Ateşin ve Buzulun Yurdu İzlanda: Skogafoss’dan Skaftafell Milli Parkına

P7250083.JPG

Sabah uzaktan gelen şelale uğultusu ile uyandık.  Yağmur kesilmiş mi, hava güzel olacak mı? diye, bir umut kafayı odamızın penceresinden dışarı  uzattım. Yağmur yağmasa bile, kara kara bulutlar tepemizde! Fotoğraf karelerimiz bugün de kara olacak galiba…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kaldığımız otel Skogafoss’da kahvaltı yapıp  yollara düştük. Önce Dyrhólaey‘e gittik.

290px-Route1(iceland)

(1) Reykjavík; (2) Borgarnes; (3) Blönduós; (4) Akureyri; (5) Egilsstaðir; (6) Höfn; (7) Selfoss

Gezimizde Çember Yol ya da Rota-1 (Route 1) denen ve Reykjavik’den başlayıp tüm adayı dolaşan ve yine Reykjavik’de sonlanan 1300 km yolu takip ediyoruz. Bu yol İzlanda’nın otobanı sayılıyor. Otoban derken 3 şerit gidiş, 3 şerit geliş, bölünmüş yol diye bir şey düşünmeyin. Tek şerit gidiş, tek şerit geliş ve yolun bazı kısımları bozuk. Ülkenin coğrafyası ve jeolojik durumu, yolların daha iyi olmasına pek müsaade etmiyor. Sıkça yaşanan seller, yol-köprü neyin bırakmıyor. Bizim gezi rotamızın bundan sonraki kısımları biraz rahatsız geçecekti. Özellikle ülkenin doğusunun yolları ve bugünkü gezimizde yollarının bazı bölümler öyleydi.

Bugün Skálafell’e kadar geze geze gideceğiz.

Tam ekran yakalama 06.08.2016 224508

Yolda manzaralar müthiş. İlk gördüğümüz Mýrdalsjökull Buzulunun uzantısıydı. Buzul sistemleri, dağlardan yol bulduğu alanlardan, tepelerden, aşağılara doğru uzanıyor. Uç kısımlarından erimelerle nehirler, kopmuş irili ufaklı buzul parçaları ve göller oluşturuyor. Bugün tüm gün boyu buzullar görecek ve bir buzul lagününde tekne ile gezimiz olacak.

IMG_0943-001

Kaldığımız noktadan 27 km, Reykjavik’den 174 km uzakta olan Dyrhólaey, aslında küçük bir ada. Denize doğru 120 metre kadar uzanan ve ark şeklinde yapısı ile turist çeken bir yer. Dyrhólaey, “Ortasında kapı deliği bulunan  yüksek ada”  anlamına geliyor. Bu adada, denizin üstüne çıkan 3 delik var.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Aracımızı denizi, sahili ve Dyrhólaey’i tepeden gören bir yere park ettik. Araçtan inince sağda bulunan uçurumdan görebildiğimiz siyah kumsal, önemli bir yer. Bir zamanlar akmış lavların oluşturduğu bir kumsal burası.

IMG_0998.JPG

Bu tepeden bakınca kuzeyde Mýrdalsjökull Buzulu, doğuda denize doğru akmış siyah lav sütunları (en meşhurları en yüksek ve sivri olan Haidrangur ve Lundodrangur) ve batıda Selfoss yönünde uzanan sahil manzarasının göze çarpması lazımdı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sis ve yağmur bize bu teori de anlattıklarımı görme ve bu güzel yerin keyfini çıkartma imkanı vermedi. 3 gündür, ne zaman dışarıya adımımızı atsak yağan yağmur, bu tepede bir de sisle birlikte, bize zorluk çıkartıyor (Aslında en büyük derdimin iyi fotoğraf çekebilme şansını yakalamak olduğunu tahmin etmişsinizdir). Kıyıdan denize  uzanan ortası delik büyükçe bir kaya parçası görünümdeki alanı görmek mümkün değil. Sadece bir siluet görebiliyoruz. Etrafta net sayılabilecek tek görüntü, bugünkü hali 1927  yılı yapımı olan ve kale görünümündeki deniz feneri.

