Çin’de Unutulmaz Bir Tat: Fırında Pekin Ördeği

IMG_9197

Bence Pekin’de,  fırında Pekin Ördeği yemek, yapılacak en önemli aktivitelerden olmalıdır. Fırında  Pekin Ördeği yemeğini başka herhangi bir yerde yemedim. Ancak web sayfalarında yazılanlara göre, bu yemeği Pekin’de yemek başka yerlerde yemeden daha farklıymış. Yani Pekin’de fırında Pekin Ördeğinin tadı bir başka oluyormuş.

Fırında Pekin Ördeği İmparatorluk döneminden beri yapılan ve Çin’in Ulusal yemeği kabul edilen bir yemektir. Pekin ördeği, Pekin (Mandarin Çin) mutfağının en seçkin yemeklerinden birisi.

Fırında Pekin Ördeği yemeği için, evcil ördek ırklarından olan Pekin ördeği kullanılıyor.  Pekin Ördeği 65 günlük olduktan sonra kesiliyor.  Zorla beslenen ve hareket edip eti sertleşmesin diye dar bir kafeste tutulan ördek kesilip tüyleri temizlenirken, boynu ve başı olduğu gibi bırakılıyor. İç organları çıkarıldıktan sonra, karnındaki yarık dikilerek kapatılır. Etle deri arasına hava üflenir; böylece pişirilirken yağların akması ve yemeğin en lezzetli parçası olan derinin gevrekleşmesi sağlanıyor. Havayla şişirilen hayvanın üstüne tatlı bir sıvı sürülür. Asılarak birkaç saat kurumaya bırakılır, sonra silindir biçiminde, kilden özel bir fırında kızartılıyor (Sevgili arkadaşım Dr Ali Rıza Sığırcı’nın katkılarıyla).

Pekin ördeğinin servisi üç aşamalıdır. Önce derisi, buğday unundan hazırlanmış bir hamur ya da buğulanmış buğday unundan hazırlanmış “lotus çöreği” içinde “hoisin sosu” (soya fasulyesi, un, şeker, su, baharat, sarmısak ve kırmızı biberden yapılan, kırmızımsı kahverengi sos) ve ince doğranmış yeşil soğanla birlikte sandviç gibi yenir. Sonra eti parçalara ayrılıp sebzeyle birlikte sofraya getiriliyor. Son olarak da kemiklerinden kereviz sapıyla pişirilmiş bir çorba içiliyor.

Pekin’de iki adet önemli Fırında Pekin Ördeği yapan yer var;  Quanjude ve Bianyifang. Bunların ikisi de 200 yüzyılın üstünde var olan yerler. Biz bunlardan ilkinde Pekin Ördeği yedik.

Pekin Ördeği öncesi ıvır zıvır yemekler geliyor ama siz esas doymayı Pekin Ördeğine saklayın..

Çin Halk Cumhuriyeti gezimizde bir sürü eksik kaldı ve bu nedenlerle bir daha gitmek isterim. Ama sadece Pekin’de Fırında Ördek yemek için bile Pekin’e gidilir doğrusu..

Afiyet olsun…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

Çin Halk Cumhuriyeti Gezimde Dünya Kültür Mirası Listesi Eserleri

1-IMG_9534Çin Seddi (Great Wall)-Pekin:

Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmi rakamlarına göre duvarın uzunluğu 8850 km’yi buluyomuş.Günümüze kadar kalan duvarın büyük bir kısımı Ming Hanedanlığı döneminde inşa edilmiş. 1986 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmiş.

IMG_8834-001

2-(Mor) Yasak Şehir (Forbidden City)-Pekin

Yasak Şehir, Ming ve Qing hanedanlığı devirlerinde imparatorların kullandığı saray kompleksidir. Yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine evsahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükümetinin törensel ve politik merkezi olmuş. 1406-1420 Yılları arasında inşa edilmiş. 1416 Yılından, 1912 yılına kadar 24 Çin imparatoru Yasak Şehir’de yaşamıştır.  720.000 m²’lik bir alana yayılmış, 8.707 oda ve 980 yapıdan oluşuyor. Yasak şehir 1987 yılında Dünya Kültür Mirası listesine eklenmiş ve UNESCO tarafından dünyada korunmuş en geniş antik ahşap yapılar bütünü olarak tescillenmiş.

3-Yazlık Saray-Pekin IMG_9331

Yazlık Saray mimarisindeki yapılar, Yasak kentte olduğu gibi kuzeyden güneye inen bir çizgiyle sıralanıyor. Tepede bulunan 41 metre yüksekliğindeki Fo Xiangge kulesi, Yazlık Saray simgesi olarak kabul ediliyor. Kunming gölünün ortasında ufak bir ada var. Aslında tarihi Kubilay Han zamanına kadar gitse de bugün gördüğümüz Yazlık Sarayın inşasına 1750 yılında başlandı. Yazlık Sarayı şimdiki haline getiren imparatoriçe Ci Xi’dir.

IMG_91644-Cennet Tapınağı (Temple of Heaven)-Pekin

Cennet Tapınağı 2007 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür mirası listesine girmiş olan bir apınak. 1420 Yılında yapılmış ve Ming ve Qing Hanedanları döneminde imparatorlar bol ürün ve yağmur duası için g elirlermiş. Bugün gördüğümüz yapıların çoğu Qing Hanedanlığı döneminden geliyormuş.

IMG_83445-Terra Cotta Savaşcıları (Qin Shi Huang’ın Mozelesi)-Xi’an  

Toprak Askerler ya da Terra Cotta Ordusu ve  ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang’ın mezarı  1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne alınmıştır. Boyları 183-195 santimetre arasında değişen heykel askerlerin her birinin yüz ifadesi farklıdır. Kazı alanında çoğu hala toprak altında 8000 asker, 520 atıyla birlikte 130 savaş arabası, 150 süvari atı bulunduğu tahmin edilmektedir.

IMG_52076-HuangShan Dağı 

Çin’cede “Shan” dağ , “Huang“ ise sarı anlamına geliyor. Sarı, imparatorların rengi yani çok önemli bir renk. Çin tarihi boyunca şiirlere, resimlere, kaligrafi sanatına konu olmuş olan bu dağa, imparatorların renginden hareketle Sarı Dağ denmiş.  Eyaletten bir derece düşük ama şehirden de bir derece yüksek bir yönetim şekline sahip olan Huang Shan şehiri de ismini dağdan almış. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine 1990 yılında girmiş.

IMG_54427-Güney Anhui de Hongcun Eski Köyü (Ancient Villages in Southern Anhui – Hongcun)

Hongcun, Sarı Dağ ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesi içinde yer alan bir köy. İçinde bulunan yaklaşık 150 evin Ming ve Qing Hanedanları zamanına kadar giden tarihleri var. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine 2000 yılında girmiştir.

IMG_56598-Suzhou Bahçeleri-Suzhou

Suzhou, Jiangsu eyaletinin bir şehri ve Yangtze deltasının ortasında yer alıyor.  Bu şehir,  içinde barındırdığı bahçelerinin 1997 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesi içinde yer alması ile de önemli.  Yerleşim tarihi çok eskilere dayanıyor . Bir zamanlar Wu Krallığına başkentlik yapmış. Millattan önce 8. Yüzyıl öncesine kadar giden güzel bahçelere sahip olma özelliği, Ming (1368-1644) ve Qing (1644-1911) Hanedanları dönemlerinde en üst düzeye ulaşıyor.  Hem İmparatorların ve hem de zengin ileri gelenlerin bahçeleri   birbirleri ile yarışmışlar.  Beijing’deki (Pekin) Yasak Şehir ve Yazlık Saray’ın bahçe mimarisi Suzhou bahçelerinden esinlenmiştir.

Çin Halk Cumhuriyeti Gezi Yazısı: Pekin-2, Çin’e veda

IMG_9248

Bugün artık Çin gezimizin son günündeyiz. Gecenin ileri saatlerinde İstanbul’a dönüş yolculuğumuz başlayacak. İçimde biraz hüzün (ayrılıyorum diye) biraz da eve dönüş mutluluğu var. Bugün program yine çok yoğun önce Yazlık Saray gezisi var ardından da Kutsal yol ve Çin Seddi gezilerimiz olacak. Güzel bir güne merhaba!

IMG_9364Sabah erkenden yollara düştük. Yasak Şehir’de gördüğümüz kalabalığa yakalanmamak için erkenden Yazlık Saray’da olmak istiyoruz. Ne ilginçtir ki Çin’de iç turizm korkunç hareketli. Ören yerlerini gezenlerin çoğu Çinli. 1-7 Ekim tarihleri arasında Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşu nedeni olan tatilde, Çin içinde turizm amaçlı ya da şehirde çalışanların kırsal alana ailelerinin yanlarına gitmeleri nedeni ile sayısı 480 milyonu bulan bir turizm hareketi olmuş. Yani aslında 1.3 milyar Çin nüfusunda ören yerlerini gezen Çinli yurttaşların sayısı zaten çok fazla olabiliyor. Yazlık Saray’ın, dünkü Yasak Şehir’de olduğu gibi kalabalık olma olasılığı yüksek. Bu nedenle erken geldik.

Beijing’deki Yazlık Saray Çin’in en iyi korunmuş ve imparatorun en büyük olan bahçesi.  290 hektar genişliğindeki bir alanda kurulmuş olan Yazlık Saray Beijing’in batı kesminde. Dörtte üçü göl olan Yazlık Saray Wan Shoushan (uzun ömür) Dağı, Kunming Gölü ve saraylar olmak üzere üç bölüme ayrılıyor. Bahçenin büyüklüğü dünyanın en büyük meydanı olan Tian’an Men meydanının tam 7 katına eşit. Burası da 1990 yılından beri Dünya Kültür Mirası Listesi içinde bir eser.IMG_9245

Saat 09:00 gibi bahçede olduk. Ortalık sakin sayılır. sabah sporlarını yapmış olan Çinliler evlerine dönüyorlar. Tekneler daha çalışmadığından Mermer Gemiye kadar yürümeye başladık. Aslında genelde yapılan; girişe yakın bir limandaki ejderha başlı teknelerle, Mermer Gemiye kadar gidip, oradan geziye başlamak. Biz tersini yapacağız. Sabahın bu güzel saatinde bu gezi daha da güzel oldu.

Yazlık Saray mimarisindeki yapılar, Yasak kentte olduğu gibi kuzeyden güneye inen bir çizgiyle sıralanıyor. Tepede bulunan 41 metre yüksekliğindeki Fo Xiangge kulesi, Yazlık Saray simgesi olarak kabul ediliyor. Kunming gölünün ortasında ufak bir ada var. Adaya bağlanan taştan köprü yürüyüş yolumuza göre solumuzda kaldı.  150 metre uzunluğunda, 8 metre genişliğindeki köprü üstündeki parmaklıkta sırayla 500’ü aşkın aslan oyması varmış.

IMG_9309

Aslında tarihi Kubilay Han zamanına kadar gitse de bugün gördüğümüz Yazlık Sarayın inşasına 1750 yılında başlandı. Yazlık Sarayı şimdiki haline getiren imparatoriçe Ci Xi’dir. 19 yüzyıla girdikten sonra Çin’in son hanedanı olan Qing hanedanı döneminin güçlü imparatoriçesi Ci xi, deniz kuvvetleri bütçesini kullanarak sarayı kendisi için inşa ettirmiş. Bu yaşlı imparatoriçe Ci Xi her yıl nisan ayı ile ekim ayları arasında burada dinlenirmiş.

IMG_9319Bu  Sarayın en beğendiğim bölümü,  728 metre uzunluğundaki üstü kapalı koridor. Bu koridor dünyanın en uzun klasik Çin koridoru. Koridor ilk bahar, yaz, son bahar ve kış olmak üzere 4 bölümden oluşuyor. Her bölüm arasında birer kulübe var ve  ahşap üzerine yapılmış koridor boyunca klasik Çin resimleri var. Bu resimlerin sayısı 30 binden fazlaymış. Yürüyüş yolumuzun sonunda İmparatoriçe Ci xi’ni inşa edilmesi için inat ettiği mermerden gemiye ulaştık ve burada son fotoğraflarımızı çekip, tekne ile başladığımız noktaya geri döndük. Bu gezi bize sabah sabah çok iyi geldi. IMG_9334

Buradan sonra Çin Seddi’ne gitmek üzere yola düştük. Önce yol üzerinde geleneksel Çin Tıbbı ile elde edilen ilaçların satıldığı bir yere götürüldük. Daha sonra ise İnci Fabrikasına gidildi. Bu kısımlara kısa tutulmak şartı ile girildi ama yine de 1.5 saate yakın zaman kaybettik.

IMG_9451Çin Seddi’ne gidişte “Kutsal Yol”a uğradık. Changling Kutsal yolu ya da Kutsal Yol, İmparator Xuande tarafından 1435 yılında inşa edilmeye başlanmış.  Tianshou Dağları eteklerine kazılmış ve Ming Hanedanlığı imparatorlarından 13 tanesinin mezarına giden bir yol burası. Kuzey-Güney hattı boyunca uzanıyor. Biz geziye Güney Kapısı olan Shen Gong Sheng De Stell Pavilion’dan başladık. Bu kapının içinde bir kaplumbağanın sırtına yerleştirilmiş taş bir yazıt var. Yol boyunca iki yanlı olarak dizilmiş gerek mitolojik ve gerçek hayvanların ve gerekse de imparator ve yüksek mevki sahibi devlet adamlarının heykelleri var. Dragon and Phoenix (Ejder ve Anka Kuşu)  IMG_9439-001kapısını takiben Kuzey kapısından dışarı çıkılıyor. Eskiden ölen imparatorlar törensel olarak bu yoldan geçirilip mezarlıklarına götürülürmüş.Çok hoş bir yol ve vaktiniz varsa bu yolu yürüyerek geçin derim. Vaktiniz yok ve Çin Seddine yetişecekseniz bu kısmı atlayabilirsiniz.

Ve en sonunda Çin Seddinin Mutianyu bölümüne ulaştık. Sabahtan beri yollarda olunca ayak üstü sandviç yiyebileceğimiz bir yere girdik. Bu işten sonra da artık Çİn Seddi ile aramızda bir engel kalmadı. Çin Seddi’nde geçirebileceğimiz sadece 1 saatimiz var. Çünkü teleferikler saat 17:00’de kapanıyor. Bu saati kaçırırsak yürüyerek inmek gerekecek. Ama bizim başka bir planımız var ve Çin gezimizin finalini de onunla yapmak istiyoruz. Seddi gezidkten sonra aşağıya teleferik yerine kızak (Toboggan) ile inmek istiyoruz. Duvara çıkaran teleferikler özel şirketlere ait. Bu nedenle buraya teleferikle çıkın. Duvar üzerinde yürüyüp, daha ötede bulunan başka bir fimaya ait Toboggan ile aşağıya inin derim.IMG_9503

Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan Çin Seddi (Great Wall). dünyanın en uzun savunma duvarıdır. Kalıntıları Po Hay körfezinde deniz kıyısında başlar. Pekin’in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang-Ho nehrini ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü’nün güneyinden batıya yönelerek devam eder.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmi rakamlarına göre duvarın uzunluğu 8850 km’yi buluyomuş.Günümüze kadar kalan duvarın büyük bir kısımı Ming Hanedanlığı döneminde inşa IMG_9553edilmiş. 1986 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmiş.  Çin Seddi milattan önce 400 yıllarından itibaren bölük pörçük yapılmaya başlanmış. Yani  Çin Seddi’nin temeli 20’den fazla ayrı ayrı krallık tarafından atılmış.  İlk imparator Qin Shi Huang M.Ö. 221 yılında daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birleştirerek uzatmış ve  M.S. 17. yüzyıla kadar Çinliler seddi uzatmaya devam etmişler.
Çin Seddi’ni çeşitli noktalardan ziyaret edebiliyorsunuz. Badaling ve  Juyongguan Pekin’e en yakın olanlar ama tabii ki en kalabalık olanlar. Mutianyu ise Pekin’den 90 km uzakta ama daha az kalabalık olan ve iyi korunmuş olan bir bölüm. Biz de bu özellikleri nedeni ile Çin Seddi’ni bu bölümden ziyaret etmeyi tercih ettik. Yaklaşık 2 saat süren bir yolculuk yaptık ama doğru bir tercih yaptık. Huanghuacheng, Gubeikou, Jinshanling ve Simatai bölümleri ise daha da uzak ama daha orjinal duvarlar.  IMG_9545
Yemekten sonra Mutianyu’daki hediyelik eşya satan dükkanlarla dolu caddeden geçerek bizi Çin Seddi’ne çıkartacak olan teleferike doğru yürüdük. Teleferik 2 kişilik ve yaklaşık 15 dakikada duvara çıkyorsunuz. Duvar tam da hayal ettiğim gibi. Vakit dar olunca gidebildiğimiz kadar uzağa gidebilmek adına Çin Seddi üzerinde yürüyüşümüze başladık. Çin deyince aklıma hemen gelen ilk olay bu duvar üzerinde yürüyebilmekti. Çekebildiğimiz kadar fotoğraf çekiyoruz. Bir yandan da bu duvarın dağların sırtlarında göz alabildiğine uzanıp giden haline bakıp hayranlık duyuyoruz. Kızak ve teleferiklerin son çalışma saati gelince hepimizi kızakların olduğu yere geldik ve sırası ile bir kızağa yerleştik. İki el ile tuttuğunuz bir kolu hareket etmek için ileri, durmak için geri çekmek gibi basit bir mantıkla yokuş aşağı çalışan kızakla aşağıya indik. Tanrım! Ne zevkli ve muhteşem Çin gezimizin finaline ne de yakışan bir final oldu.
IMG_9607
Evet Sanal Gezgin arkadaşlarım…
Bir geziyi daha yaşadık ve sizlerle paylaştık. Umarım okumaya zamanı olan sıkılmamıştır. Okumaya bugün fırsatı olmayan da yarın Çin Halk Cumhuriyeti’ne gezi planlıyorsa bu yazı dizisini bulmuş ve okumuş olur. Hele bir de sizlere faydalı olmuşsa bu yaşadıklarım ve yazdıklarım ve bir de “aferim adama, üşenmemiş yazmış” demişseniz!
O zaman deymeyin keyfime benim….
Gezekalın..
Ümit Kuru

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Çin Halk Cumhuriyeti Gezi Yazısı: Beijing (Pekin)

IMG_8834-001

Dün gece geç saatlerde yaptığımız ve Çin gezimizin son iç hat uçuşu ile Pekin’e ulaştık. Otele yerleşme ve bir gün öncesinin yorgunluğu ile hemen uyumuşum. Bugün ise sabah erkenden yoğun bir programa başlamak üzere otobüsteki yerimizi aldık.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti olan Pekin (Beijing) Moğol İmparatoru ve aynı zamanda Çin’deki’deki Yuan Hanedanının kurucusu olan Kubilay Han’ın  burayı siyasal merkez edindiği 1272’den başlayarak, kısa aralıklar dışında, Çin’in sürekli başkenti olmuştur.  Ming Hanedanlığı (1368-1644) döneminde, “Kuzey Başkenti” anlamına gelen bugünkü adını aldığı 1420’de resmi başkent oldu. Dünyanın en eski başkentlerinden biri olarak sekiz yüzyıl boyunca Çin’in tarihinde belirleyici bir yer tuttu.  

IMG_8732Pekin gezimizde ilk olarak Tian’an Men Meydanını gezdik. Gezdik demek yanlış oldu. Çünkü uzaktan baktık. O gün Tian’an Men Meydanı yaya girişine kapatılmıştı. Etrafta polis kaynıyordu. Meğerse o gün Rusya’dan bir büyük varmış oralarda ve meydan kapatılmış. Şansa bak!

Tian’an Men Meydanı Ming ve Qing hanedanları döneminde Yasak Şehir’e ana girişi oluştururdu. 1417’de inşa edilen meydana, ilk olarak Cheng Tian Man adı verildi, bu isim imparatorların, ülkeyi yönetirken cennetin emrine uyduğunu ifade etmekteydi. İki kez yangın ile zarar gördü ve Qing hanedanlığı döneminde 1651’de tekrar inşa edilerek Tian’an Men olarak yeniden isimlendirildi. Aynı zamanda “Ulusun kapısı” olarak da anılıyor.

Tian’an Men meydanı Pekin’in tam göbeğinde. Kuzeyden güneye 800 metre, doğudan batıya 500 metre, toplamda 440.000 metrekare genişliğe sahip ve içine bir milyon insan sığabiliyor. Günümüz şehirlerindeki en büyük şehir meydanı burasıdır.

Tian’an Men meydanında Yasak şehire girişte Mao Ze Dong’un fotoğrafı bulunuyor. Sol tarafında “Yaşasın Çin Halk Cumhuriyeti”, sağ tarafında ise “Birlikte Yaşasın Dünya Halkları” yazıyor.  IMG_8803

Daha sonra ise Yasak Şehir‘e girdik. Yasak Şehir, Ming ve Qing hanedanlığı devrinde imparatorların kullandığı saray kompleksidir. Yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine evsahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükümetinin törensel ve politik merkezi olmuş. 1406-1420 Yılları arasında inşa edilmiş. 1416 Yılından, 1912 yılına kadar 24 Çin imparatoru Yasak Şehir’de yaşamıştır.  720.000 m²’lik bir alana yayılmış, 8.707 oda ve 980 yapıdan oluşuyor. Yasak şehir 1987 yılında Dünya Kültür Mirası listesine eklenmiş ve UNESCO tarafından dünyada korunmuş en geniş antik ahşap yapılar bütünü olarak tescillenmiş.

Yasak Şehir ismi Çince Zijin Cheng’den geliyor ve bu ismin doğrudan çevirisi aslında “Mor Yasak Şehir”dir. Zi veya “mor” ismi Kutup Yıldızı’na gönderme yapmaktadır, ki bu yıldız eski Çin astrolojisinde Göksel İmparator’un ikametgâhıdır. İmparatorun ikametgâhı olan Yasak Şehir, bu yıldızın yeryüzündeki yansımasıydı. Ayrıca mor renk, imparatorluk rengiydi ve sadece imparator kullanabilirdi. Jin veya “yasak” ismi de imparatorun izni olmadan kimsenin saraya girememesi ve terk edememesi gerçeğine göndermedir. Cheng ise duvarlarla çevrilmiş şehir anlamına gelmektedir.

IMG_8825-001

Yasak Şehrin güneyi Tian’an Men Meydanına ve Kuzey kısmı ise Jingshan tepesine açılıyor. Yasak şehir içindeki tüm binalar da güneye doğru bakıyor. Bunun nedeni kuzeyden gelen sert rüzgarlardan korunmak ve gün ışığından maksimum derecede faydalanmak. Sadece imparatorun gözden düşmüş cariyelerinin kaldıkları binalar kuzeye doğru bakmaktadır.

Yasak Şehir çok etkileyici bir kompleks. Önce Wu Men (Meriadian Gate) denen bir kapıdan giriş yapıyorsunuz. Bu kapı şehri çevreleyen su dolu hendeği geçince karşınıza çıkıyor ve şehire güneyden giriş kapısı. Daha sonra ise ortada Gate of Supreme Harmony (Kutsal Uyum Kapısı)  denen bir ana kapı ve sağ ve solda ise sırası ile Zhao De Men ( Gate of Manifesting Virtues) ve Zhen Du Men (Gate of Chastity and Redeeming) denen kapılar karşınıza çıkıyor. Ortadaki ana kapıdan sadece imparator girebiliyor. Diğer kapılar ise sarayın diğer çalışanları ve ziyaretciler için.  Bu kapıdan sonra karşınıza muhteşem görüntüsü ile Tai He Dian (Hall of Supreme Harmony) adlı bir bina çıkıyor.  Bu avluda yarım ay şeklinde bir su akıntısı ve bunun üstünde ortadaki büyük binaya gitmeden önce üstünden geçmeniz gereken köprüler var. Mermerden köprülerin ortadaki olanı yine sadece imparatora ait. Mahiyet ancak yan köprülerden geçebiliyor.

IMG_8843

Hall of Supreme Harmony yerden 30 mt kadar yüksekte ve  bina kocaman bir avlunun içinde olup, çok güzel mermer merdivenlerden çıkılıyor. Mermer merdivenlerden ortadaki en çok gösterişli olanı ve yine sadece imparatora ait olan merdivenmiş. Bu bina evlenme ve taç giyme gibi çok önemli olaylar için kullanılırmış. Bu salonun önüne geçip te taht bölümünün fotoğrafını çekmem mümkün olmadı. Ben bir omuz attım öne geçeyim diye, iki omuz yedim geriye düştüm. O kadar kalabalıkla 10 dakika uğraştımsa da sonunda yenilgiyi kabul ettim. Sadece yandan çekebildiğim birkaç kare ile yetindim. İmparator tahtına yakın olan 6 sütun altınla kaplıymış ve tüm alan ejder motifi ile çevriliymiş. İlk defa 1406 yılında Ming Hanedanlığı döneminde yapılan salon Qing Hanedanlığı döneminde 7 kez yangın geçirmiş ve en son hali 1695-1697 tarihleri arasında yapılmış. IMG_8847-001

Bu salonun arkasında yer alan Hall of Middle Harmony (Zhong He Dian) imparatorun büyük seremonilere katılmadan önce dinlendiği ve bazı devlet yöneticileri ile toplantılar yaptığı salonmuş. Arkadaki son bina ise Hall of Preserving Harmony ve bu binada tüm ulusun imparatoryal sınavları yapılırmış. İmparatorun devlet adamları bu sınavla seçilirmiş.

Sonraki bölüme başka bir büyük kapıdan geçiliyor (Gate of Celestial Purity) ve burada önceleri imparatorun gündelik yaşamını sürdürdüğü yaşam alanı olan saray varken (Palace of Celestial Harmony)  sonradan burası imparatorun raporlarını okuduğu bölüme çevrilmiş. Arkasındaki Hall of Union and Peace ise imparatoriçelerin yaş günü kutlamalarında kullanılırmış. En son saray bölümü ise Palace of Earthly Tranquality de bazı Qing hanedanı imparatorları evlilik törenleri yapılmış. IMG_8866-001

Yasak şehrin bu orta bölümünün yan taraflarında saraya ait çok sayıda yerleşim yeri var. Bunların bazılarında sergilerde var ama gezmek bu dar zamanda pek mümkün değildi. Bu bölümlerin arkasında ise Sarayın tek yeşillik alanı olan bahçeler var. Yasak Şehirin ön kısmında tek bir ağaç ya da yeşillik yok. Nedeni ise bu bölümden gelebilecek olan suikastlere karşı önlem olması. Daha sonra ise Shen Wu Men (Gate of Military Prowess) kapısında yani kuzeydeki kapıdan çıkış yaptık. Yasak Şehrin hakkını veremediğimi düşünüyorum. Jingsan Parkını da gezmek isteğimi Çinli rehber, Yasak Şehiri hızlıca gezmek şeklinde yorumladı sanıyorum. Kuzey kapısına gelip de dışarı çıkınca Yasak Şehir’i yasak savar şeklinde gezdiğimi anladım ama geçmiş ola! Çin’e ikinci tur yaptığmızda buraya bir kez daha gelmek şart oldu. Çinli rehberler hakkında bir iki kelime etmem lazım. Genellikle heyecanlı değiller. Bir rehberi ülkesini en iyi şekilde tanıtan bir elçi olarak görürüm. Ancak Huangshan’daki David lakaplı rehber hariç, hemen hepsi ruhsuzlardı. Bizim Türk rehber Can arkadaştan bilgilenmelerimiz olmasa halimiz haraptı. Ancak yine de bazı yerlerdeki gezilerden pek tatmin olmadım.

IMG_8918

Jingshan Parkı aslında yapay bir tepe ve 230000 m² lik bir alanı kaplıyor. Aslında Yasak Şehir’in devamı olarak imparatorluk parkı ancak günümüzde halka açık olan bir yer. Benim burayı da Yasak Şehir gezisine katmak istememin nedeni, Yasak Şehir’in buradan panoramik fotoğrafını çekebilmek isteğimdi. Teoride doğru ama o günkü havanın puslu olması nedeni ile pratikte işlemeyen bir plandı. jingshan Parkının tarihi 1000 yıl öncesine gidiyor. Yasak Şehirden çıkan toprak ile yerden 45 metre yükselen bir tepe yapılmış. Bu parkta gittikçe yükselen 5 adet tepe var ve her bir tepede bir köşk var. Bu tepeler Feng Shui felsefesine göre Yasak şehirin sırtını dayayacağı bir tepe var olması için inşa edilmiş ve aynı zamanda da Kuzeyden gelen rüzgarları kesmesi gibi pratik bir işlevi de var. Ming Hanedanlığının son imparatoru Chongzhen kendini bu tepede asarak intihar etmiş. IMG_8955

Yasak Şehirin son pozlarını Jingshan Parkının en yüksekteki tepesinden aldıktan sonra Hutong Mahallelerinden birinde tuk tuklarla gezinti yapmak için yola düştük.

Hutong, eski Pekin evlerinin arasındaki sokaklara verilen bir isim. “Hutong” sözcüğü, Moğolca “hottog”dan köken alıyor. “Hottog”un anlamı ise su kuyusu.  Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949’dan hemen sonraki dönemde, Pekin’de 6000 civarında hutong olduğu biliniyor. Şimdilerde ise bu sayı çok düşmüş.

IMG_8993Pekin’de 10 metre uzunluğunda olan hutong da görebilirsiniz, 2 km uzunluğunda olan da. Halk arasında “Pekin’deki Hutongları yanyana dizseler, Çin Seddinden uzun olur” lafı gezermiş. Bu evlerin çoğunun tuvaleti ortak. Bu nedenle gezdiğimiz sokaklarda 10 evde bir sokak tuvaleti vardı. Grup olarak her iki kişi bir bisikletli çek çeke bindik ve yaklaşık 20-30 dakika süren bir Hutong Mahallesi turu yaptık. Pekin’e gelince olmazsa olmaz aktivitelerden bir tanesi çok zevkliydi.

1260’da, Cengiz Han’ın torunu Kubilay Han Pekin’i ele geçirip Yuan hanedanını kurunca Pekin’i başkent ilan ediyor. Ancak, “Pekin bundan sonra başkenttir” demekle iş bitmiyor. Onyıllardır süren savaşlarla harap olmuş bu şehrin yeniden inşa edilmesi de gerekiyor. Bu amaçla, (adet olduğu üzere) önce bir merkez belirleniyor ve kent de bunun çevresinde inşa ediliyor. Merkez olarak seçilen yer ise tabii ki İmparatorluk Sarayı, ya da Batıdaki yaygın ismiyle Yasak Şehir. Merkezin yani Saray’ın doğusunda ve batısında inşa edilen mahalleler, Saray’a yakın olanlara ve aristokratlara, kuzeyinde ve güneydeki mahalleler ise tüccarlara ve diğer vatandaşlara tahsis ediliyor. O zamanlar bu mahallelerdeki sokaklar, genişlikliklerine göre sınıflandırılıyor ve 6 adım genişliğindeki sokaklara “hutong” deniyor. Yani kentin tarihinde hutonglar ilk kez, kentin 1260’daki imarından sonra görülüyor. Halen Pekin’deki hutongların büyük çoğunluğu, Çin İmparatorluğu’nun son 2 hanedanı olan Ming ve Çing hanedanları döneminden kalanlar. Ama az sayıda da olsa, Yuan hanedanı döneminden günümüze kadar kalan, yani tarihleri 700 yıl öncesine dayanan hutonglar bulunuyor. IMG_9024

Günümüzde ise bütün bir kent, bu koca tarihin günden güne yıkılışına tanıklık ediyor. Bu gri boyalı duvarlar arasında kağıt oynayan, taş oyunları oynayan, sandalyesinde oturup gelen geçeni seyreden ve dedikodu yapan Pekinlilerin sayısı giderek azalıyor. Yönetim, buraları yeni iş merkezleri, lüks konutlar kurmak için yıkıyor, sahiplerine de merkeze epeyce uzak yerlerde yapılan “toplu konutlarda” yer gösteriyor.

Öğle yemeğini bir Mac Donalds dükkanında yedik. Sonra ise hemen yakında bulunan Yandai Caddesine girdik. Aslında burası da bir Hutong ve bir zamanlar burada tütün satan dükkanlar varmış. Bu sokakta şimdilerde hediyelik eşya satan dükkanlar var. Güzel bir caddeydi. IMG_9047

Bu cadde ise Shichahai bölgesine açılıyor. Burası Pekin’in sulak bölgesi ve burada Qianhai, Houhai ve Xihai adlı göller var. Yinding adlı çok güzel bir mermer köprü Qianhai, Houhai gölleri üzerinde bulunuyor. Burayı çok sevdik. Bu bölgeyi kaçırmayın derim. IMG_9054

Huohai de gezi bize tatlı bir yorgunluk verdi. Burada bulunan ve caddeye bakan bir kafede biramızı yudumladık.

IMG_9111

Cennet Tapınağı 2007 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür mirası listesine girmiş olan bir tapınak. 1420 Yılında yapılmış ve Ming ve Qing Hanedanları döneminde imparatorlar bol ürün ve yağmur duası için gelirlermiş. Bugün gördüğümüz yapıların çoğu Qing Hanedanlığı döneminden geliyormuş.

Bu tapınaktaki en ilginç kısım 5 metre genişlik ve 350 metre uzunluğunda üstü kapalı koridordu. Bu koridora 72 adet oda açılırmış ve bu nedenle bir adıda 72 oda koridoru. Bir zamanlar yapılan kurban verme günü arifesinde sunakların dizili olduğu taşlarda şimdi kağıt oynayan insanlar ve satıcılar yerleşmiş.

IMG_9164

Bugünümüz korkunç bir tempoda geçti. Akşamı da öyle geçecekti

Pekin’e kadar gelinir de Pekin Ördeği yenmez mi? Biz de akıllı işi yaptık ve iyi bir restoranda Pekin ördeği yedik. Quanjude Restorant’da yediğimiz Pekin ördeği muhteşemdi doğrusu. Pekin’e bir daha gelmek kısmet olur da hiç bir şey yapamazsam, yapmak için tüm çabamı göstereceğim tek olay bu olur. Yani neymiş? Pekin’de, Pekin ördeği iyi bir yerde mutlaka yenecek…

IMG_9198 IMG_9197

Günün son aktivitesi ise Kung Fu gösterisi. The Red Theatre adlı bir gösteri merkezinde, The Legend of Kungfu adlı tematik bir gösteri izledik.  Bu gösteri dünyanın pekçok yerini gezmiş ve konusunda iyi bir örnek. Eee! Bu güne yakışan bir final oldu..

IMG_9205

Ben bu günü yazarken yoruldum.. İnşallah siz Sanal Gezginler sıkılmadan okuyup, bu güzel güne paydaş olabilmişsinizdir..

Gezekalın.

Ümit Kuru

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Çin Halk Cumhuriyeti Gezi Yazısı: Xi’an-2

IMG_8225

Herşey 1974 yılında bir Çinli çiftcinin kuyu açmak için toprağı kazması ile başladı. Toprağı kazdıkça karşılaştığı topraktan heykellerin, aslında muazzam bir ordunun üyeleri olduğu herhalde aklına hiç gelmemiştir.

Toprak Askerler ya da Terra Cotta Ordusu ve  ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang’ın mezarı  1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne alınmıştır. İşte bizim bugünkü programımız bu askerlerin bulunduğu müzeyi ziyaretle başlayacak. Ama önce bu ilginç imparator ve o dönem hakkında biraz bilgi vermek gerekiyor.

QinShiHuangBir kaynağa göre bilinen 5000 yıllık tarihi boyunca ve 1912’de hanedanlığa son verilinceye kadar Çin’de 83 hanedan ailesi ve 559 kral, imparator hüküm sürmüş. Son Hanedanın (Qing Hanedanı), son imparatoru (çocuk imparator) Puyi’nin tahtan çekilmesi ile son bulan hanedanlık dönemlerinden bazıları Çin’liler için çok önemli. Milattan önce Qin beyliğinin başında bulunan Ying Zheng savaştığı tüm beylikleri yenince Çin’in tüm halklarını birleştirmiş ve kendini de ilk imparator ilan edip Qin Shi Huang (İlk İmparator anlamında) adını almış. Bu imparator ülkeyi birleştirmenin yanında yönetim şekli, yazı, ölçü, para ve yasa birliğini de sağlamış. Kuzeyden  gelecek olan saldırılara karşı bölük pörçük durumdaki surları birleştirip Çin Seddini de inşaya başlamış.  Bakıldığı zaman iyi şeyler yapan biri gibi gözükse de zalim bir imparator gerçeği de var. İşte bu  adam  daha hayattayken, 700000’den fazla işçiyi çalıştırarak ve hatırı sayılır bir para harcayarak Lishan dağı eteğinde bir mezar inşa ettirmeye başlamış. Bir kaynağa göre 13 yaşında iken tahta çıkan Qin Shi Huang, o günden itibaren mezarını yaptırmaya başlamış ve milattan önce 210 yılında mezar tamamlanmış. Yani mezar inşaatı 30 küsür yıl sürmüş.

Mezarının temeli dörtgen şeklinde, güneyden kuzeye 350 metre uzunluğunda, doğudan batıya 345 metre genişliğinde. Üstte 76 metre yüksekliğinde toprak ile  bir piramit ve toprağın derinine doğru da tersine bir piramit şeklindeymiş. Öldükten sonra mezarına en gözde cariyelerini, en sadık adamlarını ve yönetiminin ileri gelenlerinin de gömülmesini emretmiş. Ölüm sonrası yaşamı için ne gerekirse bu tersine piramit mezarına koydurmuş. Nehirleri sembolize edecek şekilde civayı ve yıldızları, güneş ve ayı sembolize edecek şekilde ise inci ve kıymetli taşları mezarına koydurmuş. Öteki hayatta kendisine lazım olacak olan orduyu ise mezarına koymak pek akıllıca olmayacağından insan boyunda topraktan asker ve atlar yaptırmış ve bunları mezarının yakınına toprak altına koydurmuş. Boyları 183-195 santimetre arasında değişen bu heykel askerlerin her birinin yüz ifadesi farklıdır. Kazı alanında çoğu hala toprak altında 8000 asker, 520 atıyla birlikte 130 savaş arabası, 150 süvari atı bulunduğu tahmin edilmektedir. İşte biz bu topraktan heykelleri Terra Cotta’ları gezeceğiz.

IMG_8080Buraya gelmeden önce bir toprak heykel yapım yerine götürüldük. Bu tabii ki bir satış yeri ama buraya gitmekten memnun olmadım değil. İçeride bu askerlerin yapımı hakkında bilgi veriyorlar. Bu heykellerin her birine farklı bir yüz ifadesi  verebilmek için kalıp sistemini kullanmayıp, kat kat kil topraktan heykelleri yaptıklarını öğrendik. 8000 Tane asker yapmak için ne kadar zaman ve iş gücü kullandıklarını düşününce insan yapılanın ne kadar büyük bir eser olduğunu anlıyor.

Müze girişine varınca önce elektirikli arabalarla müzeye götürürüldük. Bu müze 3 kısımdan oluşuyor. Aslında kazı alanının üstüne müze yapmışlar. Bir taraftan da hala kazılara devam ediyorlar. Müze 3 bölümden meydana geliyor. Birinci bölümde 2 tane atlı arabanın heykeli var. Bu arabalardan ön tarafta olanında imparatorun koruması olan süvari arabası var. Diğeri ise imparatorun arabası. Bu eserler Dünya Külltür Mirası içinde olanlar. Aslında askerler dahil tüm eserler boyalıymış ama gün ışığına çıkar çıkmaz boyalar vernikli olduğundan hemen dökülüyormuş. Bu nedenle bu soluk gri olan heykelleri canlı renkleri ile hayal etmek müthiş bir şey.

IMG_8126

Salonlardan bir diğerine girince ise hep fotoğraflarını gördüğümüz onlarca toprak askerin bulunduğu bölüm karşınıza çıkıyor. Müthiş bir görüntü. Düzenli olarak dizilmiş ve sanki canlanacaklarmış gibi gözüken onlarca asker ve atlar gözüküyor. Burası dikdörtgen şeklinde genişce bir alan. Girişten sola dönüp, köşeye gelince kuyu kazısının yapıldığı ve askerlerin bulunduğu yeri görüyorsunuz. Burada 1 saate yakın zaman geçirdik. Çok ama çok güzeldi.

IMG_8233

IMG_8386

Öğle yemeğini müzede yedik. Bir aşcının nudul hazırlamasını izledik.

Müzede geçirdiğimiz zaman bitiminde grup halinde Çin çayı tadımına gittik. Çeşit çeşit Çin çaylarını tattık

Bir sonraki hedefimiz ise Great Wild Goose (Da Ci’en) Pagoda. Burası Tang hanedanı zamanında ve 652 yılında yapılmış. Ünlü Budist rahip Xuanzhang Hindistan’dan gelirken beraberinde Budizme ait kutsal bazı eşyaları ve yazmaları getirmiş ve Çin mimari tarzında yapılmış pagoda içinde bunlar var. Ön tarafta bulunan tapınak tarihi ise daha da eski. Benim gördüğüm en güzel tapınaklardan bir tanesiydi.

Xi’an şehrinde gezeceğimiz son yer ise Müslüman Mahallesi ve Ulu Cami. Bu bölümü tura koymak ilginç gelmemişti. “Ulu Camilerin en iyi örnekleri bizim ülkede.. Çin’de Ulu Cami gezmeye ne gerek var, bunun yerine Terra Cotta askerleri ile daha fazla vakit geçiririz” diye düşünmüştüm ama alın size bir yanılgı daha. Xi’an’a kadar gelmişseniz bu bölümün gezilmesi atlanamaz.

IMG_8515 Müslüman Mahallesi    ( Bei Yuan Men Street) 1100 metre uzunluğunda bir cadde. Burada tüm dükkan sahipleri müslümanlar. Çin’le eski zamanda ticaret yapan arapların Çin’de yerleşmesi ile Hui etnik grubu ortaya çıkmış. İşte taş bir kapıdan başlayan ve davul kulesi ile biten bu alanda müslüman bir azınlık yaşıyor. Eski Çin’de Ming hanedanından beri şehirlerde iki tane kule mutlaka olurmuş; Çan Kulesi ve davul kulesi. Şafakla birlikte çan kulesinden çan sesi, gün batımında ise davul kulesinden davul sesi duyulurmuş. İşte bu mahallenin sonundaki davul kulesi, şehrin kuzeyinde bulunan kule oluyor. IMG_8718

Bu mahallede aralarda ancak iki insanın yanyana zar zor yürüyebileceği sokaklarda, bolca dükkan yer alıyor. Ana cadde ise iki taraflı restoranlarla dolu. Korkunç bir hareket var bu meydanda.

Ulu Cami ise sadece Xi’an’ın değil Çin’in en eski ve iyi korunmuş camilerinden ve tarihi 742 yılına kadar gidiyor. Ancak bugünkü hali önce Ming sonra da Qing Hanedanlğı dönemine ait. Bu camiye Ulu Cami diye gitmesem asla camiye geldiğimi anlamazdım. Tipik bir Çin mimarisi var ve minaresi bile çok farklı. Bununla birlikte çaminin içinde muazzam bir tahta oymacılığı göze çarpıyor. Yan duvarlarda ise bambuya kazınmış, Çin’ce yazı ile Kurandan ayetler var. Ben bu camiyi çok beğendim doğrusu.

IMG_8540

Günün sonunu bu meydanı gezip, son kare fotoğraflarımızı alarak yaptık.

Gezekalın

Ümit Kuru

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.