Brezilya-İguazu soslu Arjantin-Şili-Patagonya gezisi/ Tigre Kanalı Gezisi

Tigre Kanalı GezisiBuenos Aires’de geçirdiğimiz ve gezimiz için çok da iyi bir başlangıç günü olduğuna inandığım ilk gün ve gecesi sonrasında yeniden kara bulutlarla kaplı bir sabaha uyandık.

Bugün Buenos Aires’e 30 km kadar Kuzeyde olan Tigre şehrine gidip, tekne ile nehirde kanal gezisi yapacağız.  Doğrusu bu kanal gezilerinden benim beklentim yüksek oluyor. Hep Meksika gezimizde Mexico City’deki Xochimilco Kanallarında tekne ile yaptığımız türden bir gezi yapmak istiyorum (http://gezekalin.blogcu.com/meksika-gezisi-giris-ve-mexico-city/9126626 ).

Bu kanal gezisi Bueones Aires’e kadar gelmişken “yapılmazsa olmaz” türünden geziler olarak gösteriliyor ve ben de siz Sanal Gezginlere yapın diyorum ama Buenos Aires içinde geçirecek zamanınız kısıtlı ise çok da zorlamayın demeyi de ekliyorum.

Tigre, Buenos Aires eyaleti, Argentina - Google Haritalar - Google Chrome 18.04.2013 002002Tigre’de yapacağımız bu geziyi anlatmadan önce biraz bilgi verelim; Tigre, Parana Deltasında bulunuyor.  Brezilya topraklarından doğan ve Güney Amerika Nehirleri içinde Amazon Nehrinden sonra 4880 km’lik uzunluğu ile ikinci büyük nehir olan Parana Nehri, önce Paraguay, sonra da Uruguay Nehirlerini kendine katarak sonunda 14000 km2 alanı kaplayan Parana Deltasını yapıyor. Bu Delta 320 km uzunluğunda. Deltanın en fazla bölümü Entre Ríos şehrinde kalmakla birlikte Santa Fe ve Buenos Aires şehirlerine de kıyısı var. Bu Deltanın en önemli özelliği ise denizle teması olmayıp da başka bir nehirle (Rio de Plata Nehri) teması olan tek delta olması.

Deltada çok sayıda adacık ve kanallar var.   İşte Tigre, bu deltanın Buenos Aires şehri sınırları içinde kalan bir alanı ve kolay ulaşılan bir yer olarak hem çok turist çekiyor ve hem de Arjantinliler için önemli bir sayfiye yeri. Tigre, nehir ve dereler tarafından kuşatılan bir adacık üzerinde kurulu ve ilk yerleşim tarihi 1820’lere dayanıyor. Tigre ismi, bir zamanlar bu bölgede avlanabilen aslan veya jaguarlardan kaynaklanıyormuş. Deltaya yerleşen ve çiftlik işleri ile uğraşan Batılılar, Parana nehri boyunca olan yerleşim yerlerinden gelen meyve ve sebzeleri buradaki limandan alırmış. İşte biz bu Deltada 4 saat sürecek olan bir gezi yapacağız.

Orijinal planımızda buraya trenle gitmeyi planlamıştık. Ancak rehber Sonya bu trenin eski özelliğinin kalmadığını söyleyip de trenle gitmeyi tavsiye etmeyince biz de minibüsümüzle aynı yolculuğu yapmaya karar verdik.

Saat 09:30 gibi otelden ayrılıp, yaklaşık olarak 40 dakikalık bir yolculuk sonrası Tigre’ye vardık. Burası çok şirin bir yer. Eski kolonyal tarzda evler ve yol üstü yelken kulüpleri arasından geçerek, teknelere bineceğimiz limana geldik.  Burada biletlerimizi alıp, sıramız gelince de tekneye bindik. Teknenin geniş ama 30 santimi ancak bulan açıklıkta camları var. Tekne epey büyük ve kalabalık da olduk. Fotoğraf çekebileceğim uygun bir yere mevzilendim.

Teknemiz kanal boyunca yol almaya başladı. Mexico City’nin Xochimilco kanallarında olduğu gibi Mariachilerin (düğün çalgıcısı demek)  şarkı söylemesi gibi bir aktivite yok bu teknede. Ya da Tayland’daki yüzer marketlerde (Floating Market) olan canlılık da yok burada. Sessiz ve sakin bir ortamda, teknenin rehberinin verdiği bilgileri dinliyorsunuz. Ben bu sessiz ve dingin hali de çok sevdim.

Bu kanallar boyunca sağlı sollu evler var. İnsanlar günlük aktiviteleri ve işlerine giderken mutlaka botları veya tekneleri kullanıyorlarmış. Bakkal veya market derseniz, evinizin önüne gelen market teknelerden alışveriş yapmanız gerekiyor. Bu evlerin hepsine bir ad koymaları ise öğrendiğimiz ilginç bir bilgiydi. Bir eve bir isim kondu mu, uğursuzluk getirmesin diye bir daha o isim değiştirilmiyorlarmış…

Tekne gezimiz sonrası eskiden canlı bir Pazar olduğu her halinden belli olan ama artık sebze ve meyve dükkânlarının yerini turistlere hediyelik eşya satan dükkanların aldığı tarihi marketi gezip, hemen kıyıdaki bir kafede bir şeyler içtik.

Öğle sonrası ise tekrar Buenos Aires’e dönüp öğle yemeği için Corrientes Caddesinde Suipacha adlı bir restoranda yemek yedik.

Sonraki durağımız ise dünyadaki en güzel 10 kafe arasında gösterilen Café Tortoni  (Adresi,825 Avenida de Mayo) oldu. 1858 yılında bir göçmen Fransız tarafından açılan bu kaffenin içi gerçekten çok güzel. Kendinizi sanki bir müzede gibi hissediyorsunuz. Görmeden ve burada bir kahve içmeden Buenos Aires’i gördüm demek olmaz.

Sonrasında ise San Telmo ya doğru, Defenza caddesinde antikacıları ve diğer dükkanları gezdik. Bu şehir pahalı bir şehir.  Arjantin para birimi Peso ve sembolü de ($). USD Doları ile başta karıştırdık tabii ki. Bir USD ile yaklaşık 5,5-6 Peso alabiliyorsunuz. Benim pahalılık kriterim ise bira fiyatı. En önemli bira markaları olan Quilmes’in fiyatı yerine göre 25 Peso’ya kadar çıktı.

Akşam San Telmo’da, El Desnivel adlı bir restorana gittik. Burada bir akşam yemeği yemenizi tavsiye ederim. Etleri gözünüzün önünde odun ateşinde pişiriyorlar. Lomo yağsız biftek, chorizo ise yağlı biftek. Ben lomo dediklerini daha çok sevdim. Etleri gerçekten çok güzeldi.

Yemek sonrasında otelimize döndük ve ertesi günkü yolculuğumuz için bavul toplamaya giriştik.

Yarın Dünyanın yeni harikaları arasında gösterilen İguazu Şelalerini görmek için İguazu’ya uçak yolculuğumuz var. Heyecanlıyım; Çünkü Arjantin-Şili Patagonyası üzerine kurulu olan gezimizin “sos” kısmını ziyaret edeceğiz.

Yaşasın…..

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

18.04.2013 Saat 00:30

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: