• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.037 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Serhat Şehri Edirne-Gezi Programı ve Genel İzlenimler

Gezmekten zevk alan bir kısım arkadaşla 6/7 Aralık 2025 tarihlerinde bir gece Edirne konaklamalı bir gezi gerçekleştirdik. Edirne’ye bu kaçıncı ziyaretimdir? Bilmiyorum! Ama bu kentten her ziyaretim sonrasında ” Bizim bir defa daha Edirne’ye gelmemiz gerekir!” diyerek ayrılıyorum.

Bu sefer daha yoğun bir gezi programını Tamer Yüceer gibi profesyonel bir rehber eşliğinde gerçekleştirdik. Rehber arkadaşıma gezi bitiminde sorduğum soru şu oldu; “Edirne gezi programımıza daha nereleri ekleyebilirdik? Yılların rehberinin yanıtı “Bu kadarcık bir zaman dilimi içinde zaten çok fazlasını gördünüz” şeklinde oldu.

İstanbul’a dönüş yolunda “Tunca Köprüsü’nü iyi fotoğraflayamadım, eksik kaldı! Beylerbeyi Cami ziyaretini neden programıma almamışım? IV. Mehmet Av Köşkü’ne yürüyemedik, yazık oldu!” gibi deli sorular ve düşünceler aklımda dolaşıp durdu. Ama bir öğle sonrası ve ertesi gün öğleye kadar olan zaman dilimi içindeki Edirne gezisine daha ne kadar ziyaret yeri sığdırılabilirdi ki? Edirne’yi ya birkaç defa ve bölüm bölüm gezmek ya da Edirne’de daha uzun konaklamak lazım. Doyumsuz bir gezgin olduğumu kabul ediyorum. Bu gerçekten hareketle bahar aylarında, en azından en iyi gezi arkadaşım Naime ile bana, bir defa daha Edirne yolları gözüküyor.

Edirne’ye her gidişimde yeni bir yeri gezmenin, keşfetmenin keyfini yaşıyorum. Tartışmalı ve eleştirilen bazı restorasyon konuları olsa da ve kimin haklı kimin haksız olduğunu bilemesem de, Edirne için turizm alanında büyük yatırımların yapıldığını gözlemleyebiliyorum. Hıdırlık Tabyası Balkan Tarihi Müzesi son 3 yıldır ziyarete açık. 60 dönümlük bir müze alanında Türklerin Balkanlardaki yaklaşık 600 yıllık tarihi sergileniyor. Bu müzede rahat rahat yarım gününüzü harcayabilirsiniz. Müze alanı düzenlemeleri, balmumu heykeller gerçekten takdir edilmeyi hak ediyor.

Edirne’ye çok kez gittiğim halde, Arkeoloji Müzesi‘ni ilk defa gezmenin utancını yaşadığımı itiraf etmeliyim. Gezgin olarak Trak dolmenlerinden örnekleri Bulgaristan gezimizde aradım durdum. Meğerse bunun güzel bir örneği yurdumuzda, Edirne Arkeoloji Müzesi bahçesinde sergileniyormuş.

Yağmura yakalanınca sığındığımız ve programımızda olmayan Edirne İslam Eserleri Müzesi‘ni tesadüfen keşfetmiş oldum. Hızlıca gezmek zorunda kaldığımız bu müzeyi de ziyaret listesine almamız gerekiyormuş.

Edirne ve civarında 13 bilinen esere imza atmış Mimar Sinan’ın şaheser eseri Selimiye Camisi hala restorasyonda ve çoğu bölümü ziyarete kapalı.

Edirne belki bütünü ile değil ama önemli oranda kentsel sit alanı ilan edilmiş olan kadim bir şehir. Bu kentin sokakları yukarı fotoğrafta olduğu gibi kimi yıkılmış halde, kimisi ise aşağı fotoğrafta olduğu gibi hala ayakta olan eski evlerle dolu. Bu evleri fotoğraflamak ve sokaklarını keşfetmek için de zaman ayırmak gerekiyor.

Tarihsel süreçte Edirne’de çok sayıda kilise, sinagog ve farklı cemaatlerin var olduğu biliniyor. Ancak yangınlar, göçler ve demografik değişim gibi nedenlerle Edirne’nin çok kültürlü geçmişinin tanığı olan bu yapıların birçoğu ya yok olmuş ya da işlevini yitirmiş. Örneğin kaynaklarda, Edirne’deki 1746’da gerçekleşen büyük yangın öncesinde sinagog sayısının 13 olduğu belirtiliyor. Bugün ise sadece bir sinagog var ve onun da cemaati kalmamış. En son 1975 yılı ocak ayında Yahudi cemaatinden Rıfat Mitrani ve eşi Sera’nın düğünleri olmuş. Sonra da sinagog sessizliğe bürünmüş. Şükürler olsun ki Büyük Sinagog restore edilmiş. Gezmenizi tavsiye ederim.

Yazılı belgelerde 19 yüzyılda Edirne’de kayıtlı kilise sayısı 58 olarak yazılsa da bugün sadece 2 tane kilise ayakta ve ziyarete açık.

Bu kentin camilerine hayran olmamak mümkün değil. 1414 yılında saray mimarı Konyalı Hacı Alâeddin ‘in tamamladığı Ulu Cami ve 1447 yılında Hacı Muslihiddin Ağa‘nın tamamladığı Üç Şerefeli Cami, en az Mimar Sinan’ın Selimiye Camisi kadar değerli eserler kabul ediliyorlar.

Giriş bölümü fazla uzun olmamalı” diyerek gerçekleştirdiğimiz Edirne gezi programımızı sizlerle paylaşayım. Rehber, gezi programı, konakladığımız otel ve yemek yediğimiz yerler bizzat tarafımızdan deneyimlenmiştir. Siz gezginler için programı bütünü ile uygulanabilir olarak tavsiye edebilirim.

İstanbul’da geziye katılan tüm katılımcılarla Ataköy Marmaray İstasyonu önünde buluşmak ve aracımıza yerleşmek iyi bir fikirdi. Böylece gidişte trafikte dolaşmakla vakit kaybetmedik. Saat 08:45’de Edirne’ye hareket edip saat 11:45’de öğle yemeği için ciğercide olduk. Grup olduğunuz zaman şehir içindeki ciğercilerde yer bulma sıkıntısı yaşanabildiği ve sıra beklemek gerektiği konusunda uyarıldık. Biz de bu uyarıya uyduk ve Edirne girişinde Olin Kavşağı’ndaki Niyazi Usta‘ya gitmeye karar verdik. Hizmet hızlı ve yemekler de lezzetliydi. Ayrıca rehberimiz Tamer Yüceer‘le de burada buluştuk. Kendisinin hem mesleki deneyiminden faydalandık ve hem de Edirne hakkında çok güzel bilgiler edindik. Rehber ile gezmenin önemi tartışılamaz. Ben gezdiğimiz yerlerle ilgili ayrıntıları sonraki bölümlerde sizlerle paylaşacağım.

Yemek sonrası aracımızla Karaağaç tarafına giderek gezimize başladık. Büyük araçlarla Tunca ve Meriç Köprüleri üzerinden geçişe izin verilmediğinden değişik bir yolu ve köprüyü takip ederek eski Edirne Gümrük Karakolu‘na ulaştık. Karaağaç’a mevsiminde gitmişseniz ve ayva satıcılarına denk gelirseniz mutlaka ayva satın alın derim. Karaağaç Tren İstasyonu ve Lozan Anıtı gezisi sonrasında Büyük Sinagog gezimizi yaptık.

Sonra aracımız bizi, zamanında İttihat ve Terakki Cemiyeti Binası olan ama şimdi Halk Eğitim Merkezi olarak hizmet veren binanın önünde bıraktı. burayı gezip Edirne Arkeoloji Müzesi‘ne doğru yürüdük.

Müze gezisi sonrasında, Selimiye Cami gezimiz oldu. Türkiye’de görebileceğiniz tek yeniçeri mezar taşları sergisini gezmeyi ihmal etmeyin. Mezar taşları sergisi Müze ile Selimiye Camisi arasındaki alanda bulunuyor.

Fatih Sultan Mehmed’in doğduğu Eski saray Taş Odaları ve Saray Hamamı önünden yürüyerek Edirne Tarihi Belediye Binası önünden geçtik.

Fatih Sultan Mehmed’in eğitim gördüğü Saatli Medrese‘yi ziyaret ettik. Arkeoloji ve İslam Eserleri Müzeleri ziyaretleri için müze kartınızın olması sizin için ekonomik olacaktır. 65 yaş üstündeyseniz müze kartı da gerekmeden müzelere girebiliyorsunuz.

Saatli Medrese gezisi sonrasında Üç Şerefeli Cami gezildi. Sokullu Mehmet Paşa Hamamı ve Makedon Kulesi gezilerimizi ise dışarıdan yaptık. Edirne’de cumhuriyetin erken dönemlerinde yapılan 10 Atatürk heykelinden bir tanesi bulunuyor. Atamızı görmeden Edirne gezisi olmaz!

