Kars-Ani Harabeleri

IMG_9494

IMG_9422Ani Antik kentine girişi ana giriş kapısı olan Aslanlı Kapı‘dan yapıyorsunuz. Aslanlı kapının bulunduğu surların Doğu yanındaki burç üzerinde Selçuklu Sultanı Alparslan’ın şehri 1064 yılında fethetmesini belgeleyen 4 satırlık “Kufi İslâmî Kitabe” mevcut. Biletleri bu kapının bulunduğu yerden alıyorsunuz. Eğer müze kartınız varsa girişinizi bu kartı göstererek yapabilirsiniz. Antik şehri gezmek için ödeyeceğiniz para 6 TL.

IMG_9424Aslanlı Kapıdan sonra yürüyüş yolu sizi Ebul Menucehr Camisine kadar götürüyor. Bu yol boyunca  beyaz kar örtüsü altında “burada ben varım” dercesine dikkatinizi çekmeye çalışan eserler olarak Abukhamrents (Aziz Krikor) Kilisesi, Selçuklu Sarayı gözüküyor. Bu satırları yazarken bir yer dikkatimi çekti; Ana kapıdan giriş sonrası sağda, karlar altında kalan ve 4.yüzyılda yapıldığı sanılan Ateşgede. Ateşgede, ateşe tapanların üzerinde ateş yaktıkları bir tür sunak demek. Zerdüştlük dininde kutsal ateşin etrafında toplanılıp ibadet edilen yer. Anadolu’daki en eski Zerdüşt eseri burada, Ani Harabelerinde bulunuyor. Tüm semavi dinler öncesinde böyle bir sunağın Ani’de  varlığı, buralardan geçen medeniyetlerin önemli bir göstergesi olsa gerek.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bir zamanlar ticaret alanı olarak kullanılan sağlı sollu dükkanlar ve hamamın bulunduğu alanı geçtikten sonra Yıkık Minare ve Ebu’l Muammeran Külliyesi önünde bir süre durduk ve fotoğrafladık.

IMG_9496

Sonra ise 1072’de Şeddatoğulları’ndan Ebu Süca Manucehr tarafından yaptırılan Ebul Manucehr Camisini ziyaret ettik. Cami, Selçukluların Anadolu’da inşâ ettikleri ilk cami olarak biliniyor. Tavanlarında mozaik görünümlü renkli taşlar ve zengin motifli geometrik süslemeleriyle, Anadolu Selçuklu eserlerinin en güzel örneklerinden.

Bu caminin önünde ise muhteşem bir vadi manzarası var ve aşağıda akan Arpaçay’ın ötesi Ermenistan. Ermenistan’a ait gözetleme kulelerini görebiliyorsunuz. Nehir üstünde ise İpek Yolunu devam ettiren köprü gözüküyor.

IMG_9478

Bu cami sonrası ise Ani Katedraline geldik. Meryem Ana Katedrali (Fethiye Cami), çok sayıda yıkıntısı olan Ani kentinin en iyi korunmuş yapıları arasındadır.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Katedralin Ani Kent merkezinde yapımına 1010 yılında 2. Sembat zamanında başlanılmış olup, 1. Gagik döneminde bitirilmiş. 1064 yılında Alpaslan’ın Ani’yi fethiyle birlikte bir süre cami olarak kullanılmış. 1319’da depremden hasar görmüş ve Mimar Tiridot tarafından onarılmış. Bu yapıyı gezerken sevgili rehberimiz Reyhan bize güzel bir sürpriz yaptı ve buraya yakışan bir melodi söyledi.

Yürüyüşümüze Tigran Honents ( Boyalı Kilise) Kilisesi’ne doğru devam ettik. Bu arada sağda Ermenistan topraklarında taş ocağı madenlerini gördük. Buradan çıkartılan taşlarla Ermenistan’da yeni bir Ani yaratılmak, yeni Kilise ve binalar için taş temin edilmek istenmiş. Ancak bu madende kullanılan patlayacıların Ani Antik Şehrine zararı olmuş. Yine de maden halen faaliyette.

IMG_9539-001

 

Halaskâr (Amenaprgiç) Kilisesi yol üzerindeki diğer bir kilise. 1957 yılında yıldırım düşmesi sonucu yarısı yıkılmış diğer yarısı ise eksiksiz ayakta kalmış.

Yolun bizi getirdiği yerin adı Tigran Honents Kilisesi. Bu kilise Ani’de en sağlam ve içinde freskleri nisbeten korunmuş olanı. Tigran Honents adlı bir tüccar tarafından 1215 yılında yaptırılmış.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu kilise gezimiz sonrasında çıkışa doğru yürümeye başladık. Ani kayalarının altta yumuşak tüf, üstte sert bazal oluşum taşıyan bir özelliği var. Bu nedenle kayalarda oda açmak kolay. Yol boyunca derin vadilerin duvarlarında mağaralar, odalar gördük. Bu odaların çeşitli işlevi varmış. Bazısı mezar, diğeri depo, başkası güvercinlik, başkaları ev, daha da başkası dinî yapılarmış. Bazen de, iç merdivenlerle bağlanmış, birkaç katlılarmış.

IMG_9604

 

Ani gezimizi son fotoğrafları alarak tamamladık. Bu şehri gezerken ” Burada hiç bir kazı yapılmamış!” gibi bir düşüncem vardı. Ancak 93 Harbi olarak bilinen Osmanlı-Rus savaşları’nda 40 yıl Ruslar’ın hakimiyetinde kalan bölgede St. Petersburg Çarlık Üniversitesi’nden Gürcü tarihçi ve dil bilimci Nikolai Marr yönetiminde 250 kişilik bir grup ile uzunca bir süre arkeolojik çalışmalar yapılmış ve bir de müze kurulmuş. Bölge Türklere devredilince de, 10000’e yakın, taşınabilir bütün eserler ve bir çok fresk Rusya’ya götürülmüş.

Ani, Hıristiyan-Ermeni inanışına göre kutsal sayılmakta. Şehirde, Selçuklu eserleriyle kiliseler, yan yana, hatta iç içe duruyor. Ermeni ve Gürcülere ait kiliseler ve Abbasiler döneminde yapılan cami, Zerdüşt inanışına ait Ateşgede çok az yerde olan bir çeşitliliği bu alanda sergiliyor. Ne yazık ki Ani Antik Kentinin bu çeşitliliğini tarih boyunca korumasını tüm insanlık olarak pek becerememişiz. Ani hızla yıkılıyor ve onu ayakta tutacak çalışmalar bence yeterli derecede değiller.

Yani siz Sanal Gezgin arkadaşlarım; Ani’ye, yaz ya da kış, ne zaman fırsat bulabilirseniz ziyaret imkanı yaratın derim. Ani iyice taş toprak haline gelmeden ve bir an evvel!

Gezekalın.

Dr Ümit Kuru

04.03.2015 Saat 23:55

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

Sonraki Yazı
Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: