Namibya gezisi başlangıcında programa baktığımda kendi kendime ” Ne kadar uzun süre kara yolculuğumuz var, eziyet çekeceğiz” dedim. İtiraf edeyim ki “Kara yolu ile yolculukların bir kısmını uçakla yapabilir miyiz acaba?” diye şartları da zorladım. Ama iyi ki de bu düşüncemi eyleme dökmemişiz. Yol üstü yerel insanlarla, daha önce görmediğiniz bir hayvanla ya da plansız bir doğa güzelliğine rast geldiğiniz zaman, hele de aracı durdurma şansınız varsa, gezi bir başka güzelleşiyor. Bu yol üstü plansız karşılaşmalar Namibya gezimize renk kattı. Onun için demem o ki eğer zamanınız varsa gezinizi mutlaka kara yolu ile yapın. Evet! Eziyeti var ama denk geleceğiniz bir plan dışı temas size tüm eziyeti unutturacaktır.
Etosha Ulusal Parkı sonrasında Botswana’ya doğru giderken, günlük 350-400 km yol yaparak 2 yerde konakladık ve Namibya’da 2 gece daha geçirmiş olduk. Bu konaklamalardan bir tanesini Rundu‘da Okavango Nehri kıyısında yaparken, diğerini Caprivi Ucu’ndaki Mudumo Ulusal Parkı içinde yaptık. Aslında amaç Namibya’yı karayolu ile terk edip Botswana’ya gitmekti.
Bir gece önce konakladığımız Moruki Etosha Lodge’dan Rundu’ya doğru yolumuz üzerindeki Tsumeb adlı küçük ama şirin mi şirin bir şehirde kısa bir konaklama yaptık. Hediyelik eşya satan çocuklardan, alacağımız yoksa da, bir şeyler satın aldık.
Rundu’ya varmadan hemen önce bir köye denk geldik. Bu köyün sakinleri yol kenarında hediyelik eşyalarını dizmişler ve satıyorlardı.
Namibya’da aldığımız en özgün ve ucuz el yapımı ağaç oyma işlerini buradan aldık. Denk gelirseniz kaçırmayın derim. Yolunuz üzeri mutlaka dikkatinizi çekecektir.
Rundu Namibya’nın, başkent Windhoek’den sonraki ikinci büyük şehri. Angola ile Namibya arasında sınır teşkil ediyor. Aslında bu sınırı Okavango Nehri sağlıyor.1609 km uzunluğundaki Okavango Nehri Angola, Namibya ve Botswana ülkelerini geçerek sonunda Okavango Deltasını oluşturuyor.
Rundu’da Kaisosi River Lodge’da kaldık. Okavango Nehri kıyısında şirin bir yerdi. Bir kıyı Namibya, diğer taraf ise Angola. Bulunduğumuz yerden karşı kıyıda hem çamaşırlarını ve hem de kendilerini yıkayan kadınları ve erkekleri görebiliyorduk.
Akşam üstü nehirde 1 saatlik tekne turu yaparak günü batırdık.
Nehirde su samurları vardı. Hipopotam da bulunuyormuş ama biz göremedik.
Okavango Nehri üzerinde çevremizdeki güzelliği içimize sindirirken, teknede verilen içeceklerimizi yudumladık.
Namibya’nın Kuzey Doğusunda bulunan ince uzun çıkıntıya Caprivi Ucu (Caprivi Strip) deniyor. Bu bölge çok özel bir bölge. Özelliklerinden birisi Namibya’nın bu bölgede Angola, Zambiya, Botswana, Zimbabwe gibi dört ülke ile sınır komşuluğu yapması. Caprivi’nin bir diğer özelliği bu bölgeyi 3 nehrin geçmesi sonucunda bölgenin Namibya’nın diğer tüm bölgelerinden daha sulak halde olması. Caprivi Ucu aynı zamanda Botswana’daki Okawango Deltası ve Chobe Ulusal Parkına, Zimbabwe ve Zambiya’nın Kariba Gölü’ne ve Dünyanın Yedinci Harikası Victorya Şelalesine ulaşmak için de bir yol. İşte biz Namibya’daki son gecemizi Batı Caprivi’deki Mudumu Ulusal Parkı içinde geçirdik. Buradan Botswana’ya geçip Chobe Ulusal Parkı gezimizi yapacağız.
Rundu’dan, Batı Caprivi’ye doğru yola çıktık. Namibya’nın bize sürprizleri bu yolda bile bitmedi; Etosha’dan sonra Caprivi’ye doğru asfalta dönen yolda, en zehirli ve saldırgan yılanlardan kabul edilen Black Mamba adlı yılanı gördük. Yolda biz dahil onu görünce saygıyla durmuş ve kenara çekilmiş araçların önünden, tüm asfaltı enlemesine kat ederek kıvrıla kıvrıla geçti gitti.
Caprivi’ye yolumuz üstünde Popa Şelalesinde kahve molası verdik. Şelale deyince aklınıza heybetli bir şelale gelmesin. Küçücük bir şelale ve hatta neden şelale demişler onu da anlamadım. Ama uzun yol üzerinde harika bir kahve molası yeri ve etrafta müthiş kuşlar vardı. Bol bol kuş fotosu çekildi.
Popa Falls Resort’ta verdiğimiz kahve molası sonrasında Mudumo Ulusal Parkına doğru tekrar yollara düştük. Yol boyunca gördüğümüz yerleşim yerleri artık 3-5 kulübe şekline döndü. Kafalarında sıra niyetine kendi sandalyelerini taşıyan okullu çocukların, okul dönüşlerine şahit olduk ama buralarda okul nerededir pek hayal edemiyoruz.
Mudumo Ulusal Parkında Namushasha Lodge’da konaklama yaptık. Namibya’da kaldığımız her tesis çok özel ve güzeldi. Burası hemen nehrin kıyısında, doğa içinde ama doğanın bozulmamasına özen gösterilmiş bir tesis. Çatılarda ve ağaçlarda Vervet (Örümcek) Maymunları, sincaplar ve tabii ki renk renk kuşlar dolu. Doğa ve ve fotoğraf sever için tam bir cennet yani.
Otelde odamıza yerleştikten sonra tesis içinde kısa bir tura çıktık. Nehir kıyısında yürüdük. Hipopotamların sesleri duyuluyor ama kendilerini burada göremedik. Kıyıda “Dikkat timsah” uyarıları bolca vardı.
Akşam veda yemeğimizi şaraplarımız eşliğinde yaptık. Yemek sonrası ateş başında kahvelerimizi yudumlarken arkadaşlara Namibya’da en çok hangi bölümden etkilendiklerini sordum. Herkes kendince etkilendikleri yerleri anlattı. Bana gelince uzun süre düşünmek zorunda kaldım. Planda olmayan şekilde gezi listemize kattığımız Namibya’nın her gününün ve her köşesinin benim için bir başka güzellikte olduğuna karar verdim.
Kıssadan hisse sevgili Gezekalın takipçileri; Namibya mutlaka bir gezginin gezi listesinde yer almalı..
Gezekalın
Dr Ümit Kuru
09.10.2018 Saat 00:37