Hongcun, Sarı Dağ ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesi içinde yer alan bir köy. İçinde bulunan yaklaşık 150 evin Ming ve Qing Hanedanları zamanına kadar giden tarihleri var. Bu köyün dar sokakları arasında gezdik, eski okulun (Southern Collage) sıralarında oturduk ve ileri gelen birinin yaptırdığı manastırı ve bir zengin evini gezdik (Taoyuan House). Ortadaki Ay Göletinin (Moon Pond) durgun sularına yansıyan evlerin ve tam ortadaki Lexu (hearty talk) Hall’ın silüetleri çok masalsıydılar. Zaten burası Kaplan ve Ejderha adı ile ülkemizde de gösterilen (Crouching Tiger, Hidden Dragon) bir filmin seti de olmuş. Bu filmden rehberler epey bir bahsettiler.
Bu köydeki tahta ve taş oymalar mükemmellerdi. Öğle yemeğini de bu eski evin iyi bir örneği olan restoranda yedik. Köy içinde ve köyün kenarındaki gölet çevresinde resim çalışmaları yapan onlarca genç vardı.
Huang Shan gezisi ilk günkü kötü havaya rağmen müthişti. Gece kalkacak olan uçağa kadar biraz zamanımız vardı. Burada ünlü Çinli yönetmen Zhang Yimou’nun yönetmenliğini yaptığı bir gösteri varmış. Ona gitmeye vaktimiz olmadı ancak bu yönetmenin Yangshou’da sergilediği Impressions-Sanjie Liu adlı bir gösteriyi izleyince sizlere Huang Shan’daki bu gösterisini de kaçırmamanızı tavsiye ederim. Biz kaçırdık (daha doğrusu vakit bulamadık) siz kaçırmayın (baştan vakit bulun) !
Daha sonra bir etnografya müzesine götürüldük. Ama ya müze çok küçük ya da müze işin reklam kısmı. Çünkü daha çok kristal şişeye boyama ve resim satış yeri gibi geldi bana. Çok güzel ve çok ince bir işcilikle kristal şişelerin içini boyuyorlar ama çok pahalıydı. Zaten genelde Çin’in tamamı pahalı.
Sonra ise Huang Shan’a geri döndük yemeğe oturduk. Bundan sonra kısa bir serbest zamanımız olduğundan Huang Shan’ın eski şehir bölümünün kalan kısımlarını da gezdik ve finali bir ayak masajı salonunda yaptık. Tüm grup gittik bir masaj salonuna Ohhhh! Gel keyfim gel! yapıp, ayaklarımızı dinlendirdik. Ondan sonrası ise Shanghai’ya iç hat uçuşumuzu almak oldu.
Huang Shan ilk günü kötü bir hava ile başlamasına rağmen beni yanıltmadı ve mükemmel çıktı. Gezi sonrası dönüşte arkadaşlarla gezinin tamamının muhasebesini yaparken “acaba buraya gidilmese olur muydu?” diye düşündük. 365 Günün 200 gününde yağmur olan bir bölgeye gitmek hava şartlarını yakalayamamak açısından biraz riskli. Ancak bugün bu satırları yazarken ve fotoğraflara bakarken görüyorum ki Huang Shan o güzel yüzünü bir anlığına bile olsa gösterecekse o zahmeti ve riski göze almaya değer..
Ne dersiniz sevgili Sanal Gezgin Dostlarım? Haksız mıyım?
Gezekalın..
Ümit Kuru