Shanghai trafiğinden korkumuza, sabahın erken saatinde havaalanına gitmek üzere yollara düştük. Gezimizin bu bölümünde Guilin’e gidiyoruz. Burada Li Nehri (Çince’de anlamı uzun nehirdir) üzerinde bir tekne yolculuğumuz olacak. Asya’nın en uzun, dünyanın Nil ve Amazon’dan sonra üçüncü en uzun nehri olan Yangtze Nehri üzerinde (6.370 km) klasik olarak, 3 gün civarında süren tekne turları düzenleniyor. Ancak bu nehre dev bir baraj yapıldıktan sonra bu turun özelliği biraz kayboldu. Bu nedenle Bill-Hillary Clinton çiftinin 1998 yılında Li Nehrinde yaptıkları tekne turu sonrasında meşhur olan ve kireç taşı dağları, temiz havası, yol boyu otantik köy ve yaşam tarzı ve temiz suları nedeni bizi cezbeden bu nehirde tekne turu yapmak ve Yangshou’da gecelemek için önce Guilin’e gitmemiz gerekiyor. Bu bizim Çin’de yaptığımız 3. İç hat uçuşu olacak. Daha evvelden yaptığımız uçuşların 2 tanesinde rötarlar yaşayınca, ister istemez hepimizde yeni bir “gecikme yaşar mıyız ?” endişesi var.

Uçuş zamanında ve sorunsuz oldu. Shanghay-Guilin arası 2 saat sürüyor. Guilin havalanı çıkışında bizi takma adı Jade ve Çince ismi Loui olan bir bayan karşıladı. Yeni rehberimiz bizi alarak Reed Flüt Cave’e (Ney Mağarası) doğru yola çıkardı.Ancak felaket bir yağmur bizi Guilin’de de karşıladı.

Havalanından doğrudan yemek yemeye gittik. Yemek yediğimiz yerin ismi Hotel Brava. Dün en güzel yemeği yedik dedik ama burada yediğimiz yemek ondan da güzel çıktı. Yoksa biz Çin mutfağına mı alışıyoruz?

Yemek sonrası ilk ziyaret yerimiz Reed Flute Mağarası (ludi Yan),  bölgede bolca  bulunan mağaralar içinde en önemli olanlarından bir tanesi. Bu mağara Guilin halkının 1940’daki Japon istilasına karşın saklanmış oldukları mağaraymış. Milyonlarca yıl önce oluşan ve oluşumu hala devam eden sarkık ve dikitlerden oluşan mağara içinde çok güzel ışık oyunları yapılmış. Mağara 10 metre genişlik ve 500 mt kadar da derinliğe sahip. Buraya gelmişseniz mutlaka bu mağarayı gezmeniz gerekiyor derim. 

Daha sonra bir hayvanat bahçesine götürüldük. Buraya gidişimizin esas nedeni, burada bulunan Dev Panda bölümünü ziyaret etmekti. Ancak biraz yağan yağmur ve biraz da memurların yaklaşan mesai saatleri bitimi nedeni ile pandalar sığınağa alınmışlar. Pandaları ancak cam arkasından ve kapalı mekanda gördük. Bunlar ne hoş ve sevimli hayvanlar!

Yağmur biraz hız kesse de, ahmakıslatan cinsinden yağmaya devam ediyor. Havada kararmaya yakın ama bir ziyaret yerimiz daha vardı. O da Elephant Trunk Hill (Xiangbi Shan) yani Fil Tepesi. Ziyaretiydi. Burası aynı zamanda Guilin şehrinin de sembolü. Bu kayaya, su içmek için gövdesi ile nehre batmış bir fili andırdığı için bu isim verilmiş.

Daha sonra ise yürüyerek otelimiz olan Lijiang Waterfall Hotel’e gittik. Bu otel şehir merkezinde ve güzel bir oteldi.

Akşama ise yemek için şehir merkezinde olan Left Bank Bar Restoran’a gittik.

Yemek sonrası Guilin’in merkezinde gece açılan ve hediyelik eşyalar bulabileceğiniz şehir çarşısını gezdik. Ancak ben önceden gözüme kestirdiğim iki pagodanın fotoğraflarını çekmek için gruptan ayrıldım.

Bu pagodaların ismi Rong Hu ve Shan Hu. Bu pagodaların gece ışıklandırma altında müthiş güzel bir görüntüsü var.

Buraya gelmeden önce, Guilin’de evcilleştirilmiş karabataklarla balık avlayan balıkçıların gösteri yaptığını ve izlemenin mümkün olduğunu okumuştum. Sevgili Can’a bu gösteriyi izleme isteğimizi belirttim ve onlarda bu gösteriye gidişimizi ayarladılar. Bu gösteri adam başı 100 Yuan’a mal oluyor. Avladıkları balıkları, balıkçıların boyunlarına bağladıkları ip nedeni ile yutamayan ve onları balıkçıya getiren karabataklar bunlar. Balıkçı, karabatağın kursağındaki balığı kusturuyor ve karabatağı yeniden avlanmaya gönderiyor. Bizim izlediğimiz, adı üstünde bir gösteri. Karabataklar, büyük olasılıkla teknenin önünden bir görevli tarafından nehre atılan ölü balıkları avlıyor ve balıkçıya getiriyor. Yine de izlemesi zevkliydi. Çünkü bu sistemle balık avı hala yapılıyor. Burada sadece balık baştan ölü! Karabatağın boğazından iple bağlanması ve avladığı balığın boğazından alınması pek insani gözükmese de trolle balık avlamadan veya büyük teknelerden atılan ve büyük küçük hangi tür varsa denizden toplayana ağlardan daha kötü değil herhalde.

Evet sevgili Sanal Gezgin arkadaşlarım; Yarın güzel bir gün olacak Li River üzerinde doyumsuz manzaraların eşliğinde seyahat edeceğiz. Bir kez de sizlerle beraber, sanal dünyada..

Gezekalın..

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Hongcun, Sarı Dağ ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesi içinde yer alan bir köy. İçinde bulunan yaklaşık 150 evin Ming ve Qing Hanedanları zamanına kadar giden tarihleri var. Bu köyün dar sokakları arasında gezdik, eski okulun (Southern Collage) sıralarında oturduk ve ileri gelen birinin yaptırdığı manastırı ve bir zengin evini gezdik (Taoyuan House). Ortadaki Ay Göletinin (Moon Pond) durgun sularına yansıyan evlerin ve tam ortadaki Lexu (hearty talk) Hall’ın silüetleri çok masalsıydılar.  Zaten burası Kaplan ve Ejderha adı ile ülkemizde de gösterilen (Crouching Tiger, Hidden Dragon) bir filmin seti de olmuş. Bu filmden rehberler epey bir bahsettiler.

Bu köydeki tahta ve taş oymalar mükemmellerdi. Öğle yemeğini de bu eski evin iyi bir örneği olan restoranda yedik. Köy içinde ve köyün kenarındaki gölet çevresinde resim çalışmaları yapan onlarca genç vardı.

Huang Shan gezisi ilk günkü kötü havaya rağmen müthişti. Gece kalkacak olan uçağa kadar biraz zamanımız vardı. Burada ünlü Çinli yönetmen Zhang Yimou’nun yönetmenliğini yaptığı bir gösteri varmış. Ona gitmeye vaktimiz olmadı ancak bu yönetmenin Yangshou’da sergilediği Impressions-Sanjie Liu adlı bir gösteriyi izleyince sizlere Huang Shan’daki bu gösterisini de kaçırmamanızı tavsiye ederim. Biz kaçırdık (daha doğrusu vakit bulamadık) siz kaçırmayın (baştan vakit bulun) !

Daha sonra bir etnografya müzesine götürüldük. Ama ya müze çok küçük ya da müze işin reklam kısmı. Çünkü daha çok kristal şişeye boyama ve resim satış yeri gibi geldi bana. Çok güzel ve çok ince bir işcilikle kristal şişelerin içini boyuyorlar ama çok pahalıydı. Zaten genelde Çin’in tamamı pahalı.

Sonra ise Huang Shan’a geri döndük yemeğe oturduk. Bundan sonra kısa bir serbest zamanımız olduğundan Huang Shan’ın eski şehir bölümünün kalan kısımlarını da gezdik ve finali bir ayak masajı salonunda yaptık. Tüm grup gittik bir masaj salonuna Ohhhh! Gel keyfim gel! yapıp, ayaklarımızı dinlendirdik. Ondan sonrası ise Shanghai’ya iç hat uçuşumuzu almak oldu.

Huang Shan ilk günü kötü bir hava ile başlamasına rağmen beni yanıltmadı ve mükemmel çıktı. Gezi sonrası dönüşte arkadaşlarla gezinin tamamının muhasebesini yaparken “acaba buraya gidilmese olur muydu?” diye düşündük. 365 Günün 200 gününde yağmur olan bir bölgeye gitmek hava şartlarını yakalayamamak açısından biraz riskli. Ancak bugün bu satırları yazarken ve fotoğraflara bakarken görüyorum ki Huang Shan o güzel yüzünü bir anlığına bile olsa gösterecekse o zahmeti ve riski göze almaya değer..

Ne dersiniz sevgili  Sanal Gezgin Dostlarım?  Haksız mıyım?

Gezekalın..

Ümit Kuru

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.