• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.071 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Nepal-Bhutan Gezi Anıları- 2. Gün; Chitwan Ulusal Parkı

IMG_8380

Sabah erkenden kalktık ve valizleri emanete bırakıp kahvaltıya geçtik. Nepal’de Katmandu dışındaki yerleri ziyaretimiz sonrasında olsun, Bhutan gezisi sonrasında olsun dönüp geleceğimiz otel burası olacağından fazla eşyalarımızı bir bavul içinde bu otelde emanette bıraktık. Bu iyi bir hareket oldu; Hem gereksiz eşyalarımızı yanımızda taşımamış olduk hem de grubun hızlı hareket imkanı artmış oldu. Zaten Bhutan uçaklarına olsun, Nepal’de iç hat uçuşlarına olsun, fazla ağırlıkla binmenizi sorun yapıyorlar.

IMG_8211

Kahvaltı sonrasında Chitwan Ulusal Parkına doğru yola çıktık. Burası, Nepal’in yarı tropikal bölgesi olan Terai içinde bir park ve UNESCO Dünya Kültürü Mirası içinde yer alıyor. Katmandu’dan 180 km kadar Güney Batı da yer alıyor. Aslında Chitwan’a ulaşmanın en kestirme ve en az eziyetli olan yolu, Bharatpur’a kadar Buddha Air veya Yeti Air gibi havayolları ile 30 dakikalık bir uçuş ve sonrasında da karayolu ile ulaşmak gibi duruyor. Biz Katmandu’dan Chitwan’a kadar karayolu ile gittik. Mesafe az gibi gözükse de yollar gidiş geliş tek şerit ve kalabalık olunca 5 saati bulan bir yolculuğumuz oldu. Gerçi yol çok güzeldi ama ikinci kez gitsem vakit kazanma anlamında ilk bahsettiğim yolu tercih ederim. Hele bir de yolda önemli bir kazaya şahit olduk ki, bu olay gezimizin en tatsız olayıydı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yol üzerinde Manakamana denen bir yerde durduk. Burada tepelere çıkan bir teleferik hattı kurulmuş. Bu yolla yukarıdaki Tapınağa gidiliyor. Tabii bu arada manzaranın olağanüstülüğüne de anlatmaya gerek yok.

Chitwan Ulusal Parkı 932 km2’lik bir alanı kaplıyor. Sal ağacı ağırlıklı bir orman. Bu ormanda tek boynuzlu gergedan, maymunlar, benekli geyikler, az sayıda da olsa Bengal Kaplanları, Vahşi Filler, Leoparlar ve 450 ye yakın kuş türü barınıyor. Gergedan ve Bengal Kaplanları son yüzyıl içinde çok avlandıklarından sayıları yok derecesine kadar inmiş ama son yıllarda sayılarının arttığına dair güzel haberler var. Özellikle bu bölgeye has olan tek boynuzlu gergedanlar, cinsel gücü arttırdığına inanılan boynuzları nedeni ile çok avlanmışlar. 1911 yılında İngiltere Kralı 5. George ve oğlu 8. Edward’a yaranmak için, onlar şerefine düzenlenen sürek avlarında bir defa da 39 Bengal kaplanı ve 18 tek boynuzlu gergedan avlanmış ve bunun karşılığında da Nepal Kralına bir madalya verilmiş. Eminim cehennemde bu hayvanlar, bu kralların tümünü önlerine katmış kovalıyordur..

IMG_8286

1950 yılına kadar bu ormanlarda sadece Tharu köyü insanları yaşarlarmış. Onların burada yaşamalarının sebepleri ise onların sıtmaya karşı doğal olarak bağışık olmaları imiş. Ancak sıtma eradikasyon programları ve sıtmanın tehlike olmaktan çıkması sonrasında 1954 yılından itibaren başka yerlerden de insanlar bölgeye gelmişler. Onlar gelince de tarla açmak için ormanlık alanlar kesilmeye başlanmış. Kral Mahendra 1973 yılında bölgeyi Ulusal Park ilan etmiş ve bölge korumaya alınmış. 1984 yılında da UNESCO, parkı Dünya Kültür Mirası listesine almış.

IMG_8290Burada isterseniz Park içinde Ekolojik otellerden birinde ya da yakında bulunan Sauraha adlı köy içinde kalıp gezilerinizi yapabiliyorsunuz. Tabii ki en iyisi Park içinde Ekolojik otellerden birinde kalmak. Bizde parkın doğu ucunda yer alan Machan Wildlife Resort’ta kaldık. Çok güzel bir yerdi. Birbirlerinden uzakta yer alan bungalov evlerde 4 konaklama yeri var. Burada belli bir saatten sonra jeneratörle sağlanan elektrik yok tabii ki. Onun için yanınızda mutlaka el feneri bulundurun.

Uzun yolculuk sonrası Parka vardık. Bundan sonrasını artık minibüs ve benzeri araçlar gidemiyor. Çünkü çılgınca akan Rapti Nehri geçilmek zorunda ki bu nehri de askeri arazi araçlarla ancak geçtik. Zaten Musonlar zamanında buralara gelmek mümkün olmuyor. Park girişinde askerlere kayıt yaptırıp izinler alındıktan sonra askeri arazi araçlarına bindik. Bizi park girişinde karşılayan çocuklar, aynı zamanda yolcu da ettiler. Civarda gördüğüm kelebekler sanki beni nelerin beklediğini haber veriyordu. Daha ilk dakikalardan itibaren de sulara bir girip, bir çıktık. Bu azgın suların bir bölümünde yarın rafting yapacağımızı düşündükçe heyecanlanıyorum. Zaten tüm gezi programı içinde bu park beni en çok cezbeden yer olmuştu.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sonunda kalacağımız yere vardık. Bizi görevliler karşıladı. Muhteşem bir yer. Burası ormanın tam göbeği sayılır. Aslında zamanında gelebilsek fil gezisi yapacaktık ama yol da kaza yüzünden epey beklediğimizden program değişmek zorunda kaldı. Fil safariyi ertesi güne attık, yemeğe girip, bir güzel yemeğimizi yedik. Sonrada bir rehber eşliğinde ormanın florasını tanımak için gezimize başladık. Rehberimiz çok becerikli gözüküyor. Bize güzel şeyler anlatıyor. Bu arada yanımızdan fil safariden dönen Fransız grup geçti. Ben bu fillere hayranım.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sal ağaçlarını ilk kez burada gördüm. Hava kararmaya yakın fillerin kaldığı ve eğitildiği yere gidebildik. Orada fillerle ilgili bir brifing verildi. Keşke gündüz gözü ile yapabilseydik bu aktiviteyi. Yok arkadaş! Burası kesinlikle en az 2 gece konaklamayı hak ediyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kampa geri döndüğümüzde hava iyice kararmıştı. Rehberimiz acele ediyor çünkü bu akşam burada kalanlara park ile ilgili slayt gösterisi yapacaklar ve o da bu gösteriyi sunacakmış. Bizler ortada yakılan ateş çevresinde yerimizi alıp, bir de Everest adlı yerel birayı ısmarlayıp gösteriyi izledik. 30 dakika kadar süren çok çarpıcı bir gösteri oldu. Daha sonra verilen akşam yemeğini hızlıca yedik. Sonrasında da ateş başında biraz muhabbet, biraz oyun oynadık. Grup birbirine iyice kaynaştı. Bu arada gözüm ileri de, karanlık içinde yanıp sönen bir minik ışığa takılıyor. Aman Allahım! Bu o mu diyerek bir fırlamışım yerimden, arkadaşlar şaşırdılar. Evet ta kendisi! Buyrun bakalım size ateş böceği.. Fotoğraflamaya çalıştım ama nafile olduğunu anlayıp hayran hayran izlemeye başladım. Çocukluğumda bu güzel böcekleri Üsküdar da ne çok görürdüm. Sonra onları ne zamandır görmez olmuştum.. Gecenin bonusu da onlar oldular.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Artık yatma vakti, odalarımıza doğru yola düştük. Yarın fil safari var. Belki de tüm dünyada sadece 2000-2500 tane kaldığı söylenen tek boynuzlu gergedanı görebilen şanslı azınlıktan olacağız. En son aktivite de Kano ile raftingimsi gezinti…

Gezmek ne güzel…

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

İlk yazım tarihi 19.11.2011 Saat 00:52

Gözden geçirilmiş yeniden yayım tarihi 20.03.2015 Saat 23:10

IMG_8451

Nepal-Bhutan Gezisi-1.Gün Katmandu

IMG_7665

2 Kasım günü istenen saate Atatürk havaalanındaydık. Uçağımız olan GulfAir’in standı önünde dikilmeye başladık. Ellerde bavul, gözlerimiz diğer gezginleri aradı. Gezi liderimiz de gelince hızlı bir Check-İn sonrası bavulları verdik, biletlerimizi aldık. Önce Bahreyn’e uçup, havalimanında 5 saatlik bir bekleme sonrasında Katmandu’ya varacağız. Teoride böyle ama maalesef pratikte öyle olmadı. Sorunsuz bir uçuş sonrası Bahreyn’e vardık ve bir güzel dükkanları gezdik. Bu arada bir parantez açayım; burada makyaj malzemeleri, parfümler ve içki-sigara bizim havaalanından ucuzdu. Dükkanları bir aşağı bir yukarı gezerken gözüm uçuş saatlerini gösteren panoya takıldı; Uçak 3 saat rötar gösteriyor. Hayde! Dakika bir, gol bir.. Biz erkenden gideceğiz, gün kazanacağız derken başımıza gelene bak. Hemen görevlileri bulduk ama adamların bu 3 saatlik rötar sonrası için bile uçağımızın kalkamayabileceğini söylemeleri iyice morallerimizi bozdu. Bundan sonraki bekleyiş ise bir işkence oldu. Bu arada Barış ve Günseli hanım “Madem öyle, bizi doyurun bakalım” restini çekti. GulfAir’den yemeğe davet edildik ve yemeğimizi yedik. Saat 03:30 civarı uçağa anons edildik ve yorgunluktan perişan halde yerimize yerleştik. Aslında 3,5 saat gecikme ile ne kadar şanslı olduğumuzu sonradan öğrenecektik. Meğerse Katmandu’ya sis yüzünden uçaklar inememiş ve birisi bizim uçak olmak üzere sadece 2 uçak, bir ara hava açılır gibi olunca inebilmiş. Everest’e tırmanış yapanlara da hava muhalefeti yüzünden birkaç gün hiçbir şekilde ulaşılamamıştı. Neyse buna da şükür dedik, daha da kötü olabilirdi.

Uçaktan Himalayalar

Uçaktan Himalayalar

Gecikme boyunca havaalanında bekleyiş tam bir eziyetti.

Gecikme boyunca havaalanında bekleyiş tam bir eziyetti.

Katmandu Havaalanına iner inmez Hindistan’a gelmişim hissine kapıldım. Delhi’deki cümbüşü, burada henüz göremedim ama hissediyorum. Ülkeye girerken vize almak gerekiyor. Biz bu işi İstanbul’da hallettiğimizden rahatız. Bavulları beklerken paramızı bozdurduk. Bu arada oraya Amerikan Doları ile gitmenizin daha karlı olduğunu söyleyeyim. Para birimleri Nepal Rupi’si ve 1 USD’yi verip yerine 100 Rupi alıyorsunuz (2014 verisi).

Bavullar alındıktan sonra dışarı çıktık ve bizi bekleyen yerel acente yetkilisinin yönlendirdiği minibüse binip, kalacağımız Yak and Yeti adlı otele doğru yola çıktık. Yoldaki manzaralar, Hindistan’dan tanıdık; Boyna korna sesleri, sağdan soldan çıkan arabalar, yol ortası inekler, açıkta dikiş makineleri ile terziler.. Tadında olmak şartı ile bu manzarayı seviyorum.

Nepal hakkında kısacık bilgi verelim; Nepal Hindistan ve Tibet arasına sıkışmış, 147.000 km2’lik alanında, yaklaşık 28.5 milyon nüfusu barındıran bir ülke. Batıdan doğuya uzanıyor ve ülkenin %19 gibi bir alanı Himalayalar ile kaplı. Geri kalan büyük bir alan dağlık ve sadece %17’lik kısım yarı tropik ve düzlükten (Terai bölgesi) oluşuyor. Ülkenin büyük kısmı dağlık olunca tarım da teraslar halindeki alanlarda yapılıyor.

Ülke tarihi çok eski dönemlere gidiyor ama yazılı tarihi MÖ. 6-7 yüzyıldan başlıyor. Moğollarla akrabalıkları varmış. Çeşitli çıkışlar ve inişler sonrasında 1769 yılında Prithvi Narayan Şah, bölgedeki küçük krallıkları boyunduruğu altında topluyor ve başkenti Katmandu’ya taşıyarak bugünkü Nepal’in kurucusu oluyor. Ülke tarihinde sürekli çatışmalar olmuş ve hatta 1996 yılı ile 2006 yılları arasında iç savaşlar olmuş. 2008 Yılında ise Laik, Nepal Cumhuriyeti ilan edilmiş ve monarşi sona ermiş. Monarşiler direniyor ama sonunda mutlaka tarihe karışıyorlar.

Ülkenin başkenti Katmandu. Bizim gezimizin ana duraklarından birisi de burası. Şehirde çoğunlukla Hindu tapınakları varken, Budist tapınakları da bolca var. Yani iki inanç sistemi de kavgasız dövüşsüz yaşayabiliyor. Daha sonra açıklayacağım şekilde Katmandu ile Patan (Lalitpur) ve Bhaktapur şehirleri ile tarihsel olarak kardeşler. Bunlar aslında birbirlerine çok yakın yerler. Katmandu Vadisi içinde, bu üç yerde, çok sayıda UNESCO’nun dünya kültürü mirası listesine girmiş eser var.

Bir milyon civarı nüfuslu Katmandu şehrinin ismi ise Kastmandap adlı bir tapınaktan geliyor. Bir diğer söylence de Katmandu isminin orta çağdan gelen Kantipur’dan kaynaklandığı. Sanskritçe “Kanti“ Tanrıça Lakshmi’nin diğer isimlerinden birisi  ve  “pur” ise yer demekmiş.

IMG_7757

IMG_7696Otelimiz güzel temiz bir otel çıktı. İnternet erişimi var ama ücretli. Halbuki sonradan gezeceğimiz Bhutan’da tüm otellerde ücretsizdi. Valizlerimizi hızlıca odaya bırakıp şehir turuna çıktık. İlk durağımızda Nepalin en eski ve en kutsal Budist tapınağı olan Swayambunath Tapınağı oldu. Buraya “Maymunlu tapınak” da deniyor. Her taraf Rhesus Makaklarından dolu. Çantalara ve özellikle elde yiyecek varsa kendimize dikkat etmek gerekiyor. Anında götürüveriyorlar. Tapınağı, Katmandu’ya tepeden bakan bir noktaya kurmuşlar. Söylence o ki; Katmandu Vadisi, bir tarihte, çok büyük bir gölmüş (jeolojik olarak bu vadinin eskiden göl olduğu doğrulanmış). Tapınağın kurulduğu tepe, artık deprem mi oldu nedir, bu gölün sularından yükselmiş. Zaten “Swayambu” kelime anlamı olarak “kendiliğinden yükselen” demekmiş.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu tapınağın kayıtlı tarihi 460 yılına kadar gidiyor ama daha da eski olabilir. Tapınak 14. Yüzyılda Moğol saldırıları ile ve bu saldırganların altın aç gözlülüğü ile yakılıp, tahrip edilmiş. Sonradan yeniden yapılıp, bugüne gelmiş. Çok önemli bir not; Bu tapınak UNESCO’nun dünya kültürü mirası listesinde yer alıyor. Yani görülmeden geri dönülemezler arasında…

IMG_9241

Tapınağa bizim girdiğimiz nokta batıdaki giriş noktası, bir de 17. Yy da Kral  Prathap Malla’nın yaptırdığı doğu tarafından giriş var ki epey bir merdiven çıkmanız gerekiyor. Bizim girdiğimiz noktadan, az sayıda merdiveni çıktıktan sonra, karşımıza ortasında Budha heykeli ile birlikte kurumuş bir dilek havuzu çıktı. Ortadaki Budha heykelinin ayak kısmındaki küçük bir alan içini hedefleyerek attığınız bozuk paralar, havuz içine düşmeden orada kalırsa tuttuğunuz dilek kabul olurmuş. Dünyanın bir ucundan buralara gelmişim, sağlığım ve mutluluğum da yerimde, ben daha ne dilerim! Ama grup psikolojisi işte; Attık bizde bir avuç para…

IMG_9247Bu havuzun sağ tarafında küçük bir Stupa ve çevresinde daha da küçük olanları yer alıyor. Büyükçe olan Stupa üstünde Budha dört yöne doğru bakarken resmedilmiş.  Etrafta bol miktarda maymun var, bir o yana bir bu yana, insanlara hiç aldırış etmeden geziniyorlar. Budist tapınaklarında saat yönünde hareket etmeniz gerekiyor, bizde saat yönünde hareketle merdivenleri tırmanmaya başladık. Yolda bol miktarda bordo renkli tek tip giysileri içinde Budist rahipleri ve öğrencileri görüyoruz. Yukarıda ayin varmış, oraya doğru yiyecek ve içecek götürüyorlar.

Merdivenlerin sonunda büyük Stupaya ulaştık. Burada neredeyse her köşede bir ayin var. Siz varmışsınız, yokmuşsunuz, fotoğraf çekiyormuşsunuz hiç mi hiç aldırmadan dualarını edip, ritüellerini yapıyorlar. Büyük Stupa çok etkileyici ve altın renkli, pırıl pırıl parlayan külah biçimli kulesi var. Bu kule üstünde de Budha, Katmandu Vadisinin dört bir yanına doğru bakmakta. Her resimde, Budist inanışta içe bakışı temsil eden gözler (üçüncü göz) ve bunların hemen altında ise, orada iken burun şekline benzettiğim ama aslında birliği-beraberliği temsil eden ve Nepal’ce –bir- sayısını (ek) gösteren kıvrımlı şekil vardı. Bu alanda bulunan bir diğer önemli eser de Hariti (Ajima) Tapınağı. Bu aslında Hindu inanışında çiçek hastalığı ve sağlık tanrıçası olan Hariti için yapılmış. Budist bir tapınak içinde Hinduizm motiflerinin ve tapınaklarının bulunması hoşgörüyü gösteriyor. Bir dinin, dini inanışın bir diğerine karşı tahammülü ne güzel bir hoşgörüdür.. Bu nedenle de aynı Tapınak hem Hindular ve hem de Budistler tarafından ziyaret ediliyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_7677Bu tapınakta bulunan bir diğer önemli eserde pirinç kaplı büyük bir heykel. Buna “dorje” deniyor ve Tibet Budizm’inde şimşeği temsil ediyor. Cehaleti yok eden aydınlanma gücünü gösteriyor ve Sanskritçe Vajra’da deniyor. Erkek gücünü de gösteriyor. Budist ayinlerde, ayinleri yöneten başrahibin bir elinde bu sembolü gösteren küçük bir heykel, diğer elinde ise kadın gücünü temsil eden bir çan bulunuyor. Daha sonra ise merdivenlerden aşağıya inerek bu güzel ve fotoğrafik açıdan bana bir cennet olan tapınağı terk ettik. IMG_7737

Bugün gezi programının son zamanlarını Durbar Square’de geçireceğiz. Ölmüş olan büyük bir Nepal kralının 3 torunu ülkeyi yönetmekte anlaşmazlığa düşmüşler. Her biri bir bölge alıp, kendi hükümdarlıklarını sürmeye başlamışlar. Katmandu, Bhaktapur ve Patan bölgelerini yöneten bu üç torun şehirlerindeki sanat eserleri ve şatafat bakımından birbirleri ile yarışa girmişler. Bu nedenle bu üç şehrinde (aslında birbirlerine çok yakınlar) Saray Meydanı denen alanları birbirlerinden güzeller. Biz bu gezide Patan’ı görmedik ama diğer ikisini gördük. İkisi de çok güzeller ama bence Bhaktapur’un Saray (Durbar) Meydanı daha güzeldi.

IMG_7959

Tam adı Hanuman-dhoka Durbar Meydanı olan Katmandu’nun bu eski bölümü, 12-18. Yüzyıllar arasında yapılmış birbirinden güzel Hindu ve Budist tapınaklarına, mükemmel işçilikle oyulmuş tahta işlerle süslü evlere ve Saraylara sahip. Nepal kralları burada taç giyerlermiş ve 20. Yüzyıla kadar da Kraliyet Sarayı bu meydanda imiş. Buradaki eserlerin bir kısmı 1934 yılındaki depremden zarar gördüklerinden sonradan aslına benzer şekilde yapılmışlar. 1979 yılından itibaren de tüm alan UNESCO dünya kültür mirası listesi içindeymiş.

Aracımız bizi alanın dışında bıraktı ve 15 dakikalık bir yürüyüşle alana geldik. Yol boyu Nepal insanlarının gündelik yaşamlarına şahit olmamız çok iyi oldu. Burası, boyna korna çalan arabalar ve daha az sayıda da olsa özgürce Nepal sokaklarını dolaşan ineklerle, Hindistan’da geziyormuşuz havasını daha da çok verdi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_0365Bu kısa yürüyüş sonrası ilk olarak Kumari-Ghar’ı gezdik. Nepal’liler sadece sayısız Tanrı ve Tanrıçaya sahip değiller. Aynı zaman da yaşayan bir tanrıçaları da var; Kumari. Kumari şehrin yaşayan tanrıçası olarak kabul ediliyor. Bu kız çocuğunun yaşı 4-6 civarında olmalı ve sesi, dişlerinin biçimi ve düzgünlüğü ve saçı biçimi gibi 32 farklı fiziksel özelliği taşımalıymış. Bu seçim için adaylar önce fiziksel özellikleri yönünden karşılaştırılıyorlarmış, sonrada korkunç maskelerle dans eden insanlarla dolu odaya kapatılıyorlarmış. Gerçek tanrıça, adaylar arasında bunlardan korkmayan olmalıymış. Son sınav ise bu yaşayan tanrıça adayının, kendinden öncekinin giydiği elbiseleri seçmesiymiş. Seçilen bu Kumari, bu 3 katlı ve kırmızı tuğlalı evde yaşarmış. Ne zamana kadar derseniz; ilk adetini görene kadarmış. Sonra bu karta kaçan Kumari yerine, yeni bir Kumari seçilirmiş. Bu gelenek Nepal’in yaşayan son Malla kralı, Jaya Parakash Malla zamanından beri varmış.  Kumari zaman zaman muhteşem oymalı pencerelerden bir tanesinde görülüyor. Ancak bunun için önce pencereden bakan ve aşağıda fotoğraf veya kayıt yapan birisinin olmadığını kolaçan eden bir adamın onayı gerekiyor. Yani Kumari’nin fotoğrafını çekmek kesinlikle yasak… İşte biz bu evi gezdik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kumari’nin evine sırtınızı verince sağda neoklasik tarzda olan ve bu meydanın bence en çirkini olan bir Saray var; Gaddhi Baithak. Bu bina 1908 yılında Rana sülalesi döneminde, sarayın bir parçası olarak yapılmış.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yola devam ederek 1690 yapımı Trilokya Mohan Narayan (Vişnu’ya adanmış), yine bir 17 yüzyıl eseri olan Maju Dega (Hindu tapınağı) ve Şiva Parvati Tapınaklarının önünden geçtik. Kraliyet Sarayına giriş yasaktı ama şöyle bir kafayı uzatıp içerinin ve nöbetçi askerin fotosunu aldık. Fotoğraf çekme konusunda en rahat ettiğim gezilerden biriydi diyebilirim. Kibarca sormanız onları mutlu ediyor ve en güzel pozlarını veriyorlar. Asker bile bir güzel poz verdi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Tanrı Taleju, Katmandu şehrini koruyan tanrıymış. Onun adına yapılan Taleju Tapınağının kapısı önünde iki adet dev aslan heykeli var. Bu süslü kapı önünde de fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedik.

IMG_7936

Hanuman; Hint destanı Ramayana’da adı geçen Rama’ya, kaçırılan karısı Sita’yı kurtarmak konusunda yardım eden bir Hindu ilahı. Onun heykeli bu meydana ismini veriyor.

En son olarak da 12. Yy’a tarihlenen ve Katmandu şehrine ismini veren Kasthamandap Tapınağını gezdik. Nepalin söylencesi bol. Bir söylenceye göre de burası tek bir Sal ağacından çıkan odunlarla yapılmış. Sabah ve akşamları çevresinden satıcılar eksik olmuyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu meydan gezisini tamamlayarak aracımıza doğru yürüyüşe geçtik.

Akşam yemeğini otelde yedik. Günseli hanım sayesinde soframızda standart dışı yemekler de vardı. Burada ilk defa Momo denen ve bir tür hamur işi yemeği tanıdık. Sonradan tüm Nepal-Bhutan gezisi boyunca da sofralarda aradık.

Artık ben dahil, herkesin gözünden uyku akıyor ama son bir gayret Katmandu’nun gecesini tanıyalım istedik. Gece gündüz hareketli bir alışveriş merkezi olan Thamel’e bir yürüyüş yaptık. Burada Outdoor malzemeleri satan dükkanlar var. Bu dükkanlarda ünlü markaların taklitleri bol miktarda var.

Bu gece yürüyüşü sonrası otele döndük. Yatağa girdim ve başım yastığa 5 cm kala uyumuşum..

İlk defa, bir gezinin ilk günü, deliksiz bir uyku çektim.

İlk gün, zor bir yolculuk sonrası geldi ve dolu dolu da geçti. Haydi hayırlısı bakalım, uçak gecikmesi hariç, gezinin ilk günü çok güzel geçti. Darısı diğer günlere…

GEZEKALIN

Ümit Kuru

İlk yazım tarihi 18.11.2011 Saat 00:54

Gözden geçirilmiş son yayım tarihi 19.03.2015 Saat 01:32

IMG_7787

Nepal-Bhutan Gezi Anıları: Giriş

IMG_8405

Evet Sevgili Sanal Gezginler,

Bu sene Nisan ayındaki İtalya gezimize kadar başka yerlerde yayınladığım gezi yazılarımı bu sayfa altında yeniden yazmaya devam. Nepal-Bhutan gezimizi Kasım 2011 tarihinde yapmışız. Güzel bir geziydi. Okumamış olanların zevkle okuyacağına eminim..

Dr Ümit Kuru

IMG_9805

Bu sefer ki rotamız Nepal-Bhutan ülkeleri oldu. Aslında biz daha çok Bhutan’ı merak ediyorduk ve bundan aylarca önce de bir tur şirketi ile anlaşmış ve paramızı da yatırmıştık. Ancak sonradan hem Naime ve hem de benim moralimi bozan o telefon geldi;  “Özür dileriz Bhutan turunu yapamıyoruz, paranızı iade edebileceğimiz bir hesap numarası alabilir miyiz?”

IMG_8379Tatil için izinler ayarlanmış, para denkleştirilmiş, havasına girilmiş bir anda bu telefon insana küfür etmek gibi geldi ama yapacak bir şey yok. Aldık paramızı geri. Aldık almasına da ne yapacağız şimdi diye kara kara düşünmeye de başladık. Bir müddet sonra gezgin dostlarla yaptığımız toplantılardan birinde bir arkadaşımız aynı tarihlerde bir Nepal-Bhutan turundan bahsetti. Bahsettiği şirketi, doğrusu bu ya, daha önce hiç duymadım. Bu konularda titiz insanımdır, incik cıncık incelerim. Ancak canı tez arkadaşım, hemen telefona sarılıp sorumlu kişi Barış Malkoç’a bizden bahsederek programı göndermesini isteyince serüven başlamış oldu. Uzatmayalım bugün bu satırları yazarken geçmişe gidince iyi ki yapmışız da bu insanlarla geziye katılmışız diyorum. Nepal fahri Konsolosu sevgili Prof. Günseli Malkoç’un da bulunduğu gezi öncesi yapılan toplantıda içimdeki ben “Tamam, budur işte. Bu gezi kötü olamaz. Bunlar amatör ruhlu ama profesyonel iş yapmaya çalışan insanlar” dedi. Gezi de sorun olmaz mı? Aksaklıklar olmaz mı? Pek ala olur ve bu gezide de oldu.Ama önemli olan onunla baş etme yöntemi nasıl, ona bakmak lazım. Sonu başta söyleyeyim ki gezi güzel oldu ve benim için unutulmazlar arasına girdi. Günseli Malkoç hanım sanki ilk defa Nepal’e Bhutan’a gidiyormuşçasına heyecanlıydı. Defalarca gittiği ve bir müddet de yaşadığı bu ülkelerde, tattığı tüm güzellikleri ve deneyimleri, hiç birini atlamamaya çalışarak bizlerle paylaştı. Sevgili Barış ise hiçbir isteğimizi kırmadan, sabırla ve tüm iyi niyeti ile her zaman yanımızdaydı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_0028Gelelim geziye; Himalaya Krallıklarından olan bu iki ülke beni çok şaşırttı. “Neden daha önce gitmemişim” diyeceğim ama bu kadar gündemde olmaları da çok uzun zaman öncesine dayanmıyor. Tabii ki bu ülkelerdeki güvenlik sorunları ve bu ülkelere seyahat etmede zorluklar gecikmemin nedenleri arasında. Özellikle Bhutan’a ulaşmak hala zor. Örneğin buraya sadece bir tek uçak şirketi uçuyor; Drukair ve o da Krallığın hava yolu ve uçak kapasiteleri çok sınırlı. Bilet bulmanız sorun olabiliyor. Sırtınızda çantanızla Bhutan a kendi başınıza gitmeniz zor. İlla ki oradan veya buradan bir acenta ile görüşmeniz ve önceden bazı izinleri almış olmanız gerekiyor. Bhutan’a aldığınız izinler, Bhutan’ın tamamı için de geçerli olmayabiliyor, daha içeri bölgelere gitmek için de yerel yetkililerin izni gerekebiliyor. Ancak özellikle bu ülkeyi şimdilerde görmenizi isterim, ileri de ne olacağı belli olmaz. Bir ülke düşünün ki, kanunlarla ülke topraklarının en az %60’ı orman olacak densin ve bugün ülkenin %72’lik kısmı orman olsun…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

“Namaste” ile başlayan gezimizi “namaste” ile bitirdik ve ülkeye döndük ama benim gezi tekrar başlıyor. Sizlerle gezi anılarımı paylaşırken, yeniden oralarda oluyorum ve doğrusu o anda dikkat etmediğim bazı şeyleri yeniden keşfediyorum, öğreniyorum. Gezi daha güzel bir hale geliyor.Sonuçta bunlar bize anılar ama siz Sanal Gezginlerle paylaşmaktan mutlu oluyoruz..

IMG_0020

GEZEKALIN

Ümit Kuru

İlk basım tarihi 14.11.2011 Saat 09:13

        Gözden geçirilmiş yeni basım tarihi  18.03.2015 Saat 00:37

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.