Puffin_Latrabjarg_Iceland.jpg

Beni heyecanlandıran bir başka önemli olay puffin denen kuşların burada bolca yuva yapmaları nedeni ile onları görecek ve fotoğraflayacak olmamızdı. Teoride sahile yakın dik yarıklarda yuva yapmış deniz kuşları ve puffinler var. Pratikte ise sadece sesleri duyabiliyoruz. Kocaman tele lensi akşamdan hazırlamışım. Ruhum ise daha gezi öncesinden hazır. Ama heyhat! Çekebildiğim sadece birkaç martı fotoğrafı. İnternette bulduğum ve bu sayfaya aldığım yukarıdaki gibi bir puffin fotosu çekemedim tabii ki. Umudum İzlanda’nın diğer puffin yuvası olan yerlerinde bu kuşu fotoğraflamaktı. Ancak İzlanda gezimde, sadece Reykjavik’de balina gözlemek için tekneyle açıldığımızda uzaktan alabildiğim birkaç poz dışında hiç puffin fotoğrafım yok sayılır.

IMG_4372

Kanatlarının küçüklüğü nedeni ile iyi uçamayan ve bunu telafi içinde çok sayıda kanat çırpmak zorunda kalan puffinler çok iyi dalan kuşlar. Derine yaptıkları dalışlarla balık avlayabiliyorlar. Görüntüsü nedeni ile deniz papağanı da deniyor. Başlıca İzlanda ve Faroe Adaları’nda yaşayan deniz papağanları, Kanada, Kuzey Avrupa ve Arktik Daire gibi diğer bölgelerin de yerli canlısı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Burada 30 dakika fotoğraf molası verilmişti. Zamanla sisin biraz da olsa dağıldığını görünce süreyi uzattık ve gider ayak Dyrhólaeyin daha net fotoğraflarını çekebildik. Buraya geldiğinizde Arnardrangur “Eagle rock-Kartal Kayası“na da dikkat etmek gerekiyor. Bu da denizin içinde bir küçük ada. Bir zamanlar üzerinde bulunan kartal yuvasından gelen ismine yakışmayan şekilde, 1850’den beri, üstünde kartal yuvası yokmuş. Denizin ortasında havalı bir kaya. Gerçekte hem Dyrhólaey ve hem de Kartal Kayası gibi yapılar, bir zamanlar aktif olan volkanın püskürttüğü lavlar sonucu ortaya çıkan yapılar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Buradan hareketle 19 km ötedeki Reynisfjara‘ya gittik. Aslında burası Dyrhólaey’in arka tarafı. Bu sahilin özelliği bazalt lavlar nedeni ile ortaya çıkan siyah çakıllı sahil, denizden yükselen bazalt anormal şekilli kayalar (Reynisdrangar) ve sahilde dağın eteklerinde bazalt sütunlarla piramit görünümlü (Gardar) kayalar. Bu kıyılardaki dalgalara dikkat etmek gerekiyor. Dalgalar çok güçlü ve dize kadar bile denize girenleri suya çekebildiği konusunda uyarılar yapılıyor. Burada 100000 sene önceki volkan patlamasında oluşan deniz ortasındaki adalardan Haidrangur‘u daha güzel fotoğraflayabildik.

IMG_1073.JPG

IMG_1084

Trol, İskandinavya folklorik hikayelerinde geçen ve korkunç gözüken mistik, insanımsı devasa yaratıklara deniyor. İzlanda’da her dükkanda, bazen de sokaklarda küçük-büyük maketlerini görebiliyorsunuz. Efsaneye göre 2 tane Trol bir gemiyi bu sahillerde kıyıya doğru çekmeye çalışsalar da başaramamışlar. Gün ışıyınca da taşlara dönüşmüşler. Reynisdrangar denen acaip şekilli kayaların oluşumunun efsaneye dayalı hikayesi bu.

