• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.068 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Genel Bilgiler

“Fas hakkında ne söyleyebilirsin? Fas’ı kısaca nasıl tanımlarsın?” diye sorsanız, bir çırpıda söyleyebileceklerim şunlar olabilir; Egzotik, modernite ve eskiyi/geleneği bir arada barındıran, kendine özgü mimarisi olan, çok farklı iklimlerin aynı anda yaşanabildiği, güzel insanların yaşadığı bir coğrafya. Arap, Berberi, Afrika, ve Avrupa kültürlerinin yüzyıllar içerisinde güzelce harmanlandığı bir ülke. Fas gezi yazımın ilk bölümünü Fas ile ilgili izlenimlerime ve tavsiyelerime ayırmıştım. Bu bölümü ise Fas hakkında genel bilgileri vermeye ayırdım. Aşağıdaki Fas haritası, aynı zamanda bizim gezide takip ettiğimiz rotayı da gösteriyor.

KAZABLANKA’DAN BAŞLAYAN VE MARAKEŞ’DE BİTEN ROTA/FAS GEZİSİ 2025

Fas bir Mağrip ülkesi. Mağrip dediğimiz zaman Arap Dünyasının batı kısmını anlıyoruz. Bölge, Cezayir, Libya, Moritanya, Fas ve Tunus dahil olmak üzere Batı ve Orta Kuzey Afrika’yı kapsar. Mağrip ayrıca Batı Sahra’nın tartışmalı bölgesini de içerir. Tarihsel olarak bu tanım içine, bir zamanlar Müslüman idaresi altındaki İber Yarımadası, Malta ve Sicilya’yı da katabiliriz. Günümüzde Mağrip, dar manada Tunus, Cezayir, Fas ve Batı Sahra’yı içerir. Libya ve Moritanya‘nın da bunlara eklenmesiyle “Geniş Mağrip” diye adlandırılabilecek bölge ortaya çıkar. Daha da ayrıntıya girersek El-Mağrabü’l-Aksa (En Uzak Batı) Fas’ı tanımlamak için kullanılmıştır. El-Mağrabü’lEvsat (Orta Batı) Cezayir’i, El-Mağrabü’l Edna (Yakın Batı) ise Tunus’u tanımlamak için kullanılmıştır.

Resmi adı ile Fas Krallığının yüz ölçümünü kaynaklarda farklı olarak görebilirsiniz. Kaynakların büyük çoğunluğu Fas’ın yüz ölçümünü 446.550 km2 olarak bildirir. 1975’te Fas, Batı Sahra’nın eski İspanyol kolonisini ilhak etti. O zamandan beri, Fas ve yerli Sahra halkı arasında devam eden bir toprak anlaşmazlığı konusu mevcut. Bu nedenle bir kısım kaynaklar Batı Sahra’nın 267.028 km2 tartışmalı topraklarını, Fas toprakları olarak kabul ederek ülkenin yüz ölçümünü 720.000 km2 olarak yazıyor. Fas bayrağında, yukarıda görüldüğü gibi, kırmızı zemin üzerinde yeşil renkte Mühr-ü Süleyman olarak bilinen beş köşeli yeşil yıldız bulunur. Yıldız İslam’ın beş şartını temsil etmektedir.

Ülke nüfusu ise 37,5 milyon civarında ve kişi başına düşen milli gelir 2023 yılı Dünya Bankası verilerine göre 3771 USD.  Fas, Afrika’nın 6. büyük ekonomisine sahip. Tarım, fosfat gibi bazı mineraller ve turizm ülkenin ana gelir kaynağını teşkil ediyor. Refahı çok olan bir ülke değil ama aşağıdaki fotoğraftaki gibi evsizleri çok fazla da görmedik.

TAYFUN ÇALKAVUR FOTOĞRAFI-FAS GEZİSİ 2025

Fas topraklarında yerleşime ait bulunan izler millattan önce 8000 yılına kadar gidiyor. Tarihçiler bu topraklarda yaşayan ve Berberilerin ataları kabul ettikleri Amazigh adlı bir halkın varlığında hemfikirler.

Onlarla temas edenlerin Fenikeliler ve Akdeniz Koloni Devletleri olduğu, Romalıların bölgeye gelişinin ise onlardan sonra olduğu biliniyor. Bizim de gezdiğimiz Volubilis Antik kenti, Fas’taki Roma varlığının en güzel örneğidir.

VOLUBİLİS ANTİK KENTİ-FAS GEZİSİ 2025

Daha sonra 7. yüzyılda bölgeye Müslüman Araplar gelirler ve Berberi halkı asimile ederler. Arap kökenli İdrisi Hanedanı kurucusu İdris, bu topraklardaki ilk büyük Müslüman hanedanlığını kurar. İdrisiler önce Volubilis ve sonra da Fes‘i başkent yaparak yaklaşık olarak 200 yıl hüküm sürerler. Bu döneme ait gezdiğimiz en önemli eser  Fes Şehrindeki El-Karaviyyin (Al-Qarawiyyin) Üniversitesidir.

İdrisi Hanedanlığı sonrası bölgenin tarihinde bağımsız kabilelerin yönetimleri ortaya çıkar ve 11. yüzyıla kadar bu şekilde ulaşılır. Ülkenin özellikle iç kesimlerinde İslamiyetin gevşek ve kötü uygulandığını iddia eden Berberi kökenli Murabıtlar 1050-1147 yılları arasında bölgede yönetimi ele geçirirler. İslamiyetin en katı hali ile uygulandığı bu dönemde, en geniş toprak kazanımları olur. Murabıtlar döneminde tüm Mağrip ülkelerine ve İspanya’nın büyük bölümüne hakim olunduğunu görüyoruz.

MARAKEŞ SURLARI-FAS GEZİSİ 2025

Marakeş Şehri Murabıttlar döneminde inşa edilmiş. Bu şehrin medinasının duvarları bu dönemden ayakta kalan ve Marakeş’te görebileceğiniz nadir eserlerden. Marakeş’te günümüze kadar ulaşan ve Murabıt mimarisinin en önemli örneği olan Murabbıt Kubbesi‘ni (Qubbat al-Ba’diyyin) gezemeden geldik. Siz bu önemli eseri Marakeş’i gezerken mutlaka programınıza ekleyin.

By R Prazeres-Wikipedia. MURABIT KUBBESİ-MARAKEŞ

Murabıtların gündelik hayatta İslamiyeti katı uygulama biçimine tepkiler sonucu bir başka Berberi kabilesi olan Muvahhid Hanedanlığı yönetimi ele geçirmiş (1147-1248). Marakeş’teki Kutubiyya Camisi, Rabat’taki Hassan Kulesi ziyaret edebildiğimiz Muvahhid dönemi önemli eserlerinden.

Muvahid Hanedanlığından sonra Berberî kökenli Merinid Hanedanlığı bölgeyi bir süreliğine yönetmiş (1244-1465). Fes kentinde gezdiğimiz Al-Attarine Medresesi,  Merinid döneminden kalma müthiş bir eser.

EL ATTARİNE MEDRESESİ FES / FAS GEZİSİ 2025

1465 Fas isyanı diye bilinen bir isyanla Wattasi Hanedanı, Merinid Hanedanlığı yönetimini sonlandırmış. Bu dönemde bölgede yaşayan çok sayıda Yahudi’de katledilmiş. Wattasiler hatırı sayılır bir yönetim şekli gösterememişler ve Saadi Hanedanlığı tarafından yıkılmışlar. Saadiler’in tarih sahnesine çıktığı dönemde Fas’ın Akdeniz kıyıları İspanyollar, Atlantik sahilleri Portekizliler tarafından işgal edilmişti. Saadi Hanedanları kendilerini Hz. Peygamber’in torunu Hasan’ın soyundan olarak kabul ederler. Portekizler’den Atlantik kıyılarındaki toprakları geri almanın getirdiği kahramanlık ve Peygamber soyundan gelmelerinin dini önemi gibi sebeplerle Saadiler bölgedeki iktidarlarını pekiştirmişler. Arap kökenli Saadi Hanedanları 1549-1659 yılları arasında Fas’ı ve Batı Afrika’nın bazı bölgelerini yönettiler. Böylece Fas topraklarının yönetimi Berberilerden, yeniden Arapların eline geçmiş oldu. Saadilerin bu başarıları Cezayir’in tümüne hakim olan Osmanlıları rahatsız etti.

CEZAYİR VALİSİ RAMAZAN PAŞANIN FES KENTİNİ SAADİLERDEN ALDIĞINI GÖSTEREN MİNYATÜR

Osmanlı İmparatorluğu ile Saadiler arasındaki ilk diplomatik ilişki 1548 yazında Marakeş’e gelen Türk elçisi aracılığıyla olmuş. Osmanlı himayesindeki Vattasîler lehine girişimde bulunan Osmanlı Elçisi, Kanuni Sultan Süleyman‘ın mektubunu takdim ederek Saadilerden Vattasî başkenti Fes’in kuşatılmasının kaldırılmasını talep etmiş. Mektupta; Saadi Sutanı I. Muhammed‘in Sultan unvanı tanınmazken “Arap kabileleri Şeyhi” (Şeyh ül-Arab) hitabında bulunulmuş. Buna mukabil Fas Sultanı talebi reddederken, Kanuni Sultan Süleyman için “Balıkçılar ve kayıkçılar Sultanı” unvanını kullanmış. Böylece Osmanlı-Saadi ilişkileri gergin bir şekilde başlamış. Saadi Sultanları Osmanlı’nın en kudretli döneminde, en kudretli padişahının kızdırılmasına neden olmuşlar ve Osmanlı’nın Fas’a olan ilgisi de böylece başlamış. Osmanlı, zaman zaman Portekiz, zaman zaman da İspanyolların desteği ile kendisine kafa tutan Saadilerle epey uğramış. Osmanlı onlarla ya savaşmış yenmiş ya da donanmayı gönderip sopa göstermiş. Osmanlı, Saadi Hanedanlarını zorla hizaya getirip Osmanlı adına yönetici bırakarak Cezayir’e döndüğünde, Saadiler ayaklanmalarla iktidarı tekrar ele geçirmişler.

Saadi eserlerini Fas’ın birçok kentinde görebilirsiniz. Ben en çok Marakeş’teki Saadi mezarlarını görmeyi istedim. Onu da göremeden geldim ve aşağıya da internetten fotoğrafını yerleştirmek zorunda kaldım. Bu mezarlar bence Fas gezi programınızda İhmal edimeyecek yerler arasındadır.

By Matt Kieffer from London-Wikipedia SAADİ MEZARLARI-MARAKEŞ

Fas’da Saadi Hanedanlığının da sonu gelmiş. 1666 yılından itibaren bölgede Alevi Hanedanlığı hüküm sürmeye başlamış. Bu hanedan da Hz. Muhammed’in torunu, Hz. Ali’nin oğlu Hasan ve Hz. Muhammed’in kızı Fatıma aracılığıyla Hazreti Muhammed’in soyundan geldiğini iddia ediyor. Alevi Hanedanlarından Sultan al-Rashid, tüm ülke üzerinde otoritesini kuran ilk kişi olurken, en güçlü merkezi yönetimi sağlayan ise hanedandan Moulay Isma’il olmuş. Alevi Hanedanlığı halkının, 13. yüzyılda Hicaz’daki Yenbu Bölgesini etkileyen kuraklık nedeniyle göç eden ve Kuzey Afrika’ya yerleşen göçmenlerin torunları olduğuna inanılıyor. Moulay Isma’il‘in ölümünden sonra bölgeye İspanyol ve Fransızların ilgisi başlamış. 1904 yılında Fransa ve İspanya, Fas toprakları üstünde nüfuz bölgeleri oluşturmuşlar.

Fas, 1912’ye kadar Alevi yönetimi altında bağımsız kaldı ve daha sonra Fransız himayesine girdi. ‘Alevi Sultanları, 1956’da Fas bağımsızlığını yeniden kazanana kadar Fransız sömürge yönetimi altında monarşik düzeni devam ettirmişler. Fas’lılar, Fransızların ülkeyi filen yönettiği bu dönemi “sömürge” olarak değil , “himaye” dönemi olarak görüyor. Hiç aklıma yatmayan ve özgürlüğü seven Bedevi halka yakıştıramadığım bir yaklaşım.

KRAL V MUHAMMED

Fransa, Fas’da milliyetcilik duyguları başlayınca 1953’te çok saygı duyulan Sultan V. Muhammed’i sürgüne göndermiş ve yerine sevilmeyen Muhammed Ben Aarafa’yı getirmiş. Ben Aarafa’nın saltanatı, ülkede yaygın olarak “gayri meşru” olarak algılanmış ve Fransız yönetimine karşı aktif bir muhalefeti ateşlemiş. Fransa, V. Muhammed’in 1955’te ülkeye geri dönmesine izin vermiş ve 1956’da Fas bağımsızlığını yeniden kazanmış. Fransızlar, Fas’a bağımsızlıklarını geri verdiklerinde iktidarda olan V. Muhammed resmen “Kral” unvanını almış ve Fas o zamandan beri artık resmen Fas Krallığı olarak biliniyor. İspanya, aşağıdaki haritada görüldüğü gibi, Fas topraklarındaki Ceuta ve Melilla olmak üzere iki kıyı bölgesini bugün hala elinde tutuyor.

Kral V. Muhammed’in ölümünden sonra, Kral II. Hasan tahta geçiyor. Kral Hasan 350.000 sivil gönüllünün İspanyol Sahrası’na geçmesini emreden (Yeşil Yürüyüş) kral olarak tarihte yerini almış. Bu eylem sonrasında İspanya bölgeden ayrılmayı ve onu Fas-Moritanya ortak kontrolüne devretmeyi kabul etmiş. Sonradan Fas güçleri bölgeyi işgal etmişler. Şimdiki Fas kralı VI. Muhammed, II. Hasan’ın oğlu ve kral olarak halen ülkeyi yönetiyor.

KRAL II. HASAN VE KRAL VI. MUHAMMED

Bugün Fas’ta kral halk tarafından çok seviliyor. Ülke medeni hukukta şeri hükümlerle yönetilse de, ticari konularda batı hukuku uygulanıyor. 1990’larda Kral Hasan ekonomik ve politik liberalleşmeye doğru büyük adımlar atmış. Oğlu VI. Muhammed’de bu reformları sürdürme sözü vermiş. Muhammed VI döneminde Fas Hükümeti, 2003 Moudawana Aile Statü Kodu Reformu ve 1956’dan 1999’a kadar insan hakları ihlali iddialarını araştıran 2006 Eşitlik ve Uzlaşma Komisyonu da dahil olmak üzere bir dizi ekonomik, politik ve sosyal reform gerçekleştirmiş. Kralın Hz Muhammed’in soyundan geldiği inancı, dindar halk üzerinde yönetimini kolaylaştıran önemli bir faktör. Ancak kralın yaptığı modern reformlar, onun halk gözündeki kıymetini arttırırken, sevilmesini de sağlıyor.

Fas nüfusunun %99’unu Arap ve Berberi etnik grupları teşkil ediyor. Bir zamanlar bu topraklarda çok yoğun olan Yahudi nüfusu bugün 4000 civarında, Hristiyan nüfusunun ise 1.000’den az olduğu tahmin ediliyor. Halkın %99,99’u Müslüman.

