Afrika Cömerttir: Namibya (Swakopmund’a Doğru)

IMG_3767.JPG

Bir önceki gün sabah erkenden başlayan ve günün ilerleyen saatlerine kadar devam eden aktivitelerin verdiği yorgunluğu ertesi gün geç uyanarak ve uzun bir kahvaltı ile attık. Ben kahvaltı masasından erken ayrılıp kamptan ayrılmadan önce kırmızı göğüslü örümcek kuşu ve beç tavuklarının fotoğraflarını çekmeye çalıştım. Namibya gerçekten tam bir kuş cenneti.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bugün hedefimiz Atlantik kıyısındaki Swakopmund kentine ulaşmak. Konaklamamız orada 2 gece şeklinde olacak. 300 km’yi geçen bir yolculuğumuz olacak ve duraklama yapmazsak 4 saate yakın sürecek. Biz ise Moon Valley (Ay Vadisi) de bir mola vermek istiyoruz. 

IMG_3584.JPG

Toz toprak yollara düştük. Bir süre sonra Oğlak Dönencesi tabelası yazan bir noktada durduk. Güneş ışınları yılda iki kez yeryüzüne dik açı ile geliyor. Bunlarda Kuzeyde ve Güney yarım kürede 23º-27 dakika enlemlerine denk gelen zamanlar olup, bunlara dönence adı veriliyor. Kuzeyde olana Yengeç, Güneyde olana Oğlak Dönencesi deniyor. Sıcağın Kuzey ve Güney sınırları dönence ile belirleniyor. Namibya Oğlak Dönencesi enlemi üzerinde bulunan 10 ülkeden biri ve bizim bulunduğumuz bu nokta, bu enlemi gösteriyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kuiseb Geçidinden geçerken küçük bir mola verip etrafı fotoğrafladık. Bu bölümlerde coğrafya farklı olmaya başladı. Windhoek’in Batısındaki dağlardan doğan ve 500 km ilerleyip çoğu zaman Atlas Okyanusuna ulaşamadan kaybolan Kuiseb Nehri’ni hiç göremedik ama onun şekillendirdiği kanyondan yolumuza devam ettik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

indirYola devam edip de, Swakopmund’a 60 km kadar kala Namibya için önemli bir bitkinin bulunduğu yere ulaştık. Namibya bu bitkiyi ulusal  arması içine katmış. Armada en alttaki şekil bu bitkiyi temsil ediyor. Bu bitkinin adı Welwitschia Mirabilis. Bitki Namibya’da bir Namib Çölü ‘nde, bir de Güney Angola’da bulunuyor ve burası için endemik bir bitki. Yerliler ona “çölün soğanı” ismini takmışlar. Namibya bu bitkiyi armasına koyduğuna göre güzel, çiçekli, havalı bir bitki bekliyorsunuz değil mi? Hayal kırıklığı yaşayacaksınız! Hiç bir çiçeksever, hiç bir bahçe sahibi bu bitkiyi bahçesini güzelleştirsin diye bahçesine koymazdı. 

IMG_3614.JPG

1859’da ilk defa Avusturya’lı botanikçi Friedrich Weltwitsch bu garip, çirkin görünüşlü, uzun ömürlü, 2 yaprak ve bir kökten oluşan bitkiyi bilim dünyasına tanıtmış. 2 tane yaprak deyip geçmiyoruz. Bu yaprakların boyu 8 metreye kadar ulaşabiliyor. Yapraklar uzadıkça birbiri üzerine kıvrıldığından  garip şekiller alıyor. Kök uzamak yerine kalınlaşarak derine doğru büyüyor. Yeraltında suyu hangi derinlikte bulursa o seviyeye kadar iniyor.  Yaprakların geniş yüzeyleri ise suyun depolamasında rol oynuyor. Bu nedenle çöllerde uzun yıllar yaşayabiliyor. Ömürleri 400-1500 yıl arasında olabiliyormuş. Bu bitkinin bir özeliği ise erkeğinin ve dişisinin olması.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bitki susuzluğa ve çöl koşullarına yüzyıllarca dayanabiliyor ama insanoğlu rahat bırakırsa! Hemen yakın çevrede Rusların işlettiği uranyum madeni faaliyete geçtiğinden beridir bu bitkinin yaşamı kısalmaya ve ölmeye başlamış. Bu bitkinin çevresine koruma alanları yapmışlar güya ama dinazorlar çağının bitkisi kabul edilen Welwitschia Mirabilis’in maalesef soyu tükenmeye doğru gidiyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bizim ziyaret ettiğimiz alanda çevresi tellerle çevrilmiş bitkinin 1500 yıllık olduğu biliniyor. 

IMG_3661.JPG

Moon Valley (Ay Vadisi) doğrusu benim pek ilgimi çekmedi. Milyonlarca yol öncesinden başlayan ve yer altından yer üstüne çıkan Damara Granitleri, Swakopmund Nehri ve rüzgarın etkisi ile erozyona uğramış ve ayın yüzeyi gibi boş, verimsiz, sevimsiz bir yeryüzü şekli halini almış. Görmesem de olurdu dediğim yerlerdendi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda öğleden sonra Swakopmund’a girdik. Şehrin adı, “Swakop (Nehri) Ağzı” anlamına gelen Almanca bir kelimeden geliyor. Şehri 1892 yılında Almanlar kurmuşlar. Amaçları ise ticaretleri ve ülkeden sömürdüklerini gemilere yükleyebilecekleri bir liman şehri kurmakmış. Zaten şehri gezerken Alman tarzı bina yapılarını görebiliyorsunuz.  

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Doğrudan kalacağımız otele gittik. Burada kaldığımız butik otel, rastladığım en güzel butik otellerdendi. Şaşırtıcı olarak banyodaki sıvı sabun şişelerinin üstünde Mevlana Celalettin Rumi’ye ait “Kendini okyanusta bir damla sanma. Bir damlanın içinde kocaman bir okyanussun. ” yazısını gördük. Odada bulunan beleş şarap ise işin bonusu oldu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Günün bence en önemli aktivitesi Swakopmund sahilinde güneşi batırmaktı. Bunun için saat 17:00 civarında sahile gittik ve gün batımı için ellerimizde biralarımızla sahilde yerimizi aldık. Size tavsiyem güneşi Tiger Reef adlı bir mekanda elinizde içecekle batırın. Bu arada benim ülke pahalılık kriterimle ilgili fikir de vermek isterim. Namibya para birimi Namibya Doları. Bir Amerikan Doları ile yaklaşık olarak 13.5 Namibya Doları alıyorsunuz. Namibya yerel biralarından en çok Tafel Lager’i sevdim. İçtiğiniz yere göre değişiyor ama ortalama bir küçük şişe Tafel bira için 20 Namibya Doları ödüyorsunuz. Bir şişe su  markette 7 Namibya Doları. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sahil bizim gibi gün batımını deniz kenarında izlemek için bekleyen insanlarla dolu. Burada gün batımına mutlaka şahit olmalısınız.

Sonraki yazıya Swakopmund’da denizde botla safarimiz var.

Bir yere söz vermeyin, beklerim Sanal Gezginler…

Gezekalın.

Dr Ümit Kuru

14.08.2018 Saat 22:55

P7240100.JPG

 

 

 

 

 

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: