• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.107 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Nepal-Bhutan Gezi Anıları- 3. Gün; Chitwan-Pokhara

IMG_8810

Gecenin bir vaktinde dışarıdan gelen seslerle uyandığımı hatırlıyorum. Ormanda olduğumuzu hatırlayıp tekrar uykuya dalmışım.

IMG_8455Sabaha verilen saatte kalktık ve doğruca kahvaltıya gittik. Peyniri, balı bulunan güzel bir sofrada kahvaltımızı ettikten sonra fillerin sırtında mini bir gezintiye çıkmak için, fil iskelesine doğru yürüdük. Aslında burada 2 gece 3 gün kalınan programlarda yapılan aktivitelerle, bizim kaldığımız gibi, 1 gece 2 günlük aktiviteler farklı. Ama biz hem az kalıp, hem de tüm aktiviteleri yaptık. Burada Günseli-Barış Malkoç’un haklarını bir kez daha teslim etmeliyim. Özellikle Günseli hanım buralarda öyle bir imaj yaratmış ki, sanki kırk yıllık arkadaş ve doğma büyüme Nepal’li. Anladığım kadarı ile onlar sayesinde biz hem orman da yürüyüşü, hem fil eğitimini, hem fil sırtında ormanda safariyi ve hem de kano gezisini kısa program içinde de olsa yapmış olduk.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Her bir filin sırtına 4’er kişi olacak şekilde bindik. Bir de sürücü var, etti beş kişi. Bu kadar ağırlık, bu hayvana vızıltı gibi geliyor. Filin sırtında, altımdaki hayvanın verdiği güveni, gücünü hissetmenizi çok isterdim. O cüssesi ile ne kadar çevik bir hayvan, inanılır gibi değil.

IMG_8591

Sonradan aramıza katılan 2 gezginle birlikte, toplam 15 kişi 4 filin sırtında ormanın iyice içlerine doğru, sabahın 06:30’unda hareket ettik. Naime ve ben ayrı ayrı fillerin sırtındayız ki, birbirimizin fotoğrafını çekebilelim. Plan buydu ama filin sırtındaki sallanmayı hesaba katamadık. Şöyle havalı havalı, fil sırtında fotoğrafımız az. Aslında geziden en büyük beklentimiz tek boynuzlu gergedanı görebilmek ve tabii ki benim için de onu fotoğraflayabilmek. Benim bindiğim fil, bir numaralı fil ve  hiç biri onu geçmeye çalışmıyor. Galiba lider o. Bir süre sonra, bir gergedanın ayak izine rastladık ve yönü de nehre doğruydu. Biz de peşinden nehre doğru yönümüzü kırdık. Bu arada birkaç kez nehri geçmek zorunda kaldık. Ayak izleri var ama gergedanın kendisi yok. Bir ara bizim lider amca daldı ormanın içine. Aman Allahım! Bu adam fili gömdü çalılıklara diye düşünmeye kalmadı. Ayakları ile bir takım hareketler çekip, bazı sözler söyledi. Bizim fil başladı ormanı dağıtmaya. Sağında solunda ne varsa kırıp, çiğneyip yol açıyor. İster inanın ister inanmayın bize dümdüz bir yol açtı. “Son model bir Mercedes’im olacağına, böyle bir film olsun” dedim içimden…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bir önce gün verilen eğitimde, Fil sürücüsünün file komutlarını ya sözlerle, ya filin kulağının arkasına dayadığı ayaklarının çeşitli hareketleri ile ya da ucunda kancası olan bir sopa aracılığı ile ilettiğini  anlatmışlardı. Afrika fillerinin eğitimlerinin, Asya Fillerine göre daha zor olduğunu da öğrendik.

IMG_8629

Bu arada diğer fillerin sürücüleri uyanık çıktı. Bizim fil sürücüsü ne kadar gergedan göstereceğim diye yırtınıyorsa, diğerleri o kadar “bitse de gitsek” havasında. Sağda solda ibis kuşlarını, bol renkli kuşları görüyoruz ama Gergedan dan haber yok. İzi var kendisi yok. Bu arada bir ara bizim adam fili suyun en derin yerine soktu. Filin hortumu yukarıda, ayaklar suya neredeyse değecek. Biraz heyecan olduk. Yapacak bir şey yok zevk almaya bakıyoruz ve alıyoruz da.

