıştım (https://gezekalin.com/2017/03/08/cestita-baba-marta/).

Bulgaristan dünyanın en büyük şarap ihracatçısı ülkelerinden biridir. Şarap üretiminin Trak uygarlığı zamanlarına dayanan uzun bir geçmişi var. Ayin amaçlı Jülyen takvimini kullanan kiliseler, 14 Şubatı Bağcılar Günü-Trifon Zarezan günü olarak kutluyorlar. Yani 14 şubatta Bulgaristan’da insanlar şaraba olan sevgilerini kutluyorlar.

Çeşitli malzemelerle doldurulmuş ince yufka katmanlarından yapılan geleneksel bir Bulgar böreği olan Banitza meşhur yemeklerinden. En yaygın dolgu malzemesi çırpılmış yumurta ve “sirene” adı verilen Bulgar beyaz peynirinin karışımından oluşuyor.

Bulgaristan’ın ulusal içeceği bize uzak değil; Rakı (ayrıca rakia, rakiya veya rakija olarak da yazılır). Rakia, Bulgar toplumunda büyük kültürel ve sosyal öneme sahip geleneksel bir meyve brendisi. Genellikle üzüm, erik, kayısı veya diğer meyveler olmak üzere fermente edilmiş meyvelerin damıtılmasıyla yapılır.

Bulgaristan’da 10 adet UNESCO alanı bulunmaktadır. 7 adet kültürel alan (Rila Manastırı, Boyana Kilisesi, Nessebar Antik Kenti, Kazanlak Trak Mezarı, Madara Süvarisi ve İvanovo Kaya Oyma Kiliseleri) ve 3 adet doğal alan (Pirin Milli Parkı ve Srebarna Doğa Koruma Alanı ve Orta Balkan Milli Parkı).

“Üç Renkli” olarak da bilinen Bulgar bayrağının tasarımı, sanatçı ve devrimci Zachary Zograf‘a atfedilir. Bayrağın renkleri sembolik öneme sahiptir: Beyaz barışı, yeşil doğurganlığı ve umudu, kırmızı ise cesareti ve ulusun bağımsızlığı için dökülen kanı temsil eder.

Bundan sonra gün gün gezi anlatımına başlarız..

Gezekalın.

Dr Ümit Kuru

13.06.2025