Arapça, Fas’ın resmi dilidir. Ancak Fransızca yaygın olarak öğretilir ve ticaret ve hükümetin birincil dili olarak hizmet eder. Fas günlük konuşma Arapçası, Arapça, Berberi ve Fransız lehçelerinin benzersiz bir kombinasyonundan oluşuyor. Çoğunlukla kırsal alanlarda yaşayan yaklaşık 10 milyon Faslı, Arapçanın yanı sıra üç Fas Berberi lehçesinden birini (Tarifit, Tashelhit ve Tamazight) de konuşuyor. İspanyolca da ülkenin kuzey kesiminde kullanılıyor. Kralın reformlarından biri de Berberice dil varlığının inkar edilmemesi. Yollarda tabelalarda hem Arap’ça ve hem de Berberice yazıları bir arada göreceksiniz.

Fas Anayasası, Fas yönetimini bir Parlamento ve bağımsız bir yargıya sahip monarşi olarak öngörüyor. Kral, Bakanlar Kurulu’na başkanlık ediyor, yasama seçimlerini takiben başbakanı atıyor, başbakanın önerilerini dikkate alarak hükümetin tüm üyelerini atıyor ve kendi takdirine bağlı olarak herhangi bir bakanın görev süresini sonlandırabiliyor. Parlamentoyu feshedebilme, yeni seçimler talep edebilme veya kararname ile yönetebilme hakları var. Kral, ordunun Başkomutanıdır ve ülkenin dini lideri olan Amir al-Mou’minin unvanını taşır. Nihai yetki Kral’dadır. Kral devletin, ordunun ve yürütmenin yani herşeyin tek hakimi durumundadır. Fas’da dağlarda taşlarda Arapça yazılar göreceksiniz; Allah, Vatan ve Kral. Bu yazılarda kralın konumu halka sık sık hatırlatılıyor.

ALLAH, VATAN, KRAL YAZILARI. FAS GEZİSİ 2025

Çoğu insan, ülkeyi Sahra Çölü’nden ayıran Atlas Dağları’nın batısında yaşar. Kazablanka ticaret ve endüstrinin merkezi ve önde gelen limandır. Rabat hükümetin merkezidir. Tanca İspanya’nın giriş kapısıdır ve aynı zamanda önemli bir limandır. “Arap” Fes, kültür ve din, “Berberi” Marakeş ise önemli turizm merkezleridir.

Fas’ta eğitim ilkokula kadar (15 yaş) ücretsiz ve zorunludur. Yine de birçok çocuk (özellikle kırsal kesimdeki kızlar) okula gitmez. Ülkenin okuryazarlık oranı, hem cinsiyet hem de konum açısından eğitimde keskin uçurumlar olduğunu ortaya koyuyor. Ülke çapında okuryazarlık oranları kadınlarda %39 ve erkeklerde %64 olarak tahmin edilirken, kırsal kesimdeki kadın okuryazarlık oranı yalnızca %10’dur.

FAS’TA KIRSALDA KÖY EVLERİ. FAS GEZİSİ 2025
ZELLİJ ÇİNİ SÜSLEME-BAHİA SARAYI DUVARLARINDAN-MARAKEŞ / FAS GEZİSİ 2025

Fas hakkında genel bilgiler verirken Fas mimarisinden bahsetmezsek olmaz, bilgiler eksik kalır. Bu coğrafyada Kuzey Afrika’daki Amazigh (Berberi), İslam öncesi Roma, Bizans, Vizigot ve İslami Orta Doğu’daki çağdaş sanat akımlarından gelen etkilenmeler olmuş ve hepsinden bir kısım özellik bir arada harmanlanmış.

BAHİA SARAYI TAVAN SÜSLEMELERİ-MARAKEŞ/ FAS GEZİSİ 2025

At nalı kemerler, riyad bahçeleri, ahşap, oyma sıva ve zellij çini işçiliğinde ayrıntılı geometrik ve arabesk motifler yüzyıllar süresince bir araya gelmişler.

