• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.127 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Gül Festivali Bahane, Bulgaristan’ı Keşif Gezisi Şahane!-Avrupa Kültür Başkenti:Filibe-1

Filibe’yi (Plovdiv) biz çok sevdik. Hani defalarca gitmek isteyebileceğiniz kentler vardır ya? İşte Filibe bizim için o kentlerden bir tanesi oldu. 350.000 nüfusu ile Bulgaristan’ın ikinci kalabalık kenti olan Filibe, 2019 yılında Güney İtalya’nın Matera kenti ile birlikte Avrupa Kültür Başkenti ünvanını almış. Gezmesi, ulaşımı kolay bir kent. İyi bir plan dahilinde bir tam gün ve iki gece konaklama ile bu şehri hakkını vererek gezebilirsiniz.

Gezinize öncelikle şehrin eski kısmından başlamalısınız. Bir kere Filibe’ye, bizim yaptığımız gibi, akşam üstü varmayı hedeflemelisiniz. Böylece Nebettepe’de akşam üstü gün batımı seyri ile şehrin güzel panoramik görüntülerini alabilirsiniz ve hem de Nebettepe gezisi yapıp sonra da Roma Amfitiyatrosuna kadar yürüyerek şehire oryantasyon sağlayabilirsiniz. Böylece ertesi gün gezilecek yerlerden zaman da kazanmış olacaksınız.

Balabanov Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Gecelemenin ertesi günü ise eski şehirde Etnografya Müzesi ve Plovdiv Tarih Müzesi, 3 ya da 4 tane seçilmiş simetrik-asimetrik müze ev gezisi, St. Constantine ve Helena Kilisesi, Philipopolis Antik Tiyatro ve Stadyumu’nu, Cuma (Djumaya) Cami gezilerinizi öğlene kadar rahatça yapabilirsiniz. Filibe’nin Arnavut kaldırımlı sokaklarında yürümek çok keyifli gelecektir. Cuma Cami-Antik Stadyum civarlarında öğle sonrası civarı bir çay-kahve ya da atıştırmalık yemek molası verip, şehrin yeni bölümleri olan Kapana Caddesi ve Knyaz Alexsander I Caddesi gezilerinizi yapabilirsiniz. Sonrası akşam yemeğine geçmek olur. Eğer gezinizi cuma ya da cumartesi gününe denk getirmişseniz Tsar Simeon Parkı içinde saat 21:30’dan sonra başlayan Fısıldayan Çeşmeler gösterisini izleyerek Filibe gezinizi tamamlayabilirsiniz. Yani bizim yaptığımız program buydu ve çok da memnun olduk.

Aziz Demetrius Kilisesi Bahçesi Çeşme Detayı-Filibe / Bulgaristan Gezisi

Eski şehir gezimizi anlatmaya başlamadan önce Bulgarların “Revival-Ulusal Canlanma (Uyanış) Dönemi” dedikleri dönemden biraz bahsetmek gerekiyor. Böylece Plovdiv ve diğer Bulgar şehirlerindeki simetrik-asimetrik evlerin mimari biçimlerini-nedenlerini ve o dönem yaşam tarzının felsefesini anlamak daha kolay olacaktır.

Filibe Sokakları 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bulgar Ulusal Uyanış Dönemi (Bulgarian Revival Period), Osmanlı yönetimi altındaki Bulgar halkının sosyo-ekonomik gelişme ve ulusal bütünleşmesi dönemi olarak kabul ediliyor. Bu dönemin, genel olarak, 1762’de Yunanistan’ın Aynoroz Yarımadası’nda Hilandar Manastırı‘nın Bulgar rahibi Paisius tarafından yazılan “Istoriya Slavyanobolgarskaya” adlı tarih kitabıyla başladığı, Bulgaristan’ın ulusal uyanışına ve modern Bulgar milliyetçiliğine yol açtığı ve 1877-1878 (93 Harbi) Rus-Türk Savaşı sonucunda 1878’de Bulgaristan’ın Kurtuluşuna kadar sürdüğü kabul ediliyor.

Filibe’de Kapana Caddesi Murallarından 2025 / Bulgaristan Gezisi

Filibe’nin varlıklı Ortodoks aileleri için Üç Tepe arasındaki (Cambaz Tepe, Nebet Tepe ve Taksim Tepe) üçgen alan içinde ev sahibi olup yaşamak çok prestijli bir olay olarak görülüyormuş. Bu nedenle Filibeli zenginler bu alanda arazi satın alıp güzel evler inşa ettirmişler. Revival dönemi, Bulgar kimliğinin uyanışıyla birlikte mimari estetikte ulusal bir anlayış yaratmış. Aynı zamanda ekonomik olarak zanaat, ticaret ve yerli üretimi canlandırmış. Bu dönem, sadece kültürel değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın ve mimari özgünlüğün temellerinin atıldığı bir dönem olarak görülüyor. Mimaride Osmanlı etkisindeki klasik mimari anlayıştan uzaklaşarak, yerel unsurlar, süslemeler ve fonksiyonellik ön plana çıkarılmış. Bu dönemde özellikle Plovdiv, Trevne, Veliko Tarnovo gibi şehirlerde karakteristik Bulgar Revival evleri ortaya çıkmış. Bu evlerin özellikleri; Taş temel üzerine inşa edilen ahşap üst katlar, cumbalı çıkmalar, geniş saçaklar, renkli dış cephe süslemeleri, ahşap oymacılığıyla bezenmiş iç mekânlar, iç avlular ve yüksek duvarlarla dış dünyadan ayrılan ev düzeni şeklinde olmuş.

(Kuyumdzhie Müze Evi) Etnoğrafya Müzesi-2025 / Bulgaristan Gezisi

Revival evleri simetrik ya da asimetrik olabiliyorlar. Simetrik evler, adından da anlaşılabileceği gibi, eksene göre simetrik planlanmış evlere deniyor. Simetrik evler, daha çok Filibe gibi büyük şehirlerde yapılan ve zenginliğin, düzenin ve Avrupai yaşam tarzına yakınlaşmanın bir göstergesi olarak kabul ediliyorlar. Tüm yapı, ortak bir eksen etrafında ve simetrik olarak planlanmış. Ana giriş kapısı genellikle evin tam ortasında bulunuyor. Odalar, pencereler ve kapılar birbirine denk ve düzenli şekilde yerleştiriliyor. Orta salon (hol) genellikle merkezde yer alıyor ve etrafına odalar simetrik diziliyor. Simetrik evler genellikle iki katlı ama bazı durumlarda üç katlı da olabiliyor. Alt kat genellikle depo, mutfak veya hizmet alanı, üst kat yaşam (hayet) ve temsil alanı olarak kullanılıyor. Filibe’de Balabanov, Hindliyan, Kuyumdzhieva (Etnografya Müzesi), Georgiadi (Tarih Müzesi) Müze Evleri simetrik evlerin en iyi örnekleridir.

Simetrik Müze Ev Örneği Olarak Georgiadi (Tarih Müzesi) Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Asimetrik revival evleri ise Bulgar kimliğinin simgesi olarak görülüyorlar. Osmanlı döneminde kısıtlı mimari özgürlük içinde kalmış ev inşası, Bulgar halkının yaratıcı ve özgün çözümler üretmesi sonucu şekil değiştirmiş. Asimetrik evler sadece barınma alanı değil, aynı zamanda estetik ve kültürel ifade biçimleri olarak da değerlendiriliyor. Tahmin edeceğiniz gibi asimetrik evlerde evin kat planı simetrik değil. Odalar ve yapılar bir eksene bağlı olmadan yerleştirilmiş. Planlama, arazinin yapısına, ailenin ihtiyaçlarına, iklim koşullarına ve geleneksel yaşam tarzına göre esnek olarak yapılmış. Bu da evlere hem fonksiyonellik hem de estetik açıdan zenginlik kazandırmış. Genellikle evin üst katı, alt kattan daha geniş oluyor ve dışa doğru çıkmalar yapılabiliyor. Asimetrik düzen içinde bu çıkmalar düzensiz aralıklarla ve farklı büyüklükte olabiliyorlar. Asimetrik evlerde üst katlar çoğunlukla daha hafif ve zengin süslemelerle donatılmış.

Filibe’de Nedkovich, Georgiadi, Dr Stoyan Chomakov ve Klianti Müze Evleri, asimetrik evlere örnekleri olarak gösteriliyor. Asimetrik evler daha çok kırsalda göreceğimiz evler olarak söyleniyor. Nitekim bizim Trevne gezimizde içine girebildiğimiz Daskalov Müze Evi ve kapalı olduğundan sadece dışarıdan gördüğümüz Slaveykov ile Raykov Müze evleri asimetrik evlerin ien yi örnekleri olarak gösteriliyor.

Lamartine Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Kısaca simetrik evler daha çok zenginliğin, şatafatın göstergesi olarak şehir merkezlerinde yapılmış olan, düzgün ve bina eksenine göre simetrik planlanmış evler olurken, asimetrik evler daha çok kırsal ve dağlık alanlarda yapılmış, daha serbest ve ihtiyaca göre planlanmış, fonksiyonelliğin ve mahremiyetin amaç güdüldüğü, dış cephesi hareketli ve çıkıntılı evler oluyorlar. Biz kısa Bulgaristan gezimizde Filibe ve Trevne’de bu Revival Dönemi evlerinden iyi örnekler sayılan bir kaç tanesini gezme şansını yakaladık.

Bu kısa açıklamadan sonra Filibe Eski Şehir gezimizi anlatmaya başlayabilirim. Sabah otelin güzel kahvaltısı sonrasında eski şehir gezimize başladık. Müze evler Pazartesi günleri ziyarete kapalılar ve ziyarete açık olduğu günlerde de saat 09:00’dan itibaren ziyarete açılıyorlar. İsterseniz bazı yerler için kombine bilet alarak müze girişlerini daha ucuza getirebiliyorsunuz. Biz sabah 08:30 gibi yollara düştüğümüzden, bir de sabahın erken ışıkları altında fotoğraflamak için, Hisar Kapı’ya kadar tekrar yürüdük.

Hisar Kapı, MS 11. yüzyılda, muhtemelen MS 2. yüzyılda Roma döneminden kalma bir kapının temelleri üzerine inşa edilmiş. Hisar Kapı, antik Plovdiv Akropolünün üç girişinden (Doğu, Kuzey ve Güney) birisi. Osmanlı imparatorluğu yönetimi sırasında revival evleri, kapının etrafındaki eski taş duvarların kalıntılarına inşa edilmişler.

Georgiadi (Tarih Müzesi) Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buradan daha aşağıya doğru yürüdüğünüzde hemen kapının sol dibinde Dimitar Georgiadi Müze Evi bulunuyor. Bölgesel Tarih Müzesi -“Bulgaristan Ulusal Dirilişi Sergisi” olarak hizmet veren bu evi, daha sonra gezeceğiz. Sağ tarafta ise Erken Bizans Dönemine ait kale duvarları ve kule kalıntıları bulunuyor. Arnavut kaldırımlı taşlardan aşağıya doğru gidince solunuzda Nedkoviç Müze Evi ve daha da aşağıda solda Aziz Nedelya Kilisesi ve en aşağıda da eski Antik Filipepolis’in Doğu Kapısı kalıntıları mevcut. Buradaki müze evlerin hepsini gezmek için zaman yetmeyeceğinden, bu noktadan geriye dönüp esas hedefimiz olan Etnografya Müzesi olarak kullanılan zengin tüccar Argir Kuyumdzhioğlu (Kuyumcuoğlu) Müze Evi‘ne gittik.

Müze açılış ve kapanış saatlerine çok dikkat ediyorlar. Saat tam 09:00’da müze açıldığında içeri ilk girenler bizlerdik. Girişe 8 Leva ödedik. Burayı lütfen müze olarak da küçümsemeyin! Plovdiv Etnografya Müzesi ülkenin bu alandaki en büyük ikinci müzesidir. Bina, her biri 570 metrekarelik bir alana sahip dört kattan, iki büyük salondan, 12 odadan (hepsi benzersiz ahşap oyma tavanlara sahip) ve 130’dan fazla pencereden oluşuyor.

Argir Kuyumdzhioğlu (Kuyumcuoğlu) Müze Evi-Etnografya Müzesi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bence Filibe içindeki, dışardan en güzel görüntüsü olan simetrik müze ev, 1820 tarihli Argir Kuyumcuoğlu Müze Evi. Binanın dışarıdan görünümü çok estetik. Ancak meraklısına notumdur; Bina akşam saatlerinde çok daha güzel fotoğraflar veriyor. Sabah güneş ışığına karşı fotoğraf çekmek zorunda kalıyorsunuz.

Argir Kuyumdzhioğlu (Kuyumcuoğlu) Müze Evi Tavan Detayı 2025 / Bulgaristan Gezisi

Aileden kuyumcu Argir Kuyumcuoğlu ev arazisini satın alınca Kosova köyünden ünlü inşaatçı Hadzhi Georgi (Hacı Georgi) Stanchovski ve ekibini kendisi ve ailesi için bir ev inşa etmesi için işe almış. Bu usta Filibe’de birçok simetrik evin de ustası olmuş. Kuyumcuoğlu ustadan zenginliğini ve yeteneklerini göstermek için şatafatlı bir ev yapmasını istemiş. Ortaya dönemin en güzel örneklerinden bu ev çıkmış. Özellikle 2. kattaki oval tavan müthiş.

Aile sonradan fakirleşince ev satılmış ve el değiştirmiş. 19. yüzyılın sonunda bina kızlar için yatılı okul olarak hizmet vermiş, daha sonra şapka fabrikası, sirke fabrikası ve un deposu olarak kullanılmış. 1930 yılında binayı satın alan bir tütün tüccarı, binayı tütün deposuna dönüştürmeyi planlamış. Sonradan iflas edince de Plovdiv Belediyesi binayı satın almış. Başka yerde bulunan Etnografya Müzesi 1938’de bu binaya taşınmış.

Geçmişten bugüne Bulgar yaşamı ve kültürü ile ilgili eserleri sergilemeye devam ediyorlar. Her katın odalarının tavan ahşap işcilikleri inanılmaz derecede güzeller.

Etnografya Müzesi gezimiz sonrasında Dimitar Georgiadi Müze Evi‘ne (Tarih Müzesi-Bulgar Uyanışı sergisi) gittik. Bina, 1848 yılında zengin Bulgar zanaatkar Georgiadis tarafından yine aynı ustaya, Kosova’nın Rodop köyünden Hacı Georgi Usta ve ekibine, yaptırılmış. Binada 20. yüzyılın ortalarına kadar aile üyeleri yaşamışlar. Bina daha sonra mirasçılar tarafından Filibe Belediyesi’ne satılmış.

Dimitar Georgiadi Müze Evi (Tarih Müzesi-Bulgar Uyanışı sergisi) 2025 / Bulgaristan Gezisi

İlk restorasyondan sonra, 1961 yılında Bulgar Uyanışı’na ve Ulusal Kurtuluş Mücadelelerine adanmış bir müze sergisi yer almış. 2006-2007 yıllarında Japonya Hükümeti ve UNESCO’nun ortak projesi kapsamında bina restore edilmiş, sergi alanı modernize edilerek yenilenmiş.

Bu müze evlerin daha çok mimarı yapısı ilgimi çektiğinden, doğrusu bu ya, sergilenen eserlere şöyle bir bakıp geçtim. Bu binanın da tavan işçilikleri daha sade, ancak bu hali ile bile çok emek verilmiş ve gösterişli.

“Bulgar Uyanışı” sergisi, Filibe kentinin 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan tarihini ele alıyor. Birinci kattaki salonlarda Osmanlı döneminde Filibe’nin etnik çeşitliliği ve ekonomik gelişimi yansıtılıyor. İkinci ve üçüncü katlarda ise Bulgarların yeni Bulgar eğitimi, bağımsız kilise ve ulusal bağımsızlık mücadelesi temaları işleniyor. Bu müze ev de pazartesi kapalı ve burada yaşlı indirimi ile 4 Leva’ya gezi yaptık.

İlk hedefimiz olan müze evlerini gezince araya değişiklik olsun diye St. Constantine ve Helena Kilisesi ziyaretin aldık. İyiki de öyle yapmışız.

St. Constantine ve Helena Kilisesi / Filibe/ 2025- Bulgaristan Gezisi

Kilise içinde bir törene denk geldik. Hem töreni fotoğrafladık ve hem de tören sonrasında bizlere ikram edilen yiyecek ve içeceklerden sebeplenmiş olduk. Bulgarlar sıcak ve samimi insanlar.

Bu alanda çok eski zamanlarda da kilisenin varlığı biliniyor. Şimdiki bina, Osmanlı İmparatorluğu’nun Bulgaristan’ı yönetmesi sırasında yıkılan bir kilisenin üzerine, 1810 tarihinde inşa edilmiş. Kilisenin dış cephesi, beyaz bir cephe ve kırmızı kiremitli bir çatı ile sade ve zarif tasarımıyla karakterize. Kilisenin çan kulesi Eski Kent’in her yerinden görülebiliyor ve 1960’lı yıllarda yapılmış.

St. Constantine ve Helena Kilisesi / Filibe/ 2025- Bulgaristan Gezisi

İçeri giriş ücretsiz. Bu kiliseyi ziyaret edip freskler ve karmaşık ahşap oymalarla süslenerek dekore edilmiş iç mekanı incelemeyi unutmayın. Gerçi kiliselerin içinin bu kadar çok kalabalık olması beni biraz görsel olarak yoruyor.

St. Constantine ve Helena Kilisesi’nin 17. ve 18. yüzyıllara dayanan etkileyici bir ikon koleksiyonu var.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Filibe Eski Şehrinin hemen hepsi birbirinden güzel evleri arasından yürüyerek bir sonraki hedefimiz olan Balabanov Müze Evi için bilet aldık. Yine pazartesiler hariç her gün açık olan ve girişi bizim gibi yaşlılara 4 Leva.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Balabanov Evi, Eski Plovdiv’in en önemli yerlerinden birisi. Hikayesi, 19. yüzyılın başlarında Terziler Loncasının üyesi olan zengin tüccar ve tefeci Hadji Panayot Lampsha ile başlamış. Yüzyılın başlarında ev iki defa el değiştirerek bugün son sahibi ve adını taşıyan odun tüccarı Luka Balabanov‘a satılmış.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi
Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Sonradan bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş olan ev, 1935 yılında da yıkılmış. Ancak 1976-1979 yıllarında yeniden inşa edilmiş. Yani bu ev aslına çok benzer şekilde restore edilmiş simetrik bir ev.

Balabanov Müze Evi Zemin Kat Kalıcı Resim Sergisi 2025 / Bulgaristan Gezisi

Zemin katta modern Bulgar sanatının kalıcı bir sergisi yer alıyor. Bir zamanlar misafirleri ağırlamak için kullanılan ikinci kat, Rönesans dönemi iç mekanları şeklinde düzenlenmiş. Bu ev sergiler ve kültürel etkinliklerin düzenlenmesi için popüler bir mekan olarak hizmet veriyormuş. İçinde heykel ve havuz bulunan güzel bir bahçesi de var.

Balabanov Müze Evi 2025 / Bulgaristan Gezisi
Balabanov Müze Evi Bahçesi
Balabanov Müze Evi Bahçesi

Ziyaret ettiğimiz evler içinde en çok hoşumuza giden Hindliyan Müze Evi oldu. Bu ev bizim kaldığımız otele de çok yakın. Kısıtlı zamanda seçilecek simetrik evler arasında bu ev mutlaka olmalı.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buraya Balabanov Müze Evi’nin bahçesinden geçerek girdik. Diğer evler olmasa da bu ev içinde bir turist grubuna da denk geldik.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

1834-35’te bilinmeyen ustalar tarafından inşa edilen Stepan Hindliyan Evi, orijinal halleriyle korunan birkaç simetrik evden birisi. Sahibi, Filibe’nin Üç tepeler kısmındaki en varlıklı dört Ermeni ailesinden birisiymiş.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Evin sahibi 19. yüzyılın başlarında sık sık Hindistan’a ticaret nedeni ile giden ünlü bir tüccarmış. Hindliyan isminin kaynağı bu ticaretten geliyormuş.

Hindliyan Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Ev, sanatsal ve dekoratif süslemeleri açısından gerçekten çok güzel. Duvarları ve tavanlarında gösterişli detaylar var. Dekorasyonu yaratan sanatçılardan bir tanesi İtalyan’mış. Birinci kattaki duvar detaylarının boyanması, ilk kez kağıt şablon tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş.

Hindliyan Müze Evi Hamamı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Birinci katta, rahatlatıcı buhar odasıyla, bir de hamam yer alıyor. Dik bir iç merdiven geniş bir salona çıkıyor. Revival filan deseler de, ailenin yaşam sürdüğü ve merdivenlerin çıktığı bu geniş salonun adı “hayet”. Yani Türkçesi ile evin ailesinin “hayat-yaşam” sürdüğü kısmı.  Bu salonda geçmişte gül suyu akıtan bir çeşme bulunuyor.

Hindliyan Müze Evi Yaşam Odasında Gül Suyu Akan Çeşme-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Duvar süslemeleri karmaşık geometrik, mimari ve çiçek motifleri ve manzaralarla dolu. Bazıları Saint Petersburg, Stockholm, Lizbon, Atina, Venedik, İskenderiye ve İstanbul manzaralarını tasvir ediyor.

Bu ev ve daha sonra gezeceğimiz Klianti Müze Evi, bizim Filibe’de ziyaret ettiğimiz müze evler arasında favorilerimizden oldular.

St Dimitar Kilisesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Hindliyan Müze Evi gezisinden sonra yürüyerek eski şehrin kalan kısmını gezmeye başladık.

St Dimitar Kilisesi‘ne kadar geldik. Aziz Dimitar Kilisesi, 1838’de Bulgar ulusal canlanma döneminde, Osmanlı yönetimi altında kültürel ve dini canlanmanın yaşandığı bir dönemde ortaya çıkmış. Kilisenin bahçesindeki tavuskuşu desenli çeşme çok güzeldi.

Kilisenin hemen karşısında ise Sarı Okul diye adlandırılan başka bir tarihi bina var. Antik Tiyatro’ya giden her ziyaretçinin önünden geçtiği bu okul binası 1850 yılında kurulmuş ve “Aziz Kiril ve Metodi” Okulu adıyla faaliyete başlamış. Burası, dünyada Slav azizlerinin adını taşıyan ilk okul.  Aslında Osmanlı’nın hala orada bulunduğu zaman yapılmış. 1866 yılında İstanbul’daki padişah Sultan Abdülaziz okulun lise formatına dönüştürülmesine ve buna göre inşasına izin vermiş. Okulun önündeki tabelada bu izin hala yazılı duruyor.

Sarı Okul-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Klianti Müze Evi, Eski Plovdiv mimari ve tarihi rezervinde yer alan önemli tarihi eserlerden. Şehrin simge yapılarının arasında yer alıyor. Bu evi İstanbul’dan gitmeden gözüme kestirmiştim. Ama 4 tane müze ev gezince “acaba beşinci fazla mı olur? “diyerek girip girmemekte kararsız kaldım. Ziyaret sonrası, Klianti Müze Evi bize “iyi ki girmişiz” dedirtti.

Klianti Evi’ni diğer evlerden ayıran şeylerden bazıları, dikkat çekici duvar resimleri ve çok renkli tavanları. Bir de Klianti Müze Evi asimetrik iki katlı revival evlerinin iyi bir örneğidir.

Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi
Klianti Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu konut binasının inşası 18. yüzyılın ortalarında başlamış. En önemlisi 1817 yılında olmak üzere 19. yüzyılda birkaç kez tadilattan geçmiş. Evin orijinal içeriğinin çoğu korunmuş. Odalardan birinde Viyana ve Konstantinopolis’ten manzaralar resmedilmiş.

Klianti Müze Evi-Duvarda İstanbul Çizimi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Plovdiv’deki tüm Rönesans dönemi evleri arasında Klianti Evi en eskisi. Diğer evlerde görmediğim şekilde yaşam odası seviyesinde ve 1.60 mt yüksekliğinde bir orta depolama odası inşa edilmiş.

Klianti Müze Evi-Odaların altında depolama alanı-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Buna “Himala” (Yunancada “alçak” anlamına gelir) deniyor. Aslında Klianti Müze Evi, asimetrik evlerin çok güzel bir örneği oldu. Daha önce yazımın başında revival evleri anlatırken deyinmiştim; Asimetrik evlerde mimari, ihtiyaca göre şekilleniyor. Adamlar iki oda arasına bir depolama alanı yapmayı ihtiyaç nedeniyle gerek görmüşler.

Klianti Müze Evi mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer. Duvar resimleri çok renkli ve bitki süslemeleri, buketler ve çiçekli vazolar gibi resimleri içeriyor. Ahşap tavanlar farklı dekoratif süslemelerle süslenmiş, kapalı ahşap girintiler (musandralar) gül buketleriyle boyanmış ve kapılar zengin bir şekilde dekore edilmiş.

Lamartin Müze Evi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Son müze evimizi de ziyaret edince Roma Amfitiyatrosuna doğru geziye devam ettik. Önce kapalı olan bir mevlevihanenin önünden geçtik. Sonra da 1829-1830 yılları arasında bilinmeyen bir usta tarafından inşa edilmiş ve zamanın Filibe’sinin zengin ailelerinden Mavridi Ailesine ait olan etkileyici bir binanın önünden geçtik. 1833 yazında Orta Doğu’ya yaptığı bir geziden dönüşünde büyük Fransız şair ve gezgin Alphonse de Lamartine burada konakladığı için Lamartine Müze Evi adındaki bu evin önünden fotoğraf aldık.

Kutsal Başmelekler Kilisesi-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Yol üzerinde Kutsal Başmelekler Kilisesi’ne (Temple of Saint Archangels) uğradık. Bu kilisenin bahçesindeki seyir terasından Filibe’nin en güzel panoramik manzaralarından birine şahit olacaksınız. Burada daha önceden de yıkık bir tapınak bulunuyormuş.

Seyir terası sonrasında bir yokuştan aşağıya inerek Roma Amfitiyatrosuna vardık. Filibe’ye geldiğimiz dün gece bu amfitiyatroda akşam bir konser vardı.

Roma Amfitiyatrosuna doğru-Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Amfitiyatronun yapım emrini Roma imparatoru Marcus Ulpius Trajan (MS 98-117) vermiş. Bu Roma Tiyatrosu, 1968-1979 yılları arasında Plovdiv Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan arkeolojik kazılar sırasında keşfedilmiş. Filibe’nin tepelerinden Cambaz Tepe ile Taksim Tepe arasında yer alıyor.

Filipopolis tiyatrosu, Bulgar topraklarındaki tek korunmuş antik tiyatro binası. Bina, Plovdiv’in modern kültürel yaşamına uyarlanmış .

Kutsal Göğe Kabul Katedrali -Filibe 2025 / Bulgaristan Gezisi

Bu bölümde Filibe Eski Şehir’den anlatacağım son yer ise eski şehrin hemen girişindeki Kutsal Göğe Kabul Katedrali olacak (Church of the Holy Mother of God). 9. yüzyıldan itibaren bu alanda küçük bir kilise varmış. Kilise 1186’da yenilenmiş ve bir manastırın parçası haline gelmiş. Hem kilise hem de manastır, 1371’de şehir Osmanlılarca ele geçirilince yıkılmış.

Mevcut yapı 1844 yılında, Filibe hala Osmanlı şehri olduğu zamanlarda, şehrin ana kilisesi olarak inşa edilmiş. Bu kilise ve Filibe, 19. yüzyılda Bulgar Ortodoks Kilisesi’nin özerkliği mücadelesinin en radikal merkezi haline gelmiş. Bu kilisenin aktif mücadelesi ile de 1870 yılında Bulgar Eksarhlığı Osmanlılar tarafından tanınmış. Kilise, Bulgar Ulusal Uyanışı Döneminde de aktif rol oynamış. Üç katlı çan kulesi 1881 yılında yapılmış.

Filibe çok güzel bir şehir. Şehri 2 günde rahat rahat, doğru seçilmiş rota ile bir tam gün ve 2 gecede de gezebilirsiniz. Şimdiye kadar anlattıklarım yarım günlük turdu. Filibe’de Cuma Cami ve Roma Stadyumunun bulunduğu meydana kadar gelmiş olduk. Orada bir kahveye oturduk ve kızlar kahvelerini içerlerken, ben yerel Bulgar birasını içiyorum. Hava sıcak ve yorulduk. Biraz soluklanmamız gerek.

Kahvelerimiz bitince bu güzel şehrin kalanını anlatmaya devam ederiz.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

18.06.2025