
BULGARİSTAN GEZİMİZ HAKKINDA İLK DEĞERLENDİRMEM NE OLABİLİR?
Bulgaristan bir gezginin “Görülecek ülkeler” listesinde mutlaka bulunmalı. Bulgaristan tarihi, doğal güzellikleri, bunlardan daha da önemlisi bunları koruma anlayışına sahip halkı, devam ettirilen gelenek ve görenekleri ile seyahat listenize almanız gereken bir ülke.

1389 senesinden itibaren I. Murad’ın girişimleri ile başlayan Bulgaristan’ın fethi, Yıldırım Bayezid ile tamamlanmış ve bölge Türklerin eline geçmiş. Bu nedenle Bulgaristan’ı gezerken bu coğrafyada bazen “bizden” bir şeyler görüyor ve seviniyor, bazen de tarihi diğer taraftan dinlerken hüzünleniyorsunuz.

Bulgaristan kesinlikle “Tek renk” ülkelerden bir tanesi değil. Çok renk, çok ses ve çok kültürlülük nedenleri ile bile bu güzel ülkeyi ziyaret etmelisiniz. Aşağıdaki gül festivali geçit töreninde videoya kaydettiğim, bellerine bağladıkları büyük-küçük çanları sallayarak dans eden, yüzlerine maske takan çocuk-genç-yaşlı insanların ne yaptıklarını orada anlamamıştım. Bu yazıyı hazırlarken bunun “Kukeri ritüeli” denen, kıştan yaza geçerken kötü ruhları uzaklaştırma, bereket ve sağlık getirme amacında olan bir “Pagan” geleneği olduğunu öğrenmek ilginç geldi. Bulgaristan bu gibi renkli görüntülere şahit olabileceğiniz bir ülke.
GÜL FESTİVALİ İÇİN HANGİ ROTAYI İZLEDİK?

Bulgaristan büyük turumuz için hazırladığım 11-12 günlük turu, Türkiye’den araçla Hamzabeyli Sınır Kapısı’ndan geçerek başlatmıştım. Burgaz-Nesabar-Varna devamla bir daire çizerek Svelingrad sonrası Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye dönecek şekilde turu tamamlatmıştım. Ama bu sefer hedef farklı olunca Kapıkule’den Bulgaristan’a geçerek tura başladık. İlk gün ve ilk ziyaret yerimiz Mimar Sinan‘ın Bulgaristan toprakları içinde kalmış eseri Cisri Mustafa Paşa Köprüsü oldu.

İlk güne sığdırdığımız rotamızdaki diğer yerler sırası ile Mezek Köyü‘ndeki Trak Mezarı, Mezek Köyü Kalesi, Aleksandrova‘da Trak Mezarı, Filibe (Plovdiv) yakınlarındaki Asen Kalesi ve Backhova Manastırı oldu.

Konaklama’yı Filibe’de yaparken, akşam saatlerini Nebettepe‘den Filibe’nin panoramasını izleyerek, Filibe Eski Şehir‘e oryantasyon için sokaklarında gezerek tamamladık.

İkinci günü tamamen Filibe’yi gezmeye ayırdık. Üçüncü sabah erkenden Kazanlık’a doğru yola çıktık ve bir gül damıtım evini ziyaret edip Kazanlık Gül Festivali geçit törenine gittik.


Tören sonrası Kazanlık Bölgesel Tarih Müzesi, Kazanlık Trak Mezarı ve Kazanlık sokak pazarlarını gezip konaklama yapacağımız otele doğru yola çıktık. Balkan Dağları‘ndaki Şipka Geçidi‘nin doğal güzellikleri bizi mest etti.

Otele varmadan Şipka Anıtı gezimiz oldu. Şipka yakınlarındaki otelimize yerleştikten sonra doğa içinde yürüyüşler yaptık. Son gün ise Trevne gezimiz oldu. Trevne’ye varmadan önce Etar Etnografya Müzesi gezimizi yaptık. Konaklamayı Trevne’de yaptık ve ertesi gün de ülkeye geri döndük.