Medina, sadece Fas’ta değil, Kuzey Afrika’nın birçok ülkesinde bulunan bir kasaba veya şehrin eski kısmıdır. Genellikle duvarlarla çevrilidir ve dar sokaklar, çeşmeler, saraylar ve camiler içerir. Birçok medina, arabaların geçemeyeceği kadar dar sokakları nedeniyle araç trafiğine kapalıdır. Yalnızca Bab adı verilen eski şehir kapılarından içeriye girebilirsiniz. Evlerin neredeyse hepsi penceresiz geleneksel tarzdadır. Evler ya beyaz ya da o şehre özgü bir renkte boyanmıştır. Örneğin, Marakeş’teki medinada evler turuncu-kırmızı, Şafşavendekiler mavi ve Essaouira’daki evler beyaza boyanmıştır.

AİT BENHADDOU KASR FAS GEZİSİ / 2025

Berberi dilinde bir Ksar (veya ighrem) esasen müstahkem bir kabile köyüdür, Kasbah (veya tighremt) ise yönetici aile için yapılmış müstahkem bir evdir. Başka mevcut malzeme bulunmaması nedeniyle nehir kıyılarının çamurlu kilinden inşa edilmiş devasa, yüksek duvarlı yapılardır. Dış duvarlar ve eğimli kuleler geometrik desenlerle muhteşem bir şekilde dekore edilmiştir. Mevsimsel yağmurlar çamurun bir kısmını götürebilir. Bu nedenle binalar sürekli bakım gerektirir. Bir Kasbah bakımsız bırakıldığında çok hızlı bir şekilde çöker. Duvarlar yenilenmezse yirmi yıl içinde harap bir duruma dönüşebilir. Ksar yapısının bir çeşidi olan Agadir, hem kabile kalesi, hem de köyler için ortak ambar veya depo işlevi görüyordu. Ait Benhaddou Kasr ziyaret ettiğimiz en güzel yerlerdendi. Sizin de programınızda mutlaka olmalı.

KAZABLANKA DA HOTEL EXCELSIOR-MODERN FRANSIZ MİMARİ ÖRNEĞİ-FAS GEZİSİ 2025

Fas’taki modern mimari, 1912 ile 1956 yılları arasında ülkenin Fransız ve İspanyol sömürge işgali sırasında inşa edilen erken 20. yüzyıl Art Deco ve yerel neo-Mağribi mimarisinin birçok örneğini içerir. Kazablanka’da bu binaların güzel örneklerini gördük.

20. yüzyılın sonlarında, Fas bağımsızlığını yeniden kazandıktan sonra, bazı yeni binalar geleneksel Fas mimarisine ve motiflerine (yabancı mimarlar tarafından tasarlansa bile) saygı göstermeye devam etti; buna örnek olarak Kral Muhammed V’in Türbesi (1971’de tamamlandı) ve Kazablanka’daki devasa Hasan II Camii (1993’te tamamlandı) gösterilebilir. Zamanı geldikçe bunlardan ayrıntılı olarak bahsedeceğim.

Son olarak klasik Fas evlerinden de bahsedelim; Riad (veya riyad) ortada bir bahçesi ve havuzu olan üstü açık bir avluya sahip ve her bir odası bu bahçeye bakan ev olarak tanımlanır. Fas’da çok güzel, riyad tarzı butik oteller mevcut. Maalesef biz iyi bir örneğinde konaklayamadık. Dar denen evler denince avlusu olan ancak ortada havuzu olmayan ve üstü kapalı evleri anlamalısınız.

FES KENTİNDE BİR RİYAD

Konu genel bilgiler kısmına gelince yazı daima uzar. Bazen bu uzunluk nedeni ile yazımın sonuna kadar okunmadığını düşünürüm. Ancak emin olmanızı isterim ki bir gezi yazısında en zorlandığım kısım bu bölümdür. Yanlış bilgi vermeden, ülke ve insanı hakkında bir derleme yazı hazırlamak çok kolay bir iş değil. Bir ülke hakkında “neden, niçin, nasıl, kim ve ne zaman“ı merak edip sormadan, ne gördüğünüzü anlamadan gezerseniz sadece taş, topaç görmüşsünüz demektir. Kat ettiğiniz uzun yollar size sadece eziyet gelecektir.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

26.04.2025