Arasta ve Ali Paşa Çarşıları gezisi ile Ulu Cami gezilerimiz zaman darlığından kısacık oldu. Ama Çelebi Mehmet dönemi yapılarından Ulu Cami kısa gezilebilecek bir yer değil. Bu nedenle ertesi gün Ulu Camiyi yeniden gezdik. Bedesten ve Rüstem Paşa Kervansarayı gezilerimizi ise akşamın geç saatlerinde az sayıda gezginle yapabildik. Günün gezileri tamamlanınca merkeze yakın olan otelimize yürüyerek döndük.

Edirne’de artık kendimize yuva edindiğimiz yer olan Hotel Edirne Osmanlı Evleri’nde konakladık. Burada ikinci kez konaklıyoruz. Bu otel 130 yıllık iki ayrı konağın otele dönüştürülmesi ile oluşmuş. Edirne’ye yakışan otantik Osmanlı konağı ortamı, otel sahibi Güner Yılmaz‘ın hoş sohbeti ve müthiş sabah kahvaltısı bu oteli tercih nedenlerimiz oluyor. Grup kalabalık olup butik otelin odaları yetmeyince bir kısım gezgin arkadaşlarımız yakındaki Leopard Otel‘de konakladılar. Kahvaltı ve akşam yemeği ise Hotel Edirne Osmanlı Evleri’nde oldu.

Oteldeki akşam yemeğimizi Edirne Musiki Cemiyeti üyelerinden kanun ve ritim ustası iki sanatçı icra ettikleri müziklerle renklendirdiler. Onları gezi öncesi bu gece için ayarlamıştık. Güzel ve çok tatmin edici bir gezi günü sonrasında sazlı, sözlü ve danslı muhteşem bir gece oldu.

Ertesi gün güzel bir kahvaltı sonrasında yola düştük ve bu sefer ilk hedefimiz Hıdırlık Tabyası Balkan Tarihi Müzesi oldu. Burası çok önemli ve her Edirne gezi programınızda mutlaka yer alması gereken bir yer. Müze kartı geçerli.

Pazar gününün sonraki gezi yeri İkinci Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi-Aşevi ve Camisi oldu. Burada müze kart geçerli değil. Mimar Sinan eseri Yalıngöz Köprüsü de programımızdaydı. Ancak denk getirip göremedik.

Mimar Sinan eseri olan Kanuni Köprüsü’nü (Saray Köprüsü) gördük. Bu alanda bulunan Saray-ı Cedid-i Amire (Yeni Edirne Sarayı) ve Kırkpınar Sarayiçi Er Meydanı gezileri programımızdaydı ve yaptık.

Saray-ı Cedid-i Amire’nin çok dramatik bir öyküsü var. Sizlere yeri gelince anlatacağım. Sadece yerleşkeleri kast ettiğimizde 1200 dönüm, bahçeleri ve avlaklarını da işin içine katarsak yaklaşık 3000 dönüm arazi üzerinde kurulu olan saray bölümlerinden günümüze o kadar az yapı kalmış ki insan gerçekten üzülüyor.

Ayakta olan Mimar Sinan eseri Adalet Kasrı‘nı, Fatih Köprüsü‘nü ve restorasyon halindeki Cihannüma Kasrı’nı görebildik. Ancak halen devam eden restorasyon nedeni ile bunları demir parmaklıklar arkasından görebiliyorsunuz. Restorasyon tamamlanınca Topkapı Sarayı’ndan daha büyük bir yer olacağı kesin ama aynı tadı verecek mi? Zamanı gelince göreceğiz.

Muradiye Camisi programımızdaydı ama gidemedik. Şükrü Paşa Anıtı ise şu anda ziyarete kapalı. Necmi İğe Evi Etnografya Müzesi‘de programımızdaydı ama bu yazıları yazarken atladığımızı fark ettim. Bir daha ki sefere diyelim artık.

İstanbul’a dönüşte ise Havsa‘ya uğradık ve Tarihi Osmanlı Köftecisi’nde nefis köftelerden yedik. Kabak tatlılarını da mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Bu arada Havsa’da da bir Mimar Sinan eseri olduğunu sonradan öğrendim. Havsa’nın Osmanlı Köyü’nde köfte yemeden önce, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesinden kalanları da ziyaret edin derim. Biz bir dahaki Edirne gezimizde mutlaka bu gecikmiş ziyareti yaparız.

Bundan sonraki bölümlerde Edirne gezimizin ayrıntılarını sizlerle paylaşırım.

Toplaşın bakalım gezgin arkadaşlar… Bu sefer bizim topraklardan, Osmanlının ikinci başkentinden hikayelerimiz var..

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

10.12.2025