IMG_1025.JPG

Bazalt sütunlu piramide benzer kaya yapısı çok ilginçti. Gelenek mi bilmiyorum ama bir gelinle bir damat, bu sütunlara gelip fotoğraf çektirdiler. Siyah bazalt kumdan ve bazalt çakıl taşlarından sahil, dünyanın en güzel sahilleri arasında gösteriliyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Oradan Vík í Mýrdal Köyüne çıktık. Vík Köyü, Reykjavík’in 180 km kadar Güney Doğusunda bulunan bir köy.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Vik Köyü kuzeyinde Mýrdalsjökull Buzulu gözüküyor. Bu buzulun bir önemi de Katla Volkanının üzerinde bulunması. Katla Volkanı sabıkalı ve bu sahillerdeki kaya parçaları, adacıklar onun geçmişten eseri. Katla Volkanı 1918 den beri faaliyete geçmemiş. Aradan geçen bu kadar uzun süre, yakında bir patlama beklentisi getiriyor. Vik Köyünde tepede tek başına bulunan 1934 yapımı kilise (Church Víkurkirkja) köye hakim durumda gözüküyor..

IMG_1110.JPG

57 km gibi, aslında kısa sayılabilecek bir uzunluğu, yolların zorluğu nedeni 1.5 saate yakın bir zamanda alarak Laufskálavarða denen bir yerde durduk. Önümüzde uzanan manzarayı fotoğraflamak için mola verdik. Önümüzde göz alabildiğine uzanan lav tarlaları var.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Efsaneye göre burada Laufskálar adında büyük bir çiftlik varmış ancak 894 yılında büyük Katla Volkanı patlamasında bu çiftlik yok olmuş. Uğur getirmesi için, bugün bulunduğumuz noktada yoldan geçenler taş üstüne taş koyarak, taştan öbekler yapmışlar. Gerçekten de etrafta sayısız taş kümeleri göze çarpıyor.

IMG_1113.JPG

Aşağıya doğru göz alabildiğine uzanan lav tarlaları, yol boyunca da devam etti. Bir süre sonra İzlanda’da şahit olacağımız doğa harikalarının en önemlilerinden bir tanesine daha şahit olduk. Eldhraun, Lakagigar Volkan patlaması  sonucu akan lavların oluşturduğu dünyanın en büyük lav tarlası.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Keskin ve sert lav kümelerinin üstünü örten kalın yeşil yosun örtü, aslında geçmişin bir felaketini saklıyor. Üç hafta süren depremler sonrasında, Lakagígar Volkanı patlaması (aynı zamanda Skaftáreldar veya Skaftá ateşi olarak da biliniyor) ile bu alanda, 1783-1784 yılları arasında 8 ay içinde 600 km² alanı kaplayan, 15 km³ lav akması olmuş.  Bu lavlar, Lakagigar yarık sisteminde bulunan tam 130 kraterden gerçekleşmiş. Buzul çağının sonlanmasından sonraki tarihin en geniş alanı kaplayan 3. lav fışkırması bulunduğumuz tüm bu alanda olmuş. Zamanla bu lavların üstünü “mosses” yani yosunlar kaplamış. Aslında liken olan bu bitkiye bastığınızda ayaklarınız içeriye gömülüyor. Apollo 11 mürettebatı yapacakları ay yürüyüşünün denemelerini bu alanda yapmışlar.

Aşağıdaki linke Lakagigar Volkanı patlaması ile ilgili bir anlatım var.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yola devam ederek Kirkjubæjarklaustur adlı yerleşim yerinden geçtik. Ring Road üzerinde seyyahların dinlenecekleri, eksiklerini tamamlayacakları bir köy. Burası ile ilgili bir de söylence var; Buna göre Norveç’ten gelen ilk yerleşimci Vikinglerden önce İzlanda’da yerleşimciler vardı. Bunlar İrlandalı rahiplerdi (Papar). Bu köy civarında mağarada 800’lü yılların başında bu rahiplerin yaşadığına dair bazı izler varmış.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu yol üzerinde bile bol bol şelaleler görüyoruz. Bunlardan bir tanesi bir çiftliğin ön planda olduğu Fossá Siòu Şelalesiydi. Yollarda ayrıca  toprakla kaplı damlarında zamanla çimlenme olan ve yarıya yakını 3 taraftan toprağa gömülü  (soğuktan korunmak için) klasik İzlanda kır evleri de görüyoruz.