SINIR GEÇİŞLERİ NASILDI? ARAÇ KULLANMA VE DÖVİZ BOZDURMA İŞLERİ HAKKINDA TAVSİYELER
Her iki tarafın sınır geçişleri de kolay oldu. Kendi aracımızla geziyi yaptık. Geçişler iki tarafta da kolaylaştırılmış. Bulgar para birimi Leva. Ben Bulgaristan’a gitmeden Leva temin etmiş ve 1 Leva için 22,5 TL ödeme yapmıştım. Oradan Euro bozdurduğumuzda 1 Leva, yaklaşık 23,5 TL’ye karşılık geldi. Banka kredi kartı kullandığımızda ise 1 Leva’ya karşılık 23.6 TL ödedik. Euro her yerde kabul etmiyorlar. Para bozdurma için değişim bürolarını Filibe’de bulabildik. Bizim gibi gezilere hemen başlayacaksanız yanınızda biraz Leva ile gitmeniz iyi olacaktır.

Müze girişlerinde 60 yaşın üstü olduğunuzu beyan ederseniz indirim oluyor. Yaklaşık her bir müze girişi için kişi başına 3 Leva ödedik. Bazı müzelere giriş için 10 Leva ödediğimiz de oldu. Günlük yemekler için ortalama 20-30 Leva’ya iyi yemekler yedik. Kredi kartı kullanmak güvenli gibi duruyor.


Kendi aracınızla giderseniz sorun yaşamayacaksınız. Bulgaristan’da neredeyse tüm yollar “otoban” muamelesi görüyor. En azından bizim rotamız öyleydi. Bu yolları kullanmanız için önceden mutlaka “Vinyet” denen bir sisteme kayıt olmanız gerekiyor. Bunu seyahat öncesinden temin etmelisiniz. Biz 1 haftalık vinyet ücreti olarak 15 Leva ödedik. Daha uzun süre yollarda olacaksanız, ödeyeceğiniz bedel de artacaktır. HGS benzeri bu uygulamayı satın aldığınız zaman sisteme plakanız kayıt edilmiş oluyor. Bunu almadığınızda yakalanırsanız cezası var. Bu satın almayı yaptığınıza dair çıktıyı yanınızda taşımanız iyi olur. Vinyet satın almak için internet adresi https://www.bg-vignette.com/tr/. Vinyet sınır kapılarından sonra da temin edilebiliyor ama biz riske etmek istemedik ve önceden temin ettik.

Aracınızın deposunu Türkiye’den çıkarken doldurmanız daha ucuza gelecektir. Türkiye’de yakıt biraz daha ucuz. Yolların kalitesi oldukça iyi. Şeritler genelde geliş-gidiş olacak şekilde. Ancak trafik işaretleri bayağı bir sıkıntılı. 90 km hız yapabilirsiniz tabelasından 50 metre sonra, hız sınırının 50 km olması gerektiği gibi anlamsız tabelalara rastlıyorsunuz.

Aracınızı park yasağı olan yerlere asla park etmeyin. Park etmek zorunda iseniz de “Parkomat var mı?” diye mutlaka kontrol edin. Aracınızın tekerine kilit vurabilirler ve ceza ödemek zorunda kalabilirsiniz. Dolayısı ile konaklama yapacağınız otellerde ücretsiz park yeri olup olmadığını kontrol etseniz iyi olur.
OTELLER NASILDI?

Biz “Sabah erkenden sınır işini halledelim ve gece de araba kullanmayalım” diye düşündüğümüzden arife günü Edirne’de konaklama yaptık. Edirne’de Hotel Edirne Osmanlı Evleri diye bir butik otelde kaldık. Burası gerçekten eski bir konak. Sahibi Güner bey çok ilgili ve sizi orada müthiş bir kahvaltı bekliyor. Bizim programla gidecekseniz burada konaklamanızı tavsiye ederim. Pirinç karyolada rahat bir yatak ve orijinal eşyalarla döşeli bir oda sizi bekliyor.

Filibe ve Şipka’da konakladığımız oteller de çok güzellerdi. Filibe’de Evmolpia diye bir otelde kaldık. Bu otel şehrin eski bölümünün içinde. Bu nedenle Hindliyan ve Balabanov Müze Evleri gibi gezilecek yerlere çok yakın. Zaten burası da eski evlerden otele dönüştürülen bir otel. Önceden yerinizi ayırttığınız zaman aracınızın plakası eski şehrin kapısına bidiriliyor ve ücretsiz giriş yapabiliyorsunuz. Otelde her gün kişi başına bir küçük şişe şarap, peynir tabağı, çay-kahve ücretsiz olarak ikram ediliyor. Otel sahibi Hristo ve eşi sabahları size mükellef bir kahvaltı sunuyor. Yalnız saat 17:00’den sonra otele kendiniz giriş yapıyorsunuz. Otelde hiç bir görevli kalmıyor. Size otele giriş için kapı şifrelerini bırakıyorlar. Trevne’de de otel aynı şekilde işliyor.

Şipka’daki otelimiz Hotel Edilweiss ise tam da doğanın göbeğinde müthiş bir oteldi. Buzluca Anıtı‘na yakın bir lokasyonda bulunan otele erken gidip mutlaka orman içi yürüyüşler yapın. Burada akşam yemeği hem hesaplı ve hem de çok lezizdi.

Trevne’de ise Hotel Enika diye bir otelde kaldık. Trevne’de otel sayısı oldukça az. Olanlar da butik otel tarzındalar. Kaldığımız otel yeniydi. Eski şehre yürüme mesafesinde. Kahvaltı yok ama ne gam! Eski şehirde adam başı 7.5 Leva’ya standart bir kahvaltı yaptık. Zaten yemekleri de eski şehirde bolca var olan restoranlardan birinde yiyebiliyorsunuz.
ALIŞ VERİŞ DURUMLARI NEDİR?
Bu gezi sırasında almaya değer en önemli ürün gül yağı temelli kozmetik ürünler oldu. Kazanlık’da satın aldığımız ürünlerden daha ucuz olanlarını dönüşte Svelingrad‘da girdiğimiz Grand Market‘in kozmetik bölümünde gördük. Hanımların 15 Leva’ya aldıkları ürünün aynısı burada 5 Leva kadardı. Bu market içinden Mezek şaraplarından almanızı tavsiye ederim. Mezek Köyü geziniz sırasında da üzüm bağları ve şarap imalathanelerine gidebilirsiniz. Tadım yaparak satın alabilirsiniz. Bizim programda bu işe vakit ayıramadık.

Klasik işlemeli Bulgar giysileri bizimkilere pahalı geldi. Trevne tahta oyma işleri ile meşhur. İlgilisi buradan temin edebilir. Eğer yanımızda soğutucumuz olsaydı peynir alabilmeyi isterdim. Bir litrelik su marketlerde 1,5 Leva civarında. Kahve makinaları hemen her şehirde ve sokakların köşelerinde bulunuyor. Bu makinalarda bir fincan kahve, 1 Leva civarında.
SON DEĞERLENDİRMEM NEDİR?
Bu kısacık keşif gezimiz bize Bulgaristan hakkında epey bir fikir verdi. Bulgaristan gezmesi kolay, güvenli ve orta karar pahalı sayılabilecek bir ülke. Bir gezgine sunabilecek çok şeyi içinde barındırıyor. Yeter ki oraya neyi aradığınızı bilerek gidin. Ziyaret ettiğimiz tüm şehirlerde gezilecek yerler hep yürüme mesafesindeydiler.

Bulgaristan fotoğraf tutkunları için tam bir cennet. Gül Festivali geçidi rengarenk görüntülere sahipti. İnsanlardan izin istediğinizde, size seve seve fotomodellik yapıyorlar. Filibe’deki asimetrik evlerin sabah ışığındaki fotoğrafları kadar, akşam fotoğrafları da çok güzel oluyor. Hele Trevne’de saat 21:30 sonrasında akşam sokak lambaları yandığında, sokaklar fotoğraf severler için boşaltılıyor gibiydi. Bir türlü meydandan ayrılamadım. Yani akşam da fotoğraf çekmek için sokaklara çıkmanızı tavsiye ederim.


Hem Rodop Dağları ve hem de Balkan Dağları’nın yeşili gözlerinizi yoracaktır. Kazanlık yolunda, bu mevsimde yol kenarında gelincik tarlalarına da rast geleceksinizdir. Bulgaristan lavanta tarlaları ile de meşhur. Ama onun için 3 hafta sonrası, temmuz ayı başlarında, orada olmanız gerekir. Yani ya gülleri ya da Lavantaları seçeceksiniz.

Bulgaristan’da hemen her şehirde büyük-küçük bölgesel müzeler bulunuyor. Kazanlık Bölge Tarih Müzesi önemli bir müze. İhmal etmeyin derim. Tarihte Trak Uygarlığı gizemli bir halk olmuş. Kazanlık Bölgesinde Trak Kral Mezarları Vadisi bulunuyor. Bunlardan birkaç tanesini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Mezek Köyündeki Trak Mezarı orijinal olan bir mezar. Aleksandrova ve Kazanlık Trak Mezarları ise Japonların finanse ettiği orijinalin birebir imitasyonu olan mezarlar. Orijinal mezarlar, bunlarda bulunan duvar resimlerini korumak amaçlı olarak ziyarete kapatılmışlar. Seuthes III Trak Mezarı da orijinal olanlardan. Benim ilgimi çok çeken bu mezarları yeri gelince ayrıntılı olarak anlatacağım.

Bulgaristan gezileri 4/5 günlük kısa geziler şeklinde de yapılabilir. Bulgaristan’ın orta kısımlarına aracınızla bizim yaptığımız geziyi yapabilirsiniz. Bir başka rota ise Bulgaristan’ın Karadeniz ve Tuna kıyılarına aracınızla yapacağınız ve Burgaz, Nesabar, Varna, Şumnu, Ruse, Belene, Plevne, Veliko Tınova rotası olabilir. “Aracımla gitmem, oradan araç kiralarım” derseniz alternatif yol İDO’nun Sarayburnu-Burgaz deniz seferleri olabilir. Gidiş dönüş feribot bileti 100 Euro kadar. Bu yolla gidilip orada araç kiralanabilir ve aynı hat daire şeklinde yapılabilir.


Sonuncu 3/4 günlük tur ise, eğer kendi aracınızla gitmeyecekseniz, Sofya’ya uçakla veya trenle gidilip Sofya ve civar gezisi şeklinde olabilir. Dönüşü de Sofya’dan yapabilirsiniz. Ya da bunların tümünü bir program dahilinde 11-12 günde gezebilirsiniz.

Bulgaristan’da yerel halk ile anlaşabilmek sadece kırsalda sorun olabiliyor. Onu da akıllı telefonların tercüme programları ile hallettik. Büyük şehirlerde dil problemi pek yaşamadık, İngilizce anlaşma imkanınız oluyor. Kril alfabesi ile yazılı tabelaları da tercüme programları ile çözdük. Müzelerin çoğunda İngilizce metin de bulunuyor. İnternet işini otellerde wi-fi bağlantıları ile hallediyorsunuz. Ama navigasyon dahil internet işini ucuza getirmek için e Sim satın almanız iyi olur. Ben eSim io satın aldım ve ilk defa da kullandım. 5 gün için toplam 6-7 Dolar gibi gerçekten çok uygun bir fiyata işi çözmüş oldum. “Kullandığın kadar öde” paketleri, sınırlı gün kullanımlara göre başlangıçta pahalı gibi gözükse de, sonuçta daha uyguna geliyor.



Şimdilik geziden aklımda kalan ve sizlerle paylaşabileceğim notlar bunlar…
Gezekalın.
Dr Ümit Kuru
12.06.2025
