Toroslar’da Bahar: Köprülü Kanyon

IMG_1325

Değirmenözü Köyünde sabah erkenden kalkıp, köyün içini gezdim. Günün bu ilk ışıkları altında bu şirin köyden güzel kareler alabileceğime emindim ve öyle de oldu gerçekten. Bu köyde çoğu ev dün Beydilli köyünde gördüğümüz tarzda bir mimari ile yapılmış. Ancak beklenebileceği gibi burada evler daha düzenli ve harç kullanılmış.

Sabah kahvaltısını yapıp ev sahibemiz sevgili Ayşe Durna ile vedalaştık. Köprülü Kanyon’a doğru yola düştük.

IMG_1234Köprülü Kanyon 14 km uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun kanyonu olma ünvanını taşıyor. 1973 Yılında Milli Park statüsüne kavuşmuş.  Köprülü Kanyonu binlerce yılda şekillendiren Köprü Çay Aksu ilçesinden doğan sulardan başka, Karacahisar Köyünden doğan sulardan meydana geliyor. Burada 2 adet taş köprü mevcut. Bu kööprülerden ilki olan Oluk Köprü, MS 2. yüzyıla tarihlenen bir Roma köprüsü ve 22 metre uzunluğa 2.7 metre genişliğe sahip.Su hizasından 30 mt kadar yukarıya inşa edilmiş. Bu köprüyü geçtikten sonra Beşkonak yerleşim yerine doğru ilerlerken ikinci taş köprüyü göreceksiniz. Bu köprü diğerine göre daha küçük ve bunda yan korkuluklar yok. Zaten ilkine de taştan yan korkulukları sonradan eklemişler. 1996 Yılında Karayolları hiç de aslına uymayan bir şekilde bir restorasyon yapmış.

Bu nedenle 2. köprüyü daha çok seveceksiniz. Bu köprüden geçerken düştüm-düşeceğim hissini yaşıyorsunuz. Bu yazıyı hazırlarken, doğa için uyarıcı yazılarını ilgili takip ettiğim Sn Yusuf Yavuz’un Köprü Çay hakkında ilginç bir yazısını okudum. Sizlerle paylaşmak isterim.

http://gazeteciyazaryusufyavuz.wordpress.com/2013/03/01/tanrisini-yitiren-nehirler-arsiv-haber/

IMG_1255

Bu köprü ve civarında verdiğimiz fotoğraf molasından sonra kalacağımız tesis olan Perge Pansiyon’a (Perge Pansiyon Tel: 0242 765 30 74) giriş yaptık. Burası doğaya saygılı bir tesis izlenimi verdi. Tesisin kurulu olduğu alanda doğal su kaynaklarının aktivitesini görebiliyorsunuz. Burada evlerin önündeki çardaklardan birine yerleştik ve suyun dinlendiren sesi ve suyun renginin görsel zenginliği içinde sonuna yaklaştığımız gezinin kritiğini yaptık.

IMG_1274Buralara kadar gelinmişken Köprü Çay da rafting yapmamak olmaz. Biz de kaldığımız tesisten bir rafting organızasyonu yapılmasını rica ettik. Saat 14:00 gibi de rafting yapmak için botumuz ve ekipmanlarla birlikte rafting yapacağımız yere gittik. Köprülü Kanyon, daha önce hiç rafting yapmamış kişiler için bile gayet güvenli ve eğlenceli bir parkur. Güvenli rafting yapılan parkurun toplam uzunluğu 12-13 km kadar. Bizim bulunduğumuz bu zamanlarda (mayıs) Köprü Çay rafting için en uygun durumda oluyormuş. Burada daha önce de raftng yapmıştım ama o zamanlar Ağustos ayları giibiydi ve su seviyesi düşüktü. Rafting boyunca sizlerde kürek çekiyorsunuz ama aslında tüm maharet size eşlik eden rehberde. Bizim rehberde oldukça tecrübeliydi. Rehberler, rafting katılımcılarına İstedikleri zaman botu devirmek dahil çeşitli heyecanlar yaşatabiliyorlar. Bizim rehber, bizlerin yaşına hürmeten bot devirmek ve soğuk sulara bizleri düşürmek gibi adrenalini yüksek heyecanlar yaşatmadı. Ancak gel gelelim suyun akış hızının fazlalığı ve küçük şelalelerden geçişler bizleri zaten fazlası ile heyecanlandırdı..

IMG_1352Tesise gelince hızımızı alamayıp, küçük taş köprüye kadar bir yürüyüş yaptık. Yarın artık dönüş yolunda olacağımızdan son ana kadar bu güzellikleri yaşamak istiyoruz. Öyle ya! Bir daha ki sefere Köprülü Kanyonu bu halde görememek var…Umarım bu güzelliklere kimse el uzatmasın ve Köprü Çay o türkuaz rengi ile son noktaya, sevgilisi olan Akdenize kadar kavuşmak için çoşku dolu aksın dursun..

Ertesi gün İstanbul’a evimize doğru yollara düştük. Ancak gündelik yaşama geçiş yumuşak olsun diye bir gecemizi de Afyon’da Gazlıgöl Kaplıcalarında geçirmeye niyetlendik. Gazlıgöl Kaplıcaları, Afyon’un Kuzeyinde yer alan, il merkezine 25 km uzaklıkta ve İhsaniye ilçesine bağlı Gazlıgöl beldesinde bulunuyor. Bu kaplıcaların Frigler zamanından beri kullanıldığına inanılıyor.

Biz daha önce burada Başaranlar Termal Otel de kalmıştık. İsterseniz apart daire, isterseniz de otel odalarında kalabiliyorsunuz. Her iki konaklama yerinde de 5 veya 3 tonluk havuz mevcut. Aparta dairelerde 2 aile rahatça kalabiliyor. Ben burada kaplıca dışında, bu mevsimde olan kır çiçeklerinin çeşitliliğine de bayılıyorum. Otel önünden ana yoldaki benzinliğe kadar boş alanda neredeyse 10 yakın farklı kır çiçeği gördüm. IMG_1416-001

Ertesi gün erken yola çıkınca  dur kalk yapa yapa İstanbul’a dönme imkanımız oldu. Daha önceden yapmadığımız bir rota  yapalım istedik ve Eskişehir Döğer beldesinde Emre Gölüne uğradık. Burası küçük ama doğal bir göl. Göl bazı kuşlara ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda peri bacalarını andırır taş yapılarda ortama ayrı bir güzellik veriyor. Yolunuzu uzatmaya değer, tavsiye ederim.

 

 

 

 

IMG_1448

Evet Sanal gezgin arkadaşlarım..Bir geziyi daha bitirdik. Aslında bu gezi ile baharı karşılama gezilerimizi de bitirmiş olduk. En azından bu seneyi tamamlamış olduk. Sağlık eksik olmasın, zamanımız olsun…Daha ne baharlar karşılayacağız birlikte.

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

 

 

 

Toroslarda Bahar; Giriş yazısı

IMG_0413

Daha önce 2011 yılında İstanbul’dan Beyşehir’e doğru 5 gün süren bir gezi yapmış ve bu gezi ile Toroslar ve Göller Bölgesinde baharın doğada yaptıklarını gözlemleme şansı yakalamıştık (http://gezekalin.blogcu.com/bahari-karsilamak-istanbul-dan-beysehir-e-giris/10527276). Bu gezinin tadı damağımızda kalmış ve bölgenin geride kalan bir başka kısmını görebilmeyi, bir başka bahara saklamıştık. Bu sene yine bir Mayıs ayında, bu geziyi yapma şansını yakaladık.   IMG_0258

Gezi rotamızı İstanbul çıkışlı bir grup gezginin, Akşehir çıkışlı bir başka grup gezginle Yazılı Kanyon/Çandır’da buluşması şeklinde başlattık. Daha sonra ise gezimizi Adada Antik kenti, Tota Dağı ziyaretleri ve Kasımlar Köyünde konaklama ve civar yerleri gezme şeklinde devam ettirdik. Geçen defadan yapamadığımız Beydilli Köyü gezisini zor şartlar altında da olsa yaptık. Orada bu ülkenin, hala tertemiz kalmış Anadolu insanlarına sahip olduğunu gördük. Daha sonra Değirmenözü Köyünde, turizme yeni açılmaya çalışan bir ailenin yanında konaklama yaptık. Kendi kendine yetmeye çalışan insanlarımızın, bizi ağırlamak için gösterdiği çabaya şahit olduk. Bu yörelerde vahşi bir saldırı altında olan doğal suların, nehirlerin rotalarından nasıl çıkarıldığını gördük. Bazı yerlerde kurumuş dere yataklarını ve kesilmiş ağaçlarla kelleşen ormanlık arazileri gördük ve üzüldük. Köprülü Kanyonda konaklayarak rafting yaptık ve civarı gezdik. Türkuaz renkli Köprüçay boyunca civarı gezdik. Sonunda da Afyon Gazlıgöl’de kaplıcalarda yorgunluk atıp İstanbul’a, günlük hayatımıza döndük. Bol bol fotoğraf çektik, anılar biriktirdik ve adresler-isimler aldık. Vazife bilip, gezimizin hikayesini siz “Sanal Gezginler” le paylaşmak istedik.IMG_0558

Evet Meraklı gezginler.. Buyrun bakalım: “Toroslarda Bahar” gezi yazımıza..

Dr Ümit Kuru

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.