Yolun bundan sonrasında artık Vatnajökull Ulusal Parkı’na doğru girmeye başlıyoruz. Vatnajökull Ulusal Parkı, İzlanda’da bulunan 3 Ulusal Parktan bir tanesi. 8100 km²’lik dev alanı ile Vatnajökull Buzulu (Avrupa’nın da hacimsel anlamda en büyük buzuludur), İzlanda’nın yaklaşık % 8’ine tekabül ediyor. Daha önceden ayrı birer Ulusal Park kabul edilen  güneydeki Skaftafell ve kuzeydeki Jökulsárgljúfur Ulusal Parkları da  Vatnajökull Ulusal Parkına dahil edilince, ortaya bugünkü dev park çıkmış. İlavelerle parkın şimdiki toplam alanı 14000 km²’ye yaklaşmış. Tüm İzlanda topraklarının %14’lük kısmı bu parka dahil. Bu park nehirlerin, buzulun, volkanik ve jeotermal aktivite güçlerinin doğayı şekillendirmesi ile ortaya çıkmış benzersiz manzaralara ev sahipliği yapması bakımından çok önemli.

P7250065.JPG

Vatnajökull Buzulunda buz tabakasının kalınlığı yer yer 1 km’yi buluyormuş. Adanın birkaç aktif volkanı buzulun altında bulunuyor. Bárðarbunga ve Grímsvötn Volkanları bunlardan en aktif olanları. Bu volkanlar içinde en çok takip edilen Grímsvötn Volkanı.

IMG_1249

Bu volkanın patlaması sonucunda  oluşan seller ve bazıları 45.000 kübik metre büyüklüğüne ulaşan buzullar nedeni ile yolda ve üzerindeki 880 mt uzunluğundaki köprüde hasarlar yaratmış. Bu zarara ait bir köprü parçası yol kenarında bulunuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kirkubæjarklaustur Köyü ile Höfn arasında Skaftafell Ulusal Parkı bulunuyor. 1967 yılında milli park statüsünü almış ve sonrada 2 defa genişletilmiş. Bu parkın, Vatnajökull Ulusal Parkına katılmadan önce  genişliği 4807 km² olarak ölçülmüş. Morsárdalur Vadisi, Kristínartindar Dağı ve Skaftafellsjökull Buzulu bu park içindedir.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Eriyen buzul sularının lav kumu, taş ve külden oluşan sedimentlerine sandur deniyor. Skaftafell Milli Parkındaki Skeiðarárjökull Buzulunun eriyen sularından kaynak alan Skeiðará Nehri’nin (30 km uzunluğunda nispeten kısa sayılabilecek bir nehir) taşıdığı sedimentler, Skeiðarársandur denen (40 km uzunluğunda 5-10 km genişliğinde) siyah kum çakıl alanlarını ortaya çıkartıyor. Skeiðarársandur 1000 km²’lik alanı ile dünyadaki en büyük sandur oluyor. Biz bu alanda kısa bir yürüyüş yaptık. Skaftafellsjökull Buzulu dillerinden bir tanesine ve buzul gölüne kadar yürüyüş yaptık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_1419-001.JPG

Bugün gezimiz ağırlıklı olarak buzullar üzerinde gerçekleşiyor. Skaftafell Buzulundan sonra, Jökulsárlón denen bir lagüne gittik İzlanda’nın bir dizi buzul gölünün en büyük ve en ünlüsü olan bu göl, Vatnajökull’un güney kenarında, Skaftafell Milli Parkı ve Höfn arasında bulunuyor. Bu lagünü Breiòamerkurjökull Buzulu besliyor ve 14,8 km²’lik bir alanı kaplıyor.

IMG_1424.JPG

Su üzerinde gezinen ve yükseklikleri 15 metreye ulaşan buz dağları, Jökulsárlón’un karakteristik özelliği. Breiðamerkurjökull Buzulu maalesef, hızla eriyor. 1890-1998 yılları arasında toplam erime alanı 3,8 km’yi bulmuş. Jökülsar Nehri üzerine 1967 yılında 108 metre uzunluğunda bir asma köprü inşa edilmiş. Biz bu köprüyü geçerek lagüne geldik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bugün bu lagünde yaklaşık olarak 45 dakika sürecek olan bir tekne turu yapacağız. Bu iş için hem karada ve hem de suda gidebilen LARC denen eskinin amfibik araçları kullanılıyor.

IMG_1412.JPG

Bu gezi içinde önceden rezervasyonumuz vardı ve sıra beklemeden bindik. Araçların iki yan tarafına sıralanmadan önce bizlere verilen can yeleklerini giydik. Sonra da karada hareketlenip, lagüne girdik. Burada bir rehber bize bilgiler verdi.Gölün en derin yeri 190 metreyi buluyor. Göl üzerinde buzul dilinden çözülen buzdağları yüzüyor.  Buzuldan kopan ve su üstünde duran parçalar aslında buzulun sadece görünen 1/10’luk bölümü. Buzulları renkleri duruma ve ışığa göre değişiyor. Buzdaki mavi renk, çeşitli kristaller ve onların yansımasından kaynaklanırken, siyah renk volkanik küllerden ileri geliyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Burada foklar ve zaman zaman lagüne giren ringa balığı gibi sürüler nedeni ile etrafta bolca deniz kuşları var. Ben bu gezide bir fok gördüm. Aslında motor gürültüsünden kaçıyorlarmış. Gezi sonrası sahilden fotoğraf çekebilmek için serbest zaman verdik. Işık da, güneş çıkınca, tam istediğim durumda. Kıyıda ve suda bolca bulunan deniz kuşlarını, yaban ördeklerini ve köprüyü fotoğrafladık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bir zamanlar sahilin köprüye uzaklığı 500 metre iken, 1998’de bu uzaklık nehrin taşıdığı alüvyonlar nedeni ile azalmış ve 350 metreye inmiş. Nehrin getirdiği alüvyonlarla hem köprü ve hem de otoyol tehlike altında.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu alandan ayrılmak hiç içimizden gelmedi. Allahtan İzlanda’da mevsim itibarı ile hava gece saat 23:30’a kadar kararmıyor. Aydınlanma da neredeyse 03:00’den itibaren oluyor. Geç kalacağız, göremeyeceğiz  diye pek sıkıntı yaşamadık. Şoförümüz ve rehberimiz Arnie’de zamanı uzatma konusunda pek sıkıntı yaratmadı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gecelemeyi Guesthouse Skálafell adlı bir yerde yaptık. Burası aslında bir çiftlik. Toplam 6 odası var. Yemekte bir çorba içeceğiz ama o zamana kadar çok güzel gözüken çevreyi gezelim istedik. “Şurası da güzelmiş, burası da güzelmiş! Acaba ileri de ne varmış? “derken, bir güzel trekking yaptık. Çevre muhteşem. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Dönüşümüzde hazırlanan çorbamızı içtik ve kısa bir muhabbetten sonra odalarımıza çekildik.

Yarın Doğu Fiyortlarına gezimiz başlıyor.

Gezekalın, Aydınlık kalın…

Dr Ümit Kuru

07.08.2016 Saat 16:07

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kaynaklar;

https://guidetoiceland.is/connect-with-locals/jorunnsg/dyrholaey–the-arch-with-the-hole
http://www.planiceland.com/skeidara/
http://www.lonelyplanet.com/iceland/
http://www.klaustur.is/Ferdathjonusta/English/Interesting_places/Vatnajokull_National_Park
https://en.wikipedia.org/wiki/Skaftafell
https://en.wikipedia.org/wiki/V%C3%ADk_%C3%AD_M%C3%BDrdal
http://www.klaustur.is/Ferdathjonusta/English/Interesting_places/Systrastapi_og_Systrafoss
http://icelandmag.visir.is/article/wonderworld-eldhraun-lava-field
https://www.youtube.com/watch?v=uH23XSqulp8  (video)
http://www.vatnajokulsthjodgardur.is/english
https://en.wikipedia.org/wiki/Puffin
http://www.icelandicroots.com/tag/skafta-fires/
http://bigthink.com/eruptions/vatnajokull-and-the-volcanoes-under-the-glacier-in-iceland
http://www.world-of-waterfalls.com/iceland-travel-blog-jokuls-and-sandurs.html
https://tr.wikipedia.org/wiki/J%C3%B6kuls%C3%A1rl%C3%B3n
Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: