Hızırlar ve Bilgeler Coğrafyasında-Uluborlu Sakuraları-Eğirdir Gölü

 IMG_9186.JPG

Bu gezimizin iki amacından bir tanesi de, ülkemizde en kaliteli kirazların yetiştiği yerlerden olan Isparta’nın Uluborlu ilçesinde kiraz çiçeklerini görebilmekti. Aslında aynı gün Kuyucak Köyü’nde zambak tarlalarını da görecektik. Ancak kötü giden hava şartları zambakların açmalarını geciktirince, programdan bu bölümü çıkartmak zorunda kaldık. Kuyucak Köyüne lavanta zamanı, Temmuzda, gitmemiz şart oldu. Keçiborlu’nun Kuyucak köyü, Fransa’nın Provence bölgesini aratmıyor diyorlar.

Kuyucak lavanta koyu.jpg

Al Jazeera Turk sayfasından alınmıştır

Gezimize perşembe akşamından başlayıp, konaklamayı da Afyon Sandıklı’da yaptığımızdan, gezinin bu yoğun günü rahat geçti. Ankara’dan gezgin arkadaşlar, Sevgili Yusuf Yavuz ve eşi ile Sandıklı’da buluştuk. Böylece gezi ekibimiz tamamlanmış ve gezimiz de resmen başlamış oldu. 

kalkış Sandıklı, Afyonkarahisar varış Uluborlu, 32650 UluborluIsparta - Google Haritalar - Google Chrome 09.05.2017 113340.jpg

Keçiborlu sınırında, Eldere bölgesinden kaynaklanan ve 548 km yol takip ederek Ege’de denize dökülen Menderes Nehri’nin doğuş yeri olan topraklardan geçerek Uluborlu’ya vardık. Önceleri Torosların uzantısı Kapıdağı eteklerine kurulu iken, 1950’li yıllarda Uluborlu Ovasına taşınan 7000’e yakın nüfuslu Uluborlu, bizim için sürpriz bir ilçe çıktı. Yol üstü yapıp, bugüne kadar hiç uğramadığımız bu şirin ilçeye haksızlık etmişiz. Umarım bu yazıdan sonra sizlerde güzel yurdumun bu özel köşesini ziyaret edersiniz.

IMG_3258-001.JPG

Uluborlu’ya ulaştığımızda burada bir başka dost ile tanıştık. Aslen buralı iken İstanbul ve İzmir’de yoğunlaşan iş hayatı sonrası tekrar memleketine dönen sevgili Meltem Onur, bizi Uluborlu’da karşıladı. Yusuf bey gezi planlaması sırasında kendisinden bize Uluborlu’yu gezerken rehberlik etmesini rica etmiş. O da sağ olsun bize eşlik etti ve bize Uluborlu’da bayağı iddialı bir program uyguladı. Meltem hanım Uluborlu Belediye Başkanı Sn Mehmet Ünverdi ile de görüşerek İstanbul ve Ankara’dan bir grubun ilçeye ziyarete geleceğini bildirmiş. Sn Belediye Başkanı da sonradan öğreneceğimiz bir hazırlık yapılmasını sağlamış. Bir başka sürpriz ise tarihçi akademisyen Sn Abdullah Bakır’ın da bize ilçe tarihi ile ilgili olarak rehberlik etmek üzere eşlik etmesiydi. Tüm bu ayarlamaları sevgili Meltem Onur yaptı. Kendisi sayesinde hiç beklemediğimiz güzellikte bir gezi günümüz oldu. Başta Meltem Onur’a, Sn Uluborlu Belediye Başkanına ve Sn Abdullah Bakır’a yazı başında teşekkür etmeyi borç bilirim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_3260-001

Önce Uluborlu’nun merkezinde  bir çay bahçesinde çay ve kahvelerimizi içtik ve grup ile Meltem hanım ve Abdullah beyi tanıştırdım. Konu hakkında zaten bilgisine sık sık müracaat ettiğimiz Yusuf Yavuz yanında, Yusuf’un eşi Naciye hanım da sanat tarihi üzerine eğitim alan birisi olduğunu söyleyince bir anda muhteşem bir gezi rehberleri grubumuz oldu. Bundan daha şanslı hissettiğim bir gezi ekibim olmamıştı hiç.

IMG_9196

Önce Belediye Başkanını ziyaret ettik. Belediye Başkanı ilçesi hakkında bilgi verdi. Yöresini seven ve hizmet veren bir belediye başkanı ile tanışmaktan mutlu olduk.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Uluborlu kirazı ile meşhur. Öyle ki toplanan tadı meşhur kiraz, hiç iç pazara girmeden doğrudan yurt dışına ihraç ediliyormuş. Bu kirazı bir tatmam şart oldu. Bu kirazın bir de festivali var tabii. Haziran sonları- Temmuz başı gibi yapılıyor. Aynı zamanda güreş de ilçe için önemli.

IMG_3276

Yağlı Pehlivan Güreşleri Uluborlu’da, Edirne Kırkpınar’dan çok önce başlamış. İlçede güreşin eski bir gelenek olduğunu kanıtlayan M.S.153 tarihli bir kitabe mevcut. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıkları içinde aralıksız süren bu gelenek bölge halkının vazgeçilmez bir tutkusu olmuş. Güreşi buraya Kuman Kıpçak Türklerinin getirdiği düşünülüyor.

IMG_3305

Saat 14:00’de bitmesi planlanan gezimize, kalesi ve eski Uluborlu’dan başlamak üzere yola düştük. Önce Uluborlu Kalesine gittik. Antik Apollonia Kenti şimdiki şehrin altında. Kapıdağı eteğinde, etrafı kayalıklarla çevrili olan Uluborlu Kalesinin, Psidia’lılar döneminde yapıldığı tahmin ediliyor.

IMG_3329

Buradan itibaren Abdullah bey bize kale hakkında bilgi verdi. Hititler ile başlayan yaşanmışlık hikayesi Luwi, Frigya, Lidya, Pers, Büyük İskender, Seleukoslar, Roma, Bizans, Selçuklu, Hamitoğulları ve Osmanlıya kadar devam ediyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ben burada en çok Selçuklu eserlerini sevdim. Selçuklu eserleri bana her zaman, Osmanlı dönemi eserlerinden daha güzel gelmiştir. Selçuklu mimarisini daha sade ama o sadelik içinde daha alımlı ve özgün bulurum.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kalenin büyük kapısı da çok güzel. Kale dışında, eski yerleşim yerinde bulunan hamam ve çeşmeler görülmeye değer. Her taraf çeşme dolu. Cirimbolu Su Kemeri Kapıdağı zirvesinden çıkan kaynak sularını şehre kadar ulaştıran bir su kemeri.

IMG_3285

Hamitoğullarından günümüze kalan Salih Efendi Camisinin ise sadece minaresi ayakta kalabilmiş. Minarenin arkasında bir başka Hamitoğlu dönemi eseri Şeyh Muhittin Çeşmesi.

IMG_3291

Alaaddin Camisi Selçuklu döneminden kalma. Yapım tarihi 1231 ama günümüze kadar orijinal olarak gelen bölümleri mihrabı, minaresi ve kitabesi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ama ben en çok cami içindeki kapı kilitlerini beğendim. Ama, gel gelelim, cami içindeki mermer görünümlü sütunların aslında ağaç olduğunu öğrenince üzüldüm. Beyşehir’deki Eşrefoğlu Camisi sütunlarının güzelliğini hatırladım. Teknik bir gereklilikten yapılmadıysa o güzelim ağaçlara mermer görünümü verilmesini yadırgadım.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kale kapısından girince ortada bulunan duvar Müslüman ve Müslüman olmayanların yerleşim yerlerini birbirlerinden ayırırmış. Bölgede yaşayan Kuman Kıpçak Türkleri mübadele sırasında ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kale içinden yukarı kısımlara doğru yürüyünce eşsiz görünümde Uluborlu Ovası ve ilçenin üstten çok güzel bir manzarası ile karşılaştık. Burada bir süre oturduk. Aşağımızda göz alabildiğine kiraz bahçeleri uzanıyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Daha sonra kaleden çıkarak bir Roma dönemi eseri olan Arslanlı Çeşme ve Selçuklu Dönemi eseri olan Büyük Çeşmeyi ziyaret ettik. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bence bu iki çeşmenin de daha iyi bir durumda korunmaları gerekiyordu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Uluborlu Kale gezisi sonrası yemek için bize hazırlık yapılan mekana gittik. Böyle bir yemekle karşılaşmayı hiç ummuyorduk.

IMG_9203

Yemeğin bir kısmını belediye hazırlamış ama çok özel tatları sevgili Meltem hanım yöre kadınlarına hazırlatmıştı. Tattığımız yemekleri Uluborlu’nun herhangi bir lokantasında yemek mümkün mü bilmiyorum ama yöre insanı evlerde kendilerine mutlaka yapıyorlar. Önce nefis bir tarhana çorbası içtik. Kuyruğu Sulu bir çeşit börek, nefis bir tadı var.

IMG_3433

Kuyruğu Sulu

Masada bulunan ve yöreye özgü “Gıcı” denen bir ot ilk defa yediklerimizdendi. Çok güzel bir aroması vardı. Biz tarhana çorbası kasesinin dibini getirip de, Kuyruğu Sululardan 3-5 tane götürünce, Meltem hanım ana yemeği yiyemeyeceğimiz konusunda bizi uyardı. “Bunun üzerine ne olabilir ki ?” diye düşünürken meşhur Banak denen yemeklerini önümüze getirdiler. Gel de yeme!

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Banak

Uluborlu Belediyesinin aşağıya linkini verdiğim yazısında geçen bir cümleyi aynen yazıyorum: “Banak “bir et yemeğidir” dersek yanlış olur. Banak “etin yemeğidir.” Gerçekten de öyle arkadaşlar!”Çatladık, patladık, öldük, yiyemeyiz” diye nazlanırken bu yemeğin iliğini, kemiğini sömürdük. Uluborlu’ya sadece bu yemek için bile gidilir.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Meltem hanımı durduramıyor muyuz, durdurmak mı istemiyoruz bimiyorum. Ama o getiriyor biz yiyoruz! Ayvaaşı, irmik helvası ve sonunda ceviz helvası derken, neredeyse Uluborlu’yu yemiş vaziyette sofradan kalktık. Tek kelime edebilirim: Muhteşemdi..Pardon! Bir de cümle kurmalıyım: Çok teşekkürler Meltem hanım ve sn Belediye Başkanım.

IMG_9180

Uluborlu’ya gelme nedenimiz kiraz çiçeklerini gezmekti. Ama kaleydi, yemekti derken aklımızdan çıkan kiraz çiçeklerini, yani Uluborlu Sakuralarını görmeye gittik. Aslında Isparta Merkez, Uluborlu, Senirkent, Keçiborlu, Atabey ilçeleri başta olmak üzere, Isparta genelinde Kiraz üretimi yapılıyor. Uluborlu kirazının en önemli özellikleri yola dayanımı çok iyi, meyve eti sert, uzun saplı olması, çok lezzetli ve aromatik olmasıymış. 0900 Ziraat Çeşidi ağırlıklı olmak üzere Lambert, Stella, Starks Gold, Regina, Sweetheart, Cordia, Bing ve Lapins çeşitleri üretiliyormuş. Biz bu ağaçların çiçeklerini görmeye gittik ama 1 hafta kadar geç kalmışız. Bize üzerinde yoğun sayılabilecek çiçek bulunan kiraz ağacı bahçesi aradılar. Sonunda bir tanesini bulduk. Aslında 1 hafta kadar önce tamamen beyaz olan Uluborlu’da, kiraz çiçeklerinin sonunu yakalamış olduk.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Olasılıkla rakım, iklim farkı ya da başka nedenlerle Eğirdir’e yakın daha çok çiçekli bahçe görüp fotoğraflasak da, Meltem hanım bana geçen haftadan çektikleri kiraz bahçesi fotoğrafları yolladı. Hem onlar ve hem de Eğirdir yakınlarındaki bahçeden çektiğim kiraz çiçeklerini yayınladım.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Meyvesiz Japon kiraz ağaçlarının çiçeklerinin (sakura) güzelliği bir başka. Ancak tadı ile dünyaca meşhur (bizim ise henüz tadamadığımız ama bir gün mutlaka!) Uluborlu kirazlarının çiçeklerini de en beyaz hali ile görmek gerekiyor. Meltem hanım öncülüğünde, son 2-3 yıldır 15-25 Nisan arasında, Uluborlu’nun kiraz çiçekleri (bir anlamda Sakuraları) temalı fotoğraf, yürüyüş etkinlikleri düzenleniyormuş. Bu konu ile ilgilenenler olursa Uluborlu Belediyesi aracılığı ile etkinlikler hakkında bilgi sahibi olabilirler. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Uluborlu gelenek, görenekleri, söylenceleri ve türküleri ile de önemli bir merkez. Beni yakinen tanıyanlar bilirler ki, Zeybetiko ve Sirtaki başta, Ege Oyunları üzerine ders alıyorum. Meltem hanımın bana yolladığı Uluborlu hakkında bilgi veren dosya içinde bulunan Serenler Zeybeğini ilk defa gördüm ve bayıldım. Sizlerle paylaşmak istedim.

kalkış Uluborlu, 32650 UluborluIsparta varış Eğirdir, Isparta - Google Haritalar - Google Chrome 10.05.2017 140522.jpg

Uluborlu’da bizlere eşlik eden Meltem hanım ve Abdullah beye veda ederek gece konaklayacağımız Eğirdir’e doğru yola çıktık. Yukarıdaki haritada olduğu gibi Eğirdir’e iki yoldan da gidebiliyorsunuz ama siz bence mavi ile işaretli yolu takip edin. Böylece Eğirdir’i Batı yönünden de görmüş olacak ve yolda mola verip göle en yakın olabileceksiniz.

IMG_3485.JPG

Eğirdir’i daha önce 3-4 kez gittik. Ben bu şirin ilçeyi ve Eğirdir’i kıymetli yapan Eğirdir Gölü’nü seviyorum.  Eğirdir Gölü, Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su gölü. Alanı 482 km². Doğal içme suyu havzası olmasının yanı sıra biyolojik çeşitlilik değerleri bakımından uluslararası öneme sahip bir sulak alan. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Avrupa’da 514, Türkiye’de ise 454 farklı kuş türü bulunurken, Türkiye’de bulunan kuş türlerinin 225’i Eğirdir Gölü ve çevresinde barınıyor. Bu göl sakinken ve ışık da güzelken enfes fotoğraflar veriyor. Biz yaklaşık 1 saat kadar göl kenarında mola verip yürüyüş yaptık. Nefisti.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gün ışığı, alaca karanlığa dönerken Eğirdir’e vardık. Aslında bugün olan Yazılı Kanyon programını ertesi güne attığımızdan Eğirdir’e tepeden bakan tesislerden birisine doğru gittik. Geçen senelerde burada olan tesis, çardaklar şeklinde açık alanı daha fazla olan bir yerdi. Bu sene ise orayı da betona gömmüşler ve kapalı alanı fazla hale getirmişler. Manzaranın güzelliği olmasa gidilecek yer değil benim için. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Son durağımız ise Charly’s adlı moteldi. Göle yakın motele bavullarımızı atar atmaz yemeğe gittik. Yemek bahane, esas amaç Ankara grubumuzdan sevgili Mithat’ın kendi mahsulü olan şarapları tatmaktı. Eh! keyiflenince içtik, içtikçe acıktık, acıkınca Eğirdir’in balıklarından yedik, yedikçe de daha da keyiflendik ve konuştuk. Ana konumuz hakkında herkesin tek cümlesi vardı: “Ne güzel bir gündü, ne yemeklerdi be kardeşim! Uluborlu’ya bir daha mı gelsek ne?“.

Gezekalın, dostlukla kalın. Neşeniz ne evinizden, ne çevrenizden eksik olsun…

Dr Ümit Kuru

10.05.2017 Saat 20:56

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kaynaklar

http://www.uluborlu.gov.tr/festivalgures
http://www.isparta.gov.tr/uluborlu
http://www.uluborlu.bel.tr/banak.htm
http://www.isparta.gov.tr/isparta-kirazi
http://www.wwf.org.tr/ne_yapiyoruz/doga_koruma/doal_alanlar/egirdir_golu/

 

 

Yorum bırakın

3 Yorum

  1. Huriye Y.

     /  Mayıs 10, 2017

    Hocaaamm,Uluborlu’yu kıskandıracak derecede iyi gezmissiniz maşallah👏🏽 Çook neşeli bir yazı olmuş !
    Ha unutmadan soyleyeyim …sayenizde Turkler kiraz çiceklerine SAKURA diyecekler
    Birde madem Egirdir gölüne gittiniz bir ara Ay tanriçası Selene’nin bir koyun çobanına aşkını ilan etmesiyle ünlü olan 🤣BAFA gölü ve etrafi fotograf sevenler (gün batımı)için güzei yerler .Gitmişken yolunuz düşerde Selçuk Efes’te Şirince dağ yoluna çıkmadan mandalina ve zeytin bahcelerinin içindeki Hatice Ablanın İşlettigi Bizim ev Hanımeli rest.e öğle yemeği için uğrayin derim.
    🌸🌸Kalın sağlıcakla gezilerin efendisi sevgili Ümit hocam🌸🌸

    Cevapla
    • Huriye yine yanlış buldum diye sevindin ama kasıtlı olarak sakura dendi. Kiraz çiçeği desem gidilmez ama sakura deyince seneye Uluborlu turizmi patlayacak 🙂

      Cevapla
  2. Huriye Y.

     /  Mayıs 11, 2017

    Çok iyi fikir hocam ,siz Sakura demeye devam! Lakinnn,belliki SAKURA 🌸hayranlığı sizi tekrar nereye çağırıyor acep😂

    Cevapla

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: