• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.073 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Ortaya Karışık Orta Amerika: Arenal Ulusal Parkı-Kosta Rika

Sabah çok erkenden uyanıp kaldığımız otelin içini gezdik. Dün akşam karanlık ve yağmur yüzünden tesisi (Mountain Paradise Hotel) gezememiştik. Sabah açık ve yağmursuz bir hava nedeni ile tesisin tüm güzelliği ortaya çıktı. Arenal Volkanı sabahları gökyüzünde bulut olmadığından tablo gibi karşımızda duruyor. Bu volkanın tepesinde olan duman mı yoksa bulut mudur? O an anlamamıştık.

Arenal Ulusal Parkında yürüyüş yapmanız Kosta Rika gezinizin ihmal edemeyeceğiniz kısmı olmalıdır. Burada bir çok aktivite var. Biz iki tanesini yaptık; Bir tanesi Mistico Park (Arenal Asma Köprüleri Parkı) gezisi, bir diğeri ise Arenal 1968 Özel Rezerv Alanında yürüyüşü.

Arenal Volkanı yakınında yer alan parkurlar, asma köprülerle birbirlerine bağlanarak Mistico Park alanını yaratmışlar. Park girişinde isterseniz rehberli tur alabiliyorsunuz. Girişte sabah kahvenizi volkan manzarasına karşı yudumlayabileceğiniz bir restoran-kafe bulunuyor. Bu doğa koruma alanı, birçok yerli ve göçmen kuş da dahil olmak üzere çok çeşitli flora ve faunayı barındırıyor. 3,2 kilometrelik parkurda altısı asma köprü olan toplam 16 köprü mevcut. Parkın açılışı sabah saat 08:00 ve kapanışı akşam saat 16:00.

Tortuguero Ulusal Parkı ve Sarapiqui Rezerv Alanı ovada yer alan ulusal parklar. Arenal Ulusal Parkı deniz seviyesinden 500-600 metre yüksekte olması ile yaylada olan yağmur ormanları kabul ediliyor. Arenal Asma Köprüler Parkı bu iki farklı yapı arasında geçiş noktasını oluşturuyor. Bunun pratik sonucu olarak Mistico Park hem ova ve hem de yayla yağmur ormanları fauna ve florasına sahip. Bu da çok zengin bir bitki ve hayvan örtüsüne sahip olmasına neden oluyor.

Park içerisinde uzun parkuru yürümek istemiyorsanız, kestirmeden parkuru kısaltan yollar da yapmışlar. Sabah erken gittiğimiz parkta uzunca bir zaman geçirdik. Burada da kısa parkur yapmak anlamsız geliyor bana. Cennettesiniz, tadını çıkartın ve uzatabildiğiniz kadar uzatın! Ağaç üzerinde kendini saklamış boa yılanı, etrafta arsızca gezinen kaoti, yarasalar, kırmızı çilek zehirli dart kurbağası, rengarenk kuşlar ormanda o gün görebildiklerimiz.

Ormanda yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüşümüz olmuştur. Tüm köprüleri geçtik, küçük şelaleye kadar indik. Bol bol fotoğrafladık, hafızamıza ortamı kaydettik.

Arenal Ulusal Parkı gezimiz sonrasında La Fortuna kasabasına gidildi. Burası 15-20000 civarında bir nüfusa sahip. Yerleşim yeri olarak varlığı eskilere dayanmıyor. Arenal Volkanı nedeniyle turistik önem kazanmış. Burada kısa bir şehir turu yapılıp, yemek yenecekti. Şehir merkezde bir kilise, çevresinde büyükçe bir park ve birbirine paralel birkaç caddeden ibaret.

Bu küçük kasabadaki parkta bir ağacın tepesinde bile iguana vardı. Var olan ağaçların üstü bolca renkli kuş doluydu.

Arenal Volkanı yürüyüşü için en iyi yerlerden biri Arenal 1968 Özel Koruma Alanıdır. Biz La Fortuna‘da yemek sonrasında buraya yürüyüşe gittik. Arenal Volkanı ve lav alanlarının etkileyici manzarasını gözleme şansını kaçırmayın bence.

Mükemmel bir volkanik koniye sahip olmasıyla Arenal Volkanı çok yakışıklı bir volkan. Adını verdiği ulusal park içerisinde, ülkenin en önemli ve güzelliği nedeni ile en sevilen volkanı olma özelliğini taşıyor. Kosta Rika’nın yerli Malekus Kabilesi halkı yanardağın içinde ateş tanrısının yaşadığına dair bir inanca sahipmiş. Bu kabile insanlarının ne kadar haklı olduğu 1968 yılındaki volkan patlaması ile ortaya çıkmış.

Bu park adını Kosta Rika tarihinin en önemli ve can alıcı olaylarından biri olan 1968’deki Arenal Volkanı patlamasından almış. 1968 yılına kadar Arenal Volkanı’nın uykuda olduğu düşünülüyormuş. Ancak 1968’de şiddetli patlamalarla bu volkan aktif hale geçmiş. Patlamalar birkaç gün boyunca hız kesmeden devam etmiş ve 15 km2 alanı kayalar, lav ve kül kaplamış. Sonunda patlamalar sona erdiğinde, 87 kişi ölmüş ve 3 küçük köy – Tabacón, Pueblo Nuevo ve San Luís – haritadan silinmiş ve 232 km2‘den fazla arazi etkilenmiş. Patlama aynı zamanda bölgenin topoğrafyasını da değiştirmiş. Volkanın batı tarafındaki orman, lavların hakimiyeti altına almasıyla yok olmuş.

Volkan 2010’dan beri yeniden sessizliğe bürünmüş halde. Arenal Volkanı A, B ve C harfleri ile adlandırılan 3 adet kratere sahip. Sabah volkanın tepesinde gördüğümüz ve “bulut mu, volkanik duman mı?” Karar veremediğimizin volkanik duman olduğunu burada anladık. İki kraterden de duman çıkıyordu. Bunun anlamı bu volkan bir gün ansızın yeniden lav saçar hale gelebilir.

Arenal 1968 Rezerv Alanı yürüyüş parkuru, otoparktan 150 metre sonra başlıyor. Parkta iyi bir şekilde işaretlenme ile yönlendirme yapılmış. Burada da alternatifleriniz var; İsterseniz kısa, isterseniz 5 km’ye yakın uzun parkurlardan birisini tercih edebilirsiniz. Tur şirketleri Sendero Colada 1968 veya Trail Lava Flow (Lav Akış Yolu) 1968 yoluna götürüyorlar. Biz ilkine gittik. Trail Forest 1968 (Los Patos Yolu) ise göle kadar uzanan en uzun yol.

Keyif bu ya! İsterseniz Arenal Volkanı’nı tam karşıdan gören kafeteryaya oturup, sadece kahve keyfi de yapabilirsiniz.

Burası Arenal’da gördüğüm en ağaçsız alan. Volkan bu alanda bir şey bırakmamış. Ancak volkanik toprak zengin içeriği nedeni ile zamanla daha güçlü bir orman yaratacaktır.

Sendero Colada 1968 kolay ve keyifli bir rota. Çakıllı bir patikadan yürüyerek başlayacaksınız. Burada lavların akışına ait izleri görebiliyorsunuz. Pist düz ve çok kafeteryaya doğru yumuşak bir şekilde yokuş yukarı. Herkes çok rahat yürüyebilir.

Yorucu bir günün sonunda çokça keyif için, biraz da buralara kadar gelmişken gezginin görme merakından kaplıcaya da gitmek istedik. Bu sefer daha az bir grup arkadaşla Arenal Volkanını yaratan jeolojik şartlar nedeni ile oluşan kaplıcada günü bitirdik.

La Fortuna bölgesinde çoğu özel tesis içinde kalan çok sayıda irili ufaklı kaplıca var. Bunlar arasında en meşhuru Tabacon adlı olanı. Bu aynı zamanda en pahalı olan kaplıca ve buna biz o gün yer bulamadık. Giriş ücreti yaklaşık 100 USD. Biz de Baldi adlı kaplıcaya yer ayırttık. Burası günlük 45 USD. Kaplıca suyunun ana kaynağı yağmur suyunun toprağın derinlerine inip magma sıcaklığı ile ısınması. Paradise Hot Springs Resort ve EcoTermales adlı başka kaplıcalar da var.

Baldi Kaplıcaları, 25 termal havuzu ve bünyesindeki spa hizmetleri ile en popüler olanlardan birisi. Biz sırasıyla irili ufaklı tüm kaplıca havuzlarına girdik. Günün sonunda felaket bir yağmur yağdı. Yağmuru kaplıca suyunun içinde elimizde içki kadehleri karşıladık.

Bugün ile birlikte Kosta Rika gezimizin anlatımını tamamlamış oldum. Sonrası Nikaragua..

Gezmekten, gezgin ruhundan eksik kalmayız inşallah..

Gezekalın.

Dr Ümit Kuru

09.04.2023

Ortaya Karışık Orta Amerika: Arenal Volkanına Doğru-Kosta Rika

İlk duyduğumda “Ne güzel bir adlandırma yapmışlar” diye düşündüm. Bayağı havalı bir adlandırma; Pasifik Ateş Çemberi.

Konuya Pasifik Ateş Çemberi ile başlamamın nedenini aşağıda açıklayacağım.

Yukarıda görseli olan Pasifik Ateş Çemberi’nden bahsedildiği zaman, Pasifik Okyanusu’nun kenarları boyunca nal biçiminde uzanan 40.000 km’lik, yoğun volkanik ve sismik faaliyet alanını anlamak gerekiyor. Ateş çemberi denmesinin nedeni bu alanın dünyanın aktif volkanlarının %75’ini içermesi. Pasifik Ateş Çemberi içinde 452 uyuyan ve aktif volkan bulunuyor. Volkanın aktifi olunca, beraberinde depremleri de konuşmalıyız. Bu bölge ayrıca dünyadaki depremlerin %90’ından da sorumlu bir bölge.

Ateş Çemberi, Yeni Zelanda‘dan başlayarak Asya’nın doğu kenarı boyunca kuzeye, sonra Alaska’nın Aleutian Adaları boyunca doğuya ve daha sonra da Kuzey ve Güney Amerika’nın batı kıyılarından güneye doğru uzanıyor. Ateş Çemberini ortaya çıkartan faktör yerküremizin levhalarının hareketi yani levhaların tektoniği.

Dünyamızın dış çekirdeği ve kabuğu arasında yan yana kayan ve çarpışan dev tabakalar (levhalar) var. En basit hali ile bunları bir nehrin üzerinde (burada nehir dünyanın dış çekirdek sonrası kısmı oluyor) yüzen sallar (levhalar) gibi düşünmek lazım. Pasifik levhası, Avrasya levhası, Afrika Levhası, Kuzey Amerika Levhası gibi büyük ve daha bir çok küçük levhalar birbirlerini etkiliyor, çarpıyor ve kırılıyorlar.

Bu plakaların hareketi veya tektonik aktivite, her yıl bol miktarda deprem ve tsunamiye neden oluyor. Pasifik Ateş Çemberi özeline dönersek bu çember boyunca tektonik plakalar birbirine doğru hareket ederek dalma zonları oluşturur. Yani bir levha, başka bir levha tarafından aşağı itiliyor veya diğer levha tarafından batırılıyor. Bu çok yavaş bir süreç. Yılda yalnızca 2,5-5 santimlik bir hareketi düşünün. Bu dalma hareketi olurken, sıcak nedeni ile aşağıya itilen kayalar erir, magma olur ve dünya yüzeyine hareket etmek zorunda kalırlar. Sonuç volkanik aktivitenin, volkanların ortaya çıkmasıdır. Pasifik Ateş Çemberi içinde bulunan ülkeler Fiji, Solomon Adaları, Papua Yeni Gine, Filipinler, Vietnam, Malezya, Endonezya, Java Adaları, Tayvan, Kuzey Kore, Güney Kore, Japonya, Alaska (ABD), Meksika, El Salvador, Kosta Rika, Panama, Nikaragua, Kolombiya, Ekvador, Peru ve Şili. İşte konuya Ateş Çemberi, levha, tektonik hareketler gibi tanımlarla girmemin nedeni Kosta Rika’nın volkanları. Kosta Rika bu ateş çemberi ülkeleri içinde yer alması nedeni ile çok sayıda volkana sahip. Volkan olduğu için de toprakları çok bereketli ve ekosistem de ona göre çok çeşitli ve renkli. Biz de bir renkten (Tortuguero Ulusal Parkı) çıkıp bir başka renge Arenal Ulusal Parkına doğru yola çıkıyoruz.

Kosta Rika’nın bugünkü topoğrafyası 60-75 milyon yıl önceki volkanik faaliyetler sonrası şekillenmiş. Kosta Rika’da 200’den fazla tanımlanabilir volkanik oluşum var. Ancak bugün sadece 100 kadarı herhangi bir volkanik aktivite belirtisi gösterirken, sadece beşi aktif volkan olarak sınıflandırılıyor. Kosta Rika volkanlarının çoğu patlamayla ortaya çıkan toprak çökmesi ile “kaldera” denen bir volkanik şekle sahip. Bu kadar volkan muhabbetini Arenal Volkanı ve Arenal Ulusal Parkı gezilerimize başlangıç olması amacıyla yaptım.

Kosta Rika gezimizin Arenal Ulusal Parkı bölümünü yapmak üzere Tortuguero Ulusal Parkından yollara düştük. Yaklaşık 190 km yolumuz var. Ancak kısa sayılabilecek mesafe, zaman olarak 4 saatimizi alacak. Yolumuzun yarısı sayılacak bir mesafede, Sarapiqui Şehri içinde Tirimbina adlı bir yerde kakao plantasyonu hakkında bilgi alıp öğle yemeği yiyeceğiz.

Tortuguero’dan teknelerle La Pavona’ya gelmemiz, valizlerin otobüse yerleşmesi filan derken yola düşmemiz epey geç oldu. Aslında bahsettiğim saatler 11:00 sıralarıydı. Yani 190 km gibi harita üzerinde kısa gibi gözüken bir mesafe için geç sayılmazdı. Ancak Kosta Rika yollarındaysanız trafik yavaş ilerleyebiliyor ve eğer Arenal’de o gün de aktivite yapmak isterseniz ya da Sarapiqui gibi daha bakir olan rezerv alanlarında daha fazla vakit geçirmek istiyorsanız saat 11:00-11:30 gibi yola düşmek geç sayılır. Gerçi Tortuguero’da kaldığımız otelin bahçesini sabah gezmekte ayrı bir zevkti. Benim gezgin olarak son tavsiyem, imkan varsa erkenden yollarda olmak iyidir.

Sarapiqui’de Tirimbina Rainforest Lodge adlı tesise saat 14:30 gibi varabildik. Aslında burası Sarapiqui Nehri kıyısında ekoturizm ve eğitim programlarında uzmanlaşmış bir pansiyon. Biz burada sadece yemek yedik ve kakao transplantasyonu hakkında bilgi aldık. Doğrusu burada Sarapiqui Nehrinin zenginleştirdiği rezerv alanında kısada olsa yürüyüş yapmak isterdim. Daha tesise girer girmez otel görevlileri bize bir ağacın en tepesinde tembel hayvanın varlığını işaret ettiler. Adı üstünde tembel hayvan! Namussuz! Bu da bize ancak poposunu gösterdi. Etraf tukan dolu.

Tirimbina’da Kakao tanıtımı çok ilginçti. Bir kere işini çok seven bir görevliye denk geldik ve müthiş bir performans sergiledi. Kakao meyvesini yukarıdaki gibi düşünür müydünüz? Ben pek düşünemezdim doğrusu. Tanıtımı kakao ağaçları altında, tribün gibi düzenlenmiş bir alanda yaptılar.

Bugün hepimizin çikolatanın ana maddesi olarak bildiği kakao (Theobroma cacao), Orta Amerika bölgesine yayılmadan yaklaşık 7500 yıl önce Peru Amazonlarının kuzey bölgesinde evcilleştirilmeye başlanmış. Yani ağacın kökeni Amazon Bölgesi. Kakao kelimesi Maya dilinde “ka ka wa” dan geliyormuş. Bu kelime, “erkek”, “kadın” ve “ruh” anlamına gelen kelimelerin birleşimini ifade ediyor. Kadın ve erkeğin hayat ve ruhu yaratmak için birleşmesini ifade ettiği düşünülüyor. Bu yaratılışla kakao, kutsal olma ile bağlantılı bir içecek. “Theobroma” kelimesi de anlam olarak “tanrıların içeceği” anlamına geliyor. Kakao Orta Amerika’ya Mayalar tarafından getirilmiş. Mokaya, Olmeks, Mayalar ve Aztekler, kakaoyu kutsal ve ruhani bir içecek olarak benimsenmiş ve törenlerinde kullanılmışlar. Kakao o zamanlar da kıymetli ve ancak ruhanilerin, soyluların ve kralların erişebileceği bir içecekmiş. Kakao çekirdekleri para gibi bir değişim aracı olarak da kullanılmış.

KAKAO MEYVESİNİN ÇEKİRDEKLERİ

Kakao çekirdekleri ile yapılan içeceğin tadı aslında acı. Mayalar bu acının içine bir de acı biber katarak içeceği daha da acılaştırmışlar. Avrupalıların kakao ile tanışmaları ilk olarak Hernan Cortez aracılığı ile olmuş. Yalnız İspanyollar bu acı kakaodan hiç hoşlanmamışlar ve kakao tozunu, tarçın, süt ile (bazen de bal ve vanilya ile) karıştırmışlar, yani tatlandırmışlar. Bu hali ile daha çok zevk veren kakao çok beğenilmiş ve Avrupa’ya bu hali ile ulaşmış.

KAKAO ÇEKİRDEKLERİNİN KAPALI TAHTA KUTULARDA FERMENTE EDİLMESİ

Kakao ağacı 25 yıla yakın meyve verebiliyormuş. Tanıtım yapan rehberin anlatımı ile küçük bir kavuna benzeyen meyve kırılarak içindeki bademe benzeyen çekirdekler çıkartılıyor. Bu çekirdeklerin çevresinde jelatinimsi ve tatlı bir kısım var. Bunlarla birlikte kapalı ve ışık görmeyen bir ortamda çekirdekler 1 hafta fermantasyona bırakılıyor. Sonrada bu çekirdekler kurumaya bırakılıyor ve saklanıyorlar.

Kurutulmuş kakao çekirdekleri içecek olarak hazırlanacağı zaman önce sağanda dövülerek ufak parçalar haline getiriliyor. Daha sonra ise Kosta Rika müzelerinde gördüğümüz taş aletler üzerinde öğütülerek un haline getiriliyor. Buna tarçın ve istenirse diğer baharatlar katılıp sütle, romla karıştırılıp içilecek hale getiriliyor.

Çok eğlenceli ve eğlendirirken de bilgilendirici bir tanıtım oldu. Son fotoğraflarımızı çekindik. Satış mağazasından kakao tozu ya da çekirdekleri almak isteyenler alışverişlerini yaptılar ve bu yerden ayrıldık. Bize tanıtım yapılan alandan aşağı doğru giden yol, nehir üzerindeki asma köprüye götürüyormuş. Daha önce dediğim gibi burası günün tek aktivitesiydi. Keşke bu tanıtım yanında aşağıya, asma köprüye doğru yürüyebilseydik.

Ertesi gün Arenal Ulusal Parkında asma köprü ve orman içi yürüyüşlerini hakkıyla yaptık. Ama unutmayalım Sarapiqui deki rezerv alanı da daha az kalabalık ve çevre hayvanı da bol diye yazıyor okuduğum kaynaklar. Vakti olan burada bu fırsatı kaçırmasın derim.

Bu aktivitemiz sonrasında La Fortuna‘daki Mountain Paradise Hotele varmamız saat 18:30’u bulmuştu. Bu kaldığımız otel, tüm gezi boyunca kaldığımız en güzel oteldi. Muhteşem bir bahçesi, bahçesinde bolca renkli kuşu vardı. Erkenden buraya gelip, otelde otel bahçesinde, küçük de olsa termal havuzunda vakit geçirmek de isteyebilirsiniz. Otel odaları çok güzeldi. Bu kadar ülke gezdikten sonra bu otelin banyosu kadar güzel ve ilginç banyo görmediğimi de söyleyeyim.

Yarına Arenal Ulusal Parkı gezisi ve Arenal Volkanı gezileri var. Çok güzel bir gün olacak. Asma köprüler, orman içi yürüyüşler ve akşama da termal kaplıca..

Gezekalın

07.04.2023