Baba nasıl? İyi pazarlık ettim mi?

IMG_5403

Değerli Dostlar;

Belki birazınız biliyor ama bir çoğunuz bilmiyorsunuzdur, ben bir Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanıyım. Yani geziler ve yaşamak için gereken maddi harcamalarımı kazanmak için yaptığım profesyonel mesleğim doktorluk. Gezilerde biriktirdiğim anıları sizlerle bu sayfalarda paylaşıyorum ama esas anılar gündelik yaşamda birikiyor, yani çocuklarla mesleğim icabı olan gündelik temasımdan. Onlarla etkileşimim boyunca biriken günlük anılar o kadar güzel ve anlamlı ki onları son zamanlarda bir kenara yazıp paylaşmaya başladım. Ama bunları bu sayfada sizlerle yeri geldikçe paylaşmak çok müthiş olacak gibi bir his var içimde. Burada yazılanların tümü eksiksiz doğrudur ve yaşanmıştır. Bunlardan çıkan son bölümlerdeki ders ise tabii ki sadece bana aittir. Sizlerin de derslerinizi çıkartmanız amacı ile ilk yazımı bugün paylaşacağım sizlerle. Tabii ki hasta-hekim mahremiyetine bağlı kalarak  küçük dostlarıma ait isim ve belirgin resim olamayacak. Sadece “dost ya da küçük dost” olarak bileceksiniz onları..

Gezekalın, gülmeyle kalın ve dostlarınızla kalın..

IMG_8304

05.07.2017 Saat 14:00 Anımdır…

Ülkenin havasından mıdır, insanından mıdır ya da belki de her ikisindendir, ruhum sıkkın bu sıralar. Bir şey yapasım yok. Çocuklardan da neşelendiren olmuyordu. Ta ki bugüne kadar.

Küçük adamın neşemi yerine getireceğini daha ilk gördüğümde anladım. Yemekten “hasta var” diye çağrılıp da, son lokmaları nefes almadan yuttuktan sonra ilk olarak gördüm küçük adamı. Benim muayene odamın önündeki koltuğa yüz üstü yatmış, iki ayak havada, yüzünde gözlerini olduğundan daha büyük gösteren bir gözlük ve ellerini çenesi altına dayamış bir küçük adam düşünün. İşte bu benim yeni afacan hastam…

İçeri girdim, ilk bekleyenler onlar olunca odaya buyur ettim.

5 yaşında olan küçük dostum öksürük şikayeti ile getirilmişti. Muayenesi oldu ve 1 haftalık öksürük şikayetinin hafif bir bronşite bağlı olduğunu tespit edip reçetesini yazdım. Muayene sırasında her yaptığımı soran ve gerek güzelliği, gerek sevimliliği ile beni mest eden dostuma müjdeyi verdim;

-“Haydi bakalım küçük adam! Sana güzel şuruplardan yazdım. İğne vermedim.

Küçük adam elleri arkasına koyduktan, yüzünde beliren ciddiyetle bana uzun uzun baktıktan sonra;

-“İğne versen de korkmazdım. Çünkü artık cesur ruhumu ortaya çıkartma zamanım gelmişti.

Ben ve odadaki herkes ciddiyet, takınılan tavır ve verilen yanıt karşısında  dumur olmuş vaziyette iken sordum:

“Nasıl yani anlamadım.”

Küçük adam:

“Anlaşılmayacak ne var? Benim içimde saklı cesur ruhu ortaya çıkartmam geren bir durumdu. İğne verseydin de bu ruhumun cesur kısmını ortaya çıkartma zamanımdı.”

Ben uzun süredir bu kadar keyifle gülmemiş olarak bastım kahkahayı :

-“Gel bakalım sana bir sarılayım.”

Sonra kollarımda 5 yaşında küçük adam, bir güzel ve uzun sayılacak süre sarılı kaldık. Aklıma geldi, kollarımdaki küçük adama bakıp:

“ Galiba senden bana cesurluk ruhu geçiyor. Hissediyorum “ dedim.

Küçük adam birden ciddileşti. Anladım kendindeki cesur ruh elden gidecek, kollarımdan uzaklaşmaya çalışıyor. Sordum:

-“Bana biraz cesur ruh satar mısın? Çok ihtiyacım var?”

Küçük adamdan ses yok. Ben cesur ruha gözümü dikmişim, sordum tekrar ve başladık pazarlığa;

-“Bir balona satar mısın?”

–“Iıı ıhh!”

-“Peki iki balon?” Küçük adamda hala hareket yok.

-“Üç balon? Baksana renk renk!!!”

Küçük adamın gözleri biraz oynamaya başlarken son kozumu kullandım;

-“Peki dostum! Son teklifim 3 balon ve 1 şeker!!!”

Küçük adam ellerini göğüs hizasında kavuşturup, şirin gözlüğü ardında olduğundan büyük gözüken  gözlerini daha da büyüterek;

-4 Balon, 2 şeker dedi.

Ben;

“Tamam dostum dedim”

Çocuğa 3 Balon ve 2 şeker verdim. Çocuk mutlu, ben mutlu…

Küçük adam pazarlık ettiğinden daha az balonu aldığı halde, babasına dönüp olaya son noktayı koydu;

-“Baba iyi pazarlık yaptım değil mi?” dedi

Bu söz odayı kahkahaya boğdu. Güle oynaya odayı terk etti küçük adam. Küçük dostum odadan çıkınca fark ettim ki bana satın aldığım cesur ruhunun bir bölümünü vermeden, yani cesur ruh verme sarılamasını yapmadan, ama eksik de olsa balon ve şekerleri alıp gitmişti. Yani o da kendince bana kazığını atmıştı….

Dr Ümit’in bu maceradan aldığı dersler;

-Hepimizin yüreğinde cesur bir ruh gizli. Bu ruh sadece açığa çıkmayı ve çıkartılmayı bekliyor.

-Bazen elde ettiklerimizi aslında elde edememişizdir. Kazanç olarak gözüken, sadece bir hayal, bir illüzyondur aslında….

Küçük dostlar eksik olmasın hayatımızdan…

05.07.2017

IMG_5276-001

Bendeniz dost halindeyken..Hayata hep dil çıkarttım, hala da çıkartıyorum. Hayat da bana çıkartıyor tabii ki 🙂

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: