Nepal-Bhutan Gezi Anıları- 2. Gün; Chitwan Ulusal Parkı

IMG_8380

Sabah erkenden kalktık ve valizleri emanete bırakıp kahvaltıya geçtik. Nepal’de Katmandu dışındaki yerleri ziyaretimiz sonrasında olsun, Bhutan gezisi sonrasında olsun dönüp geleceğimiz otel burası olacağından fazla eşyalarımızı bir bavul içinde bu otelde emanette bıraktık. Bu iyi bir hareket oldu; Hem gereksiz eşyalarımızı yanımızda taşımamış olduk hem de grubun hızlı hareket imkanı artmış oldu. Zaten Bhutan uçaklarına olsun, Nepal’de iç hat uçuşlarına olsun, fazla ağırlıkla binmenizi sorun yapıyorlar.

IMG_8211

Kahvaltı sonrasında Chitwan Ulusal Parkına doğru yola çıktık. Burası, Nepal’in yarı tropikal bölgesi olan Terai içinde bir park ve UNESCO Dünya Kültürü Mirası içinde yer alıyor. Katmandu’dan 180 km kadar Güney Batı da yer alıyor. Aslında Chitwan’a ulaşmanın en kestirme ve en az eziyetli olan yolu, Bharatpur’a kadar Buddha Air veya Yeti Air gibi havayolları ile 30 dakikalık bir uçuş ve sonrasında da karayolu ile ulaşmak gibi duruyor. Biz Katmandu’dan Chitwan’a kadar karayolu ile gittik. Mesafe az gibi gözükse de yollar gidiş geliş tek şerit ve kalabalık olunca 5 saati bulan bir yolculuğumuz oldu. Gerçi yol çok güzeldi ama ikinci kez gitsem vakit kazanma anlamında ilk bahsettiğim yolu tercih ederim. Hele bir de yolda önemli bir kazaya şahit olduk ki, bu olay gezimizin en tatsız olayıydı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yol üzerinde Manakamana denen bir yerde durduk. Burada tepelere çıkan bir teleferik hattı kurulmuş. Bu yolla yukarıdaki Tapınağa gidiliyor. Tabii bu arada manzaranın olağanüstülüğüne de anlatmaya gerek yok.

Chitwan Ulusal Parkı 932 km2’lik bir alanı kaplıyor. Sal ağacı ağırlıklı bir orman. Bu ormanda tek boynuzlu gergedan, maymunlar, benekli geyikler, az sayıda da olsa Bengal Kaplanları, Vahşi Filler, Leoparlar ve 450 ye yakın kuş türü barınıyor. Gergedan ve Bengal Kaplanları son yüzyıl içinde çok avlandıklarından sayıları yok derecesine kadar inmiş ama son yıllarda sayılarının arttığına dair güzel haberler var. Özellikle bu bölgeye has olan tek boynuzlu gergedanlar, cinsel gücü arttırdığına inanılan boynuzları nedeni ile çok avlanmışlar. 1911 yılında İngiltere Kralı 5. George ve oğlu 8. Edward’a yaranmak için, onlar şerefine düzenlenen sürek avlarında bir defa da 39 Bengal kaplanı ve 18 tek boynuzlu gergedan avlanmış ve bunun karşılığında da Nepal Kralına bir madalya verilmiş. Eminim cehennemde bu hayvanlar, bu kralların tümünü önlerine katmış kovalıyordur..

IMG_8286

1950 yılına kadar bu ormanlarda sadece Tharu köyü insanları yaşarlarmış. Onların burada yaşamalarının sebepleri ise onların sıtmaya karşı doğal olarak bağışık olmaları imiş. Ancak sıtma eradikasyon programları ve sıtmanın tehlike olmaktan çıkması sonrasında 1954 yılından itibaren başka yerlerden de insanlar bölgeye gelmişler. Onlar gelince de tarla açmak için ormanlık alanlar kesilmeye başlanmış. Kral Mahendra 1973 yılında bölgeyi Ulusal Park ilan etmiş ve bölge korumaya alınmış. 1984 yılında da UNESCO, parkı Dünya Kültür Mirası listesine almış.

IMG_8290Burada isterseniz Park içinde Ekolojik otellerden birinde ya da yakında bulunan Sauraha adlı köy içinde kalıp gezilerinizi yapabiliyorsunuz. Tabii ki en iyisi Park içinde Ekolojik otellerden birinde kalmak. Bizde parkın doğu ucunda yer alan Machan Wildlife Resort’ta kaldık. Çok güzel bir yerdi. Birbirlerinden uzakta yer alan bungalov evlerde 4 konaklama yeri var. Burada belli bir saatten sonra jeneratörle sağlanan elektrik yok tabii ki. Onun için yanınızda mutlaka el feneri bulundurun.

Uzun yolculuk sonrası Parka vardık. Bundan sonrasını artık minibüs ve benzeri araçlar gidemiyor. Çünkü çılgınca akan Rapti Nehri geçilmek zorunda ki bu nehri de askeri arazi araçlarla ancak geçtik. Zaten Musonlar zamanında buralara gelmek mümkün olmuyor. Park girişinde askerlere kayıt yaptırıp izinler alındıktan sonra askeri arazi araçlarına bindik. Bizi park girişinde karşılayan çocuklar, aynı zamanda yolcu da ettiler. Civarda gördüğüm kelebekler sanki beni nelerin beklediğini haber veriyordu. Daha ilk dakikalardan itibaren de sulara bir girip, bir çıktık. Bu azgın suların bir bölümünde yarın rafting yapacağımızı düşündükçe heyecanlanıyorum. Zaten tüm gezi programı içinde bu park beni en çok cezbeden yer olmuştu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda kalacağımız yere vardık. Bizi görevliler karşıladı. Muhteşem bir yer. Burası ormanın tam göbeği sayılır. Aslında zamanında gelebilsek fil gezisi yapacaktık ama yol da kaza yüzünden epey beklediğimizden program değişmek zorunda kaldı. Fil safariyi ertesi güne attık, yemeğe girip, bir güzel yemeğimizi yedik. Sonrada bir rehber eşliğinde ormanın florasını tanımak için gezimize başladık. Rehberimiz çok becerikli gözüküyor. Bize güzel şeyler anlatıyor. Bu arada yanımızdan fil safariden dönen Fransız grup geçti. Ben bu fillere hayranım.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sal ağaçlarını ilk kez burada gördüm. Hava kararmaya yakın fillerin kaldığı ve eğitildiği yere gidebildik. Orada fillerle ilgili bir brifing verildi. Keşke gündüz gözü ile yapabilseydik bu aktiviteyi. Yok arkadaş! Burası kesinlikle en az 2 gece konaklamayı hak ediyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kampa geri döndüğümüzde hava iyice kararmıştı. Rehberimiz acele ediyor çünkü bu akşam burada kalanlara park ile ilgili slayt gösterisi yapacaklar ve o da bu gösteriyi sunacakmış. Bizler ortada yakılan ateş çevresinde yerimizi alıp, bir de Everest adlı yerel birayı ısmarlayıp gösteriyi izledik. 30 dakika kadar süren çok çarpıcı bir gösteri oldu. Daha sonra verilen akşam yemeğini hızlıca yedik. Sonrasında da ateş başında biraz muhabbet, biraz oyun oynadık. Grup birbirine iyice kaynaştı. Bu arada gözüm ileri de, karanlık içinde yanıp sönen bir minik ışığa takılıyor. Aman Allahım! Bu o mu diyerek bir fırlamışım yerimden, arkadaşlar şaşırdılar. Evet ta kendisi! Buyrun bakalım size ateş böceği.. Fotoğraflamaya çalıştım ama nafile olduğunu anlayıp hayran hayran izlemeye başladım. Çocukluğumda bu güzel böcekleri Üsküdar da ne çok görürdüm. Sonra onları ne zamandır görmez olmuştum.. Gecenin bonusu da onlar oldular.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Artık yatma vakti, odalarımıza doğru yola düştük. Yarın fil safari var. Belki de tüm dünyada sadece 2000-2500 tane kaldığı söylenen tek boynuzlu gergedanı görebilen şanslı azınlıktan olacağız. En son aktivite de Kano ile raftingimsi gezinti…

Gezmek ne güzel…

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

İlk yazım tarihi 19.11.2011 Saat 00:52

Gözden geçirilmiş yeniden yayım tarihi 20.03.2015 Saat 23:10

IMG_8451

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: