• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.075 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Ortaya Karışık Orta Amerika: Tortuguero (Aktiviteler)-Kosta Rika

Google haritalara “Tortuguero Ulusal Parkı” yazarsanız, karşınıza yemyeşil ve dümdüz bir görüntü çıkar. Görüntüyü büyütmeye alırsanız kılcal damar gibi çizgi şeklinde nehirleri görürsünüz. Tortuguero geniş tropik yağmur ormanları ile kaplı bir alan. Ana kanallar yanında birer kılcal damar gibi her yere uzanan su kanalları mevcut.

Tortuguero sahillerinde hep dalgalı olan ve nehir suyu karıştığından rengi yeşile çalan Karayip Denizi, insanı içinde yüzmeye pek de davet eder cinsten değil. Ama buranın siyah kumlu sahilleri yine de turisti çekebiliyor. Tortuguero adını aldığı kaplumbağaları ile ünlenmiş bir park. Tortuguero plajı, nesli tükenmekte olan yeşil kaplumbağanın Batı Yarımküre’deki en önemli yumurtlama alanı. Yeşil deniz kaplumbağaları Temmuz-Ekim ayları arasında bu sahillere yumurtalarını bırakmak için geliyorlar.

Miskito Yerli Halkı (Nikaragua), Afrika kökenliler, İspanyol kökenliler ve melezler yörenin yerli halkını oluşturuyor. Bu yerli halk uzun yıllar ormandaki ağaçları kesip, onları kanallar boyunca limanlara taşımışlar ve gelir elde etmişler. Deniz kaplumbağasının bu yöredeki hikayesi ise biraz dramatik. Yeşil kaplumbağanın eti ve yumurtası ezelden beridir yörenin yerli halkı ve Kolomb sonrası ise dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan insanlar için besin kaynağı olmuş. Yakalaması ya da yumurtasını elde etmesi kolay olan kaplumbağaları besin kaynağı olarak kullanmışlar. Öyle ki yeşil deniz kaplumbağalarının soyları tükenecek düzeylere gelmiş. Sonuçta yöre yerlileri çevrelerini, ekosistemlerini tüketmişler.

1955 yılında bir bilim adamı Dr Archie Carr deniz kaplumbağalarının kötü durumu hakkında Kosta Rika yetkililerini ve dünya bilimsel çevrelerini uyarıcı çalışmaları başlatmış ve Karayip Koruma Kurumu diye bir kurumu faaliyete geçirmiş. Yöre halkının kaplumbağalarla ilgili alışkanlıklarını değiştirmeye çalışmış. Yasaklamaktan ziyade ekibi ile birlikte onları sürdürülebilir bir çevre yaratma ve korumanın daha karlı bir eylem olduğuna ikna etme yönünde çalışmalar yapmış. Onlara kaplumbağanın etini yemektense, onların yumurtlamalarını izlemenin, çoğalmalarını sağlamanın ve onları korumanın daha karlı olacağını gösteren bilgilendirmeler yapmış. Onlara bulduğu kaynaklarla bu konuda iş vermiş ve yerlileri yumurtaları sahillerde koruyan bekçiler haline getirmiş. Bir yandan da devrin Kosta Rika hükumetini Tortuguero Parkını, Ulusal Park olarak ilan etmeye ve koruma altına almaya ikna etmiş. Bu önlemlerle yeşil kaplumbağa sayısı artmış. Bölgeye onları izlemek için turistler gelir olmuş. Tortuguero hacimce genişlemeden, ekonomik ve sosyal yaşam olarak gelişmiş. Yöre halkı bir zamanlar yedikleri kaplumbağalardan, kesilmesine son verilen ormanlarda canlanan ekosistemden para kazanır olmuşlar. Bir bilim insanı, Dr Archie Carr, sadece kaplumbağaları değil ama tüm yöreyi değiştirmeyi başarmış.

Onun adına bir Dr. Archie Carr Yaban Hayatı Sığınağı kurulmuş. Bizim Tortuguero’da ilk gezimiz bu sığınağa oldu. Otelden tekne ile doğrudan buraya gittik.

Sığınakta genç ve gönüllü bir bilim insanı Tortuguero deniz kaplumbağaları hakkında bilgi verdi. Bu sahillere yeşil başlı, deri sırtlı, şahin gagalı ve caretta türü olmak üzere 4 farklı kaplumbağa yumurtlamaya gelirmiş. Bu genç bize yaptıkları işleri kısaca anlattı. Sığınak öyle ahım şahım bir şey değil ama hala devam eden çalışmaları başlatan Dr Archie Carr’ın anısı için bile gidip gezebilir ve satılan hediyeliklerden alarak yapılan çalışmalara katkı sunabilirsiniz.

Daha sonra Tortuguero Köyüne doğru karadan yürüyüş yaptık. Burada Tortuguero ve San Francisco adında iki tane köy var. Bu köylerde küçük topluluklar halinde yerliler geleneklerini koruyarak yaşamlarına devam ediyorlar.

Biz bu köylerden Tortuguero Köyünü gezerek yerli topluluklarla temas edip, Karayip kültürüyle tanışmanın keyfini sürdük.

Yaklaşık 2000 kişinin yaşadığı, ana caddesinin uzunluğunun sadece 400 metre ve tek aracın bisiklet olduğu bir köy burası. Bazı restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, pansiyonlar, park, kilise ve küçük oteller var. Var olanın üstüne tek bir çivi çakılmasına izin yok bu köyde.

Çok şirin ve keyifli bir köy gezisi oldu. Bu köyde “pura vida” felsefesi ile yaşayan yerlileri gözlemlemek, sahile bakan restoran, bar ya da kafelerden bir tanesine oturup, rom katkılı taze sıkılmış tropikal meyve suyu yudumlamak büyük keyif.

Biz El Patio de Tortuguero adlı bir mekanı çok sevdik. Tavsiye ederim. Yalnız size tavsiyem asla hemen bir mekana girmeyin. Önce kısacık olan köyün sokaklarını adımlayın, gördüğüm en ilginç çöp kutularının farkına varın. Bir köşede, bir çatıda ya da bir ağaçta size bakıyor olabilecek bir renkli kuş arayın. Mutlaka bulacaksınız.

Tortuguero Ulusal Parkı içinde en önemli aktivite kanallar arasında tekne gezisi yapmak. Bu aktivite, bir yerden diğerine her gidiş ve geliş için tekne kullanıldığından, aslında her zaman yapılıyor. Ama sabah kahvaltı öncesinde erkenden yapılan tekne gezisi asıl gezi kabul ediliyor.

Çünkü sabah 11:00 ile öğle sonrası saatlerinde otellere gelen ve gidenlerin tekne trafiği yüzünden bu kanallar bayağı kalabalık oluyor. Sabah ortalık sakinken ağaçlarda daha fazla kuş ve maymun görme şansına sahipsiniz.

Bunun için saat 05:30 gibi tekne gezisi için hazır hale geldik. Uyanma hikayelerimiz ise çok ilginç. Kaldığımız otelde uyandığımız ilk sabah çok erken saatlerde odalarımızın çatılarından gelen korkunç bir gürültü ile yataklardan fırladık. İlk gün korktuk ama sonraki günlerde pek umursamadık. Ağaç tepelerinde olan Gürleyen Maymunlar (Roaring Monkey) Hindistan cevizlerini kopartıp yukarıdan aşağıya doğru bırakıyorlar. Çatılara denk gelen Hindistan cevizi bomba patlamış gibi bir sese neden oluyor ve uyanıyorsunuz. Bir nevi çalar saat gibi sabahları bu sesle uyandık. Kim bilir? Belki de maymunların, maymunluk yapmaları bize denk gelmiştir.

Sabah tekne turunda gerçekten çok fazla sayıda kuş gördük. Tukan, Anhinga, İbis ve balıkçıllar gördüğümüz kuşlar oldu. Memelilerden ise boyundan büyük ve korkunç bir ses çıkartan gürleyen maymunlar ve sevimli yüzleri ile örümcek maymunları en fazla rastladığımız türler oldu. Meşhur tembel hayvanı (Sloth) ise Tortuguero Ulusal Parkında sadece San Francisco Köyü’nde, bir ağacın en tepesinde, o da poposundan görebildik. Tekne sürücüsü “tembel hayvan” diye bağırıp, işaret etmese ne olduğunu anlamazdık bile.

Bir de geceleri uzun süredir görmediğim ateş böceklerini gördüm. Çok iri ve bildiğimden daha fazla ışık saçıyor gibiydiler.

Orman içi yürüyüşle gözümüzün önünde olan ama dikkatli olmadıktan ve özellikle aramadıktan sonra görmeyeceğimiz canlıları görür olduk. Kosta Rika’nın minicik ama zehirli kurbağaları burada en çok gördüklerimizden. Bir zamanlar yerliler oklarının uçlarını bu kurbağaların derilerine batırıp, okun ucunu zehirli hale getirirlermiş. Boyları 2-5 cm arasındaki bu minicik kurbağaların insanı da kolaylıkla felç edebilen kuvvetli bir zehri var.

Benim size tavsiye edeceğim bir başka aktivite ise Cerro Tortuguero yürüyüşü olacaktır. Buraya gruptan ayrı ve ekstra gezi isteyenler olarak gittik. Burası eski sönmüş bir volkan krateri. 1,8 milyar yıl önce oluşmuş, faaliyet göstermiş ve sonrasında sönmüş. Şimdiki hali bir tepe. Buraya tekne ile ulaşıyorsunuz.

Burası sabah saat 08:00’den akşam 16:00 ya kadar açık. Teknenin sizi bıraktığı yerden bir platform üstünde yürüyerek parkın gişesine geliyorsunuz. İçeriye giriş 2 USD kadar. Sonra yine gittikçe yükselen platform üzerinde yürüyerek merdivenlere geliyorsunuz. 450 basamak çıkınca bir seyir terasına ulaşıyorsunuz. Sonra da ayaklarınızın atında uzanan Tortuguero Ulusal Parkının ve Karayiplerin keyfini çıkartıyorsunuz. Yol boyu rastladığınız canlılar da işin bonus kısmı.

Eğer bilseydim ve vaktim de olsaydı, buraya sabahın köründe gelir ve keyfini çıkarta çıkarta gezer, etrafta keşif yapardım. Burada daha fazla vahşi yaşama şahit olacağıma eminim.

Bu yazıyı hazırlarken toprak bir yolu takip ederek San Francisco Köyüne gidilebileceğimizi de öğrendim. Vakitlice gidilip bu yürüyüş de yapılabilirmiş. Yalnız tekne saatlerini iyice öğrenmeniz ve ona göre zamanı ayarlamanız gerekiyor. Yoksa ormanda kalıverirsiniz.

Tortuguero Ulusal Parkı’nı iyi bilgilendirmiş ve yönlendirilmiş halkın akıllı seçim yapabileceğinin, bilimsel verilerin ve doğruların ışığında kalarak doğanın ve ekosistemin korunabileceğinin, kendisine saygı duyulan ve korunan doğanın da mutlaka insanoğluna pozitif yönde geri dönüşünün olacağının en güzel örneği olarak görüyorum. Tortuguero Ulusal Parkı iyi incelenmeli ve mutlaka insanlığın önüne örnek olarak sunulmalı. Tabii ki bunun için iyi niyetli yöneticiler, doğruları söylemekten çekinmeyen bilim insanları ve akıl kapısı doğrulara açık halk olması gerekiyor.

MUSTAFA KULA FOTOĞRAFIDIR

Doğa ile uğraşmanın, onunla zıtlaşmanın kötü sonuçlarını yeterince yaşamıyor muyuz?

Gezekalın…

Dr Ümit Kuru

06.04.2023

Ortaya Karışık Orta Amerika: Tortuguero-Kosta Rika

Sabah kahvaltı sonrasında San Jose’yi terk ederek, Karayipler kıyısında bulunan Tortuguero Ulusal Parkına doğru yollara düştük. Kosta Rika’da 28 tane ulusal statü içine alınmış rezerv alanı ve park var. Tortuguero Ulusal Parkı, belki Kosta Rika Ulusal Parkları içinde en önemli olanı değil. Yazılarda “Kosta Rika’da bir tek ulusal park gezme şansınız olsaydı Manuel Antonio Ulusal Parkı‘nı veya Monteverde Bulut Ormanını seçin” diye yazıyor. Manuel Antonio Ulusal Parkı Kosta Rika’daki en küçük milli parklardan biri olmasına rağmen yağmur ormanları dışında, beyaz kumlu plajları, berrak mavi suları ile turistlerin ilk tercih ettiği ulusal park durumundaymış. Monterverde Ulusal Parkı ise bulut ormanları ile harika bir yer gibi duruyor ve tam (bana göre) kuş cenneti. Bana fikrimi sorarsanız Tortuguero’yu ihmal etmez ve yukarıdakilerden en az birisini (mümkünse ikisini de) daha gezebilmeyi isterdim! Keşke Kosta Rika gezi programı 2 gün daha fazla olsaydı da en azından bunlardan birini daha gezebilseydik.

Kendi programınızı yaparsanız Panama’da Bocas del Toro Adaları‘nda deniz keyfi sonrasında karayolu ile sınırdan Kosta Rika’ya geçip Limon tarafında konakladıktan sonra (buralarda şnorkel ile dalış için çok güzel yerler var) Tortuguero’da 2 gece geçirmenizi tavsiye ederim. Buradan Arenal Ulusal Parkı Monteverde Bulut Ormanı ve Manuel Antonio Ulusal Parkı programı yapabilirsiniz. Tabii ki buralarda konaklamalar yapmak şartı ile.

Kosta Rika’nın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi içinde bulunan 1 adet arkeolojik alanı varken (Diquís’in taş kürelerinin bulunduğu Kolomb Öncesi Şeflik Yerleşim Yerleri), Guanacaste Koruma Alanı, Cocos Adası Ulusal Parkı ve Talamanca-La Almistad Ulusal Parkları olmak üzere 3 adet UNESCO Doğa Mirası Listesi içinde olan ulusal parkı var. Kosta Rika, ormanlarını korumanın ödülünü 3 parkını birden listeye sokarak almış.

San Jose’de konakladığımız otelden Tortuguero’da kalacağımız lodge için tekneye bineceğimiz La Pavona Limanına kadar toplam 120 km’lik bir yolumuz var. Allah’tan ki Kosta Rika’da yollar manzara bakımından çok güzeller ve illa ki bir ulusal park içinden, yani yeşillikler içinden, geçmeniz gerekiyor.

Çoğu yerde mevsimler ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış olarak yaşanırken, Kosta Rika’da mevsim iki döngüde çalışıyor: Kuru ve yağmurlu mevsimler. Yağmur mevsimi açık hava aktivitelerini engelleyebileceğinden, Kosta Rika’yı ziyaret etmek için en iyi zaman Kasım ile Mayıs başı arasındaki kurak aylar. Seyahatinizi planlarken Kosta Rika’nın mevsimlerini hesaba katmak çok önemli. Buraların yağmurları alışık olduğumuz gibi “kısa ve az süren” yağmurlardan olmuyor. Şiddetli fırtınalar yaşanabiliyor, en kötü ihtimalle yolların kapanmasına ve sele neden olabiliyor. Kosta Rika’yı ziyaret etmek için en ideal zaman, Nisan sonu veya Mayıs başı gibi. Bu da Kosta Rika’da bir turist için en pahalı zaman demek.

Puerto La Pavona‘ya vardığımızda ortalık turist doluydu. İsterseniz bireysel, isterseniz gruplar halinde buradan kalacağınız yere sizleri teknelerle naklediyorlar. Buradan bizim kalacağımız otele kadar 1,5-2 saate yakın tekne yolculuğu yapmamız gerekti. Bavullarımız ayrı, bizler ikişerli sıralarda oturmak üzere ayrı ayrı teknelere bindik. Suerte Nehri boyunca, sığ sular için uygun olan uzun motorlu ama altı düz teknelerle seyahat ettik.

Tekneleri büyük bir ustalıkla kullanan yerli tekne sürücülerimiz bizleri bir taraftan da çevrede bulunan timsah, iguana, maymunlar ve balıkçıllar için uyarıyorlar, bazen de durup onları fotoğraflamamıza izin veriyorlar.

Suerte Nehri’nin zaman zaman çok keskinleşen kıvrımlarında ve zaman zaman da mevsim gereği çok sığlaşan sularında bir süre seyahat ettik. Sonra Suerte Nehrinin Tortuguero Nehri’ne kavuştuğu yere ulaştık.

Bu noktadan sonra ise lagünlerde seyahat başlıyor. Tortuguero Ulusal Parkı, zamanında volkanik patlamalarla oluşmuş olan küçük adacıklar arasının, nehirlerin getirdiği alüvyonlarla dolması sonrasında oluşmuş. Buraları tam doğa harikası yerler. Bu 1,5 saatlik tekne seyahatini sadece otellere ulaşmak için seyahat olarak görmezseniz, sağda solda ağaç tepelerinde, kıyılarda sizi gözleyen Tortuguero canlılarını fark etmeye çalışırsanız vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Tortuguero Ulusal Parkında aktiviteler genellikle konakladığınız her yerde aynı. Tüm aktiviteler tur bedeli içerisinde oluyor. İlk gün otelinize yerleşiyorsunuz. Aynı gün öğleden sonrası için kanal turu, kaplumbağa araştırma merkezi ve Tortuguero Köyü turu yapılıp otele dönüyorsunuz. Ertesi gün sabahtan yine kanal turu var, öğle sonrasında karadan orman içi yürüyüş yapılıyor. Tabii ki eğer oteliniz Karayipler kıyısında ise denize girme şansınız da var. Kaplumbağa yumurtlama mevsiminde iseniz (Mayıs-Temmuz) bu aktivitelere kaplumbağa yumurtlamasını veya yumurtadan çıkan bebek kaplumbağaları gözlemeyi de ekleyebilirsiniz.

Ben Tortuguero gezisini birkaç bölümde yazacağım. Çünkü o kadar güzel fotoğraflar var ki bunlardan ne kadar çoğunu sizlerle paylaşırsam o kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Tekne gezimiz sonrasında konaklama yapacağımız yere vardık. Otel personeli bizleri taze meyve suları ile karşıladılar. Hemen odalara yerleşip öğle yemeğimizi yemek için restoran bölümüne geçtik. Kosta Rika’da bu tip yerlerde yemekler çok sabit; Kahvaltı dahil mutlaka pilav ve siyah fasulye menüde oluyor. Gerisi tavuk, balık ya da et menüsünden birisi şeklinde. Bir süre sonra bıkkınlık gelse de öyle güzel ortamlarda kaldık ki yemek için vakit harcamak bile bazen anlamsız geldi.

Kaldığımız lodge odaları da temel şartlara sahip, doğa ile uyumlu şekilde yapılmış. Ama ortam size tam olarak “cennettesiniz” diyor. Ağaçlarda tukanlar dahil çoğunu ilk defa gördüğüm çok sayıda kuş var. Kükreyen maymunlar (Roaring Monkey) ağaç dallarının taze yapraklarını yemenin peşindeler.

Öğle sonrası aktivitesine kadar dinlenme süremizi otel bahçesini gezmek ve Karayip sahillerinde hanımın fotoğrafını çekmekle geçirdim. Hayatımız hep böyle olsa keşke!

Devamı yarına

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

05.04.2023