• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.096 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane! Trevne

Aslında Trevne, bu gezimiz programında hiç yoktu. Bayram dönüşünde sınır kapısında olabilecek yoğunluğu düşününce “Geziyi bir gün daha niye uzatmadık? Bayram yoğunluğu yaşamazdık!” diye bir fikrin sonucunda programa ekledik. Büyük Bulgaristan turu için zaten o bölgeyi iyi çalışmıştım. Yani yöreyi masa başından iyi tanıyordum. Trevne’ye doğru bir günlük yolculuk ayarlayıverdik.

Hotel Edelweiss Yürüyüş Parkurları 2025 / Bulgaristan Turu

Kaldığımız otelin civarında o kadar güzel yürüyüş parkurları vardı ki mekandan ayrılmadan bir kez daha, kısa da olsa, bir yürüyüş yapalım dedik. Bu sefer otelden Buzluca Anıtı‘na doğru değil de tersi yönde yürüyelim istedik.

Hotel Edelweiss Çevresinde Yürüyüş Parkuru-Şipka Geçidi 2025 / Bulgaristan Turu

Kahvaltı ve yürüyüş sonrası otelden ayrıldık. İlk hedefimiz 30 km kadar ötede bulunan Ethno Village Etar. Yaklaşık 45 dakika sürecek yolumuz var. Yol üzerinde Buzluca Anıtı‘nı iyi gören bir noktada, anıtı fotoğraflamak için durduk.

Buzluca Anıtı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgaristan’ın Komünist Rejimle yönetildiği döneme ait, bence çoğu zevksiz ve abartılı, bir sürü anıt mevcut. Buzluca Anıtı’da Kazanlık’a yakın Buzluca (Buzludja) (Hacı Dimitar) Zirvesi’nde yer alan görkemli bir Sovyet dönemi yapısı. Beton, çelik ve cam malzemelerle yapılmış yapı 1974-1981 yılları arasında inşa edilmiş.

Buzluca Anıtı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kırmızı yıldızlı 70 metrelik kule ve “uzay gemisi” biçimli büyük tören salonu, tipik sosyalist gerçekçi ve fütüristik tasarım anlayışını yansıtıyor. Bugün artık anıt terk edilmişlik yaşıyor. Geleni gideni yok. Rejim değişikliği sonrası kaderine terk edilmiş. Bulgar halkının çoğu o dönemi pek sevmiyor ve iyi hatırlamıyor. Şimdilerde anıtta restorasyon çalışmaları yapılıyormuş.

Anıt 1891’de burada toplanan Dimitar Blagoev öncülüğündeki sosyalist grubu anmak için yapılmış. Bu oluşum Bulgar Sosyal Demokrat Partisi’ne, sonrasında Bulgar Komünist Partisi’ne uzanan sürecin başlangıcı sayılıyor. Yukarıda paylaştığım gibi, dün yürüyüş yaptığımız güzergahta bu amaca yönelik başka heykeller de vardı.

Ethno Village Etar 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgaristan’ın tek ve biricik açık hava etnografya müzesinin arazisine adım attığınızda, günümüzden farklı bir dünyaya da adım atıyorsunuz. Yedi hektarlık alanda, taş‑ahşap karışımı, canlanma dönemi mimarisiyle restore edilmiş geleneksel evler, çalışır halde su değirmenleri, yün kırma makinaları yer alıyor.

Etar Açık Hava Müzesi-Girişteki Mozaik Tablo 2025 / Bulgaristan Gezisi

Biz burayı gezmekten büyük keyif aldık. Uzun bir zaman geçirdik. Buraya giriş ücretli. Yaşlı ve emekli iseniz indirim alabiliyorsunuz.

Etar Açık Hava Müzesi kapısından girer girmez, sanki bir film setine adım attık. Bu açık hava müzesinde 50 yapı ve su gücünün ürettiği sistem ile çalışan el sanatları atölyesi (un değirmeni, dokuma, çömlekçilik vb.) sergileniyor; Amaç, Bulgar Rönesansı dönemindeki günlük yaşamı ve zanaat kültürünü ziyaretçilerin görüsüne sunmak.

Etar Açık Hava Müzesinin araç otoparkı var. ilk giriş kapısından sonra gelen binalar yeme içme yerleri. Devamında bir ağıl ve bir değirmene ulaşacaksınız. Etar aslında, Gabrovo Şehri’nden geçen Yantra Nehri’nin eski adıymış. Bulgaristan’da faaliyette olan tek su tesisleri koleksiyonu da bu açık hava müzesinde bulunuyor.

Etar Müzesi’ni yaratma fikri Gabrovalı Lazar Donkov‘dan gelmiş. Binaların mimari kompleksinin inşası, 1963 yılında Sivek Nehri boyunca mevcut yapıların restore edilmesiyle başlamış. Arkasından değirmenler restore edilmiş. Daha sonra kompleksi çeşitlendirmek için komşu köylerden bir bıçak atölyesi ve bir başka su değirmeni daha buraya getirilmiş. Yani zamanla tesis genişlemiş.

Ethno Village Etar -Su Değirmeni 2025 / Bulgaristan Gezisi

Burada sergilenen su değirmenleri orijinal ve halen işlevseller. Bu açık hava müzesinde değirmenlerin yün eğirmek, tahıl öğütmek, ahşap, metal ve tekstil makinalarını işletmek için nasıl kullanıldığı gösteriliyor. Su çarklarını harekete geçiren bir kanal ve mekanizma sistemi yerinde korunmuş.

Değirmenlerin bir kısmı, müzenin bulunduğu yerde başlangıçta da varlarmış. Bu ilkel ama doğa ile uyumlu ve çevre dostu hidrolik güçle ahşap ustasının torna tezgahı dönmüş, buğday öğütülmüş, yün eğirilmiş. Geçmişte kullanılan bu sisteme, bugün burada şahit oluyorsunuz.

Krastnikkolchov Hanı-Etar Açık Hava Müzesi 2025 / Bulgaristan Turu

Krastnikkolchov Hanı 19. yüzyılda Gabrovo’da faaliyet gösteren birkaç han arasından en yoğun olanıymış. Bu han 1974 de inşa edilmiş. Krastnikkolchov Hanı‘nda zaman zaman sergiler oluyormuş. Bu yazıyı hazırlarken öğrendim ki, biz gezdiğimiz zaman da Ruse Bölgesel Tarih Müzesi’nden bazı eserler burada haziran-ağustos ayları arasında sergileniyormuş. Ruse Bölgesel Tarih Müzesi seneye yapacağımız büyük Bulgaristan turu programımda da vardı. Ama Ruse’ye (Ruscuk) giriş zamanımız geç saatlere denk gelecek gibi olduğundan müzeyi gezemeyebiliriz diye üzülüyordum. Şimdi en azından burada ve beklenmedik şekilde müzenin bazı eserlerini görmüş olduk.

Saat Kulesi-Etar Açık Hava Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu alanda bir tane de saat kulesi mevcut. Bulgar zanaat ve ticaret merkezlerinde saat kulelerinin inşası 18. yüzyılda başlamış. Saat kuleleri, zamanı takip etmek yanında, yangınlara veya saldırılara karşı gözetleme kuleleri olarak da hizmet etmiş. Saatlerin kasaba ve belediye binalarına ve kilise kulelerine yerleştirildiği Batı ve Orta Avrupa’daki kasaba ve şehirlerin aksine, bu amaça uygun kamu binaları olmayan Bulgarlar, saatler için özel kuleler inşa etmişler.

Saat Kulesi-Etar Açık Hava Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Etar Müzesi’ndeki saat kulesi, Dryanovo kasabasında bulunan saat kulesinin bir kopyasıymış. Dyranovadaki saat kulesi 1778’de inşa edilmiş ve 1946’da yıkılmış. Müzedeki benzer kule inşası ise 1975’te başlamış.

Müzede iki adet taş köprü de inşa edilmiş. Tek kemerli ve iki kemerli köprüler, 19. yüzyılda Gabrovo’da var olan tipik köprü yapılarını temsil ediyor .

Başta Mavi Renkli Sakov Evi ve Devamında Zanaatkar Sokağı-Etar 2025 / Bulgaristan Gezisi

Zanaatkarlar Sokağı mimari kompleksi, 19. yüzyıldan kalma binalarla, aktif zanaatkar atölyeleri, ticari satış noktaları, bir kahve dükkanı ve zanaatkar ve tüccar evleriyle ana kentsel caddeyi temsil ediyor. Buradaki evler, Gabrovo ve çevresinde var olan orijinal mimari örneklerin kopyalarını içeriyor. Sokağın kahvesinde mutlaka kahve içmenizi tavsiye ederim.

Müzenin sonuna doğru bir kilise-okul bulunuyor. Okullu Epifani Kilisesi‘nin prototipi, 1868 yılında Dryanovo (Direnova) Belediyesi, Radovtsi köyünde inşa edilen bir kiliseymiş. Binanın mimarisi dış cephesiyle etkileyici ve daha sonra bir sunak için dış apsis inşa edilerek kilise olarak hizmet vermeye uyarlanmış ve ikinci katta bir okul ile birleştirilmiş. Kilise, 1998-2004 döneminde müze gelirleri ve Etar zanaatkarlarının, vatandaşların ve Veliko Tarnovo Piskoposluğunun bağışlarıyla inşa edilmiş.

Okullu Epifani Kilisesi-Etar 2025 / Bulgaristan Gezisi

Etar Açık Hava Müzesini ya da resmi adıyla Ethno Village Etar Kompleksini ziyaret etmeyi mutlaka Bulgaristan gezinize dahil etmelisiniz. Bİz burada çok eğlendik ve bilgilendik. Daha sonra da Sokolski Manastırı‘na doğru yola çıktık. Manastır buraya 4 km mesafede.

Sokolski Manastırı-2025 / Bulgaristan Gezisi

1832’de yakınlardaki Sokola Mağarası’nın (Şahin Mağarası) girişine küçük bir ahşap kilise ve harap bir kulübe inşa edilmiş ve 1834’te yerel köylerden gelen insanların yardımıyla ahşap binaların yerine büyük bir tapınak inşa edilmiş ve kutsanmış.

Bu manastır bir ara Bulgar Özgürlük hareketlerine de ev sahipliği yapmış. Manastırın çok güzel bir avlusu ve bahçesi mevcut. Ortada bulunan çeşme 8 musluklu ve 1868 yılına tarihleniyor.

Manastır gezimizden 25 km sonra Trevne’ye (Tryavna) vardık. Önce konaklama yapacağımız Enika adlı oteli bulmamız gerekti. İlk başta, tüm Bulgaristan gezimiz boyunca en suratsız insanla karşılaştığımızı düşündük. Ancak sonra otel sahibinin dil problemi olduğunu anladık. Tercüme programları iki tarafında imdadına yetişti. Burası şehrin tarihi kısmına yakın ve yeni bir oteldi. Kahvaltısı olmayan, günün belli bir saatinden sonra kendimizin kapı şifreleri ile otele girip çıktığı otellerden çıktı. Ama memnun kaldık. Hotel Familiya adı bir diğer otel daha merkezde ama orada da kahvaltı yok. Trevne küçük bir yer.

Kaptan Diado Nicholas Meydanı-Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Trevne küçük bir yer ama barındırdıkları ile seveceğiniz bir kasaba. Burada Bulgar Uyanış Dönemi’nden kalma çok sayıda ev mevcut. Yalnız kötü taraf, biz pazartesi günü oradaydık. Pazartesi salı günleri müze evler ziyarete kapalılar. Gezilecek müze evlerden Raykov Evi Müzesi, Slaveikov Evi Müzesi ve Eski Okul Müzesi ziyarete kapalı. Biz de haliyle sadece dışarıdan fotoğraflamak zorunda kaldık. Bir tek Daskalova Evi Müzesi‘ni gezme şansımız oldu. “Filibe’de bir sürü müze ev gezdin! “Bıkmadın mı müze ev gezmekten?” diye soruyorsunuzdur. Hayır! Bıkmadım. Çünkü buradaki evler, uyanış dönemi (revival) asimetrik ev örneklerinden. Yani daha çok kırsalda yapılan, cumbalı, simetriden daha çok fonksiyonel olması hedef güdülen evler. Büyük Bulgaristan turunda pazartesi salı günlerine bu bölge gezisi denk gelmesin diye program üzerinde epey zorlanmıştım.

Uzun zaman önce XII. yüzyılın sonunda, İkinci Bulgar Krallığı’nı kuran kraliyet hanedanı olan Asenevtsi’nin yazlık saraylarının bu bölgede bulunduğuna dair yazılar var. Ancak belgelere göre ıssız olan bu bölgeye yerleşimi Osmanlı teşvik etmiş. Bu bölge dağlardan haydutların yol kesip kervanları soydukları bir bölgeymiş. 1565 yılına ait bir belge, dağdan geçen geçidi haydut baskınlarından korumak için bu bölgeye yerleşenlerin vergi indirimlerinden faydalanacaklarını söylüyor. “Harbalii” olarak adlandırılan ve tek görevleri bu haydutları engellemek olan bu yerleşimciler için uygulanan vergi indirimleri, sonraki yıllarda yeni yerleşimcileri cezbetmiş ve nüfus artmış. Trevne’de bu şekilde kurulmuş.

Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

XVII-XVIII. yüzyıllardan beri bu bölge zanaatkarları ile biliniyor. Trevne (Tryavna) halkı ahşap oymacılığı, ikonografi, inşaat gibi çeşitli zanaatlarda usta bir halk olarak biliniyor. Hatta Bulgaristan’ın en eski Revival Sanat Okulu olan Trevne Okulu burada kurulmuş. Bu okul XIX. yüzyılın sonu – XX. yüzyılın başına kadar varlığını sürdürmüş. Sonrası ise sanayileşmenin olumsuz etkisi. Zanaat zamanla burada da önemini yitirmiş. Ahşap oymacılığı ile ilgili muhteşem işlerine Daskalova Ev Müzesinde şahit olduk. Aşağıda bunlar güzel örnekleri paylaşıyorum.

Trevne’nin gezilecek ana meydanı Kaptan Diado Nicholas Meydanı. Bulgaristan’ın bugün korunmuş tek Rönesans meydanı.

Kaptan Diado Nicholas Meydanı-Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Burada tam karşınızda Trevne Saat Kulesi, hemen onun yanında Eski Okul Müzesi, arkanızda kalacak olan kilise Aziz Başmelek Mikail Kilisesi (St. Archangel Michael Church), Klisenin biraz ilerisinde karşı çaprazda ise Raykov Evi Müzesi bulunuyor. Saat Kulesinin yanından ise çok güzel bir taş köprü var. Taş Köprüyü geçince El Sanatları Sokağı, bunun devamında ise daha az meşhur çok sayıda eski ev ile Daskalova Ev Müzesi ve Slaveikov Ev Müzesi var. Yani dr bir alanda herşeyi bulabiliyorsunuz.

Trevne Saat Kulesi, kasabasının simgesi olup 1814 yılında inşa edilmiş. Ülkedeki korunmuş revival dönemi mimari topluluğunun bir parçası kabul ediliyor.

Aziz Başmelek Mikail Kilisesi – Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Aziz Başmelek Mikail Kilisesi (St. Archangel Michael Church) bir iddiaya göre 12. yüzyılda inşa edilmiş. İkinci Bulgar İmparatorluğu döneminde Asen kardeşler, Aziz Başmelek Mikail’e adanmış üç kilise inşa ettirmişler. Bunlardan birinin de Trevne’de olduğu söyleniyor. Tarih şimdiye kadar bu gerçeği doğrulamamış. Ancak kilise 18. yüzyılda kesinlikle varmış. Sonradan yanmışsa da 1819 yılında yerine yenisi yapılmış.

Aziz Başmelek Mikail Kilisesi – Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi
Aziz Başmelek Mikail Kilisesi – Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi
Aziz Başmelek Mikail Kilisesi – Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Trevneli ahşap ve ikonografi ustaları maharetlerini bu kilisede göstermişler. Güzel bir kilise. İçindeki tahta işleri de hayret verici tarzda ince işçilikle yapılmış. Çan kulesi sonradan eklenmiş.

Eski Okul Binası-Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Eski Okulu kapalı olduğu için gezemedik. Ancak binayı dışarıdan fotoğraflayabildik. OKul 1836 ile 1839 yılları arasında inşa edilmiş. Bulgaristan’daki ilk laik okullardan bir tanesi olarak kabul ediliyor. Petko Slaveykov’un burada öğretmenliği kabul etmesi sayesinde zamanın modern eğitimi Trevne’de verilebilmiş. Onun evi eski şeşhirde.

Slaveykov’un eğitimde yaptığı değişiklikler o kadar çok ve o kadar önemliymiş ki bugün bile Eski okul, onu adı ile de yani Slaveykov Okulu olarak da biliniyor.

Raykov Müze Ev-Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgaristan’ın ilk kimya profesörü olan Pencho Raykov‘un doğduğu, babası ve zamanın zengin tüccarı Nikola Raykov yaptırdığı Raykov Müze Evi de o gün ziyarete kapalıydı. Evi dönemin en meşhur ustası Dimitar Sergeyov yapmış.

Zamanın Trevne’sindeki zengin ve uyanış dönemi yaşamını gösteren bir ev burası. Burada Trevne’ye getirilen ilk yatak ve şehir tipi ev mobilyaları hala sergileniyormuş. Ancak dışarıdan fotoğraflayabildiğimiz evi, bir daha ki sefere gezmek için not aldık.

Trevne Taş Köprü 2025 / Bulgaristan Gezisi

Trevne’nin çevresel mimarisi ve görünümüyle uyumlu bir şekilde bağlantılı olan tonozlu Taş Köprü, 1844-1845’te inşa edilmiş. Özellikle akşam çok güzel fotoğraflar alabileceğiniz bir köşe.

Bizim içeriden gezebildiğimiz tek ev Daskalov Müze Evi oldu. Bu evin bir hikayesi var. Zenginlerden Hacı Hristo Daskalov’un iki oğlu için bu evi inşa ettirmeye karar vermiş ve yine Dimitar Ustaya evin inşa işini vermişler.

Daskalov Müze Evi-Trevne 2025 / Bulgaristan Gezisi

Evin yapımına 1808 yılında başlanmış ama usta Dimitar ve kalfası Ivan bir bahse girmişler. Bahsin konusu; Altı ay içinde evin iki ayrı odasının tavanını kim daha güzel yapacak? İkisinin de altı ay boyunca evin iki odasına yaptıkları ahşap tavanlar muhteşemler.

Bu evde ayrıca ahşap işçiliği ile yapılan Ahşap Oymacılığı Koleksiyonu var. Bulgar krallarının heykel figürleri, Bulgar devrimcilerinin kabartmaları, Rönesans figürleri ahşaba oyulmuş. Sanki adamlar ahşaptan resimler çizmişler. O kadar canlı ve o kadar hareketli tablolar yapmışlar. Aşağıda sergilenen bazı eserler var.

Gezemediğimiz diğer bir müze ev de Slaveikov Müze Evi. Bu ev Trevne’ye öğretmen olarak gelen ve zengin tüccar Raykov’un kızı ile evlenen Slaveikov’ların yaşadıkları ev. Evin önünde onun bankta oturan bir büstü var.

Trevne sokaklarında yürümekten büyük keyif duyacaksınız. Eski şehrin sonuna kadar yürüyün ve orada köprüyü geçerek sağınızda yeşil, solunuzda akan dere sularını izleyerek yürüyüşünüz yapın derim.

Yemek yiyebileceğiniz çok yer var. Otellerde kahvaltı verilmemesini dert etmeyin. Adam başına 7,5 Levaya iyi bir kahvaltı yapabiliyorsunuz. Slaveykov’un evine yakın Türkçesi Eski Asma (Старата лоза) anlamına gelen yerde kahvaltı yaptık. Renaissance Cafe adlı yakındaki bir mekanın kahveleri çok güzel. Tavsiye ederim. Akşam yemeğimizi ise Staropriemnitsa Zograf adlı hemen Taş Köprü’nün yanındaki yerde yedik. Burada tavuk kavurma siparişi verdim ve çok güzeldi.

Evet sevgili Sanal Gezginler…

Bu son yazı ile dolu dolu geçen, tadı damağımızda kalan Bulgaristan gezimizi sizlerle paylaşmış oldum. Bazı arkadaşlardan çok gurur verici ve teşvik edici geri dönüşler aldım. Bir kısım gezgin arkadaşım da ise Bulgaristan gezisi yapma arzusu doğduğunu gördüm. Ne güzel! Birilerine bir faydamız oldu ise ne mutlu bana..

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

23.06.2025

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Güller ve Krallar Vadisi: Kazanlık-Şipka

Seuthes III (Yapay Zeka ile oluşturuldu)

Kazanlık’taki Iskra Bölgesel Tarih Müzesi İstanbul’da gözüme kestirdiğim, “Kazanlık gezisinde olmazsa olmaz!” diye düşündüğüm bir müzeydi. Bu müzede özellikle görmeyi çok istediğim bir bölüm var. Kral Seuthes III‘ün mezarından çıkan ve ona ait altın taç, miğfer, dizlik, at süslemeleri (altın-gümüş) gibi paha biçilemez hazinelerin orijinalleri Iskra Tarih Müzesi’nde sergileniyor. Bu müzede, mezardan çıkan bu eserleri görmeyi çok arzuluyorum. Trak mezarlarında ölülere ait sadece küller, bazı kemik parçaları ve dişler dışında insana ait pek bir şey çıkmamış. Ancak, arkeologlardan önce define avcıları bulmamışsa, bol miktarda ziynet eşyaları, altın ve gümüşten eşyalar, savaş aletlerine ait metal kısımlar gün yüzüne çıkmış. Seuthes III Mezarından çıkan kıymetli orijinal buluntular Iskra Bölgesel Tarih Müzesi’nde sergileniyor.

Iskra Bölgesel Tarih Müzesi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

1901 yılında kurulan Iskra Bölgesel Tarih Müzesi, Bulgaristan’ın en eski bölgesel müzeleri arasında yer alıyor. Bu müze hem bölge arkeolojisini, hem de Bulgar halk kültürünü, sergilenen eserlerle keşfetmek için mutlaka ziyaret edilmeli. Müzenin bölümlerinde arkeoloji, ulusal uyanış (Revival), yakın tarih, etnografya başlıkları altında sınıflanmış 50 000–70 000 arasında özgün eser sergileniyormuş. Müze her gün ve saat 09.00-17:30 arası ziyarete açık. Emekli indirimi bu müzede de geçerli.

Seuthes III Kral Mezarından Çıkartılan Altın Tacı – Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Müzenin ilk katında, sağ yanda, sadece Seuthes III mezarından çıkarılmış hazinelere ait bir bölüm kurulmuş. Başka bölümlerle çok fazla oyalanmadan ve doğrudan o bölüme gittim. Bu bölümde sergilenen eserlerin ince işçiliği beni şaşırtıyor ve hayran bırakıyor.

Kral Seuthes III Büstü – Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Onu tasvir eden ve mezarının ön kısmında bulunan büstünün bir replikası bu müzede, bir diğer replikası mezarının önünde, orijinali ise Sofya Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Büstün gözlerinde alabastra ve cam, kaşlarla kirpiklerde ise bakır şeritler kullanılmış. Helenistik realizmi yansıtan bu heykelin orijinalini seneye Sofya Tarih Müzesi’nde mutlaka ziyaret edeceğim.

Seuthes III’e ait sergilenen eşyalar arasından replika olan sadece büst. Diğerleri ise orijinal. Krala ait miğfer ve dizlik de ince işçilik eserlerinden.

Iskra Tarih Müzesi – Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Trak Kralı III. Seuthes (Seuthes III), MÖ 4. yüzyıl sonunda, Trakya’daki Odrysia Krallığını yöneten önemli bir lider. Bağımsız bir Trakya kralı olarak hem yerel, hem de Helenistik dünyada güçlü bir figür.

Seuthes III Bölümü-Kazanlık / Bulgaristan Gezisi

Seuthes III güçlü ordusuyla Makedonlara meydan okuyan, Seuthopolis adında planlı bir başkent kuran, ihtişamlı bir mezar kompleksine gömülen önemli bir Trak kralı. Trak tarihinin altın çağını temsil ediyor.

Seuthes III Mezarından Çıkan Hazineler-Iskra Tarih Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi
Seuthes III Mezarından Çıkan Hazineler-Iskra Tarih Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi
Seuthes III Mezarından Çıkan Hazineler-Iskra Tarih Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Müzenin bir de giriş için ayrı ücret ödenen sanat galerisi bölümü var. Diğer bölümlerinde sergilenen eserleri de gezerek kızlarla buluşmak üzere randevulaştığımız saatte ve randevulaşılan yere gittim. Günün aktiviteleri daha devam edecek.

Kızlar da Gül Festivali nedeniyle kurulan pazarı gezmekten memnun olarak geldiler. Pazardan yine gül yağı bazlı kozmetik ürünler satın alınmış. Ben de bir fikrim olsun diye pazarın başına kadar gittim. Şarap ve peynir üreticilerinin ürünlerini sattıkları kısımda biraz oyalandık. Bulgar şarapları gerçekten çok kaliteli. Tattırılan peynirleri de gayet güzel ve fiyatları Türkiye’ye göre ucuzdu. Ama bozulmadan nerede saklayacaksın, ülkeye nasıl getireceksin? Şarapları ise Svilengrad’da Grand Marketten satın aldık.

Kral Seuthes III Mezarının Önündeki Ona Ait Büstün Replikası-Kazanlık 2025

Gezi ekibi yeniden bir araya gelince artık Kazanlık gezimizi sonlandırıp, vadilerin gül kısmından, Trak Kral Mezarları kısmına doğru yola düştük.

Kral Seuthes III Mezarı – Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Trak Kral Mezarları Vadisinde binlerce tümülüs bulunuyor. Bilimsel kazılarla bu tümülüslerin 300 kadarı incelenmiş ve yaklaşık 15 mezar yapısı ayrıntılı olarak kazılmış. Sadece altı tanesi ise ziyarete açık; Kalabalıktan giremediğimiz Kazanlak Trak Mezarı, Ostrusha Trak Mezarı (4. yüzyıl mezarı, freskli iç mekânı cam koruma altında), Shushmanets Trak Mezarı ( iç mekânı korunmuş), Helvetia Trak Mezarı (“Helvetia Tümülüs” adıyla tanınır, 2017’den beri koruma altında), Griffons (Eşekarısı) Trak Mezarı, Golyama Kosmatka Trak (Seuthes III) Mezarı. Buradaki Trak mezarları UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınmış.

Kral Seuthes III Mezarının Mermer Kapıları-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Ben programıma Ostrusha ve Shushmanets Trak Mezarlarını da dahil etmiştim. Ama vakit buna müsait olmayınca sadece Seuthes III Mezarını gezip, Şipka Geçidi’ne doğru devam etmeye karar verdik. Bir dahaki Bulgaristan gezimize kalan yerler iyice birikti..

Golyama Kosmatka Trak (Seuthes III) Mezarı, Kazanlık’dan 15 km kadar uzaklıkta bir mezar. Her gün saat 09:00-17:00 arası ziyarete açık. Mimarisi, zengin defin eşyaları ve gerçekçi bronz kral portresiyle Trak uygarlığının zirvesini temsil eden mezar yapılarındandır.

Kral Seuthes III Mezarının Lahit Odası-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Konu hakkında tartışmalar olsa da MÖ 5. yüzyıla ait bir tapınakken, MÖ 3. yüzyılda Seuthes III için mezar olarak kullanıldığı düşünülüyor. 2004 yılında keşfedilmiş en etkileyici Trak mezarlarından birisi. Mezar kompleksi, 13 metre uzunluğunda taş bir koridor ve üç bölümden oluşuyor; Dikdörtgen giriş odası (sunağa benzer bir taş blok içerir), taştan tonozlu yuvarlak oda, son oda: tek bir taş bloktan oyulmuş lahit oda

Mezar içinde, Iskra Tarih müzesinde sergilenen zengin mezar eşyaları bulunmuş. Ayrıca ilk odada kurban edilmiş bir at iskeleti de buluntular arasında.

Mezar gezimiz ardından Şipka Geçidi‘ne ve Şipka Anıtı‘na doğru yola çıktık. Bu geçidin yolları çok güzel. Rakım yavaş yavaş yükselerek, 1150 metreleri buluyor. Her taraf yemyeşil. Yılın bu mevsimi Şipka Geçidi’nde seyahat etmek için çok uygun.

Şipka Geçidi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgaristan’ın Balkan Dağları’nda yer alan Şipka Geçidi, Kazanlık’ı, Gabrovo’ya bağlayan stratejik bir dağ geçidi. Hem coğrafi hem de tarihi açıdan son derece önemli bir nokta. Bu geçidin bizler açısından hüzünlü, Bulgarlar ve Ruslar açısından ise çoşku dolu hikayeleri var. 93 Harbi sırasında Şipka Geçidi, “Şipka Geçidi Muharebesi” olarak adlandırılan bir dizi çatışmaya sahne olmuş. Büyük Bulgaristan turumuz, Osmanlı Bulgaristanı ve 93 harbi temalı olacak. Bu nedenle bu harbi o dönemde ayrıntılı olarak anlatacağım ama şimdilik kabaca şunları söyleyebilirim; 93 Harbinde Ruslar geçidi ele geçirerek Tuna’dan güneye doğru ilerlemek, Osmanlılar ise Balkanların güneyini korumak istemişler. Bu geçidi ele geçiren Rus-Bulgar milis (Opalçentsi) güçleri Ağustos 1877’deki “Şipka Savunması” sırasında Osmanlı ordusunun tekrarlanan saldırılarını başarıyla püskürtmüşler. Plevne Savunması, bu başarısızlık sonrası çöktü. Bu geçidin Osmanlılarca geri alınamaması harbin kaybedilmesine ve hatta Rus Ordusunun Yeşilköy önlerine kadar ilerlemelerine neden oldu.

Bulgarlar bu savaşı uluslarının özgürleşmesinde çok önemli görüyorlar ve geçidin her yerine anıtlar, kiliseler inşaa etmişler. Bu anıtların en önemlisi ve bilineni de Bulgaristan’ın kurtuluşu için Şipka Geçidi Muharebeleri sırasında hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış Şipka Anıtı.

Şipka Anıtı 2025 / Bulgaristan Gezisi

1934 yılında Stoletov Tepesi‘ne yapılan Şipka Anıtı, aynı zamanda Özgürlük Anıtı olarak da biliniyor. Modern Bulgaristan’ın ve Bulgaristan’ın kurtuluşunun bir sembolü. Anıt, Şipka Milli Parkı Müzesi’nin kalbi kabul ediliyor.

Şipka Anıtı’nın bulunduğu alana aracımızı park dip merdivenleri çıkmaya başladık. Anıtın bulduğu platforma gelince binlerce küçük sineğin saldırısına uğradık ve ne olduğumuzu anlamadık. Gözlerimizi ve sinek yutmamak için ağızlarımızı korumaya aldık. Bu dönemde bu küçük sinekler ortaya çıkarmış.

Ana hatları ortaçağ Bulgar kalesine benzetilmiş ve kilometrelerce öteden görülebiliyor. Bu anıt Bulgaristan’ın dört bir yanından insanların bağışlarıyla inşa edilmiş. Anıtın temel taşı 24 Ağustos 1922’de atılmış, inşaatı 1930’da tamamlanmış ve anıt 26 Ağustos 1934’te Bulgaristan Kralı III. Boris tarafından ziyarete açılmış. Anıtın yüksekliği 31,5 metre. Anıta çıkmak için 890 basamağı adımlamanız gerekiyor.

Aslan, Bulgar devletinin sembolü. Bulgaristan’ın armasını simgeleyen güçlü bronz aslan, anıtın girişini koruyor. Anıtın diğer üç duvarı, geçitin savunulduğu savaş alanları olan Şipka , Şeynovo ve Stara Zagora adlarını taşıyor. Zemin katta mermer bir lahitin altında Şipka’nın savunucularının kalıntıları yatıyor.

Şipka Anıtı İçindeki Lahit 2025 / Bulgaristan Gezisi

Anıtın içine giriş ücretli ve yine emekli-yaşlı indirimi geçiyor (2 Leva ödedik). Şipka geçidinin yukarıdan panoraması ilginizi çekmeyecekse anıtın içine girmenize ve 7 kat çıkmanıza bence gerek yok.

Müzenin katlarında askerlerin ve gönüllülerin kişisel eşyaları, madalyalar, fotoğraflar, silahlar ve Şipka’da yapılan savaşlarla ilgili belgeler sergileniyor. Sergilenen eserlerden biri de Samara Bayrağı‘nın bir kopyası (Bulgar Opalçentsi’nin ilk savaş bayrağı). Özgürlük Anıtı’nın en yüksek platformu çevrenin güzel bir panoramik manzarasını sunuyor ve tepeden manzara müthişti.

Anıt ve çevresindeki son fotoğraflarımızı alarak günün son durağına doğru yola çıktık.

Güzel bir yolu takip ederek Otel Edilweiss‘e vardık ve odalara yerleştik. Ama otele girerken gördüğümüz yolun güzelliği, eşyaları odalara atıp yeniden yollara düşmemize neden oldu.

Güzel bir yürüyüş yolu bulup yaklaşık 1 saatlik nefis bir yürüyüş yaptık.

Şipka Milli Parkı Buzluca Yakınlarında Yürüyüş Yolu-2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu kısa Bulgaristan gezimizde en çok aklımızda kalan kısımlardan bir tanesi bu yürüyüş oldu. Kazanlık içinde otel bulamayınca mecburen en yakın yer diye seçtiğim otel, müthiş bir yer çıktı. Kesinlikle konaklama için tavsiye ederim.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

22.06.2025

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Güller ve Krallar Vadisi: Kazanlık Gül Festivali

Filibe’de dolu dolu geçen günümüz ve gecelerimiz (2 gece) sonrasında sabah erkenden Kazanlık’a doğru yollara düştük. Amacımız Kazanlık‘ta 15 mayısta başlayan Gül Festivali kapanış törenlerini izlemek ve Kazanlık gezisi yapmak. Kazanlık, Gül ve Trak Kralları Vadilerinin merkezinde olması nedenleri ile kendisi küçük ama önemi büyük bir şehir. Bizim bugünlük programımız oldukça yoğun. Kazanlık’a, Gül Festivali nedeni ile hem yurt içi ve hem de yurt dışı turist akını olması bekleniyor. Yani, zor ve yoğun ama çok renkli bir gün olacak.

Biz programımızı, önce Kazanlık yolu üzerindeki Tarnicheni Köyü içinde Enio Bonchev Rose Oil Distillery & Family Museum adlı tarihi bir gül damıtımevi ve gül tarlası ziyareti, arkasından Kazanlık Gül Festivali kapanış törenini izleme, Kazanlıkta Gül Müzesi, Trak Mezarı, Iskra Tarih Müzesi ziyaretleri, ardından Şipka Geçidi ve Şipka Anıtı ziyaretleri şeklinde ön görmüştük. Günün sonunda da Buzluca’da Hotel Edilweiss’da konaklayacağız.

Güller Vadisi, Bulgaristan’ın orta güney bölgesinde, özellikle Kazanlık ve Karlovo (Karlıova) şehirleri çevresinde yer alan ve gül yağı üretimiyle ünlü bir vadi. Stara Planina (Balkan Dağları) ile Sredna Gora Dağları arasında kalan ova boyunca uzanıyor ve toplam alanı yaklaşık 1400 km2. Bu vadi içinde öne çıkan şehirler; Kazanlık, Karlovo, Pavel Banya.

Bulgaristan Gül Vadisi

Bu bölge, dünyaca ünlü “Damask gülü” (Rosa damascena) yetiştiriciliğiyle tanınıyor. Yüzyıllardır burada gül yapraklarından “gül yağı” üretiliyor. Daha önce bahsettiğim gibi Bulgaristan dünyanın en önde gelen gül yağı üreticisi ve gül yağı üretiminin büyük bir kısmını da bu bölge sayesinde sağlıyor.

Rosa damascena tarlası-Kazanlık / Bulgaristan Gezisi

Gül yağı, parfüm, kozmetik ve ilaç endüstrisi için çok değerli bir ürün. Bir kilo gül yağı için yaklaşık 3-4 ton gül yaprağı gerekiyor. Bu yüzden son derece kıymetli ve pahalı bir hammadde olarak kabul ediliyor.

Toplanan Rosa damascena yaprakları – Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Güller Vadisi, sadece gül yetiştirilen bir yer değil ama aynı zamanda Bulgaristan’ın kültürel mirası ve ekonomik değeri. Bulgarlar bu işi turizm içinde kullanıyorlar. Dünyanın en eski gül festivali Kazanlık’ta ve 2025 yılında 122. festival düzenleniyor. Karlovo da (Karlıova) kendi gül festivaline sahip ama dünyaca tanınan gül festivali, Kazanlıkta yapılıyor. Bu nedenle bu vadi, aynı zamanda turistik cazibe merkezi olan eşsiz bir bölge.

Kazanlık’da Yürüyüşe Hazırlanan Bulgar Vatandaşlar-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

2025 yılında Kazanlık Gül Festivali 15 Mayıs-8 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Bizim programda da Kazanlık Gül Festivali’nin kapanış seremonisini izlemek var. Bu nedenle Kazanlık’a doğru hareket ettik. İlk uğrayacağımız yer bölgenin en eski ve en büyük gül damıtımevi yani Enio Bonchev Rose oil Distillery & Family Museum. Filibe’den oraya kadar 82 km’lik (1 saat 30 dakika) bir yolumuz var.

Aslında programı İstanbul’da planlarken, festivali iyi incelemiştim. Program, içinde Kazanlık Belediyesi’nin de bulunduğu bir komite tarafıdan düzenliyor. Bununla ilgili olarak internette Bulgaristan’dan çok tur firmasından satışlara rastlayacaksınız. Satılan bu turların kapanış törenleri programında, sabahtan erken saatlerde gül yaprağı toplamak (gül yapraklarının üzerinde sabah çiğ taneleri varken toplanması en iyi olduğundan, yapraklar erken saatlerde toplanıyor) ve ardından geçit törenlerini izlemek için Kazanlık’a dönüş var.

Kazanlık Gül Festivali Kapanış Törenleri 2025 / Bulgaristan Gezisi

Törenleri konforlu ve ön sıralardan izlemek için sandalyelerin satışı da bu turların paketinde bulunuyor. Bizim programı yaparken tur satın almak yerine, bilinen bir gül damıtımevini ve gül tarlasını gezmeyi daha uygun buldum ve Enio Bonchev Gül Damıtımevi ile yazıştım. Kişi başına 12 Euro’ya bilgilendirme, müze gezisi ve tarlada gül toplama gibi aktiviteler karşılığı anlaştım. Yani günümüzün ilk aktivitesi bu olacak. Bunun için de saat 08:00 gibi yola çıktık.

Kazanlık yolu, 2 gündür gezdiğimiz boş yollara göre oldukça kalabalık. Sanki herkes Kazanlık’a festivale akın ediyor. Yol üzerinde bir gelincik tarlası görünce, ilk molamızı yolda gördüğümüz bu gelincik tarlasında verdik.

Enio Bonchev Gül Damıtımevi’ne, randevu aldığımız saat 10:00’da vardığımız da kapıdaki büyük tur otobüsünü görünce işlerin aksayacağını tahmin ettim. Kapıdaki resepsiyonda da kimse yoktu. Gelenler Koreli turistlermiş. Firma randevusuz çalışmıyor ama konu Koreli turist olunca, kendi randevu saatlerini aşmamaları zaten pek de olası değildi. Öyle de oldu.

Enio Bonchev Rose oil Distillery & Family Museum 2025 Kazanlık / Bulgaristan Gezisi

Tüm çabalarımıza rağmen, bir türlü görevlilere derdimizi, randevumuza saatinde geldiğimizi ve programımız olduğunu anlatamadık. İş, kafilenin gezisi bitip de müze satış mağazasında satışa gelince de bizde ipler koptu. Kendimiz bahçeyi ve gül tarlasını gezip, birkaç fotoğraf alıp, bu aktiviteyi yapmış kabul ettik.

Zaten sizlere tavsiyem festival son günü bu türden bir ayarlama yapmadan, bu köye gelmeniz. Her taraf gül tarlası. Mutlaka güllerle fotoğraf çektireceğiniz bir tarla bulacaksınızdır. Enio Gül Damıtımevi daha özgün bir firma. Eğer illa ki bir müze gezer gibi rehberli gezi ve yerel kıyafetleri ile gül toplayanlarla gül tarlası gezmek isterseniz, bir diğer alternatif Damascena Gül Yağı Damıtımevi Kompleksi. Burası daha turistik bir yer. Bir diğer hatırlatma; Bu vadi içinde ayrıca çok güzel, geniş ve Fransa’daki tarlalarla aşık atacak kadar renkli lavanta tarlaları da bulunuyor. Ama lavantaların çiçeklenmesi için daha 4 hafta kadar zaman var. Temmuz ayı başı lavanta tarlaları ziyareti için daha uygun.

Enio Bonchev Gül Damıtımevi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu olaylı gül tarlası gezimiz sonrasında 30 km daha yol yaparak Kazanlık’a vardık. Bu arada festival törenine gidecekler için tavsiyelerim olacak. Kazanlık çok önemli bir yer. Burada çok değerli bir Trak mezarı ve bir de çok zengin bir Bölgesel Tarih Müzesi var. 15 km kadar yakında da Seuthes III Trak Mezarı ve diğer 2 tane daha Trak mezarı var. Kazanlığa doğu gelirken bir yol ayrımı sizi Trak Kral Mezarları Vadisine yönlendiriyor. Saat 09:30 gibi Enio Bonchev Gül Yağı Damıtımevi ziyaretimiz bitince, bizim doğrudan Trak Mezarlar Vadisi’ne rotayı çevirip, başta Seuthes III olmak üzere Trak mezarlarından en az bir tanesini gezmemiz, sonra da Kazanlık içindeki Trak Mezarı ziyaretini yapmamız gerekiyormuş.

Kazanlık Trak Mezarı ziyaretçi kuyruğu-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Turu

Gül festivali tur programlarında, gül festival yürüyüşü bitiminde, Kazanlık Trak Mezarına gidiliyor. Çok kalabalık oluyor ve daracık mezara girmek için kuyruk bekliyorsunuz. Biz bu kuyruğu beklemek istemediğimizden, mezar içindeki freskleri ile önemli bu mezarı göremedik. Sadece dışarıdan alanı ziyaret etmek durumunda kaldık. Festival yürüyüşüne kadar (ama saat 11:30’u da geçirmemek şartı ile!) en azından Kazanlık Trak Mezarını gezip, sonra festivale alanına gitmenizi tavsiye ederim.

Festival yürüyüşü ana cadde üzerinde olacağından ve Seuthopolis Meydanı’nda sonlanacağından, buraya çıkan tüm yollar trafiğe kapatılmıştı. Aracımızı edebileceğimiz en yakın yere park edip festival alanına doğru giden kalabalığın peşine düştük.

Kazanlık Gül Festivali Katılımcıları Tören Yürüyüşünü Bekliyorlar-Kazanlık 2025

Yol boyunca renkli kıyafetleri ile her yaştan çocuk, genç insanlara rastlıyoruz. Burada her taraf fotoğraf karesi dolu.

Biz de erken gelmişiz zaten! Yol boyu insanlarla konuşup, fotoğraflarını çeke çeke alana doğru yürüdük.

Sonunda mikrofonların olduğu bir yere ulaştık. Yürüyüş buradan başlıyor ve Seuthopolis Meydanı‘na kadar gidiyor. İlerideki yerlerin, festival komitesince satılan ücretli yerler olduğunu düşünüp, festival kortejinin protokolü selamlayacağı yerde durmaktansa, yürüyüşün başlangıcında olayı izlemeye karar verdik.

Kazanlık Gül Festivali Kortej Yürüyüşü Başlangıç Noktası-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kaldırımda uygun bir yerde konumlandık. Yürüyüşün başlaması epey uzun sürdü. En başta 2025 yılı Gül Festivali Kraliçesi seçilen genç kızlar olmak üzere okullar, kurumlar renkli kıyafetleri ile sırası ile dizildiler ve sunucunun takdimi ile yürüyüş başladı.

Kazanlık Gül Festivali Kortej Yürüyüşü/ Festival Kraliçesi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bundan sonrasını bol bol fotoğrafla anlatmam lazım…

Festival geçişinin tamamını değilse de önemli bir bölümünü izledik. Aslında kraliçenin geçişi sonrası, çiçek temalı bol renkli kıyafetler ile çocuklar ve sondaki yerel kıyafetleri ile gençler bence izlenmeye en değerli olanlardı.

Yürüyüşü izledikten sonra Gül Müzesi‘ne doğru hareket ettik. Gül Müzesi’ne Kazanlık Gül Parkı içinden geçerek gidiyorsunuz.

Park rengarenk güllerle dolu. Kazanlık’a yakışır bir park. Gül müzesi içinde sadece gül yaprağından elde edilen kozmetiklere baktık. Fiyatlar burada piyasaya göre daha pahalı geldi. Bu müze daha çok gül yağının geleneksel olarak elde edilmesinde kullanılan eski araçların sergilendiği bir müze.

Gül Müzesi- Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu arada epey bir acıktığımızı anladık ve yemek için müze yakınındaki bir yerin tarifini (Giorgo Italian Bakery & Coffee) aldık. Orada hem susuzluğumuz ve hem de açlığımızı giderdik. Buradan sonra Kazanlık Trak Mezarı‘na doğru yürüyüş yaptık. Yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüşle mezar alanına ulaştık.

Kazanlık Trak Mezarı Yolu-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kazanlık Trak Mezarı 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası eseri olarak ilan edilmiş. MÖ 4. yüzyıldan kalma olduğu düşünülüyor. Bu mezarın önemi her ikisi de bir törensel cenaze merasiminde bir Trakyalı çifti temsil eden duvar resimleri ile süslenmiş olması. Resimler, Bulgaristan’ın Helenistik dönemden kalma en iyi korunmuş sanatsal baş yapıtlarından sayılıyor.

Dar bir koridor ve yuvarlak bir mezar odasından oluşan mezarın orjinali ziyaret edilemiyor ama güzel bir replikası ziyarete açık. Daha önce anlattığım gibi sıra bekleyen insanların yarattığı kuyruğu görünce içine giremedik. Orijinal mezarı fotoğraflayıp alandan ayrıldık.

Iskra Tarih Müzesi-Kazanlık 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bundan sonraki benim gezim Iskra Tarih Müzesi’ne, gezideki kızların gezisi ise Kazanlık’ta festival nedeni ile kurulan pazarı gezmeye oldu. Konu uzadı, arkası artık yarına..

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

20.06.2025

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Avrupa Kültür Başkenti:Filibe-2

Filibe günlük turumuzun Eski Şehir kısmını bir önceki yazımda anlatmıştım. Bizleri Filibe’de, Rimski Stadion Square’de, Antik Philippopolis Stadyumu ve Cuma Camisi’ne bakan Arena Kafe’de kahvelerimizi içerken bırakmıştınız. 30 dereceleri bulan o sıcak günde biraz soluklanmak gerekiyordu. Filibe gezimize bu noktadan, kaldığımız yerden devam edelim.

Filibe Cuma Cami-2025 / Bulgaristan Gezisi

Cuma Cami ya da diğer adı ile Hüdevandigar Cami, Osmanlı ordusunun Filibe’yi fethetmesinden sonra 1363-1364 yıllarında yapılmış. Daha önce bu alanda var olan kilisenin yerine inşa edilmiş ilk cami, 15. yüzyılda Sultan I. Murad döneminde yıkılmış ve yerine bugün gördüğümüz cami yapılmış. Balkanların en eski eserlerinden olan bu caminin diğer özellikleri onun dikdörtgen planlı, tek minareli ve dokuz kubbeli bir cami olması.

Filibe Cuma Cami 2025 / Bulgaristan Gezisi

Caminin içine girmek istediğimizde, önce oturduğumuz kafeye bakan cami kapısının kilitli olduğunu fark ettik. Cami çevresini gezerken girişi örten çok sayıda yemek masasının arasında, fark edilmesi pek de kolay olmayan ve merdivenle çıkılan başka bir giriş kapısını fark edip cami içine girdik. Cami içi duvarlar süsleme kalem işleri, zengin bitki motifleri, geometrik desenler ve kurandan alınan ayetlerle dolu. Bunların XVII. yüzyılın sonu ve XIX. yüzyıl başına tarihlendiği yazılıyor. İmamın ezan okuma saatine denk geldik. İmam, ezanı cami içinde ve kendi sesinden okuyordu. Bizdeki gibi bangır bangır, hoparlörlerden çok yüksek seslerde ezan okumalar sanırım Bulgaristan’da yok.

Cuma Cami Girişi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Philippopolis Stadyumu-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Philippopolis Stadyumu, MS 2. yüzyılın başlarında İmparator Hadrian döneminde inşa edilmiş. Surlarla çevrili şehrin kuzey kesiminde, Taksim Tepe ile Saat (Danov) Tepe arasındaki doğal arazide yer alıyor.

Yaklaşık 240 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindeki stadyum, 30 bin seyirci kapasiteliymiş. Balkan yarımadasında Roma İmparatorluğu döneminden kalma en büyük ve en iyi korunmuş yapılardan birisi Plovdiv’in merkezinde, ana yaya caddesinin altında yer alıyor.

Philippopolis Stadyumu-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Yapının kuzey ucu Cuma Camisinin dibinde görülebiliyor. Daha büyük kısmı ise hala ana cadde boyunca ve binaların altında yer alıyor. Stadyum görünür kısımdan güneye doğru uzanıyor.

Kapana Caddesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Filibe gezimize artık şehrin yeni kısımları ile devam ediyoruz. İlk hedefimiz ise Kapana Caddesi. Kapana ismi İngilizce’de “Tuzak” anlamına geliyor. Bölgenin bu ismi almasının sebebi Kapana Caddesinin dar ve dolambaçlı sokaklarında insanların kaybolmasının kolay olması. Beş yüzyıl önce burası zanaatkarların merkezi olarak ortaya çıkmış. Bu yüzden Kozhuharska (Deri), Zhelezarska (Demir) ve Zlatarska (Altın) gibi sokak isimlerini görebiliyoruz.

Günümüzde burada geleneksel zanaatkarların yerini, çağdaş yaratıcı girişimciler almış. Plovdiv Belediyesi ve “Plovdiv 2019” Vakfı, yakın zamana kadar ihmal edilmiş şehrin bu bölümünü gerçek bir sanat merkezine dönüştürmek için 3 yıl boyunca büyük bir çaba harcamış. Şehrin bu bölgesinin %80’e yakın kısmı, sadece yayalara açık hale getirilmiş.

Filibe Kapana’da Duvarlarda Muraller 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kapana, Filibe’nin sokak sanatları (mural), sanat galerileri ve özel mağazalarla dolu büyüleyici bir sanat ve kültür mahallesi. Burayı gezerken duvarlardaki muralleri sakın gözden kaçırmayın.

Kapana Bölgesinden sonra Knyaz Alexander I Bulvarı’na doğru yöneldik. Filibe Şehri’nin modern yüzünü temsil eden Knyaz Alexander I Bulvar’ı, 1,7 kilometre uzunluğuyla, Avrupa’nın en uzun yaya bulvarları arasında sayılıyor.

Knyaz Alexander I Bulvarı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu alan, yerel halkın ve ziyaretçilerin kaynaştığı mağazalar, restoranlar ve barlarla dolud. Bölge canlı müzik ve canlı bir atmosferle gece daha da hareketleniyor.

Knyaz Alexander I Bulvarı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Philippopolis Stadyumundan başlayarak, Filibe Belediye Binası ve Stefan Stambolov Meydanı‘na doğru yürüyüşe geçtik. Ortam Eski Şehir bölümlerinden çok farklı. Etraftaki sağlı-sollu, bazıları bilindik marka mağazalara bakarak bu bulvarda yürüdük. Döviz ihtiyacınız varsa burada bulunan döviz büroları sizin için iyi bir fırsat olacaktır. Trevne gibi daha ufak şehirlerde döviz bozdurmak için yer bulamayabilirsiniz.

Milyo Heykeli-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Halk arasında, Filibe Şehri için tepeler dışında bir başka sembol daha var. Bu bulvar üzerinde yürürken o sembolün heykelini sakın kaçırmayın! Yaşadığı zamanlarda, hemen her zaman bu bulvar üzerinde görülen, zihinsel olarak hasarlı olduğu söylenen ama zararsız ve sevimli Milyo‘nun heykeli bu. 1920’li yıllarda doğduğu, 1970’li yıllarda da öldüğü tahmin edilen Milyo esprileri, flörtöz tavırları ile bu bulvarın sembolü olmuş. Heykeltraş Danko Danev, dedikoduyu da çok seven Milyo’nun karakterini çok iyi yansıtan bir hali ile (bir eli kulağında, bir eli cinsel organını tutar şekilde) onu bu bulvar üzerinde ölümsüzleştirmiş. Heykel caddenin merkezi bir noktasında, set üstünde oturur halde yer alıyor.

Kamenitsa Su Merdivenleri Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Kamenitsa Su Merdivenleri Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Heykelin hemen yanında kaçırmamanız gereken bir diğer yer ise Kamenitsa Su Merdivenleri. “Together Plovdiv 2019” tabelasının arkasında bulunuyor. Buradaki binalar ise Filibe Drama Tiyatrosuna aitler. Esas güzel muralleri bu binanın arkasındaki duvarlarda gördük e fotoğrafladık.

Filibe’de Drama Tiyatrosu Arkasındaki Muraller 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buraya gelmişken Saat Kulesi‘nin bulunduğu Danov (Saat)Tepesi‘ne de çıkmak isteyebilirsiniz. Böylece Nebet Tepe’den bu yöne aldığınız Filibe panorama fotoğraflarını, bu sefer tersen alabilirsiniz. Biz şahsen öyle yaptık. Biraz yokuş yukarı yürümeyi de göz alın artık!

Saat Kulesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Turu

Kulenin en eski kaydı 1623′ yılına kadar gidiyor. Evliya Çelebi, yazılarında bu saatten bahsetmiş. Saat Kulesi mevcut görünümüne 1812 yılında kavuşmuş. 1883’te Viyana’da yapılmış yeni büyük bir saat kuleye takılmış. Saat Kulesi 17,5 mt yüksekliğinde bir kule. Buradan karşıda Nebet tepe gayet net olarak görülüyor.

Saat Kulesi’nden Panorama-Filibe 2025 / Bulgaristan Turu
Danov Tepe-Saat Kulesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Turu
Saat Kulesi’nden Panorama-Filibe 2025 / Bulgaristan Turu

Knyaz Alexander I Bulvarı üzerinde yürüyüşümüze devam edince Stefan Stambolov Meydanı‘na geleceksiniz. Stefan Stambolov Meydanı, Plovdiv Belediyesi’nin güzel binasına da ev sahipliği yapıyor. Burada büyükçe bir havuz da mevcut.

Stefan Stambolov Meydanı ve Belediye Binası 2025 / Bulgaristan Gezisi

Antik çağda meydanın bulunduğu bölgede Roma hamamları varmış ve bunların kalıntıları 1930’larda keşfedilmiş. Osmanlı döneminde ise bu alana Alaca Cami inşa edilmiş. Buradaki düzensiz yerleşim yerleri yıkılmış ve mevcut meydan onun yerine inşa edilmiş. Festival performanslarının düzenlendiği açık bir alan mevcut.

1997 yılında meydana Modern Bulgaristan’ın kurucularından biri olarak kabul edilen siyasetçi, devrimci ve şair olarak geçen Stefan Stambolov’un adı verilmiş.

Tanık adlı Heykel-Stefan Stambolov Meydanı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Meydanda bir de “Tanık “adlı heykel var. Bu heykel komünist dönemin teröründen mağdur olmuş kurbanlar anısına dikilmiş.

En son nokta olarak Filibe Büyük Postane ve Roma Forumu’nun bulunduğu yere ulaştık. Buradan da Tsar Simeon Bahçesi‘ne rotayı çevirdik.

Tsar Simeon Bahçesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Plovdiv’deki Tsar Simeon Bahçesi, 1892’de İsviçreli peyzaj mimarı Lucien Chevalas tarafından yaratılmış. Çok güzel ve geniş bir bahçe. Filibe’nin yerlisi-yabancısı çok sayıda doğa severin ziyaret ettiği bir yer.

Bahçede kadim ağaçlar, çiçekler, heykeller ve çeşmeler bulunuyor.

Ana bahçenin tam ortasındaki yapay bir gölün üzerine yayılan “Şarkı Söyleyen Çeşme” için milyon dolarlar harcanmış. Seçilmiş bestelerle senkronize bir şekilde zıplayan ve sallanan çok sayıda özelleştirilmiş su jeti ile ses ve ışık gösterileri yapılıyor. Bazen suyun 12 metrelere kadar yükseldiği oluyor.

Gösteri cuma ve cumartesi akşamları saat 21:30 da başlıyor ve ücretsiz. Yukarıdaki videoyu bizim gezide kaydetmiştim.
Bahçenin şüphesiz ki en fazla eğlenenleri ne zaman ve nereden geleceği belli olmayan küçük su jetleri ile oynayan çocuklar. Dakikalarca onları izledim.

Filibe’deki son akşamımızda Happy Bar & Grill adlı restoranlar zincirinin Filibe’deki şubesinde yemek yedik. Böylece Filibe-Plovdiv gezimiz de bitmiş oldu.

Yarına Kazanlık Gül Festivaline katılmak üzere yollardayız.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

19.06.2025

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Avrupa Kültür Başkenti:Filibe-1

Filibe’yi (Plovdiv) biz çok sevdik. Hani defalarca gitmek isteyebileceğiniz kentler vardır ya? İşte Filibe bizim için o kentlerden bir tanesi oldu. 350.000 nüfusu ile Bulgaristan’ın ikinci kalabalık kenti olan Filibe, 2019 yılında Güney İtalya’nın Matera kenti ile birlikte Avrupa Kültür Başkenti ünvanını almış. Gezmesi, ulaşımı kolay bir kent. İyi bir plan dahilinde bir tam gün ve iki gece konaklama ile bu şehri hakkını vererek gezebilirsiniz.

Gezinize öncelikle şehrin eski kısmından başlamalısınız. Bir kere Filibe’ye, bizim yaptığımız gibi, akşam üstü varmayı hedeflemelisiniz. Böylece Nebettepe’de akşam üstü gün batımı seyri ile şehrin güzel panoramik görüntülerini alabilirsiniz ve hem de Nebettepe gezisi yapıp sonra da Roma Amfitiyatrosuna kadar yürüyerek şehire oryantasyon sağlayabilirsiniz. Böylece ertesi gün gezilecek yerlerden zaman da kazanmış olacaksınız.

Balabanov Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Gecelemenin ertesi günü ise eski şehirde Etnografya Müzesi ve Plovdiv Tarih Müzesi, 3 ya da 4 tane seçilmiş simetrik-asimetrik müze ev gezisi, St. Constantine ve Helena Kilisesi, Philipopolis Antik Tiyatro ve Stadyumu’nu, Cuma (Djumaya) Cami gezilerinizi öğlene kadar rahatça yapabilirsiniz. Filibe’nin Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürümek çok keyifli gelecektir. Cuma Cami-Antik Stadyum civarlarında öğle sonrası civarı bir çay-kahve ya da atıştırmalık yemek molası verip, şehrin yeni bölümleri olan Kapana Caddesi ve Knyaz Alexsander I Caddesi gezilerinizi yapabilirsiniz. Sonrası akşam yemeğine geçmek olur. Eğer gezinizi cuma ya da cumartesi gününe denk getirmişseniz Tsar Simeon Parkı içinde saat 21:30’dan sonra başlayan Fısıldayan Çeşmeler gösterisini izleyerek Filibe gezinizi tamamlayabilirsiniz. Yani bizim yaptığımız program buydu ve çok da memnun olduk.

Aziz Demetrius Kilisesi Bahçesi Çeşme Detayı-Filibe / Bulgaristan Gezisi

Eski şehir gezimizi anlatmaya başlamadan önce Bulgarların “Revival-Ulusal Canlanma (Uyanış) Dönemi” dedikleri dönemden biraz bahsetmek gerekiyor. Böylece Plovdiv ve diğer Bulgar şehirlerindeki simetrik-asimetrik evlerin mimari biçimlerini-nedenlerini ve o dönem yaşam tarzının felsefesini anlamak daha kolay olacaktır.

Filibe Sokakları 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgar Ulusal Uyanış Dönemi (Bulgarian Revival Period), Osmanlı yönetimi altındaki Bulgar halkının sosyo-ekonomik gelişme ve ulusal bütünleşmesi dönemi olarak kabul ediliyor. Bu dönemin, genel olarak, 1762’de Yunanistan’ın Aynoroz Yarımadası’nda Hilandar Manastırı‘nın Bulgar rahibi Paisius tarafından yazılan “Istoriya Slavyanobolgarskaya” adlı tarih kitabıyla başladığı, Bulgaristan’ın ulusal uyanışına ve modern Bulgar milliyetçiliğine yol açtığı ve 1877-1878 (93 Harbi) Rus-Türk Savaşı sonucunda 1878’de Bulgaristan’ın Kurtuluşuna kadar sürdüğü kabul ediliyor.

Filibe’de Kapana Caddesi Murallarından 2025 / Bulgaristan Gezisi

Filibe’nin varlıklı Ortodoks aileleri için Üç Tepe arasındaki (Cambaz Tepe, Nebet Tepe ve Taksim Tepe) üçgen alan içinde ev sahibi olup yaşamak çok prestijli bir olay olarak görülüyormuş. Bu nedenle Filibeli zenginler bu alanda arazi satın alıp güzel evler inşa ettirmişler. Revival dönemi, Bulgar kimliğinin uyanışıyla birlikte mimari estetikte ulusal bir anlayış yaratmış. Aynı zamanda ekonomik olarak zanaat, ticaret ve yerli üretimi canlandırmış. Bu dönem, sadece kültürel değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın ve mimari özgünlüğün temellerinin atıldığı bir dönem olarak görülüyor. Mimaride Osmanlı etkisindeki klasik mimari anlayıştan uzaklaşarak, yerel unsurlar, süslemeler ve fonksiyonellik ön plana çıkarılmış. Bu dönemde özellikle Plovdiv, Trevne, Veliko Tarnovo gibi şehirlerde karakteristik Bulgar Revival evleri ortaya çıkmış. Bu evlerin özellikleri; Taş temel üzerine inşa edilen ahşap üst katlar, cumbalı çıkmalar, geniş saçaklar, renkli dış cephe süslemeleri, ahşap oymacılığıyla bezenmiş iç mekânlar, iç avlular ve yüksek duvarlarla dış dünyadan ayrılan ev düzeni şeklinde olmuş.

(Kuyumdzhie Müze Evi) Etnoğrafya Müzesi-2025 / Bulgaristan Gezisi

Revival evleri simetrik ya da asimetrik olabiliyorlar. Simetrik evler, adından da anlaşılabileceği gibi, eksene göre simetrik planlanmış evlere deniyor. Simetrik evler, daha çok Filibe gibi büyük şehirlerde yapılan ve zenginliğin, düzenin ve Avrupai yaşam tarzına yakınlaşmanın bir göstergesi olarak kabul ediliyorlar. Tüm yapı, ortak bir eksen etrafında ve simetrik olarak planlanmış. Ana giriş kapısı genellikle evin tam ortasında bulunuyor. Odalar, pencereler ve kapılar birbirine denk ve düzenli şekilde yerleştiriliyor. Orta salon (hol) genellikle merkezde yer alıyor ve etrafına odalar simetrik diziliyor. Simetrik evler genellikle iki katlı ama bazı durumlarda üç katlı da olabiliyor. Alt kat genellikle depo, mutfak veya hizmet alanı, üst kat yaşam (hayet) ve temsil alanı olarak kullanılıyor. Filibe’de Balabanov, Hindliyan, Kuyumdzhieva (Etnografya Müzesi), Georgiadi (Tarih Müzesi) Müze Evleri simetrik evlerin en iyi örnekleridir.

Simetrik Müze Ev Örneği Olarak Georgiadi (Tarih Müzesi) Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Asimetrik revival evleri ise Bulgar kimliğinin simgesi olarak görülüyorlar. Osmanlı döneminde kısıtlı mimari özgürlük içinde kalmış ev inşası, Bulgar halkının yaratıcı ve özgün çözümler üretmesi sonucu şekil değiştirmiş. Asimetrik evler sadece barınma alanı değil, aynı zamanda estetik ve kültürel ifade biçimleri olarak da değerlendiriliyor. Tahmin edeceğiniz gibi asimetrik evlerde evin kat planı simetrik değil. Odalar ve yapılar bir eksene bağlı olmadan yerleştirilmiş. Planlama, arazinin yapısına, ailenin ihtiyaçlarına, iklim koşullarına ve geleneksel yaşam tarzına göre esnek olarak yapılmış. Bu da evlere hem fonksiyonellik hem de estetik açıdan zenginlik kazandırmış. Genellikle evin üst katı, alt kattan daha geniş oluyor ve dışa doğru çıkmalar yapılabiliyor. Asimetrik düzen içinde bu çıkmalar düzensiz aralıklarla ve farklı büyüklükte olabiliyorlar. Asimetrik evlerde üst katlar çoğunlukla daha hafif ve zengin süslemelerle donatılmış.

Filibe’de Nedkovich, Georgiadi, Dr Stoyan Chomakov ve Klianti Müze Evleri, asimetrik evlere örnekleri olarak gösteriliyor. Asimetrik evler daha çok kırsalda göreceğimiz evler olarak söyleniyor. Nitekim bizim Trevne gezimizde içine girebildiğimiz Daskalov Müze Evi ve kapalı olduğundan sadece dışarıdan gördüğümüz Slaveykov ile Raykov Müze evleri asimetrik evlerin ien yi örnekleri olarak gösteriliyor.

Lamartine Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kısaca simetrik evler daha çok zenginliğin, şatafatın göstergesi olarak şehir merkezlerinde yapılmış olan, düzgün ve bina eksenine göre simetrik planlanmış evler olurken, asimetrik evler daha çok kırsal ve dağlık alanlarda yapılmış, daha serbest ve ihtiyaca göre planlanmış, fonksiyonelliğin ve mahremiyetin amaç güdüldüğü, dış cephesi hareketli ve çıkıntılı evler oluyorlar. Biz kısa Bulgaristan gezimizde Filibe ve Trevne’de bu Revival Dönemi evlerinden iyi örnekler sayılan bir kaç tanesini gezme şansını yakaladık.

Bu kısa açıklamadan sonra Filibe Eski Şehir gezimizi anlatmaya başlayabilirim. Sabah otelin güzel kahvaltısı sonrasında eski şehir gezimize başladık. Müze evler Pazartesi günleri ziyarete kapalılar ve ziyarete açık olduğu günlerde de saat 09:00’dan itibaren ziyarete açılıyorlar. İsterseniz bazı yerler için kombine bilet alarak müze girişlerini daha ucuza getirebiliyorsunuz. Biz sabah 08:30 gibi yollara düştüğümüzden, bir de sabahın erken ışıkları altında fotoğraflamak için, Hisar Kapı’ya kadar tekrar yürüdük.

Hisar Kapı, MS 11. yüzyılda, muhtemelen MS 2. yüzyılda Roma döneminden kalma bir kapının temelleri üzerine inşa edilmiş. Hisar Kapı, antik Plovdiv Akropolünün üç girişinden (Doğu, Kuzey ve Güney) birisi. Osmanlı imparatorluğu yönetimi sırasında revival evleri, kapının etrafındaki eski taş duvarların kalıntılarına inşa edilmişler.

Georgiadi (Tarih Müzesi) Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buradan daha aşağıya doğru yürüdüğünüzde hemen kapının sol dibinde Dimitar Georgiadi Müze Evi bulunuyor. Bölgesel Tarih Müzesi -“Bulgaristan Ulusal Dirilişi Sergisi” olarak hizmet veren bu evi, daha sonra gezeceğiz. Sağ tarafta ise Erken Bizans Dönemine ait kale duvarları ve kule kalıntıları bulunuyor. Arnavut kaldırımlı taşlardan aşağıya doğru gidince solunuzda Nedkoviç Müze Evi ve daha da aşağıda solda Aziz Nedelya Kilisesi ve en aşağıda da eski Antik Filipepolis’in Doğu Kapısı kalıntıları mevcut. Buradaki müze evlerin hepsini gezmek için zaman yetmeyeceğinden, bu noktadan geriye dönüp esas hedefimiz olan Etnografya Müzesi olarak kullanılan zengin tüccar Argir Kuyumdzhioğlu (Kuyumcuoğlu) Müze Evi‘ne gittik.

Müze açılış ve kapanış saatlerine çok dikkat ediyorlar. Saat tam 09:00’da müze açıldığında içeri ilk girenler bizlerdik. Girişe 8 Leva ödedik. Burayı lütfen müze olarak da küçümsemeyin! Plovdiv Etnografya Müzesi ülkenin bu alandaki en büyük ikinci müzesidir. Bina, her biri 570 metrekarelik bir alana sahip dört kattan, iki büyük salondan, 12 odadan (hepsi benzersiz ahşap oyma tavanlara sahip) ve 130’dan fazla pencereden oluşuyor.

Argir Kuyumdzhioğlu (Kuyumcuoğlu) Müze Evi-Etnografya Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bence Filibe içindeki, dışardan en güzel görüntüsü olan simetrik müze ev, 1820 tarihli Argir Kuyumcuoğlu Müze Evi. Binanın dışarıdan görünümü çok estetik. Ancak meraklısına notumdur; Bina akşam saatlerinde çok daha güzel fotoğraflar veriyor. Sabah güneş ışığına karşı fotoğraf çekmek zorunda kalıyorsunuz.

Argir Kuyumdzhioğlu (Kuyumcuoğlu) Müze Evi Tavan Detayı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Aileden kuyumcu Argir Kuyumcuoğlu ev arazisini satın alınca Kosova köyünden ünlü inşaatçı Hadzhi Georgi (Hacı Georgi) Stanchovski ve ekibini kendisi ve ailesi için bir ev inşa etmesi için işe almış. Bu usta Filibe’de birçok simetrik evin de ustası olmuş. Kuyumcuoğlu ustadan zenginliğini ve yeteneklerini göstermek için şatafatlı bir ev yapmasını istemiş. Ortaya dönemin en güzel örneklerinden bu ev çıkmış. Özellikle 2. kattaki oval tavan müthiş.

Aile sonradan fakirleşince ev satılmış ve el değiştirmiş. 19. yüzyılın sonunda bina kızlar için yatılı okul olarak hizmet vermiş, daha sonra şapka fabrikası, sirke fabrikası ve un deposu olarak kullanılmış. 1930 yılında binayı satın alan bir tütün tüccarı, binayı tütün deposuna dönüştürmeyi planlamış. Sonradan iflas edince de Plovdiv Belediyesi binayı satın almış. Başka yerde bulunan Etnografya Müzesi 1938’de bu binaya taşınmış.

Geçmişten bugüne Bulgar yaşamı ve kültürü ile ilgili eserleri sergilemeye devam ediyorlar. Her katın odalarının tavan ahşap işcilikleri inanılmaz derecede güzeller.

Etnografya Müzesi gezimiz sonrasında Dimitar Georgiadi Müze Evi‘ne (Tarih Müzesi-Bulgar Uyanışı sergisi) gittik. Bina, 1848 yılında zengin Bulgar zanaatkar Georgiadis tarafından yine aynı ustaya, Kosova’nın Rodop köyünden Hacı Georgi Usta ve ekibine, yaptırılmış. Binada 20. yüzyılın ortalarına kadar aile üyeleri yaşamışlar. Bina daha sonra mirasçılar tarafından Filibe Belediyesi’ne satılmış.

Dimitar Georgiadi Müze Evi (Tarih Müzesi-Bulgar Uyanışı sergisi) 2025 / Bulgaristan Gezisi

İlk restorasyondan sonra, 1961 yılında Bulgar Uyanışı’na ve Ulusal Kurtuluş Mücadelelerine adanmış bir müze sergisi yer almış. 2006-2007 yıllarında Japonya Hükümeti ve UNESCO’nun ortak projesi kapsamında bina restore edilmiş, sergi alanı modernize edilerek yenilenmiş.

Bu müze evlerin daha çok mimarı yapısı ilgimi çektiğinden, doğrusu bu ya, sergilenen eserlere şöyle bir bakıp geçtim. Bu binanın da tavan işçilikleri daha sade, ancak bu hali ile bile çok emek verilmiş ve gösterişli.

“Bulgar Uyanışı” sergisi, Filibe kentinin 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan tarihini ele alıyor. Birinci kattaki salonlarda Osmanlı döneminde Filibe’nin etnik çeşitliliği ve ekonomik gelişimi yansıtılıyor. İkinci ve üçüncü katlarda ise Bulgarların yeni Bulgar eğitimi, bağımsız kilise ve ulusal bağımsızlık mücadelesi temaları işleniyor. Bu müze ev de pazartesi kapalı ve burada yaşlı indirimi ile 4 Leva’ya gezi yaptık.

İlk hedefimiz olan müze evlerini gezince araya değişiklik olsun diye St. Constantine ve Helena Kilisesi ziyaretin aldık. İyiki de öyle yapmışız.

St. Constantine ve Helena Kilisesi / Filibe/ 2025- Bulgaristan Gezisi

Kilise içinde bir törene denk geldik. Hem töreni fotoğrafladık ve hem de tören sonrasında bizlere ikram edilen yiyecek ve içeceklerden sebeplenmiş olduk. Bulgarlar sıcak ve samimi insanlar.

Bu alanda çok eski zamanlarda da kilisenin varlığı biliniyor. Şimdiki bina, Osmanlı İmparatorluğu’nun Bulgaristan’ı yönetmesi sırasında yıkılan bir kilisenin üzerine, 1810 tarihinde inşa edilmiş. Kilisenin dış cephesi, beyaz bir cephe ve kırmızı kiremitli bir çatı ile sade ve zarif tasarımıyla karakterize. Kilisenin çan kulesi Eski Kent’in her yerinden görülebiliyor ve 1960’lı yıllarda yapılmış.

St. Constantine ve Helena Kilisesi / Filibe/ 2025- Bulgaristan Gezisi

İçeri giriş ücretsiz. Bu kiliseyi ziyaret edip freskler ve karmaşık ahşap oymalarla süslenerek dekore edilmiş iç mekanı incelemeyi unutmayın. Gerçi kiliselerin içinin bu kadar çok kalabalık olması beni biraz görsel olarak yoruyor.

St. Constantine ve Helena Kilisesi’nin 17. ve 18. yüzyıllara dayanan etkileyici bir ikon koleksiyonu var.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Filibe Eski Şehrinin hemen hepsi birbirinden güzel evleri arasından yürüyerek bir sonraki hedefimiz olan Balabanov Müze Evi için bilet aldık. Yine pazartesiler hariç her gün açık olan ve girişi bizim gibi yaşlılara 4 Leva.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Balabanov Evi, Eski Plovdiv’in en önemli yerlerinden birisi. Hikayesi, 19. yüzyılın başlarında Terziler Loncasının üyesi olan zengin tüccar ve tefeci Hadji Panayot Lampsha ile başlamış. Yüzyılın başlarında ev iki defa el değiştirerek bugün son sahibi ve adını taşıyan odun tüccarı Luka Balabanov‘a satılmış.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi
Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Sonradan bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş olan ev, 1935 yılında da yıkılmış. Ancak 1976-1979 yıllarında yeniden inşa edilmiş. Yani bu ev aslına çok benzer şekilde restore edilmiş simetrik bir ev.

Balabanov Müze Evi Zemin Kat Kalıcı Resim Sergisi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Zemin katta modern Bulgar sanatının kalıcı bir sergisi yer alıyor. Bir zamanlar misafirleri ağırlamak için kullanılan ikinci kat, Rönesans dönemi iç mekanları şeklinde düzenlenmiş. Bu ev sergiler ve kültürel etkinliklerin düzenlenmesi için popüler bir mekan olarak hizmet veriyormuş. İçinde heykel ve havuz bulunan güzel bir bahçesi de var.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi
Balabanov Müze Evi Bahçesi
Balabanov Müze Evi Bahçesi

Ziyaret ettiğimiz evler içinde en çok hoşumuza giden Hindliyan Müze Evi oldu. Bu ev bizim kaldığımız otele de çok yakın. Kısıtlı zamanda seçilecek simetrik evler arasında bu ev mutlaka olmalı.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buraya Balabanov Müze Evi’nin bahçesinden geçerek girdik. Diğer evler olmasa da bu ev içinde bir turist grubuna da denk geldik.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

1834-35’te bilinmeyen ustalar tarafından inşa edilen Stepan Hindliyan Evi, orijinal halleriyle korunan birkaç simetrik evden birisi. Sahibi, Filibe’nin Üç tepeler kısmındaki en varlıklı dört Ermeni ailesinden birisiymiş.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Evin sahibi 19. yüzyılın başlarında sık sık Hindistan’a ticaret nedeni ile giden ünlü bir tüccarmış. Hindliyan isminin kaynağı bu ticaretten geliyormuş.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Ev, sanatsal ve dekoratif süslemeleri açısından gerçekten çok güzel. Duvarları ve tavanlarında gösterişli detaylar var. Dekorasyonu yaratan sanatçılardan bir tanesi İtalyan’mış. Birinci kattaki duvar detaylarının boyanması, ilk kez kağıt şablon tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş.

Hindliyan Müze Evi Hamamı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Birinci katta, rahatlatıcı buhar odasıyla, bir de hamam yer alıyor. Dik bir iç merdiven geniş bir salona çıkıyor. Revival filan deseler de, ailenin yaşam sürdüğü ve merdivenlerin çıktığı bu geniş salonun adı “hayet”. Yani Türkçesi ile evin ailesinin “hayat-yaşam” sürdüğü kısmı.  Bu salonda geçmişte gül suyu akıtan bir çeşme bulunuyor.

Hindliyan Müze Evi Yaşam Odasında Gül Suyu Akan Çeşme-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Duvar süslemeleri karmaşık geometrik, mimari ve çiçek motifleri ve manzaralarla dolu. Bazıları Saint Petersburg, Stockholm, Lizbon, Atina, Venedik, İskenderiye ve İstanbul manzaralarını tasvir ediyor.

Bu ev ve daha sonra gezeceğimiz Klianti Müze Evi, bizim Filibe’de ziyaret ettiğimiz müze evler arasında favorilerimizden oldular.

St Dimitar Kilisesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Hindliyan Müze Evi gezisinden sonra yürüyerek eski şehrin kalan kısmını gezmeye başladık.

St Dimitar Kilisesi‘ne kadar geldik. Aziz Dimitar Kilisesi, 1838’de Bulgar ulusal canlanma döneminde, Osmanlı yönetimi altında kültürel ve dini canlanmanın yaşandığı bir dönemde ortaya çıkmış. Kilisenin bahçesindeki tavuskuşu desenli çeşme çok güzeldi.

Kilisenin hemen karşısında ise Sarı Okul diye adlandırılan başka bir tarihi bina var. Antik Tiyatro’ya giden her ziyaretçinin önünden geçtiği bu okul binası 1850 yılında kurulmuş ve “Aziz Kiril ve Metodi” Okulu adıyla faaliyete başlamış. Burası, dünyada Slav azizlerinin adını taşıyan ilk okul.  Aslında Osmanlı’nın hala orada bulunduğu zaman yapılmış. 1866 yılında İstanbul’daki padişah Sultan Abdülaziz okulun lise formatına dönüştürülmesine ve buna göre inşasına izin vermiş. Okulun önündeki tabelada bu izin hala yazılı duruyor.

Sarı Okul-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Klianti Müze Evi, Eski Plovdiv mimari ve tarihi rezervinde yer alan önemli tarihi eserlerden. Şehrin simge yapılarının arasında yer alıyor. Bu evi İstanbul’dan gitmeden gözüme kestirmiştim. Ama 4 tane müze ev gezince “acaba beşinci fazla mı olur? “diyerek girip girmemekte kararsız kaldım. Ziyaret sonrası, Klianti Müze Evi bize “iyi ki girmişiz” dedirtti.

Klianti Evi’ni diğer evlerden ayıran şeylerden bazıları, dikkat çekici duvar resimleri ve çok renkli tavanları. Bir de Klianti Müze Evi asimetrik iki katlı revival evlerinin iyi bir örneğidir.

Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu konut binasının inşası 18. yüzyılın ortalarında başlamış. En önemlisi 1817 yılında olmak üzere 19. yüzyılda birkaç kez tadilattan geçmiş. Evin orijinal içeriğinin çoğu korunmuş. Odalardan birinde Viyana ve Konstantinopolis’ten manzaralar resmedilmiş.

Klianti Müze Evi-Duvarda İstanbul Çizimi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Plovdiv’deki tüm Rönesans dönemi evleri arasında Klianti Evi en eskisi. Diğer evlerde görmediğim şekilde yaşam odası seviyesinde ve 1.60 mt yüksekliğinde bir orta depolama odası inşa edilmiş.

Klianti Müze Evi-Odaların altında depolama alanı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buna “Himala” (Yunancada “alçak” anlamına gelir) deniyor. Aslında Klianti Müze Evi, asimetrik evlerin çok güzel bir örneği oldu. Daha önce yazımın başında revival evleri anlatırken deyinmiştim; Asimetrik evlerde mimari, ihtiyaca göre şekilleniyor. Adamlar iki oda arasına bir depolama alanı yapmayı ihtiyaç nedeniyle gerek görmüşler.

Klianti Müze Evi mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer. Duvar resimleri çok renkli ve bitki süslemeleri, buketler ve çiçekli vazolar gibi resimleri içeriyor. Ahşap tavanlar farklı dekoratif süslemelerle süslenmiş, kapalı ahşap girintiler (musandralar) gül buketleriyle boyanmış ve kapılar zengin bir şekilde dekore edilmiş.

Lamartin Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Son müze evimizi de ziyaret edince Roma Amfitiyatrosuna doğru geziye devam ettik. Önce kapalı olan bir mevlevihanenin önünden geçtik. Sonra da 1829-1830 yılları arasında bilinmeyen bir usta tarafından inşa edilmiş ve zamanın Filibe’sinin zengin ailelerinden Mavridi Ailesine ait olan etkileyici bir binanın önünden geçtik. 1833 yazında Orta Doğu’ya yaptığı bir geziden dönüşünde büyük Fransız şair ve gezgin Alphonse de Lamartine burada konakladığı için Lamartine Müze Evi adındaki bu evin önünden fotoğraf aldık.

Kutsal Başmelekler Kilisesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Yol üzerinde Kutsal Başmelekler Kilisesi’ne (Temple of Saint Archangels) uğradık. Bu kilisenin bahçesindeki seyir terasından Filibe’nin en güzel panoramik manzaralarından birine şahit olacaksınız. Burada daha önceden de yıkık bir tapınak bulunuyormuş.

Seyir terası sonrasında bir yokuştan aşağıya inerek Roma Amfitiyatrosuna vardık. Filibe’ye geldiğimiz dün gece bu amfitiyatroda akşam bir konser vardı.

Roma Amfitiyatrosuna doğru-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Amfitiyatronun yapım emrini Roma imparatoru Marcus Ulpius Trajan (MS 98-117) vermiş. Bu Roma Tiyatrosu, 1968-1979 yılları arasında Plovdiv Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan arkeolojik kazılar sırasında keşfedilmiş. Filibe’nin tepelerinden Cambaz Tepe ile Taksim Tepe arasında yer alıyor.

Filipopolis tiyatrosu, Bulgar topraklarındaki tek korunmuş antik tiyatro binası. Bina, Plovdiv’in modern kültürel yaşamına uyarlanmış .

Kutsal Göğe Kabul Katedrali -Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu bölümde Filibe Eski Şehir’den anlatacağım son yer ise eski şehrin hemen girişindeki Kutsal Göğe Kabul Katedrali olacak (Church of the Holy Mother of God). 9. yüzyıldan itibaren bu alanda küçük bir kilise varmış. Kilise 1186’da yenilenmiş ve bir manastırın parçası haline gelmiş. Hem kilise hem de manastır, 1371’de şehir Osmanlılarca ele geçirilince yıkılmış.

Mevcut yapı 1844 yılında, Filibe hala Osmanlı şehri olduğu zamanlarda, şehrin ana kilisesi olarak inşa edilmiş. Bu kilise ve Filibe, 19. yüzyılda Bulgar Ortodoks Kilisesi’nin özerkliği mücadelesinin en radikal merkezi haline gelmiş. Bu kilisenin aktif mücadelesi ile de 1870 yılında Bulgar Eksarhlığı Osmanlılar tarafından tanınmış. Kilise, Bulgar Ulusal Uyanışı Döneminde de aktif rol oynamış. Üç katlı çan kulesi 1881 yılında yapılmış.

Filibe çok güzel bir şehir. Şehri 2 günde rahat rahat, doğru seçilmiş rota ile bir tam gün ve 2 gecede de gezebilirsiniz. Şimdiye kadar anlattıklarım yarım günlük turdu. Filibe’de Cuma Cami ve Roma Stadyumunun bulunduğu meydana kadar gelmiş olduk. Orada bir kahveye oturduk ve kızlar kahvelerini içerlerken, ben yerel Bulgar birasını içiyorum. Hava sıcak ve yorulduk. Biraz soluklanmamız gerek.

Kahvelerimiz bitince bu güzel şehrin kalanını anlatmaya devam ederiz.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

18.06.2025