• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.071 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Volubilis

FAS’DA UNESCO KÜLTÜR MİRASI LİSTESİNDEKİ ANTİK KENTE DOĞRU

Şafşavan’dan yola çıkarak ve yine çok güzel manzaralarla dolu bir yolu takip edip, yaklaşık 3 saat (160 km) sonra Volubilis Antik Kenti‘ne vardık. İzole olması ve yaklaşık bin yıldır işgal görmemiş olması nedenleriyle Volubilis, özgün bir antik kent olarak kabul ediliyor. Sadece kalıntılarıyla değil, aynı zamanda şehir içindeki yazılı tarihi kanıtlarının büyük zenginliğiyle de Kuzey Afrika’daki en önemli ziyaret yerlerinden bir tanesi. Tüm bu nedenler onun UNESCO Kültür Mirası Listesine alınmasına da neden olmuş.

Volubilis Antik Kentine Doğru Yoldan Manzaralar-FAS GEZİSİ 2025

Bu antik kent hakkında epey kaynak okudum. Konu, konuyu açtı. Deştikçe altından tarihin mezarlığına gömülmüş krallıklar, ihanete uğramış devrik krallar, duruma göre taraf değiştiren kabileler, milat öncesinin emperyalist taktikleri, müşteri krallık kavramı, Sezar ve Kleopatra çıktı. Geziyi anlatmaya geçmeden önce bu bilgilerin bir kısmını sizlerle paylaşmak isterim.

Volubilis Antik Kenti, Meknes’in yaklaşık 33 km kuzeyinde verimli bir ovanın ortasında bulunuyor. Volubilis ismi antik metinlerde de geçiyor. Zaten bölgede MÖ 11. yüzyıldan beri yaşayan Berberi ve yarı göçer kabileler var olmuşlar. Volubilis ismi de muhtemelen Berberi dilindeki “Oualili” kelimesinden türemiş. Bu kelime “Oleander” yani “Zakkum” bitkisinin yerel halkın dilindeki ismine karşılık geliyormuş. Zakkum, bölge ve yakınlarında bol miktarda yetişen bir bitki. Kent ismi Arap kaynaklarında ve sitenin erken dönem Arap paralarında ‘Walila‘ olarak değişikliğe uğramış. 19. yüzyıldan itibaren kalıntılar ‘Ksar Faraoun’, yani “Firavunların Kalesi” olarak da bilinmiş.

Antik Dönem Kuzey Afrika Krallıkları

Moritanya ve Numidya adları ile tarihte yerini almış iki antik krallık var. “Krallık” diye anılsalar da, bu iki devlet insanları aslında kökenleri Berberi kabul edilen insanların oluşturduğu yarı göçer kabileler. Bunların birbirleri ile komşulukları ve tarihsel süreçte zaman zaman birbirleriyle ilişkileri ve bolca da düşmanlıkları olmuş. Önce Fenikeliler, 6. yüzyıldan itibaren de Kartacalılar bölgeyi kolonize etmişler. Bu kabilelerin insanları Kartaca ordusu için çok iyi süvari askerleri bile olmuşlar. İşte zakkum çiçeğinden ismini alan Volubilis‘in ortaya çıkması o dönem Kartacalılar zamanına kadar gidiyor.

Volubilis Antik Kent Girişi FAS GEZİSİ 2025

Numidya Krallığı günümüz Cezayir’inin doğu ve orta kesimlerinde, Moritanya Krallığı ise günümüz Fas’ının kuzeyi ve Cezayir’in batısında yaşayan kabilelerinin krallıkları olarak geçiyor. Kartaca kolonize ettiği Kuzey Afrika toprakları üzerinden iki kıta arasındaki deniz ticaretinin kaymağını yerken, ortaya bir rakip çıkıyor; Roma İmparatorluğu.

Milattan önce 3. ve 1. yüzyıllar arasında başlayan ve Kartaca ile Roma arasında yüzyılı geçkin süren Pön Savaşlarından ikincisinde bu bölge kabileleri önemli rol oynamışlar. Birisi (Moritanya) Kartaca müttefiki olmuş ve hep de öyle kalmış. Numidya ise başlangıçta Kartaca ile müttefikken, sonradan Roma ile müttefik olmuş (Artık Roma nasıl kandırdıysa!). Roma ve müttefiki Numidya Krallığı savaşlarda galip gelerek Kartaca’yı yenmişler. Zaman içinde de Kartaca tarihin sahnesinden silinmiş. Numidya Krallığı’nın ödülü de Moritanya Krallığı’nın toprakları olmuş (MÖ 202 yılları).

I. Juba

Bölge, Roma’nın vasılı olan Numidya Krallığı altında gelişmeye başlamış. Moritanya zeytin başta olmak olmak üzere tahıl, mermer, kereste ve hayvancılık bakımından oldukça üretken bir bölgeymiş. Bu topraklardan Roma’ya, arenalarda kullanılmak üzere vahşi hayvanların ticareti bile yapılıyormuş. Moritanya kıyıları, antik çağda çok değerli olan salyangoz bazlı bir boya olan Tyrian moru üretmesiyle de ünlenmiş. Biliyorsunuz mor renk o dönemler için elde edilmesi zor bir renktir ve Roma soyluları da giysilerinde bu renk oldukça soyludurlar!

Kuzey Afrika’nın bu bölge topraklarındaki Roma egemenliği, yerel yönetimle bir tüccar zihniyeti ilişkisi düzeyinde kalmış. Roma, kendisinin atadığı ve kendisi adına bölgeyi yöneten Numidya’nın hiçbir zaman kendine rakip olacak kadar büyümesine de izin vermemiş. Bu durumda emperyalist bir devlet ne yaparsa Roma’da onu yapmış; Bölmüş ve yönetmiş. Sezar, Berberi Kabileleri yeniden birleştirme gayretine girişen Numidya Kralı I. Juba‘yı savaşta yenmiş, oğlu II. Juba‘yı bebekken Roma’ya götürmüş ve bölgeyi ilhak ederek yeniden bir düzen vermiş. Bölgeye atanan ve Roma’ya tabi yöneticiler üzerinden ticari bir ilişki temelinde “müşteri krallık” ve “müşteri kabileler” ortaya çıkmış.

Yetim bırakılmış ve bebek halde Roma’ya götürülmüş II. Juba, Roma’da tam bir Romalı gibi yetiştirilmiş. II. Juba Julius Sezar ve daha sonra da büyük yeğeni Octavian (geleceğin imparatoru Augustus) tarafından büyütülmüş. Kendisi gibi bir başka yetim olan ve Mısır Kraliçesi Kleopatra ile Roma İmparatoru Mark Antony’nin kızı olan prenses Kleopatra Selene ile evlendirilmiş. Böylece Sezar’ın yendiği ve kendini öldüren devrik Numidya Kralının oğlu Juba II, Augustus’un damadı da olmuş. Hem Juba II ve hem de Selene Kuzey Afrika asilleriydi. Her ikisinin ebeveynleri de Roma’ya yenilmişti ve kendilerini öldürmüştü. İkisi de öksüz kalmış ve Roma’ya götürülüp bir zafer töreninde gösterilmiş ve sonrasında da ebeveynlerinin düşmanlarının evinde Roma geleneklerini öğrenerek büyümüştü. Roma İmparatoru Augustus, II. Juba’yı Moritanya Kralı ilan etmiş ve bölgeyi kendisi adına yönetmek üzere, bebekken çıkarıldığı topraklara, geri yollamış. Bu iki soylu ve yetim çoçuk, Volubilis başta olmak üzere, bölgenin kaderini değiştirmiş.

Capitoline Tapınağı-Volubilis FAS GEZİSİ 2025

Volubilis Kenti gelişimi esas olarak Kral II. Juba’nın (MÖ 29-MS 23 civarı) Augustus tarafından Numidya’ya yerleştirilmesinden sonra olmuş. O zamana kadar Kuzey Afrika toprakları uzun süredir Roma kontrolü altındaydı. Juba, saltanatının başlarında başkentini yakınlardaki Moritanya’ya taşımış ve çabalarını bu bölgeye yoğunlaştırmış. Artan ve Roma tarafından sağlanan güvenlik sayesinde (Patronaj-Müşteri Krallık sistemi) bölgenin nüfusu ve refahı MS ilk iki yüzyılda önemli ölçüde artmış. Juba ve Kleopatra’nın yönetimi altında Moritanya Krallığı modernleşmiş ve gelişmiş. Çift, Moritanya topraklarını refaha kavuşturmuş ve bölge daha da önemli bir ticaret merkezi haline gelmiş. Roma ve Augustus’a bağlılıklarından da bir an bile vazgeçmeyen Juba ve Kleopatra, 35 yaşında Selene hayatını kaybedene dek Moritanya Krallığı’na başarılı bir şekilde hükmetmişler. Aralarında Volubilis’in de bulunduğu birkaç yerli şehir iyice gelişmiş. Ancak Atlas Sıradağları’nın ötesine geçmeyi düşünmeyen ve doğal sınırlarını burası kabul eden Roma, Berberi nüfusun çoğunluğunun bulunduğu iç kısımlardaki Berberi halka dokunamamış. Buraları Roma medeniyetinden ve nimetlerinden pek etkilenmeyerek potansiyel isyan bölgeleri olarak kalmışlar.

Volubilis Antik Kenti Girişi- FAS GEZİSİ 2025

Roma İmparatorluğu bu! Sınırları içerisinde fazla büyümüş, biraz palazlanmış ve kendi başına bağımsız hale gelebilecek topluluk, devlet olmasını, birilerinin fazlaca sivrilmesini filan istemez. Juba’nın oğlu Moritanyalı Ptolemy, MS 40’ta İmparator Caligula tarafından öldürüldüğünde, II Juba’nın hanedanlığı da, Moritanya Krallığı da sona erdirilmiş. Arkasından gelen Berberi isyanı ise Roma tarafından bastırılmış. Bu isyana, büyük muhtemeldir ki Volubilis, Roma taraftarı olarak destek vermiş. İşte bundan sonra Volubilis, imtiyazlı ve daha zengin Volubilis olmuş. Statüsü, “Municipium” (belediye) rütbesine yükseltilmiş. Yani yeni oluşturulan Roma Eyaleti Moritanya Tingitana‘nın bir belediyesi olmuş. Volubilis halkı, kısmen de olsa Roma vatandaşı haklarına kavuşmuş. Halka vergi ayrıcalıkları gelmiş, evler Roma zengin evleri gibi mozaiklerle kaplanmış. Tapınaklar, bazilikalar, hamamlar, zafer takları hep bu dönemden sonra ortaya çıkmış. Yani Volubilis Romanizasyona uğramış; Romalılaştırılmış”.

Adliye Bazilikası-Volubilis FAS GEZİSİ 2025

Volubilis, 285 yılları civarında yerel kabilelerin eline geçmiş ve Roma İmparatorluğu’nun güneybatı sınırında olması ve savunulamaz olması nedeniyle Roma tarafından bir daha da asla geri alınamamış. En az 700 yıl daha, önce Latinleştirilmiş bir Hıristiyan topluluğu, ardından erken bir İslami yerleşim yeri olarak yerleşim görmeye devam etmiş. 8. yüzyılın sonlarında, Fas’taki İdris Hanedanının kurucusu İdris bin Abdullah’ın başkenti olmuş. 11. yüzyılda iktidar merkezi Fez’e taşındıktan sonra Volubilis terk edilmiş. 18. yüzyıldaki büyük depremle şehir yerle bir olmuş. Meknes’i inşa etmek için taş malzeme arayan Alevi Hanedan yöneticileri, kaynak olarak Volubilis Antik Kentini bulmuşlar. Bundan sonra da depremin ve insanların hoyrat davrandığı bu antik şehir bir nevi ölüm uykusuna yatmış.

Volubilis Antik Kenti- FAS GEZİSİ 2025

Bu şehrin yeniden eski önemine kavuşması, ne ilginçtir ki, yeni emperyalist Fransa ile olmuş. 1915 yıllarında Fransız arkeologların kazıları başlamış. Fransız arkeolog grubu sitedeki Roma dışı diğer kalıntıları “atık” olarak kabul ederek alandan temizleyince ortaya büyük çoğunlukla Roma kenti olma özelliği ile bir kent çıkmış. Unutmamak lazım ki bir dönemde ilk Fas hanedanlarından İdrisilerin başkenti Volubilis’ti ve alanda mutlaka İslami dönemden daha çok eser de vardı. Bugün Volubilis’i gezerken çoğu yerde adeta yeniden inşa edilmiş bir şehir görüyorsunuz. Bazı mozaikler bile aslına uygun olarak yeniden yapılmış.

Özet olarak diyebilirim ki; Volubilis’i, bazilikası, tapınakları, mozaikli evleri ile bu topraklardaki bir Roma kenti olarak düşünebilirsiniz. Doğrusu ben de alanı gezerken böyle düşünmüştüm. Ancak aslında konuyu bu şekilde değerlendirmemek gerekir. Volubilis, Moritanya Krallığı sona erdirildikten ve Moritanya Tingitana Eyalet düzenine geçildikten sonraki 250 yıl boyunca Roma şehri olmanın gerektirdiği birçok özelliği kazanmış. Bu nedenle Volubilis’i bir Roma şehrinden ziyade, “Romalılaştırılmış” bir şehir olarak tanımlanmak daha doğru olacaktır. Kuzey Afrika’daki Timgad, Lepcis Magna gibi antik şehirler eksiksiz ve oldukça muhteşem denen Roma şehrileri olsalar da, Volubilis bunlardan biri değildir.

Roma İmparatorluğu sınırlarında kentsel gelişmeyi ve Romalılaşmayı (Romanizasyon) göstermesi ve Roma ile yerli kültürler arasındaki ara bir kültürü göstermesi bakımından olağanüstü bir öneme sahip bu antik kenti sizlerle gezmeye başlayabilirim artık.

Volubilis Antik Kenti 42 hektarlık bir alanı kaplıyor. Kentin yazılı kaynaklardaki varlığı MÖ 3. yüzyıla kadar, alandaki arkeolojik kalıntılar ise en erken 2. yüzyıla kadar uzanıyor. Fez ve Meknes imparatorluk şehirleri arasında, Moritanya Krallığının idari merkezi olan Volubilis, aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun en uzak şehirlerinden biri olarak görülüyordu. En kalabalık zamanında 20.000’den fazla sakine ev sahipliği yapıyormuş. Zeytinyağı başta olmak üzere çeşitli ürünlerden elde edilen gelirlerle Kuzey Afrika’da o dönemin en zengin yerleşkelerinden biri kabul ediliyor. Kent zamanında müthiş bir mimari zenginliğe sahip olması yanında, aynı zamanda Roma, Mağribi, Pön (Kartaca), Arap-İslam ve Hıristiyan kültürlerinin etkilerini de barındırmaktaydı.

Capitoline Tapınağı-Volubilis FAS GEZİSİ 2025

Geziye Capitoline Tapınağı‘ndan başladık. Yazıtlara göre bu tapınak 219 yılında eyalet valisi tarafından yaptırılmış ve Roma İmparatoru Macrinus’a adanmış. Tapınak, Roma tanrıları Jüpiter, Juno ve Minerva’nın heykellerini barındırıyormuş.

Romalılara göre tapınak, içinde barındırdığı tanrının (Jüpiter) evi olarak kabul ediliyor ve içindeki heykel, onun yaşayanlar arasındaki gerçek varlığını gösteriyordu. Tapınağın karşısında, inananların önünde toplandığı kurban sunağı var.

Volubilis Adliye Bazilikası- FAS GEZİSİ 2025
Volubilis Adliye Bazilikası- FAS GEZİSİ 2025

Volubilis’in en görkemli binası Adliye Bazilikası. Batı cephesi, yarım daire biçimli bir kemerle örtülü ve sütunlarla ayrılmış sekiz bölmeyle foruma açılıyor. Bazilikanın işlevi, atanmış Roma Baş Yargıçlarının yönetim binasıydı. Belediyenin yönetimiyle yakından bağlantılıydı. Bu binanın önünde toplantıların yapıldığı forum vardı.

Decumanus Maximus, Volubilis / FAS GEZİSİ 2025

Decumanus Maximus, Volubilis antik kentinin doğu-batı yönündeki ana caddesiydi. Her iki tarafında kaldırımlar vardı, kemerli revaklar ve dükkanlarla çevriliydi. En prestijli evler, Decumanus Maximus’un üzerindeki dükkan sıralarının arkasında yer alıyordu. Yolda taşlar altında, o dönem için çok ileri seviyede sayılabilecek temiz ve atık su kanal sistemi bulunuyordu.

Decumanus Maximus, Volubilis / FAS GEZİSİ 2025

Site içinde geziye devam ettikçe zafer takına geliyorsunuz. Volubilis’teki Caracalla Zafer Takı, MS 216 tarihi civarında Volubilis sakinlerine Roma vatandaşlığı bahşeden ve onları vergi ödemekten muaf tutan İmparator Caracalla’nın onuruna dikilmiş.

Caracalla Zafer Takı-Volubilis FAS GEZİSİ 2025

Volubilis hamamlar bakımından da döneminin ileri gelen kentlerinden bir tanesi. Aşağıda ise, Decumanus Maximus üzerinde halka açık çeşmeyi görüyoruz.

Volubilis Antik Kentinde zengin evleri çok gösterişliler. Volubilis’teki Desultator Evi gezdiğimiz mozaik evlerden ilki oldu. Bu mozaikte “PISCAT” (balık tutuyor) yazısıyla zenginleştirilmiş bir balık tutma sahnesi görüyoruz.

Desultator Evi-Volubilis FAS GEZİSİ 2025

Mozaik evlerin en görkemlilerinden birisi “Uyuyan Ariadne ile karşılaşan Dionysos/Baküs’ü gösteren bir sahnenin çerçevelendiği zemin mozaiği ile Süvari Evidir. Bu evin adı, kazılarda bu evden çıkartılan bronz bir atlı heykelden geliyor.

Atlet Evi Volubilis’te ziyaret ettiğimiz bir diğer zengin evi oldu. Mozaikte bir atlet, geriye doğru eşeğe binerken tasvir ediliyor.

Atlet Mozaiği Evi-Volubilis / FAS GEZİSİ 2025

Decumanus Maximus’un diğer tarafında kısmen restore edilmiş Sütunlu Ev‘i ziyaret etik. Bu evin girişi oldukça görkemli. Büyük dairesel havuzu, bükülmüş sütunları ve başlıklarıyla dikkat çekiyor.

Sütunlu Ev- FAS GEZİSİ 2025
Sütunlu Ev- FAS GEZİSİ 2025

Volubilis Antik Kenti, Fas gezimizdeki pek çok yer gibi eksik ve gezmekle tadı damağımızda kalan yerler arasında oldu. Zaman darlığı ile alanda görebileceğimiz başka yerleri göremeden alandan son fotoğraflarımızı çekerek ayrıldık.

Hayatımızda iki şeyi yanyana getirmek ne kadar zor; Para ve zaman. Gezmek için paranız olsa, çalışırken zamanınız olmuyor. Sayılı gün gezmek ne kadar üzücü!

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

10.05.2025