• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.071 ziyaretçi
  • Aralık 2025
    P S Ç P C C P
    1234567
    891011121314
    15161718192021
    22232425262728
    293031  

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Marakeş 2

Bu yazı ile Marakeş’teki, dolayısı ile Fas’daki, son bölümü de yazıp bitirmiş olacağız. Fas tatili “rüzgar gibi geçti” dediğimiz cinsten bir gezi oldu.

Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Sabah ilk gezi durağı olarak Majorelle Bahçesi‘ne gittik. Burası çok kalabalık olabilen, ziyaret etmek için çok sıra beklemeniz gereken bir yer. Grup ziyareti ve online bilet alınınca işimiz kolay oldu. Sizlere de tavsiyem burayı ziyaret etme amacınız varsa online rezervasyonla bilet almanızdır. Yoksa gününüz kuyruklarda geçer. Sabah 08:00 ve 18:00 arası ziyarete açık ama son içeri giriş saati 17:30.

Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Jacques Majorelle, ünlü Art Nouveau mobilya (dolap) tasarımcısı Louis Majorelle‘in oğlu olan Fransız Oryantalist sanatçı. Kendisi ilk kez 1917 yılında kalp rahatsızlığından şifa bulmak amacı ile Fas’a bir ziyaret gerçekleştiriyor. Kazablanka’da geçirdiği kısa sürenin ardından, Marakeş’i de ziyaret ediyor ve bir ressam olarak orada bulduğu canlı renklere ve ışık kalitesine hayran oluyor. Bu hayranlığı kendisini 1919 yılında Marakeş’te yaşamaya teşvik ediyor. Önce Jemaa el Fnaa civarına yerleşiyor. Sonra 1923 yılında Marakeş’te Palmiye Korusunun sonlarına doğru bir arazi satın alıyor. 1930’larda bu araziye Fransız bir mimarın tasarladığı Kübist bir villa yaptırıyor. Satın aldığı arazi içine çeşitli bitkiler ve ağaçlar ekerek bir bahçe oluşturmaya başlıyor. Daha sonra bu bahçe Jardins Majorelle (Majorelle Bahçesi) olarak anılacak şekilde büyüyor. 1937’de villayı, Majorelle’in Güney Fas’ta yaygın olan mavi çinilerden ilham alarak geliştirdiği özel bir mavi tonu renkle boyatıyor. Bu renk Majorelle’in evinde ve bahçesinde yaygın olarak kullanılıyor ve Majorelle Mavisi (koyu kobalt mavisinin özel tonu) olarak anılıyor.

Zaman içinde ek arazi satın alarak mülkünü neredeyse 10 dönüme kadar genişletiyor. Yaklaşık kırk yıl boyunca bahçede çalışmaya devam ediyor. Bu bahçe o kadar güzelleşiyor ki Fransız ressamın en iyi eseri olarak gösteriliyor. Bu arada Fas’daki ve Marakeş’teki gezilerinden resimleri için ilham alarak eserler veriyor. Eserlerinde birçok sokak sahnesi, çarşı ve kasbahın yanı sıra yerel halkın portreleri de yer alıyor.

Jacques Majorelle Resimleri
Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Majorelle daha hayatta iken bahçenin işletilmesinin maliyetli olduğunu görüyor ve 1947’de bakım masraflarını karşılamak için giriş ücreti almak kaydıyla bahçeyi halkın ziyaretine açıyor. Yine de bu bahçenin finanse edilmesinde sorunlar yaşıyor ve zaman içinde arazi alarak büyüttüğü bahçeyi bu sefer parsel parsel satılığa çıkartmak zorunda kalıyor. 1950’lerde boşandıktan sonra da ömrünü verdiği Majorelle evini ve araziyi satmak zorunda kalıyor. 1962 yılında da hayata gözlerini yumuyor. Bundan sonra bahçe bir süre bakımsız hale geliyor.

Yves Saint-Laurent ve Pierre Bergé Anıtı-Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Bahçe ve villanın kaderi, 1980’lerde moda tasarımcıları Yves Saint-Laurent ve Pierre Bergé çifti tarafından satın alınınca değişiyor. Bahçe restore edilerek kurtarılıyor. Yves Saint Laurent 2008’de öldükten sonra külleri çok sevdiği Majorelle Bahçesi’ne dağıltılıyor.

Majorelle Mavisi ile Boyanmış Villa- Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Mülk, 2010 yılından bu yana, kâr amacı gütmeyen bir Fransız kuruluşu olan Pierre Bergé – Yves Saint Laurent Vakfı‘na ait ve 2011 yılından bu yana da, işletmesi kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Jardin Majorelle Vakfı tarafından yönetilmekte. İşte biz bugün kendine göre bir öyküsü olan, kendisine sevgi ile bağlanan insanların meydana getirdiği ve koruduğu Majorelle Bahçelerini gezeceğiz.

Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

İki buçuk dönümlük bir alanı kaplayan bahçe her gün halka açık ve önemli bir kaktüs ve heykel koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Girişten sonra önce bir bambu ağaçları bölümüne geliyorsunuz. Bambu ağaçları ormanlarını hep sevmişimdir. Burada da bu bölümü çok sevdim.

MüzeMajorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Bir yol boyunca devam ederek meşhur Majorelle Mavisi boyalı villaya ulaşıyorsunuz.Burada Yves Saint-Laurent adına bir müze var.

Bahçe benim gördüğüm en geniş kaktüs örneklerine sahip. Bu kadar farklı ve bol çeşitli kaktüsün varlığını bilmiyordum.

Burada bir saatten fazla zaman geçirdik. Vakit kısıtlı olmasa daha da geçirebilirdim.

Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025
Majorelle Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025
Bahia Sarayı-Ana Giriş-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Bir sonraki ziyaaret yerimiz, dün kapanma saatinden sonra gittiğimiz ve kapısından döndüğümüz Bahia Sarayı gezisi oldu. “Bahia“‘nın kelime anlamı, “Parlak, ihtişamlı” demek. Yani sarayın güzelliği, adına yansımış. Bir başka kaynağa göre sarayın adı, sadrazamın en sevdiği eşinin isminden geliyor.

Bahia Sarayı Giriş Bahçesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Saray, tavandan tabana kadar uzanan karmaşık kakmacılık, alçı işçiliği ve zuak (boyalı ahşap) işçiliğinin göz kamaştırdığı bir yapı. Şüphesiz Marakeş’in en göz alıcı turistik mekanlarından bir tanesi

Bahia Sarayı Küçük Avlusu-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Fas’da sarayları ziyaret etmenin yasak olduğunu daha önce yazmıştım. Bahia Sarayı, 19. yüzyılın ortalarından sonlarına doğru inşa edilmiş bir saray. “Bu sarayı nasıl geziyoruz o zaman?” diye soruyorsanız, burası kralın sadrazamına ait olan ve artık kullanılmayan bir saray. Kralın Makhzen’ninden (kraliyet hükümeti) birisine, Saray Sadrazamı Si Musa’ya ait olan bir yerleşke. İlk olarak 1860’larda bu sadrazam tarafından inşa edilmeye başlanmış.

Bahia Sarayı-Küçük Riad-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Saray, 1894 ile 1900 yılları arasında Sultan Moulay Abdülaziz’in sadrazamı olan oğlu Si Ba Ahmed bin Musa tarafından genişletilmiş. Bu sadrazamın gücü, çocuk yaştaki Alevi Sultanın naibi olarak ülkeyi yönetmesinden geliyor. Bu nedenle de zamanın Marakeş’indeki en görkemli sarayını yaptırmayı başarmış.

Bahia Sarayı Tavan Süslemesi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Burasının da ziyaretçisi çok bol ve çok uzun kuyruklar olabiliyor. Bir gün önce kapısından döndüğümüz saraya girişimiz bu sefer kolayca sağlandı.

Saraya bir ana kapıdan giriyorsunuz, sonra da karşınıza saray bahçesine giden bir avlu çıkıyor. Sarayın iç güzelliğinin, dış kısmının sadeliği ile hiç bir alakası yok. Saray bahçesinde çok sayıda meyve ağacı bulunuyor. Buradan yürüyüşle sarayın giriş kapısına varıyorsunuz. Saray zaman içerisinde ihtiyaca göre, parça parça ilavelerle genişletilmiş. Binanın sekiz hektarlık alanı ve çeşitli avlulara ve bahçelere açılan 150 odası varmış. Ziyaretin en heyecan verici kısmı Ba Ahmed’in resmi dört karısının ve 24 cariyesinin bulunduğu harem kısmı.