IMG_8695

Tekrar ormanın derinliklerine doğru yöneldik. Bizim ki inat etti, gösterecek bir şeyler. “Aslanım benim, Bengal Kaplanından vazgeçtim, bul şu tek boynuzlu gergedanı” diyorum içimden. Diğerleri iyice açıkta kaldılar. Sonunda bir şeyler gözüktü ama gergedan değiller. Bunlar Benekli Geyikler. Onlar da “Ooo! Ümit beyler gelmişler. Bir fotoğraf çektirelim, ayıp olur” demiyorlar. Biz yaklaşıyoruz, onlar “vın” kaçıyorlar. Sonunda çıkarttım benim bazuka gibi 70-200 lensi uzaktan fotoğrafladım. Sonunda fotoğraf karemin içine hapsetmeyi başardım onları..

IMG_8700

Artık neredeyse 2,5 saat oldu. Allahı var bizim fil sürücüsü çok çabaladı. Kısmette Tek boynuzluyu görememek de varmış. Hala ormanın derinlerinden gidiyoruz, önümüzden bir tavus kuşu sürüsü havalandı ama gafil avlandım, hazırlık yapana kadar kaçırdık. Saygısızlar!

Sonunda fil iskelesine yanaştık ve fillerden indik. Bizim sürücünün bana bir bakışı vardı ki sormayın. “Kusura bakma, olmadı” der gibi. Ama ben takdir ediyorum adamı, iyi bir bahşişi de kaptı, helal olsun. Şimdiye kadar çeşitli gezilerde 3 kez file bindik ama en etkileyici olanıydı.

IMG_8790

Filden iner inmez jeeplere bindirildik. Nehirde kano ile bir gezinti yapacağız. Nehir kenarında bizi bekleyen ince uzun kanolara bindik. Yerden 10 cm kalkık taburelere oturduk. Bu teknede biraz dikkat edilirse sıkıntısız, keyifli bir gezi oluyor. Ama ani hareketlerde devrilme olasılılığı var. Buralarda yoktur diye düşünüyorum ama ilerlerde buraya özel 2 cins timsahın varlığından haberim var. Hiçte sevmem bu hayvanları…

Yarım saati bulan bir nehir gezisi yaptık. Suların şırıltısı altında medeniyete ait hiçbir sesi içermeyen ortam, insanı çok dinlendiriyor. Bu geziye biraz daha devam edebilirdim ama daha yol var..

Sonunda nehrin aşağısında bizi bekleyen jeeplere tekrar bindik. Artık tesise dönüyoruz. Bizim araç yine birinci araç. Orada bir park görevlisi bizimle birlikte geliyordu ve bana dönüp sordu “Nasıl güzel miydi?” dedi. Bende “Şahaneydi. Ama bir Rhino (gergedan) gösteremediniz bana” dedim. Ağzımdan bu laflar çıktı ama biraz evvel gergedanın ayak izlerini, taze dışkılarını takip eden fil sürücüsünü hatırıma getirince de birazcık utandım. Adamın yanıtını hiç unutmayacağım “Biliyoruz ve hala size göstermek için parkta görevlilerle ilişki içindeyiz” Şaşırdım ama bir kez daha takdir ettim adamları. Bu arada beklenen telsiz haberi de gelmesin mi? Ormanda bir çift gergedan bizi bekliyormuş. Kırdık direksiyonları verilen koordinata. Bizi orada fil sırtında park görevlisi bekliyordu. Yürüme ile 2 dakika mesafede olduklarını söyledi. Bizde bir heyecan daldık ormana, bu sefer yürüyerek. İki dakikayı biraz aştık, hala yoklar. Eh! Bu gergedanlarda bizi bekleyecek değiller ya. Ama pes etmek yok, 10 dakika kadar daha derine doğru bir yürüyüş sonrasına işte karşımızdalar! O ne heybet, o ne güzellik. Bizi görünce biraz ürktüler. Onlar ürküp, ayağa kalkınca biz donduk. Tabii ki korkudan! Ama yine filin gücü çıktı karşımıza. Yanımızda gelen fil, yavru bir fil. Onun arkasına geçirdiler bizi. Gergedanlar filin varlığının verdiği rahatlıktan mı yoksa verdiği korkudan mı pek saldırıya geçmezlermiş. Bizim bindiğimiz orman deviren fil yanımızda olsa, bunlardan hiç korkmayacağım ama bu da küçücük bir fil. Onbeş kişi dizildik filin ardına, hepimiz sığmıyoruz bile.  Ama o küçük fil bile gergedanları sakinleştirdi. Hepimiz o küçük filin arkasında, gergedanları izlemeye başladık. Bana filden güven geldi ya zaman zaman daha da yaklaşıp fotoğraf bile çekmeye başladım.  Bastım deklanjöre; Vay anam vay! Keyfe bak.. Dünyada sayı ile bilinen gergedanlardan iki tanesi karşımda duruyor.. Bu ne güzel bir duygu böyle.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Daha sonra gergedanlarımızı kendi dünyalarında bırakıp araçlarımıza döndük. Bizim araçtaki görevlinin hararetle elini sıktım ve teşekkür ettim.

Araçta bazı arkadaşların ciltlerine sülüklerin yapıştığını fark ettik. Biz gergedan fotoğraflayacağız derken onlar bizim kanları götürüyorlarmış. Benim üzerimde böcek kovan bir giysi vardı, tam da bu işler için almıştım. Ondan mıdır  yoksa kanımızı beğendiremedik nedir? bende zayiat yok.

IMG_8850

Tesise döndük. Odamıza gidip bavullarımızı topladık. Bu güzel tesise veda edip, tekrar ağır arazi araçları ile parkın başlangıcına döndük. Benim ve benim gibi diğer arkadaşların da gönlü bu parkta kaldı. Burada en az 2 gece kalmak gerekir. Bir defa daha gitmek istiyorum..

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Chitwan’dan sonraki hedef Pokhara. Aradaki mesafe 160 km ama yollar dar ve işlek olunca yine 5 saati bulan bir yolcuğumuz oldu. Aslında Pokhara da gölde tekne gezisi yapıp güneşin batışını izleyecektik. Ama hem kapalı hava ve hem de geç kalmamız, bu aktiviteyi iptal ettirdi. Neyse ben Chitwan’daki parktaki aktiviteyi tercih ederdim, iyi ki onu yapmışız.. Zamanında gitsek bile hava yüzünden güneş filan göremeyecektik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda Pokhara’ya vardık.   Nepal’in ikinci büyük gölü Fewa Gölü (Phawe Tal lake) kenarına kurulu olan Pokhara, Himalayaların Annapurna serisi üzerinde yapılan yürüyüşleri ile çok turist çekiyor. Machapuchare Dağının gölün dingin suları üzerine yansıması çok meşhur bir görüntü.  Burada kalacağımız yer de çok güzel; Bir adanın ortasındaki Fish Tail Lodge adlı bir yerde kalıyoruz. Ancak salla geçiş oluyor. Belli ki burası da bize çok güzel gelecek.

IMG_9083

Akşam yemeğini otelde yemedik. Boomerang adlı bir restorana gittik. Burada hem yemek yiyip ve hem de dans gösterileri izledik. Çok güzel bir ortamdı. Pür neşe otele döndük. Sabaha yine yoğun bir program var. Erkenden kalkıp Sarangot Tepesinden güneşin doğuşunu ve Annapurna dağ serisini izleyeceğiz.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gezekalın,

Dr Ümit Kuru

İlk yayın tarihi 19.11. 2011 saat 13:17

Gözden geçirilmiş son yayın tarihi 24.03.2015 Saat 21:49

Nepal-Bhutan Gezi Anıları- 2. Gün; Chitwan Ulusal Parkı

IMG_8380

Sabah erkenden kalktık ve valizleri emanete bırakıp kahvaltıya geçtik. Nepal’de Katmandu dışındaki yerleri ziyaretimiz sonrasında olsun, Bhutan gezisi sonrasında olsun dönüp geleceğimiz otel burası olacağından fazla eşyalarımızı bir bavul içinde bu otelde emanette bıraktık. Bu iyi bir hareket oldu; Hem gereksiz eşyalarımızı yanımızda taşımamış olduk hem de grubun hızlı hareket imkanı artmış oldu. Zaten Bhutan uçaklarına olsun, Nepal’de iç hat uçuşlarına olsun, fazla ağırlıkla binmenizi sorun yapıyorlar.

