Nepal-Bhutan Gezisi-1.Gün Katmandu

IMG_7665

2 Kasım günü istenen saate Atatürk havaalanındaydık. Uçağımız olan GulfAir’in standı önünde dikilmeye başladık. Ellerde bavul, gözlerimiz diğer gezginleri aradı. Gezi liderimiz de gelince hızlı bir Check-İn sonrası bavulları verdik, biletlerimizi aldık. Önce Bahreyn’e uçup, havalimanında 5 saatlik bir bekleme sonrasında Katmandu’ya varacağız. Teoride böyle ama maalesef pratikte öyle olmadı. Sorunsuz bir uçuş sonrası Bahreyn’e vardık ve bir güzel dükkanları gezdik. Bu arada bir parantez açayım; burada makyaj malzemeleri, parfümler ve içki-sigara bizim havaalanından ucuzdu. Dükkanları bir aşağı bir yukarı gezerken gözüm uçuş saatlerini gösteren panoya takıldı; Uçak 3 saat rötar gösteriyor. Hayde! Dakika bir, gol bir.. Biz erkenden gideceğiz, gün kazanacağız derken başımıza gelene bak. Hemen görevlileri bulduk ama adamların bu 3 saatlik rötar sonrası için bile uçağımızın kalkamayabileceğini söylemeleri iyice morallerimizi bozdu. Bundan sonraki bekleyiş ise bir işkence oldu. Bu arada Barış ve Günseli hanım “Madem öyle, bizi doyurun bakalım” restini çekti. GulfAir’den yemeğe davet edildik ve yemeğimizi yedik. Saat 03:30 civarı uçağa anons edildik ve yorgunluktan perişan halde yerimize yerleştik. Aslında 3,5 saat gecikme ile ne kadar şanslı olduğumuzu sonradan öğrenecektik. Meğerse Katmandu’ya sis yüzünden uçaklar inememiş ve birisi bizim uçak olmak üzere sadece 2 uçak, bir ara hava açılır gibi olunca inebilmiş. Everest’e tırmanış yapanlara da hava muhalefeti yüzünden birkaç gün hiçbir şekilde ulaşılamamıştı. Neyse buna da şükür dedik, daha da kötü olabilirdi.

Uçaktan Himalayalar

Uçaktan Himalayalar

Gecikme boyunca havaalanında bekleyiş tam bir eziyetti.

Gecikme boyunca havaalanında bekleyiş tam bir eziyetti.

Katmandu Havaalanına iner inmez Hindistan’a gelmişim hissine kapıldım. Delhi’deki cümbüşü, burada henüz göremedim ama hissediyorum. Ülkeye girerken vize almak gerekiyor. Biz bu işi İstanbul’da hallettiğimizden rahatız. Bavulları beklerken paramızı bozdurduk. Bu arada oraya Amerikan Doları ile gitmenizin daha karlı olduğunu söyleyeyim. Para birimleri Nepal Rupi’si ve 1 USD’yi verip yerine 100 Rupi alıyorsunuz (2014 verisi).

Bavullar alındıktan sonra dışarı çıktık ve bizi bekleyen yerel acente yetkilisinin yönlendirdiği minibüse binip, kalacağımız Yak and Yeti adlı otele doğru yola çıktık. Yoldaki manzaralar, Hindistan’dan tanıdık; Boyna korna sesleri, sağdan soldan çıkan arabalar, yol ortası inekler, açıkta dikiş makineleri ile terziler.. Tadında olmak şartı ile bu manzarayı seviyorum.

Nepal hakkında kısacık bilgi verelim; Nepal Hindistan ve Tibet arasına sıkışmış, 147.000 km2’lik alanında, yaklaşık 28.5 milyon nüfusu barındıran bir ülke. Batıdan doğuya uzanıyor ve ülkenin %19 gibi bir alanı Himalayalar ile kaplı. Geri kalan büyük bir alan dağlık ve sadece %17’lik kısım yarı tropik ve düzlükten (Terai bölgesi) oluşuyor. Ülkenin büyük kısmı dağlık olunca tarım da teraslar halindeki alanlarda yapılıyor.

Ülke tarihi çok eski dönemlere gidiyor ama yazılı tarihi MÖ. 6-7 yüzyıldan başlıyor. Moğollarla akrabalıkları varmış. Çeşitli çıkışlar ve inişler sonrasında 1769 yılında Prithvi Narayan Şah, bölgedeki küçük krallıkları boyunduruğu altında topluyor ve başkenti Katmandu’ya taşıyarak bugünkü Nepal’in kurucusu oluyor. Ülke tarihinde sürekli çatışmalar olmuş ve hatta 1996 yılı ile 2006 yılları arasında iç savaşlar olmuş. 2008 Yılında ise Laik, Nepal Cumhuriyeti ilan edilmiş ve monarşi sona ermiş. Monarşiler direniyor ama sonunda mutlaka tarihe karışıyorlar.

Ülkenin başkenti Katmandu. Bizim gezimizin ana duraklarından birisi de burası. Şehirde çoğunlukla Hindu tapınakları varken, Budist tapınakları da bolca var. Yani iki inanç sistemi de kavgasız dövüşsüz yaşayabiliyor. Daha sonra açıklayacağım şekilde Katmandu ile Patan (Lalitpur) ve Bhaktapur şehirleri ile tarihsel olarak kardeşler. Bunlar aslında birbirlerine çok yakın yerler. Katmandu Vadisi içinde, bu üç yerde, çok sayıda UNESCO’nun dünya kültürü mirası listesine girmiş eser var.

Bir milyon civarı nüfuslu Katmandu şehrinin ismi ise Kastmandap adlı bir tapınaktan geliyor. Bir diğer söylence de Katmandu isminin orta çağdan gelen Kantipur’dan kaynaklandığı. Sanskritçe “Kanti“ Tanrıça Lakshmi’nin diğer isimlerinden birisi  ve  “pur” ise yer demekmiş.

IMG_7757

IMG_7696Otelimiz güzel temiz bir otel çıktı. İnternet erişimi var ama ücretli. Halbuki sonradan gezeceğimiz Bhutan’da tüm otellerde ücretsizdi. Valizlerimizi hızlıca odaya bırakıp şehir turuna çıktık. İlk durağımızda Nepalin en eski ve en kutsal Budist tapınağı olan Swayambunath Tapınağı oldu. Buraya “Maymunlu tapınak” da deniyor. Her taraf Rhesus Makaklarından dolu. Çantalara ve özellikle elde yiyecek varsa kendimize dikkat etmek gerekiyor. Anında götürüveriyorlar. Tapınağı, Katmandu’ya tepeden bakan bir noktaya kurmuşlar. Söylence o ki; Katmandu Vadisi, bir tarihte, çok büyük bir gölmüş (jeolojik olarak bu vadinin eskiden göl olduğu doğrulanmış). Tapınağın kurulduğu tepe, artık deprem mi oldu nedir, bu gölün sularından yükselmiş. Zaten “Swayambu” kelime anlamı olarak “kendiliğinden yükselen” demekmiş.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu tapınağın kayıtlı tarihi 460 yılına kadar gidiyor ama daha da eski olabilir. Tapınak 14. Yüzyılda Moğol saldırıları ile ve bu saldırganların altın aç gözlülüğü ile yakılıp, tahrip edilmiş. Sonradan yeniden yapılıp, bugüne gelmiş. Çok önemli bir not; Bu tapınak UNESCO’nun dünya kültürü mirası listesinde yer alıyor. Yani görülmeden geri dönülemezler arasında…

IMG_9241

Tapınağa bizim girdiğimiz nokta batıdaki giriş noktası, bir de 17. Yy da Kral  Prathap Malla’nın yaptırdığı doğu tarafından giriş var ki epey bir merdiven çıkmanız gerekiyor. Bizim girdiğimiz noktadan, az sayıda merdiveni çıktıktan sonra, karşımıza ortasında Budha heykeli ile birlikte kurumuş bir dilek havuzu çıktı. Ortadaki Budha heykelinin ayak kısmındaki küçük bir alan içini hedefleyerek attığınız bozuk paralar, havuz içine düşmeden orada kalırsa tuttuğunuz dilek kabul olurmuş. Dünyanın bir ucundan buralara gelmişim, sağlığım ve mutluluğum da yerimde, ben daha ne dilerim! Ama grup psikolojisi işte; Attık bizde bir avuç para…

IMG_9247Bu havuzun sağ tarafında küçük bir Stupa ve çevresinde daha da küçük olanları yer alıyor. Büyükçe olan Stupa üstünde Budha dört yöne doğru bakarken resmedilmiş.  Etrafta bol miktarda maymun var, bir o yana bir bu yana, insanlara hiç aldırış etmeden geziniyorlar. Budist tapınaklarında saat yönünde hareket etmeniz gerekiyor, bizde saat yönünde hareketle merdivenleri tırmanmaya başladık. Yolda bol miktarda bordo renkli tek tip giysileri içinde Budist rahipleri ve öğrencileri görüyoruz. Yukarıda ayin varmış, oraya doğru yiyecek ve içecek götürüyorlar.

Merdivenlerin sonunda büyük Stupaya ulaştık. Burada neredeyse her köşede bir ayin var. Siz varmışsınız, yokmuşsunuz, fotoğraf çekiyormuşsunuz hiç mi hiç aldırmadan dualarını edip, ritüellerini yapıyorlar. Büyük Stupa çok etkileyici ve altın renkli, pırıl pırıl parlayan külah biçimli kulesi var. Bu kule üstünde de Budha, Katmandu Vadisinin dört bir yanına doğru bakmakta. Her resimde, Budist inanışta içe bakışı temsil eden gözler (üçüncü göz) ve bunların hemen altında ise, orada iken burun şekline benzettiğim ama aslında birliği-beraberliği temsil eden ve Nepal’ce –bir- sayısını (ek) gösteren kıvrımlı şekil vardı. Bu alanda bulunan bir diğer önemli eser de Hariti (Ajima) Tapınağı. Bu aslında Hindu inanışında çiçek hastalığı ve sağlık tanrıçası olan Hariti için yapılmış. Budist bir tapınak içinde Hinduizm motiflerinin ve tapınaklarının bulunması hoşgörüyü gösteriyor. Bir dinin, dini inanışın bir diğerine karşı tahammülü ne güzel bir hoşgörüdür.. Bu nedenle de aynı Tapınak hem Hindular ve hem de Budistler tarafından ziyaret ediliyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_7677Bu tapınakta bulunan bir diğer önemli eserde pirinç kaplı büyük bir heykel. Buna “dorje” deniyor ve Tibet Budizm’inde şimşeği temsil ediyor. Cehaleti yok eden aydınlanma gücünü gösteriyor ve Sanskritçe Vajra’da deniyor. Erkek gücünü de gösteriyor. Budist ayinlerde, ayinleri yöneten başrahibin bir elinde bu sembolü gösteren küçük bir heykel, diğer elinde ise kadın gücünü temsil eden bir çan bulunuyor. Daha sonra ise merdivenlerden aşağıya inerek bu güzel ve fotoğrafik açıdan bana bir cennet olan tapınağı terk ettik. IMG_7737

Bugün gezi programının son zamanlarını Durbar Square’de geçireceğiz. Ölmüş olan büyük bir Nepal kralının 3 torunu ülkeyi yönetmekte anlaşmazlığa düşmüşler. Her biri bir bölge alıp, kendi hükümdarlıklarını sürmeye başlamışlar. Katmandu, Bhaktapur ve Patan bölgelerini yöneten bu üç torun şehirlerindeki sanat eserleri ve şatafat bakımından birbirleri ile yarışa girmişler. Bu nedenle bu üç şehrinde (aslında birbirlerine çok yakınlar) Saray Meydanı denen alanları birbirlerinden güzeller. Biz bu gezide Patan’ı görmedik ama diğer ikisini gördük. İkisi de çok güzeller ama bence Bhaktapur’un Saray (Durbar) Meydanı daha güzeldi.

IMG_7959

Tam adı Hanuman-dhoka Durbar Meydanı olan Katmandu’nun bu eski bölümü, 12-18. Yüzyıllar arasında yapılmış birbirinden güzel Hindu ve Budist tapınaklarına, mükemmel işçilikle oyulmuş tahta işlerle süslü evlere ve Saraylara sahip. Nepal kralları burada taç giyerlermiş ve 20. Yüzyıla kadar da Kraliyet Sarayı bu meydanda imiş. Buradaki eserlerin bir kısmı 1934 yılındaki depremden zarar gördüklerinden sonradan aslına benzer şekilde yapılmışlar. 1979 yılından itibaren de tüm alan UNESCO dünya kültür mirası listesi içindeymiş.

Aracımız bizi alanın dışında bıraktı ve 15 dakikalık bir yürüyüşle alana geldik. Yol boyu Nepal insanlarının gündelik yaşamlarına şahit olmamız çok iyi oldu. Burası, boyna korna çalan arabalar ve daha az sayıda da olsa özgürce Nepal sokaklarını dolaşan ineklerle, Hindistan’da geziyormuşuz havasını daha da çok verdi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_0365Bu kısa yürüyüş sonrası ilk olarak Kumari-Ghar’ı gezdik. Nepal’liler sadece sayısız Tanrı ve Tanrıçaya sahip değiller. Aynı zaman da yaşayan bir tanrıçaları da var; Kumari. Kumari şehrin yaşayan tanrıçası olarak kabul ediliyor. Bu kız çocuğunun yaşı 4-6 civarında olmalı ve sesi, dişlerinin biçimi ve düzgünlüğü ve saçı biçimi gibi 32 farklı fiziksel özelliği taşımalıymış. Bu seçim için adaylar önce fiziksel özellikleri yönünden karşılaştırılıyorlarmış, sonrada korkunç maskelerle dans eden insanlarla dolu odaya kapatılıyorlarmış. Gerçek tanrıça, adaylar arasında bunlardan korkmayan olmalıymış. Son sınav ise bu yaşayan tanrıça adayının, kendinden öncekinin giydiği elbiseleri seçmesiymiş. Seçilen bu Kumari, bu 3 katlı ve kırmızı tuğlalı evde yaşarmış. Ne zamana kadar derseniz; ilk adetini görene kadarmış. Sonra bu karta kaçan Kumari yerine, yeni bir Kumari seçilirmiş. Bu gelenek Nepal’in yaşayan son Malla kralı, Jaya Parakash Malla zamanından beri varmış.  Kumari zaman zaman muhteşem oymalı pencerelerden bir tanesinde görülüyor. Ancak bunun için önce pencereden bakan ve aşağıda fotoğraf veya kayıt yapan birisinin olmadığını kolaçan eden bir adamın onayı gerekiyor. Yani Kumari’nin fotoğrafını çekmek kesinlikle yasak… İşte biz bu evi gezdik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kumari’nin evine sırtınızı verince sağda neoklasik tarzda olan ve bu meydanın bence en çirkini olan bir Saray var; Gaddhi Baithak. Bu bina 1908 yılında Rana sülalesi döneminde, sarayın bir parçası olarak yapılmış.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yola devam ederek 1690 yapımı Trilokya Mohan Narayan (Vişnu’ya adanmış), yine bir 17 yüzyıl eseri olan Maju Dega (Hindu tapınağı) ve Şiva Parvati Tapınaklarının önünden geçtik. Kraliyet Sarayına giriş yasaktı ama şöyle bir kafayı uzatıp içerinin ve nöbetçi askerin fotosunu aldık. Fotoğraf çekme konusunda en rahat ettiğim gezilerden biriydi diyebilirim. Kibarca sormanız onları mutlu ediyor ve en güzel pozlarını veriyorlar. Asker bile bir güzel poz verdi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tanrı Taleju, Katmandu şehrini koruyan tanrıymış. Onun adına yapılan Taleju Tapınağının kapısı önünde iki adet dev aslan heykeli var. Bu süslü kapı önünde de fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedik.

IMG_7936

Hanuman; Hint destanı Ramayana’da adı geçen Rama’ya, kaçırılan karısı Sita’yı kurtarmak konusunda yardım eden bir Hindu ilahı. Onun heykeli bu meydana ismini veriyor.

En son olarak da 12. Yy’a tarihlenen ve Katmandu şehrine ismini veren Kasthamandap Tapınağını gezdik. Nepalin söylencesi bol. Bir söylenceye göre de burası tek bir Sal ağacından çıkan odunlarla yapılmış. Sabah ve akşamları çevresinden satıcılar eksik olmuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu meydan gezisini tamamlayarak aracımıza doğru yürüyüşe geçtik.

Akşam yemeğini otelde yedik. Günseli hanım sayesinde soframızda standart dışı yemekler de vardı. Burada ilk defa Momo denen ve bir tür hamur işi yemeği tanıdık. Sonradan tüm Nepal-Bhutan gezisi boyunca da sofralarda aradık.

Artık ben dahil, herkesin gözünden uyku akıyor ama son bir gayret Katmandu’nun gecesini tanıyalım istedik. Gece gündüz hareketli bir alışveriş merkezi olan Thamel’e bir yürüyüş yaptık. Burada Outdoor malzemeleri satan dükkanlar var. Bu dükkanlarda ünlü markaların taklitleri bol miktarda var.

Bu gece yürüyüşü sonrası otele döndük. Yatağa girdim ve başım yastığa 5 cm kala uyumuşum..

İlk defa, bir gezinin ilk günü, deliksiz bir uyku çektim.

İlk gün, zor bir yolculuk sonrası geldi ve dolu dolu da geçti. Haydi hayırlısı bakalım, uçak gecikmesi hariç, gezinin ilk günü çok güzel geçti. Darısı diğer günlere…

GEZEKALIN

Ümit Kuru

İlk yazım tarihi 18.11.2011 Saat 00:54

Gözden geçirilmiş son yayım tarihi 19.03.2015 Saat 01:32

IMG_7787