IMG_8211

Kahvaltı sonrasında Chitwan Ulusal Parkına doğru yola çıktık. Burası, Nepal’in yarı tropikal bölgesi olan Terai içinde bir park ve UNESCO Dünya Kültürü Mirası içinde yer alıyor. Katmandu’dan 180 km kadar Güney Batı da yer alıyor. Aslında Chitwan’a ulaşmanın en kestirme ve en az eziyetli olan yolu, Bharatpur’a kadar Buddha Air veya Yeti Air gibi havayolları ile 30 dakikalık bir uçuş ve sonrasında da karayolu ile ulaşmak gibi duruyor. Biz Katmandu’dan Chitwan’a kadar karayolu ile gittik. Mesafe az gibi gözükse de yollar gidiş geliş tek şerit ve kalabalık olunca 5 saati bulan bir yolculuğumuz oldu. Gerçi yol çok güzeldi ama ikinci kez gitsem vakit kazanma anlamında ilk bahsettiğim yolu tercih ederim. Hele bir de yolda önemli bir kazaya şahit olduk ki, bu olay gezimizin en tatsız olayıydı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yol üzerinde Manakamana denen bir yerde durduk. Burada tepelere çıkan bir teleferik hattı kurulmuş. Bu yolla yukarıdaki Tapınağa gidiliyor. Tabii bu arada manzaranın olağanüstülüğüne de anlatmaya gerek yok.

Chitwan Ulusal Parkı 932 km2’lik bir alanı kaplıyor. Sal ağacı ağırlıklı bir orman. Bu ormanda tek boynuzlu gergedan, maymunlar, benekli geyikler, az sayıda da olsa Bengal Kaplanları, Vahşi Filler, Leoparlar ve 450 ye yakın kuş türü barınıyor. Gergedan ve Bengal Kaplanları son yüzyıl içinde çok avlandıklarından sayıları yok derecesine kadar inmiş ama son yıllarda sayılarının arttığına dair güzel haberler var. Özellikle bu bölgeye has olan tek boynuzlu gergedanlar, cinsel gücü arttırdığına inanılan boynuzları nedeni ile çok avlanmışlar. 1911 yılında İngiltere Kralı 5. George ve oğlu 8. Edward’a yaranmak için, onlar şerefine düzenlenen sürek avlarında bir defa da 39 Bengal kaplanı ve 18 tek boynuzlu gergedan avlanmış ve bunun karşılığında da Nepal Kralına bir madalya verilmiş. Eminim cehennemde bu hayvanlar, bu kralların tümünü önlerine katmış kovalıyordur..

IMG_8286

1950 yılına kadar bu ormanlarda sadece Tharu köyü insanları yaşarlarmış. Onların burada yaşamalarının sebepleri ise onların sıtmaya karşı doğal olarak bağışık olmaları imiş. Ancak sıtma eradikasyon programları ve sıtmanın tehlike olmaktan çıkması sonrasında 1954 yılından itibaren başka yerlerden de insanlar bölgeye gelmişler. Onlar gelince de tarla açmak için ormanlık alanlar kesilmeye başlanmış. Kral Mahendra 1973 yılında bölgeyi Ulusal Park ilan etmiş ve bölge korumaya alınmış. 1984 yılında da UNESCO, parkı Dünya Kültür Mirası listesine almış.

IMG_8290Burada isterseniz Park içinde Ekolojik otellerden birinde ya da yakında bulunan Sauraha adlı köy içinde kalıp gezilerinizi yapabiliyorsunuz. Tabii ki en iyisi Park içinde Ekolojik otellerden birinde kalmak. Bizde parkın doğu ucunda yer alan Machan Wildlife Resort’ta kaldık. Çok güzel bir yerdi. Birbirlerinden uzakta yer alan bungalov evlerde 4 konaklama yeri var. Burada belli bir saatten sonra jeneratörle sağlanan elektrik yok tabii ki. Onun için yanınızda mutlaka el feneri bulundurun.

Uzun yolculuk sonrası Parka vardık. Bundan sonrasını artık minibüs ve benzeri araçlar gidemiyor. Çünkü çılgınca akan Rapti Nehri geçilmek zorunda ki bu nehri de askeri arazi araçlarla ancak geçtik. Zaten Musonlar zamanında buralara gelmek mümkün olmuyor. Park girişinde askerlere kayıt yaptırıp izinler alındıktan sonra askeri arazi araçlarına bindik. Bizi park girişinde karşılayan çocuklar, aynı zamanda yolcu da ettiler. Civarda gördüğüm kelebekler sanki beni nelerin beklediğini haber veriyordu. Daha ilk dakikalardan itibaren de sulara bir girip, bir çıktık. Bu azgın suların bir bölümünde yarın rafting yapacağımızı düşündükçe heyecanlanıyorum. Zaten tüm gezi programı içinde bu park beni en çok cezbeden yer olmuştu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda kalacağımız yere vardık. Bizi görevliler karşıladı. Muhteşem bir yer. Burası ormanın tam göbeği sayılır. Aslında zamanında gelebilsek fil gezisi yapacaktık ama yol da kaza yüzünden epey beklediğimizden program değişmek zorunda kaldı. Fil safariyi ertesi güne attık, yemeğe girip, bir güzel yemeğimizi yedik. Sonrada bir rehber eşliğinde ormanın florasını tanımak için gezimize başladık. Rehberimiz çok becerikli gözüküyor. Bize güzel şeyler anlatıyor. Bu arada yanımızdan fil safariden dönen Fransız grup geçti. Ben bu fillere hayranım.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sal ağaçlarını ilk kez burada gördüm. Hava kararmaya yakın fillerin kaldığı ve eğitildiği yere gidebildik. Orada fillerle ilgili bir brifing verildi. Keşke gündüz gözü ile yapabilseydik bu aktiviteyi. Yok arkadaş! Burası kesinlikle en az 2 gece konaklamayı hak ediyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kampa geri döndüğümüzde hava iyice kararmıştı. Rehberimiz acele ediyor çünkü bu akşam burada kalanlara park ile ilgili slayt gösterisi yapacaklar ve o da bu gösteriyi sunacakmış. Bizler ortada yakılan ateş çevresinde yerimizi alıp, bir de Everest adlı yerel birayı ısmarlayıp gösteriyi izledik. 30 dakika kadar süren çok çarpıcı bir gösteri oldu. Daha sonra verilen akşam yemeğini hızlıca yedik. Sonrasında da ateş başında biraz muhabbet, biraz oyun oynadık. Grup birbirine iyice kaynaştı. Bu arada gözüm ileri de, karanlık içinde yanıp sönen bir minik ışığa takılıyor. Aman Allahım! Bu o mu diyerek bir fırlamışım yerimden, arkadaşlar şaşırdılar. Evet ta kendisi! Buyrun bakalım size ateş böceği.. Fotoğraflamaya çalıştım ama nafile olduğunu anlayıp hayran hayran izlemeye başladım. Çocukluğumda bu güzel böcekleri Üsküdar da ne çok görürdüm. Sonra onları ne zamandır görmez olmuştum.. Gecenin bonusu da onlar oldular.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Artık yatma vakti, odalarımıza doğru yola düştük. Yarın fil safari var. Belki de tüm dünyada sadece 2000-2500 tane kaldığı söylenen tek boynuzlu gergedanı görebilen şanslı azınlıktan olacağız. En son aktivite de Kano ile raftingimsi gezinti…

Gezmek ne güzel…

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

İlk yazım tarihi 19.11.2011 Saat 00:52

Gözden geçirilmiş yeniden yayım tarihi 20.03.2015 Saat 23:10

IMG_8451