Bahia Sarayı-Büyük Avlu/Harem Odaları-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Sarayın bahçesi geçilince küçük avluya ve sonrasında küçük riada ulaşıyorsunuz. Avluya bakan çok sayıda oda göze çarpıyor. Tavanlardaki işlemeleri sakın kaçırmayın. Renkli çiçek desenleriyle boyanmış sedir ağacı tavanları ve ana kapıların oyulmuş ve boyanmış ahşap saçakları insanı mest ediyor. Ne büyük bir işçilik!

Tabanlarda ve alt duvarlarda ise mermer ve zellij fayanslar bulunuyor. Demek ki en iyi Faslı ve Endülüslü zanaatkarlar bu sarayda on dört yıl boyunca çalışınca ortaya böyle bir şaheser çıkıyor. Seramikler Tetouan’dan, mermerler Meknes’ten, boyalı ve aydınlatmalı tavanlarda kullanılan sedir ağacı ise Orta Atlas’tan getirilmiş.

Küçük Avludan sonra sarayın en etkileyici kısmı olan 1896-7 yıllarında yapılmış Büyük Avlu’ya geçiyorsunuz. Zemin İtalyan Carrara mermeriyle döşenmiş. Avlu, zarif ve renkli bir ahşap galeri ile çevrili. Bu avludan, Ba Ahmed’in harem cariyelerinin ikametgahı olduğuna inanılan yaklaşık 80 odaya erişim sağlanıyor.

Bu avludan sonra ise Büyük Riad denen ve hem Sadrazam Musa ve hem de oğlu Sadrazam Ba Ahmet’in mekanlarına ulaşıyorsunuz.

Büyük Riad-Bahia Sarayı Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Ne yazık ki Bahia Sarayı’ndaki tüm odalar boş. 1900 yılında güçlü ve fiilen krallık yapan Sadrazam Si Ahmed ölünce, genç Fas Sultanı Abdülaziz (1878-1943) Fas’ta hükümdarlığa başlamış. İlk işi de Bahia Sarayı’nın yağmalanmasını emretmek olmuş. Sadrazamın eşleri ve sultan da dahil olmak üzere birçok kişi saraydaki tüm sanat eserlerini ve mobilyaları kendi saraylarını dekore etmek için almışlar.

Fas’ta Fransız himayesinin kurulmasından sonra, Fransız General Lyautey, 1912’den itibaren burayı kişisel ikamet yeri ve Fransız subaylarının ikametgahı haline getirmiş. Saraya elektrik, ısıtma ve şömineler kurdurmuş.

Ortam çok kalabalık. İstediğim gibi fotoğraf çekmek, mekanın güzelliğini karelere yansıtmak çok zor. Bazen bu kadar çok fotoğraf peşinde koşmanın, anı yaşamaktan , keyfini sürmekten alıkoyduğu duygusunu yaşıyorum. Ama gezi sonrası yazarken, tekrar tekrar fotoğraflara bakabilmenin de ayrı bir güzelliği var.

La Place des Ferblantiers-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Saray gezimiz sonrasında La Place des Ferblantiers (Tenekeciler Meydanı) adlı bir meydana kadar yürüdük. Bunlar artık Marakeş’teki son zamanlarımız. Burası Marakeş’in eski Yahudi mahallesi olan Mellah’ın kenarında yer alıyor. Yıllar geçtikçe burada çekiç seslerinin duyulduğu atölyelerin sayısı biraz azalsa da, mücevher, geleneksel hançerler, tütsülükler, çay servis tepsileri, lambalar ve daha birçok ürünü satın alabileceğiniz birkaç atölye hâlâ var.

La Place des Ferblantiers-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Bu meydanda çok sayıda kafe ve restoran da mevcut. Biz de bunlardan birisinde oturup son zamanlarımızı geçirdik. Place des Ferblantiers, Yahudi Mahallesi’ni ve Riad Zitoun Lakdim’i, Bahia Sarayı’nı, Badi Sarayı’nı, Saadi Mezarları’nı ve Kasbah’ı ziyaret etmek için çok iyi bir konumda. Gezi sonunda otobüse bineceğimiz buluşma noktasına doğru yola düştük.

Marakeş’te ve dolayısı ile Fas’da son gezi yerimiz, 12. yüzyılda Muvahhid hanedanı döneminde inşa edilen Kutubiye (Koutoubia) Camisi’ni uzaktan gören bir bahçe oldu.

Kutubiye Cami-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Marakeş’te bizim bu gezide göremediğimiz ancak “mutlaka görmelisiniz” denen bazı yerlerin isimleri ise şunlar; Dar El Bacha (Paşa Evi), Ali Bin Yusuf Medresesi (Ben Youssef Madrasa), El Badi Sarayı, Murabıt Kubbesi.

Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Evet sevgili Sanal Gezgin arkadaşlarım. Böylece Fas gezi yazım tamamlanmış oldu. Geziniz dostlar! Gezmek ve gezinizi birileri ile paylaşmak güzeldir. Allah sağlık ve para versin. Biz nasılsa onları gezmek yolunda harcarız…

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

21.05.2025

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Marakeş 1

Gezilecek çok yeri olan ancak bizim hakkını yeteri kadar veremediğimiz Marakeş kentini anlatmaya başlayalım. 1060 (veya 1070) yılında kurulmuş Marakeş, Murabıt ve Muvahhid Hanedanlarına başkentlik yapmış. Tarih bu kadar eski olunca da Marakeş’de pek çok ziyaret edecek yer bulabileceğinizi tahmin edebilirsiniz. Fas’ın turizm başkenti Marakeş, çok sayıda turiste ev sahipliği yapan egzotik, sizi yorabilen bir koşturma ve hareketlilik içinde olan, gecesi gündüzü farklı bir şehir.

Düzenli şehir olarak ilk kuruluşu Murabıtlar Hanedanlığına dayanıyor. Muvahhidler, Murabıtları tarih sahnesinden silerken şehri tamamen yıkmış, yakmışlar. Murabıtlardan kalan her şeyi yerle bir eden yeni yönetimin kendisi Marakeş’i anıt eserlerle donatmış. Şehrin etrafı surlarla çevrilmiş, birçok İslâm beldesinde olduğu gibi, sokakların açıldığı bir ana meydan ve pazar yeri oluşturulmuş. Sonradan gelen Portekizliler, İspanyollar ve son olarak Fransızlar burada kendilerinden izler bırakmışlar. Şehrin geçmişindeki tüm bu halkların varlığı, şehrin mimarisinde bugün hala görülebilen zengin bir kültür karışımına yol açmış.

Bab Agnaou-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Maceralı yolculuğumuz sonrasında Marakeş’e girer girmez doğrudan Argan yağı ve bitkisel ürünler satan Herboristerie Bab Agnaou adlı bir mağazaya götürüldük. Otobüs bizi Bab Agnaou adlı zamanın medinasının ana kapılarından biri olan kapının önünde bıraktı.

Argan Ağacı Meyvesi Çekirdekleri-Herboristerie Bab Agnaou Marakeş

Grup halinde gezilerde bu tip mağaza ziyaretleri beni rahatsız ediyor. Buralarda çok vakit kaybı oluyor. Biz dahil, hepimiz bazı ürünlerden çokça satın aldık ama belki daha da fazlası ile yaklaşık 1 saatimiz bu mağazada geçti. Mağaza akşam saat 19:00’a kadar açık. Ama gezi yerlerinin kapanış saati 17:00-18:00. Sizler bu mağaza işini gezi sonrasına, kapanış saatine yakın yaparsanız, dar vakit gezi programınız varsa kazancınız olur.

Argan yağı, zeytin ağacına benzeyen Argan ağacının, sert kabuklu meyvelerinin çekirdeklerinden elde edilen değerli bir ürün. Ticari değeri çok yüksek. Argan Ağacı, Fas’ın güneybatı yani Souss-Massa Bölgesi‘nin (Agadir, Essaouira,Taroudant çevresi gibi) yarı çöl ikliminde kireçli topraklarda yetişen endemik bir ağaç. Günümüzde geleneksel yöntemlerle elde edilen argan yağı ”sıvı altın” olarak da biliniyor. Yağı elde etmek için meyvenin çekirdekleri soyulup, iç kısımları öğütülüyor. Ortaya çıkan hamurumsu bir macun su katılarak yoğuruluyor ve ortaya yağ çıkıyor. Macunun üzerinde biriken altın rengindeki yağ ise meşhur argan yağı. Son yıllarda oldukça artan popülerliği sebebiyle bu ağaçların yaşadığı bölge UNESCO tarafından korunma altına alınmış.

Vitamin yönünden zengin, antioksidan içeriği yüksek olan argan yağının içeriğinde bulunan yağ asitleri saçı ve cildi besleyip nemlendirirmiş. Özellikle cildin yaşlanmasını geciktirip, cilt elastikiyetini arttırdığını, yara iyileşmesini hızlandırmaya yardımcı olduğunu söylediler. Faslılar Argan yağını kozmetik yanında yemek için de kullanıyorlar. Anlatılanlardan, okuduklarımdan anladığım ve çıkarttığım özet argan yağının her derde deva olduğu. Bunun dışında bu mekanda safran gibi diğer bitkisel ürünler de var. mağazada argan yağı, markalı ürün olarak satılıyor. Civar pazarlarda daha düşük fiyata satın almanız da mümkün. Ancak sahte yağlarla karşılaşmanız da mümkün.

Rue Bab Agnaou Boyunca Bahia Sarayı’na yürüyüş-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Herbalist mağazası gezisi sonrasında alelacele Bahia Sarayı‘na doğru yola çıktık. Yaklaşık bir kilometre mesafe ve 15 dakika kadar yürüme var. Bu arada Saadi Türbeleri meğerse bulunduğumuz yere 5 dakika mesafedeymiş. Gezi öncesi ve gezi boyu buraya ziyareti ayarlamaya çalışırken, bu kadar yakında olduğumuzu hem söylemediler ve hem de ben fark edemedim. Herbalist dükkana gireceğime, Saadi Türbelerine girmeyi isterdim doğrusu. Aşağıda internetten bulduğum fotoğrafı paylaştım. Siz orayı ziyareti ihmal etmeyin derim. Saadi Mezarları, 1554’ten 1659’a kadar Fas’ı yöneten Saadi Hanedanlığına dayanan bir mezar ve türbe kompleksi. Mezarlar, 1917’de Fransızlar tarafından, Fas’ı işgalleri sırasında yeniden keşfedilmiş ve restore edilerek 1917’de ziyarete açılmış. Kapanış saati 17:00 gözüküyor.

Saadi Türbeleri-Fotoğraf İnternetten Alıntıdır.

Surlar içerisinde kalan bir zamanların kasbahı içinde yürümeye başladık. Kasbah şehrin medinasının güney kısmında yer alıyor. 12. yüzyıldan beri var olan şehir surları, hem şehrin medinasını ve hem de kasbahını korumuş. Surların toplam uzunluğu 19 km. Bu surlar ilk yapıldığı zaman kırmızımsı renkli topraktan yapıldığı için şehir surlarına dışarıdan bakanların şehire taktığı isim “Kırmızı şehir” olmuş.

Bahia SarayI Yolunda Müzisyen-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025
Moulay El Yazid Kasbah Camisi-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Moulay El Yazid Kasbah Camisi önünden de geçerek Bahia Sarayına vardığımızda saat 18:00’i geçmişti. Rehberlerimiz rica etseler de kapıdan içeri girmek mümkün olmadı. Sarayın ziyaret için sabah açılış saati 08:00 kapanış saati 17:00.

Bahia Saray Kapısı-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Giremediğimiz sarayın kapısından ayrılıp Marakeş Şehri’nin kuruluşundan beri ana meydanı olmuş ve tarihi, Marakeş’in kuruluşuna dayanan Jemaa el-Fnaa‘ya doğru yürüyüşe geçtik. Bu arada bir başka Marakeş gezi noktası olan El Badi Palace (El Badi Sarayı) da buraya 450 metre mesafede.

El Badi Sarayı-Fotoğraf İnternetten / Marakeş

El Badi Sarayı, Saadi hanedanından Sultan Ahmed el-Mansur tarafından yaptırılmış ve saltanatının büyük bölümünde inşaatı ve süslemesi devam etmiş. İtalya’dan Mali’ye kadar birçok ülkeden ithal edilen malzemelerle dekore edilen saray, resepsiyonlar için kullanılmış ve Sultan’ın zenginliğini ve gücünü sergilemek için tasarlanmış. Saray, 1603’te el-Mansur’un ölümünden sonra ihmal edilmiş ve sonunda Saadi Hanedanının düşüşüyle ​​harabeye dönmüş. Değerli malzemeleri, özellikle mermerleri sökülmüş ve Fas’taki diğer binalarda yeniden kullanılmış. Biz tabii ki burayı da gezemeden yakınından geçmekle yetindik. Sabah 09:00 akşam 17:00 arası ziyarete açık.

Riad Zitoun Lakdim Caddesi‘ni takip ederek şehrin her daim karnaval havasındaki meydanına yaklaşık 1 km kadar yürüdük. Yol üstünde zamanın Yahudi mahallesinden de (mellah) geçtik.

Jemaa el-Fnaa, Marakeş Şehri’nin sosyal ve kültürel hayatının tam kalbinde bulunuyor. Başlangıçta bir ticaret merkezi ve kervanlar için bir buluşma noktası olan bu yer, bölgedeki tüccarların mal ve bilgi alışverişinde bulunmak için bir araya geldiği hareketli bir pazar yerine dönüşmüş. Bu meydan, zaman içinde kıyametteki toplanmayı andıran bir kalabalığa ev sahipliği yaptığından ötürü, “Jemaa el-Fnaa”, yani “Kıyamet Meydanı” adıyla anılmaya başlanmış. İsim kaynağı olarak bir diğer iddia ise 16. yüzyılın sonlarında meydanda inşa edilen ve tamamlanmadan yıkılan bir camiye atıfta bulunarak “yıkılmış cami” veya “yok oluş camisi” anlamına gelmesidir. 

Jemaa el-Fnaa-Marakeş / FAS GEZİSİ 2025

Her türlü satıcının, sihirbazın, yılan oynatıcısının, falcının, aklınıza gelemeyecek her türlü satıcının ve yemek yeme mekânlarının iç içe ve aynı anda yer aldığı meydan, günümüzde turistlerin de ana uğrak yeri konumunda. Meydanda Arap ve Berberî kültürünün yansımalarını görmek ve yaşamak mümkün. Fas’ın şarkıları ve ezgileri de, meydanın her yanından kulağınıza çalınıyor.

Alan büyük bir panayır alanı gibi. Meydanda her türlü yerel müzikler çalan müzisyenleri, yılan oynatıcılarını, maymun eğiticilerini, kınayla dövme yapan insanları, saç kesen kadın erkek berberleri görebiliyorsunuz. İnsan nereye ve neye bakacağını şaşırıyor.

Bu meydanda ve ara sokaklarda satılık olarak ne arıyorsanız bulabiliyorsunuz. Sizin anlayacağınız ortama tatlı bir kaos hakim. Bir süre sonra burası sizi yormaya başlıyor. Fas genelde güvenli bir ülke kabul ediliyor ama bu kalabalık ve dünyanın her tarafından insanın bulunduğu ortamda sağınıza, solunuza, ceplerinize dikkat etmenizde fayda var.

Jemaa el-Fnaa şehrin en önemli cazibe merkezi ve günün her saatinde ziyaret edilebiliyorsunuz. Okuduğum yazılarda önemle altı çizilen bir not vardı; Bu meydanı hem sabah hem de akşam ziyaret edip nasıl değişim gösterdiğini görmemizi tavsiye ediyorlar. Gün batımında Marakeş’in ana meydanı dönüşüyor ve sabah tezgahları yerini, ziyaretçilerin Faslı müzisyenlerin geleneksel müzikleri ve çeşitli gösterileri eşliğinde akşam yemeği yiyebilecekleri yiyecek tezgahlarına bırakıyormuş.

Meydanda bir süre serbest zaman verildi. Gezdik, kafelerde kahvelerimizi içtik. Sonra da otobüse bineceğimiz Kutubiye Camisi önüne doğru yürüyüşe geçtik.

Kutubiye Camisi-Marakeş / FAS 2025

Kutubiye Camisi, Marakeş’in en önemli camisidir ve 1158 yılında tamamlandığında İslam dinine mensup insanların en büyük ibadethanelerinden biriydi. Muvahhidler Hanedanlığı döneminden kalma bu ilk inşa edildiği dönemde, cami çevresinde çok sayıda kitap tezgahı bulunması nedeniyle ismi Kitapçılar Cami olarak adlandırılmış. Caminin en dikkat çeken özellikleri, İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin çan kulesi olan Giralda’ya çok benzeyen 69 metre yüksekliğindeki minaresi ve bölgeye özgü kırmızı taştan yapılmış rengidir.

Bugün ikinci kez yaşanan otobüs bozulmasının moral bozukluğunu hafifletmek adına gezi firması programda olmayan bir jest yaptı ve Marakeşin en önemli yemekli gece şovlarından Chez Ali’ye yer ayırttı. Bu gerçekten güzel geldi. Çok kalabalık bir sanatçı grubu ile ve görselliği çok yüksek bir gösteri izledik.

Marakeş’in hemen dışında yer alan Chez Ali kompleksinde şov daha kapıdan girerken başlıyor. Sizleri kapıda atlılar karşılıyor. Yemek salonları numaralandırılmış ve bir arena çevresine dizilmiş. Bize ayrılan salona giderken yol boyunca saat 21:00 den sonra izleyeceğimiz gösterilerin sanatçıları bizleri selamladılar. Binbir Gece Masalları atmosferinde, yöresel lezzetlerin tadına bakacağımız ve folklorik gösterilerle dolu büyülü bir geceye yemek yiyerek başladık.

Fas’daki son akşam yemeğimiz sonrasında kompleksin ortasındaki arena çevresinde yerimizi aldık ve gösteriyi izlemeye başladık. At üstündeki akrobatları, uçan halı ve müzik gösterilerini ve en sonda da havai fişekleri hayranlıkla izledik. Bence Marakeş’e geldiğinizde bir geceyi bu gösteriye ayırmalısınız.

Evet Sanal Gezgin Dostlarım..

Fas ile ilgili bir bölüm kaldı. Sonra bu bölüm de kapanacak.

Bugün büyük önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün, arkadaşları ile birlikte bir ulus yaratmak için vereceği mücadelenin ilk günü olan 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışını anıyoruz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız hepimize kutlu olsun. Çok güvendiği Türk gençliğine armağan edilen bir günde ,19 Mayıs’ta doğmuşum. Yani bugün bana daha da anlamlı. Bugün Ülkemizin onun fikirlerine, her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

19 Mayıs 2025

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Aït Benhaddou Ksar

Ouarzazate’de zorunlu konaklama sonrasında gezimizin son durağı olan Marakeş’e doğru sabah erkenden yollara düştük. Rehberlerimizden sevgili Alkan gezi boyunca sabah erken saatlerde yolculuğa çıkma konusunda ısrarcı oldu. Bu erken yola düşmelerin faydasını günün ilerleyen saatlerinde göreceğiz. Her şey umulan gibi giderse önce UNESCO Kültür Mirası Listesinde bulunan Aït Benhaddou Ksar ziyaretimiz olacak. Arkasından da Marakeş ve Ouarzazate şehirlerini birbirlerine bağlayan Yüksek Atlas Dağları‘ndaki dağ geçidi Tizi n’Tichka‘dan geçerek Marakeş’e ulaşacağız. Yaklaşık 210 km’lik yol, 4 saat kadar sürecek.

Aït Benhaddou Ksar Panoraması – FAS GEZİSİ 2025

Ouarzazate’den çıkıştan kısa bir süre sonra Atlas Film Stüdyoları önünden geçtik. Stüdyo sabahın bu vakti gezmek için kapalı ama şahsen bu dar gezi gününde orası yerine, Marakeş’e erken varabilirsek, Saadi Türbelerini görmeyi tercih ederim. Marakeş’e erken varırsak orayı ziyaret etme şansını zorlamaya niyetim var.

Ounila Nehri-Aït Benhaddou Ksar / FAS GEZİSİ 2025

Çıkıştan 30 km sonra da Aït Benhaddou Ksar gezisini yapacağımız alana geldik. Aït Benhaddou Ksar Ounila Nehri‘nin bir tarafına kurulu, diğer tarafta ise yeni köy var. Aracımızı park ettiğimiz yeni köy tarafından kısa bir yürüyüşle, nehrin üzerine kurulu köprüden geçerek Kasr’a giriş yaptık.

Ounila Nehri-Aït Benhaddou Ksar / FAS GEZİSİ 2025

Aït Benhaddou Ksar 1987’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi içinde ve burası Fas toprak mimarisinin güzel bir örneği olarak kabul ediliyor. Murabıtlar döneminden, yani 11. yüzyıldan beri yerleşim olduğu biliniyor. Alandaki mevcut binaların hiçbirinin 17. yüzyıldan öncesine ait olduğuna düşünülmüyor. Ancak buradaki binalar yüzyıllar önce kullanılan inşaat yöntemlerinin aynısı ve tasarımlarıyla inşa edilmişler. Bu köy Sahra ötesi ana ticaret yollarından birinin üzerinde olduğu için önemli. Kelime olarak “Haddou” bir isim. Kasrın adı “Haddou’nun oğluna ait” anlamına gelebilir” deniyor. Ama Haddou tarihsel olarak kimdir? Bir kaynaKta rastlamadım.

Aït Benhaddou’yu bu kadar çekici kılan şey, sıkıştırılmış toprak mimarisinin burada bütün olarak özel olması ve güzelliği. Burada gezerken eskilere ışınlanmışsınız hissine kapılıyorsunuz. Afrika ve Orta Doğu’da tipik olan bu teknik, insanlara inşaatta maliyet açısından çok verimlilik sağlamış. İnşaat için gerekli tüm malzeme, çamur ve yerel toprakların, sertleştirilmiş bir yapı oluşturmak için saman ve kireç gibi bağlayıcı malzemelerle karıştırılması ile elde ediliyor. İnşaat yöntemi nispeten uygun fiyatlı olsa da, bu malzeme ile yapılan inşaat zamanla suya karşı nispeten geçirgen hale gelebildiği için sürekli bakım gerektiriyor. Günümüz şartlarında kervan yolunun önemini kaybetmesi, insanların burayı terk etmeleri ve binaların bakımsız kalmaları ile bazı binaların duvarlarında çökmelerbaşlamış. Yine de Tinghir’deki Kasr kadar çöken ve bakımsız bina yok. Bakımsız bir binanın yağmur suları karşısındaki ortalama ömrünün 20 yıl olduğu söylendi.

Aït Benhaddou’da Kasbah – FAS GEZİSİ 2025

Kasr içine girip tepeye doğru yürümeye başladık. Sabahın erken saatleri olduğundan etrafta bizden başka turist yok. Işık ise fotoğraf çekimi için çok uygun. Çoğu bakımlı, bir kısmı ise harp haldeki evler arasından geçiyoruz. İlk olarak güzel bir kasbahın yanından geçtik. Dış duvarlarındaki süslemelerle çok güzel gözüküyor. Sanırım içeriye ziyaret var. “Vakit kalırsa sonra gireriz” düşüncesi ile dışarıdan fotoğraf alıp yola devam ettik ve yukarılara doğru yöneldik.

Aït Benhaddou’da Kasbah – FAS GEZİSİ 2025

Bir evin önünde, tezgahına satılık malzemeleri dizmeye çalışan bir yerliye rastladık. Selam verdik, selamını aldık. “Gladyatörün evi, buyrun gezin” deyince içeriye daldık. Aït Benhaddou çok sayıda filmin dekoru olmuş. Ama en çok konuşulan, Russell Crowe’un uluslararası kariyerini başlatan 2000 yılı yapımı Gladyatör filmi.

Gladyatör bu evde ne yapmış ki” diye meraktan içeriye girdik. Bu kerpiç evleri içeriden, yakından görmenizi mutlaka tavsiye ederim. Güya filmin hücre sahnelerinden birisi burada çevrilmiş. Adamın yalancısıyım tabii! Ancak üç katlı evin terasından manzara güzel. Zamanında minimalist bir yaşam tarzı zorunlulukmuş. Odalar ve mutfak küçücük gözüküyor. Terastan manzarayı fotoğraflayıp, gezi bedelini de ödeyerek çıktık. Bu evin karşısında, kapısında “Sinagog” tabelası olan bir bina var. Zamanında buradaki çok kültürlülüğün bir işareti.

Yolu hep yukarı doğru takip ederek en tepeye kadar çıktık. Dükkanlar yeni yeni açılıyordu. Yukarıya çıktıkça manzarada farklılaşıyor, daha da güzelleşiyor. Fotoğraf çekmeye doyamıyoruz.

Aït Benhaddou / FAS GEZİSİ 2025

En sonunda bir zamanlar kasrın tahıl deposu olarak kullanılan tepeye ulaştık. Berberi kültüründe savunmalı tahıl ve erzak depolarına “Agadir” deniyor. Genellikle hem güvenlik amacıyla hem de tahılı nemden korumak için köylerin en yüksek ve stratejik yerine inşa ederlermiş.

Agadir-Aït Benhaddou / FAS GEZİSİ 2025

Ait Benhaddou’daki agadir, kervan yolu üzerindeki bu önemli stratejik köyün en önemli noktası. Buradan manzara müthiş. Gün batımında da buradan fotoğraf çekmek başka bir zevk olacaktır.

Aït Benhaddou – FAS GEZİSİ 2025

Tepede tur attıktan sonra genişçe bir terası olan bir kafeye oturduk. Kahvelerimizi yudumlarken ortamın keyfini çıkarttık.

Aït Benhaddou, TV kanalı olan HBO’nun dizisi “Game of Thrones“‘ta da yer almış. Üçüncü sezonda Aït Benhaddou, “Yunkai Sarı Şehri” canlandırmak için film seti olarak kullanılmış.

Game of Thrones Seti İçin Önde Nehir Kenarına Yapılan Anıtsal Kapı Aït Benhaddou – FAS GEZİSİ 2025

Senaryo gereği dizide, Kraliçe Daenerys Targaryen savaştan sonra şehri kölelikten kurtarıyor. Şehrin ana kapısı önünde sakinler yeni kavuştukları özgürlükleri için toplanıyorlar. Bu sahne için dizinin yapımcısı bugün hala ayakta duran bir tören kapısı inşa ettirmiş. Önce “UNESCO böyle bir şey nasıl izin verdi?” diye düşündüm. Sonunda setin belirlenen resmi bölgenin dışında inşa edildiğini okudum. Aşağıdaki fotoğrafımda gördüğünüz gibi film için yapılan anıtsal kapı, hemen nehre yakın kısımda ve aslında kasrın dışında. Adamların tasarımı, çevredeki mimariyle o kadar iyi uyum sağlıyor ki, bunun bir televizyon dizisi için özel olarak yapılmış bir fon olduğunu anlamanız mümkün değil. Ben de zaten orada iken hiç anlamamıştım.

Game of Thrones Seti İçin Önde Nehir Kenarına Yapılan Anıtsal Kapı Aït Benhaddou – FAS GEZİSİ 2025

Kahve keyfinden sonra grup olarak dönüşe geçtik. Alanın tamamını 1 saat içinde gezmek mümkün değil. Yukarıdan görüp de, Aït Benhaddou’nun gezmediğimiz kısmını da hızlıca gezelim istedik.

Zemin seviyesinde olan bu alanda meğerse Gladyatör filmindeki meşhur dövüş sahnesi çekilmiş. Aşağıdaki fotoğraflar alana aitler.

Aït Benhaddou gezisi hepimizi çok mutlu etti. “Güne çok iyi başladık” diyerek otobüsümüze binip Marakeş’e doğru tekrar yola düştük. “Marakeş’e erken varacağız ve yarın dahil 1,5 gezi günümüz olacak” diye düşünüyorum. Programda olmayan ama benim çok görmek istediğim Saadi Türbeleri’ni de ayarlamaya çalışıyorum. Meğerse erken sevinmişiz. Otobüsümüz bir süre sonra ciddi bir arıza daha yaptı ve gezide ikinci kez yolda kaldık. İkinci otobüs ve ikinci yolda kalış! Bizimkisi artık Fas çöllerinde kutup ayısına rastlamaya benzedi. Yaklaşık 3 saat bir zaman kaybı yaşadık. Marakeş’e varışımız geç oldu.

Tamir işi bitince yeniden otobüsle yolculuğa başladık. Yüksek Atlas Dağları’nı aşmamız gerekiyor. Tizi n’Tichka, Fas’ta deniz seviyesinden 2.205 metre rakımda bulunan yüksek bir dağ geçidi. Orada tepedeki tabelada 2260 nt yazsa da doğru olanı yukarıda yazdığım. Tizi n’Tichka, Berberi dilinde “Zorlu dağ merası” anlamına geliyor. Geçit, Fas’ın orta kesiminde, Marakeş ve Drâa-Tafilalet bölgeleri arasındaki sınırda yer alıyor.

Tizi n’Tichka Geçidi / FAS GEZİSİ 2025

Yani coğrafi olarak geçit, Büyük Marakeş Ovaları ile Yüksek Atlas dağlarındaki Sahra Çölü‘nün giriş kapısı arasında bulunuyor. Bu yolu Romanya’daki Transfăgărășan Yolu’na benzettim. Yol kıvrıla kıvrıla gidiyor.

Bu yol çok eski zamanlardan beri biliniyormuş ve eski bir kervan yoluymuş. Yol, 1936 yılından itibaren Fransız ordusu tarafından askeri otoyol olarak yapılmış ve asfaltlanmış. Zirveye giden yol, Col du Tichka ve Tizi n’Aguelmous olarak da biliniyor.

Tizi n’Tichka En Yüksek Noktası-Col du Tichka / FAS GEZİSİ 2025

Sonunda Atlas Dağlarını aşıp Kutubiye Camii, Kasbah, surlar, anıtsal kapılar, bahçeler, Bandiâ Sarayı, Bin Yusuf Medresesi, Saadi Türbeleri ve adeta bir açık hava tiyatrosu olan Jemaa el-Fnaa Meydanı ile 1985’den beri UNESCO Kültür Mirası Listesi içindeki Marakeş’e vardık. Orijinal adı Berberi dilinde “Mur (n) akush” olup, “Tanrının Ülkesi” anlamına geliyormuş. Fas’ın Kazablanka, Tanca ve Fez’den sonra 4. büyük ve kırmızı surları ve sonrasında kırmızı kumtaşından inşa edilen çeşitli binaları nedeniyle “Kızıl Şehir” lakaplı Marakeş’e sonunda giriş yaptık.

Yarın Marakeş’e devam ederiz

Gezekalın

17.05.2025

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Ouarzazate

Tüm Sanal Gezginlere yeniden merhaba..

Bu yazımda sizlere Fas gezimizde Merzouga’dan Ouarzazate‘ye kadar olan kısmı anlatacağım. Aslında gezimiz Marakeş’de sonlanıyor. Ancak Merzouga’dan Marakeş’e kadar yaklaşık 9 saatlik yol yapmak gerekiyor. Bu nedenle araya Todra Kanyonu ve Tinghir gibi gezi yerlerini koyup, Ouarzazate’de konaklama şeklinde bir program yapılmış. Bir gezide uzun araç yolculukları insanı bir süre sonra bezdirebildiğinden doğru bir yaklaşım olmuş.

Tinghir-FAS GEZİSİ 2025

Merzouga-Erg Chebbi Çölü tepelerinde sabah deve ile yapığımız gün doğumu aktiviteleri ve takibinde kahvaltı sonrasında, jiplere doluşup tekrar otobüsümüze bineceğimiz köye geri döndük. Yollarda turistleri sabah gün doğumu aktivitesi için sırtlarında taşımış ve görevlerini tamamlamış deve kervanları görüyoruz. Buradan Ouarzazate’ye doğru yola çıktık.

Ouarzazate Yolunda İnsan Manzaraları-FAS GEZİSİ 2025

Zaman zaman köyler, çoğu zaman da dağlar ve çöl alanları manzaramızı oluşturuyor. Fas’ın büyük şehirlerinde kadının erkeklerle beraber hayatın içinde olmalarını gördüm. Ama köylerinde, başları kapalı da olsa, bisiklet ve araba kullanan kadınları görmek, şeriat ile yönetilen bir ülkede hoşuma gitti.

Fas’da Vahalardaki Tarlaları Sulama Sistemi:Khettara – FAS GEZİSİ 2025

Yolda çıkrıklarla su çekilen yan yana dizilmiş su kuyuları fark etmiştim. Otobüs içinden çektiğim fotoğraflara bakınca onları hatırladım. Bu yazıyı hazırlarken araştırınca İran gezimden tanıdığım bir sulama sisteminin, burada değişik bir adla karşıma çıktığını öğrendim. Bunlara “Khettara“, Türkçesiyle “Drenaj galerileri” deniyor. Khettaralar yüzyıllardır Cezayir ve Fas’ın kurak bölgelerindeki su kaynaklarının en verimli ve etkili yöntemle kullanımını sağlamış. Khettaralar, vahalardaki tarlaları sulamak için yerçekimiyle su tablasından yüzeye su taşıyan bir hidrolik sistem. Buluş ve teknik eskiye dayanıyor. Orta Çağ’da, İslam birliklerinin Güney Akdeniz’i fethi sırasında buralara yayılmış. 2.500 yıldan daha önce bilinen yöntem, Murabıtlar döneminde bu topraklara Pers icadı olarak getirilmiş. Ben İran gezi yazımda tarihi sulama ve kanat sistemlerini ayrıntısı ile anlatmıştım.(https://gezekalin.com/2022/06/20/tum-cekincelerinizi-bir-kenara-birakin-iran-gezi-yazisisuster-tarihi-hidrolik-sistemi-danielin-mezari/ )

Günümüzde artık bu sistemin yerini çoğu yerde güneş enerji panellerinden sağlanan enerji ile çalışan su pompaları almış. Yol üstünde gördüklerimizin bir kısmı hala aktif sulamada kullanılsa da, bir kısmı da turistik amaçla kullanılıyor. Khettaralar, özellikle teknolojik gelişmeler, iklim değişkenliği nedenli şiddetli kuraklıklar ve yerel halkın bu tür bir sulama yöntemine olan ilgisizliği nedeniyle son yıllarda azalmış. Bu nedenle, bölgedeki farklı medeniyetler tarafından geliştirilen yüzlerce yıllık ve yerel atalardan kalma bilgi birikimi de ne yazık ki kayboluyor. Biz de bu tarihi sistemin yanından otobüsle geçtik gittik. Merzouga-Ouarzazate arasındaki seyahatinizde bu sistemi yakından görün derim.

Tinghir-Seyir Terasından Şehir Panoraması-Palmiye (Hurma Ağacı) Korusu / FAS GEZİSİ 2025

Merzouga’dan yola çıkıştan 3 saat kadar sonrası Tinghir‘e vardık. Tinghir, yaklaşık 30 kilometre uzunluğunda ve 4 kilometre genişliğinde bir vaha. Yemyeşil palmiye (hurma) ağaçları ve arkasında geleneksel kerpiçten kasbahları-evleri ile seyir tepesinden (Mirador del Palmeral) çok güzel panoramik fotoğraf veriyor. Burası Fas’ın en büyük palmiye vahası. Eski ve terk edilmiş izlenimi veren yerleşim yerleri arasında ve Palmiye Korusunda bir yürüyüş yapsak güzel olurmuş. Büyük ve eski bir yerleşim yeri. Daha az turistik ve dolayısı ile daha doğal görünümde. Tinghir, Fas’ın imparatorluk şehirlerini, Kara Afrika’ya bağlayan antik kervan yollarının kavşağında bulunan bu kent.

Tinghir-Seyir Terasından Şehir Panoraması-Palmiye (Hurma Ağacı) Korusu / FAS GEZİSİ 2025

Tepeden bakınca karşımızda tarımla ve halıcılık/dokumacılıkla hayatlarını kazanan göçebe berberi halkının yaşadığı bir köy var. Kasaba, yüzyıllar boyunca ticaret ve tarım için önemli bir merkez olmuş.

Tinghir-Seyir Terasından Şehir Panoraması-Palmiye (Hurma Ağacı) Korusu / FAS GEZİSİ 2025

Tinghir’in tarihi, eski ticaret yolları üzerinde bulunan stratejik konumuna dayanıyor. Yeri gelmişken bahsetmek doğru olacak; Kasbah kelimesi Fas’ın kuzey ve güney kısımlarında iki farklı mimari türe karşılık geliyormuş. Bu iki tür, görünüşte benzer olsa da, aslında oldukça farklı. Fas’ın kuzeyindeki kasbahlar Müslüman kültürüyle, güneydeki kasbahlar ise Berberi kültürüyle bağlantılılar. “Ne demek istedin?” diye soracak olursanız; Sahile yakın Müslüman kasbahları gelecekteki şehirlerin temel taşları olarak inşa edilirken, Berberi kasbahları başlangıçta devam ettirme veya genişletme niyeti olmadan stratejik noktalara yerleştirilmişler. Bu nedenle güneydeki kasbahlar çoğunlukla yapısal çöküşü önlemek için sürekli bakım gerektiren kerpiçten oluşan inşaat malzemeleriyle yapılmış. Tinghir’deki kasbah rüzgar ve yağmurun zaman içindeki etkisi ile yıkık ve harabe hale gelmiş. Bir sonraki gün gezeceğimiz Ait Benhaddou Ksar‘daki kasbah ve evlerde bunu yakından ve çok net olarak göreceğiz. Rabat kentinde, Udayas Kasbah’da olduğu gibi, kuzeydeki kasbahlar daha dayanıklı malzemelerle inşa edilmişler. Ülkenin iki yönündeki kasbahlar bu gibi açılardan çok farklı olabilirlerse de aynı zamanda bazı ortak unsurları paylaşıyorlar (Dört savunma kulesi ve tek bir giriş erişimi olan dikdörtgen bir düzen, genellikle tahıl ambarı için birinci kat, mutfak ve işçiler için ikinci kat ve aile için üçüncü katta odaların yerleşimi gibi).

Todra Vadisi’nin ilk sakinleri büyük ihtimalle Hristiyanlık döneminin başlangıcında Orta Doğu’dan hurma ağaçlarının getirilmesi nedeniyle bölgeye yerleşmişler. Bu hurma ağaçları yerel ekonomi için değerli bir kaynak. Bölgedeki ilk yerleşimciler koyu tenliymiş ve kısa süre sonra bölgeye kendi dillerini ve kültürlerini empoze eden Amazigh veya Berberiler tarafından takip edilmişler. MÖ beşinci yüzyılda Yahudilerin gelişi, Todra Vadisi’nin çeşitli kültürel dokusuna bir katman daha eklemiş. Bu tarihi eskilere dayanan, binlerce hurma ağacı ve bir kısmı yıkılmış kasbahların arasından, kısa da olsa yürümek ilginç olabilir.

Tinghir’de Satıcı-FAS GEZİSİ 2025

Biz panoramik fotoğraf için yer seçerken, otobüsümüzün durduğu tepede mevzilenmiş satıcılar bir anda çevremizi sardılar. Fas’da satıcılar pazarlığa çok müsaitler. Verilen fiyatın yaklaşık yarısını teklif edin. Teklif ettiğiniz fiyata ulaşamazsanız da orta bir yol mutlaka buluyorsunuz.

Tinghir Bölgesi, güneybatıdan kuzeydoğu Fas’a 700 kilometre uzanan ve kuzeyde 4.167 metreden yüksek bir zirveye sahip olan Yüksek Atlas ve güneyde Küçük Atlas Sıradağları arasında sıkışmış. Atlas Dağları’nın yükselmesi sonrası burada var olan deniz geri çekilince, kayaların kıvrımlara ve faylara dönüşmesine neden olmuş. Bu nedenle burada satıcı tezgahlarında, alanda bolca bulunan deniz fosillerinin satışlarını görüyorsunuz. Milyonlarca yıl boyunca doğa (rüzgar ve Todra Nehri erozyonu gibi araçları ile) bu coğrafyayı şekillendirmiş. Ortaya Todra Kanyonu gibi bir güzellik ortaya çıkmış.

Todra Kanyonu-FAS GEZİSİ 2025

Tinghir’e tepeden bakan bir yerde verdiğimiz fotoğraf molası sonrasında Todra Boğazı‘na doğru yola çıktık. Burada hem açlığımızı doyuracağız, hem de ortamda vakit geçireceğiz.

Todra Kanyonu-FAS GEZİSİ 2025

Todra Boğazı (Gorges du Todgha olarak da biliniyor), 300 metreye kadar yükselen yüksek kireçtaşı kayalıkları ile bölgedeki en muhteşem doğal güzelliklerden bir tanesi.

Todra Kanyonu-FAS GEZİSİ 2025

Dünyanın dört bir tarafından kaya tırmanışı yapmak için tırmanışçılar buraya geliyormuş. Biz de orada iken tırmanışcılarddan 3 tanesine denk geldik. Kaya tırmanışı benim yapabileceğim bir aktivite asla değil. Bu güzel kanyon, kurak çöl ortamından çıkınca insanı canlandırıyor.

Todra Kanyonu-FAS GEZİSİ 2025

Todra Kanyonu, 25 kilometreden uzun bir alana yayılıyor ve en etkileyici bölümü, her iki tarafta 300 metreye kadar yükselen kayalıkların bulunduğu dar bir koridor. Biz de bu alanı gezdik zaten. Bu muhteşem vadiyi oyan Todra Nehri hala kanyon içinden akmaya ve doğayı şekillendirmeye katkı sağlıyor.

Todra Kanyonu-Todra Nehri / FAS GEZİSİ 2025

Biz burada verilen yemek molasını pas geçerek kanyonun içinde yürüyüş yaptık. Sıra sıra satıcılar kanyonun bir kenarına tezgahlarını açmış giysi, şal, fosil ve başka şeyleri satıyorlar. Hemen hepsini bir ziyaret ederek sonunda mobil bir çay-kahve satıcısında mola verdik.

Sallama çay içsek de bu güzel kanyon içinde, Fas’daki en keyifli çayımızı içtik diyebilirim.

Todra Kanyonu-FAS GEZİSİ 2025
Todra Kanyonu-FAS GEZİSİ 2025

Todra Kanyonu gezimiz sonrasında günün son noktası olan Ouarzazate’ye doğru yola çıktık. Daha yaklaşık 200 km yolumuz var. Yol üzerinde gül yetiştiriciliğinin, incir ağaçlarının bol olduğu bölgelerden geçtik. Sonunda akşama doğru konaklama yapacağımız otele geldik. Hava daha aydınlık olunca merkezde olan otelin civarını gezmek için dışarı çıktık.

Kasbah Taourirt-Ouarzazate /FAS GEZİSİ 2025

Ouarzazate (Varzazat diye okunuyor), Berberi kökenli bir isim ve “Sessiz” anlamına geliyor. Burası güneyden ülkenin kuzeyindeki şehirlere gitmek isteyen Trans-Sahra tüccarları için bir geçiş alanı olmuş bir kent. Bugün için hala geçmişten kalma bir durak noktası ve çöle açılan bir kapı kimliğini korumakta. Zamanında küçük bir kasaba iken Fransız sömürge döneminde, 1928 yılından itibaren iyi yapılandırılmış bir şehre dönüşmüş ve gümrük karakolu ve idari merkez haline gelmiş. Şehir günümüzde golf ve kongre turizmi merkezi olması ile ön plana çıkmış. Bir diğer önemli gelir kaynakları ise, Hollywood başta olmak üzere, sinema sektörü için doğal bir plato olması ve stüdyolara sahip olması. Nüfusu yaklaşık 70000 kişi.

Kasbah Taourirt-Ouarzazate /FAS GEZİSİ 2025

Ouarzazate gezmesi kolay bir şehir. Görülecek herşey hemen bir cadde etrafında (Mohamed V caddesi ve tüm yan sokakları etrafında) dizilmiş durumda. Yürüyerek dolaşmakta sorun yaşamazsınız. Taourirt Kasbah cadde boyunca göze çarpıyor. Biz de hemen karşı caddedeki platforma çıkıp burayı bol bol fotoğrafladık. Kasbahın tarihi, bölgeyi feodal bir sistemle yöneten bir aile olan Paşa Glaui’nin temsilcisinin ikametgahı olarak hizmet verdiği 18. yüzyıla kadar uzanıyor. Fas’taki kasbahların geneline göre burası iyi korunmuş ve bazı bölümleri restore edilmiş. Üç yüze yakın odası varmış. Akşam vakti kasbah ve civarını ziyaret edemedik tabii ki.

Kasbahı karşıdan fotoğrafladığımız alanın hemen arkasında Sinema Müzesi ve yeni antikacılar, hediyelik eşya satan bir çarşı var. Müze, Ouarzazate’nin sinema kültürünü görebileceğimiz birkaç yerden bir tanesi. Ama gerçek bir sinemasever için Ouarzazate’den bir saatlik bir sürüş mesafesinde Atlas Stüdyoları‘nı veya CLA Stüdyoları‘nı ziyaret tavsiye ediliyor. Eğer sadece birini seçmeniz gerekirse de ilk önce Atlas stüdyoları önerildi. Çünkü en eski olan stüdyo burası ve Nil Mücevheri, Gladyatör gibi filmlerin sahneleri orada çekilmiş.

Antika ve Hediyelik Eşya Satılan Yeni Çarşı-Ouarzazate / FAS GEZİSİ 2025

Vakit diğer gezi yerlerini gezmeye müsait olmayınca biz de hemen arkamızda bulunan çarşıya girip günü bitirdik. Aslında Kasbah gezilebilirmiş. Gün ışığı bitince otele dönüp akşam yemeğine geçtik.

Kasbah Taourirt-Ouarzazate /FAS GEZİSİ 2025
Kasbah Taourirt-Ouarzazate /FAS GEZİSİ 2025

Sevgili Sanal Gezginler bir bölüm daha bitti. Marakeş’e geliyor sıra.

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

15.05.2025

Kültürlerin Karıştığı Ülke: Fas-Fez’den Merzouga Çölü’ne

Tüm Afrika kıtasının yaklaşık %30’luk kısmını kaplayan ve dünyanın en büyük sıcak çölü olma özelliğini taşıyan bir çöl var; Adı Sahra Çölü. Tam 9 milyon km² büyüklüğünde ve dünyanın ikinci büyük kıtası olan Afrika Kıtası’nın ortası ile kuzeyini ayırıyor. “Sahra“, Arapça kökenli bir kelime ve “Çöl” anlamına geliyor. Ancak sonradan “Sahra” özel bir ada dönüşmüş. Sınırları doğuda Kızıldeniz’den, kuzeyde Akdeniz’e ve batıda Atlas Okyanusu’na kadar uzanıyor. Güneyde ise 6 adet Afrika ülkesi ile sınırlı. Çölden sonra yarı kurak bir iklim kuşağına sahip güneydeki bu bölgeye Sahel Bölgesi deniyor. Toplamda ise 11 ülkenin Sahra Çölü ile teması var.

Sahra Çölü-Merzouga /FAS GEZİSİ 2025

Tartışmalı Batı Sahra Bölgesi’nin dahil edilip edilmemesine göre değişmekle birlikte, Fas topraklarının yaklaşık %45’i Sahra Çölü’ne dahildir. 266.000 km² yüzölçüme sahip ve tamamı Sahra Çölü içinde olan Batı Sahra topraklarını çıkartırsak, Fas’ın güney ve güneydoğu çöl bölgeleri (Zagora, Errachidia, Guelmim gibi) yaklaşık olarak 50.000–70.000 km² bir alanı kaplar. Yani Batı Sahra’yı çıkartsak 446.500 km² yüzölçümüne sahip Fas topraklarının ortalama 7 ila 8’de biri Sahra Çölü içindedir.

Sahra Çölü-Merzouga /FAS GEZİSİ 2025

Fas’da Sahra Çölü turları için ön plana çıkan birkaç yer var. Bunlardan ilki, en bilinen ve kolay erişilebilir olanı Merzouga-Erg Chebbi Çölü, diğeri ise Erg Chebbi’den 40 km uzaklıktaki Erg Chigaga Çölü. Sonuncusu daha geniş kumullara sahipse de, ulaşımı daha zor. “Erg” kelimesi Arapça’da “Kumul” anlamına geliyor. Kumullar tüm çölün yalnızca yaklaşık %15’lik oranını meydana getiriyor. Yani çölde her tarafta ince kumulların var olduğunu düşünmeyin. Arapça “Hamada” ise “Kayalık” anlamına geliyor. Rüzgar çöldeki küçük boyutlu malzemeyi süpürünce, aşınma sonucu geride havalandıramadığı iri malzeme kalıyor. Geride yığılı kalan by malzemeye “Hamada” deniyor.

İfran’a Doğru Zorunlu Molada Beklerken / FAS GEZİSİ 2025

Çöle kar yağar mı? Evet! Yağabiliyor ve yakın tarihte 3 kez yağmışlığı var. 2024 yılı ekim ayında çölde 2 gün süren şiddetli yağmurlardan gölcükler oluşmuş. Bizim Rabat ve Fez’de yağmura yakalandığımız zaman, burada da yağmur yağmış. Sahra Çölü mineraller bakımından o kadar zengin ki Amazon Bölgesi’ndeki bitkiler bile Sahra Çölü’nden gelen rüzgârla besleniyor. Her yıl yaklaşık 40 milyon tonluk kum, Sahra Çölü’nden Amazonlar’a rüzgarla yolu ile taşınıyor. Seyahat eden kum tanelerindeki fosfor, Amazonlar için gübre görevi görüyor.

Merzouga-Erg Chebbi Çölü-Gün Doğumu / FAS GEZİSİ 2025

Fas gezisi, Sahra Çölü’nde en azından bir geceyi geçirmeden asla tamamlanmamalı. Biz de gezinin o kısmını yapmaya çalıştık. Çölün gün batımı da, gün doğumu da, gece karanlığında gökyüzündeki yıldızlarını sayması da, deve sırtında gezmesi de ya da jiple kumullarda safari yapması da başka bir zevktir. Daha önce bu zevki başka ülke çöllerinde tatmışlığımız olmuştu. En son Umman’da çöl gezimiz olmuştu.

Merzouga-Erg Chebbi Çölü-Gün Doğumu / FAS GEZİSİ 2025

Fez gezimizin hemen ardından Merzouga-Erg Chebbi’de çöl gezimizi gerçekleştirmek için yollara düştük. Yol çok uzun. Orta Atlas ve sedir ormanları içinden geçerek İfran ve Azrou yoluyla Erfoud’a ulaşacağız. Midelt ve sonrasında Yüksek Atlas Dağlarını geçtikten Merzouga’ya ulaşacağız. Merzouga, Cezayir sınırının 55 km yakınındaki bir köy. Bu köyün halkının en büyük kazancı bölgeye gelen turistler. Yani 50 km’ye 5 km ölçülerindeki Erg Chebbi kumullarından para kazanıyorlar. Genelde bu çölde Tuaregler denen ve Berberi dili konuşan bir halk yaşıyor. Ama bu halk sadece Fas’da değil Afrika’nın başka ülkelerinde de yaşıyorlar

Merzouga-Erg Chebbi Çölü-Hamada Gün Batımı Kutlaması /FAS GEZİSİ 2025

Yaklaşık 8 saat yol yaparak 465 km sonra Merzouga’da bizi bekleyen jiplere binip, kalacağımız çöl kampına ulaşacağız. Burada gün batımı için develer sırtında yolculuk yapıp kumul tepelerinde gün batımını izleyeceğiz. Sonra da akşam yemeği ve çölde ateş çevresinde Berberi müziği dinleyeceğiz. En azından kağıt üzerindeki programımız bu şekilde.

Merzouga-Erg Chebbi Çölü-Gün Doğumu / FAS GEZİSİ 2025

Rehberlerimizin akşamdan aldıkları kararla sabahın çok erken saatlerinde Fez’den yollara düştük. Amaç erkenden alana varıp programda olan deve sırtında gün batımı kısmını uygulayabilmek. Yağmur bugün yok ve hava pırıl pırıl güneşli. Yağmur yok ama aksilik var! Yolculuğun daha bir saati ancak dolmuş ve İfran’a bile ulaşamamıştık ki otobüsümüz ciddi bir arıza yaptı ve yollarda kaldık. Yeni aracın gelmesini yaklaşık 2 saat bekledik. Tur firması yeni otobüs getirtti. Ona eşyaları taşıyıp tekrar yollara düştük. Otobüs bozulması ve “İfran’da bir kahve içelim moralimiz düzelsin” derken epey vakit kaybetmiş olduk. İyi ki sabahın çok erken saatinde yollara düşmüşüz. İfran, Fas’ın dağlık bölgelerinden ve yemyeşil bir yer. İfran’dan biraz daha yol yapıp da yükseklere çıkmaya başlayınca, ağaçların tepelerinde daha önceden yağan karları gördük. Bu ortamdan çöle geçiş ne kadar da inanılmaz!

Ağaç Tepelerinde kar manzarası-FAS GEZİSİ 2025
İfran-Merzouga Yolunda Mola / FAS 2025

Yol gerçekten çok güzel manzaralara sahipti. Biz de manzaranın keyfini çıkartmaya bıraktık kendimizi. O yemyeşil ormanlık, tepelerinde kar olan dağ manzaraları, zamanla yerini çorak araziye bırakmaya başladı. Yolun kalan kısmını ne kadar hızlandırmaya çalışsak da gün batımında kumullara deve sırtında gitmek hayal oldu tabii ki.

Merzouga’da otobüsten inip jiplere dağılsak ve yola düşsek de, 35 km ötedeki kampa ve kumullara gün batımı için ulaşmak mümkün olmadı. “Gün batımını bari kaçırmayalım” dendi ve yolda jiplerden inip “erg” yerine “hamada” da şampanya patlatarak gün batımını seyrettik.

Sonunda akşamın ilerleyen saatlerinde kamp alanımıza vardık. Geceleme için seçilen kamp güzel bir yerdi. Djellaba veya jillaba denen uzun giysileri yataklarımızın üstlerine bırakmışlar. “Adettendir diyerek” bizler de bu yerel giysileri giydik.

Yemek ve sonrasında ateş başında berberi müziği dinledik. G’naui denen vurmalı çalgıların ağırlıklı olduğu müzik türünü çoğunlukla Senegal’li müzisyenler yaparlarmış. Bizimkiler onlardan mı bilemedim ama müzik yapanların çoğu bize restoran kısmında bizlere yemekte hizmet veren arkadaşlardı. Çıtırdayan alevlerin rahatlatıcı etkisi, yanık Afrika ezgileri, günün yorgunluğu ve yolun stresi derken erkenden gözlerimiz kapandı. Uykuya çekildik.

Sabah gün doğmadan uyandırılıp, kahvaltı yapmadan develere binmek üzere kampın arkasına yönlendirildik. Gökte, ucundan biraz yenmiş dolunay haline yakın ay var. Ortamın aydınlanmasına onun da katkısı var. Yaklaşık 7/8 develik küçük bir kervan yapıldı. Her bir deveye bir kişi yerleştik. Önde, lider deveyi çekerek yön veren Berberi arkadaş, gün daha ağırmadan yollara düştük. Kendinizi, dolaştırılan sünnet çocukları gibi hissetseniz de kumullar üstünde deve sırtında dolaşmak çok güzel bir duygu. Çöl gemisi denen develer müthiş hayvanlar. Yaklaşık yarım saatlik bir gezinin ardından kumul tepesine ulaştık ve gün doğuşunu beklemeye başladık.

Gecenin karanlığından, gün doğumuna geçerken kumulların rengi de değişip duruyor. Ufuk çizgisinde güneşin ilk ışıkları ortaya çıktıkça biz de civarın güzelliğinin farkına varmaya başlıyoruz. Güneşin ilk ışıkları altında kumulların rengi kızıla dönüyor. Sonra da kızıllık gittikçe sarıyla yer değiştiriyor. Harika bir deneyim.

Bir an dünkü otobüsün bozulması ile kaybedilen zaman sonucu çöl kumullarında gün batımını kaçırdığımıza fena hayıflandım. Çölde iki gece geçirmek yerine, öğle geç saatlerde kampa varıp “gün batımı” ve ertesi gün “gün doğumu” yapmak isterdim. Jip safari benim açımdan ihmal edilebilirdi. Bizimkisi “Çölde bahtsız bedevi şansı” oldu. Sonradan yeni gelen otobüs de Marakeş yolunda bozulunca “İyi ki çölde kutup ayısına rastlamadık!” dedik. Kötü tesaadüf oldu.

Çölde kalabildiğimiz kadar kaldık. Kumullarda çocuklar gibi şendik. Herkes, bir diğerine bol bol pozlar verdi. Ortamı fotoğraf karelerimize hapsettik. Çölde fotoğraf çekmeyi hep sevmişimdir. Güneş iyice yükselip, ayı gökyüzünden kovunca kampa geri döndük. Fas gezimizde en güzel kahvaltılardan birisini burada yaptık. Sonra da toparlanıp Marakeş’e doğru yollara düştük.

Fas’da çöle ulaşmak uzun ve zahmetli. Ancak mutlaka deneyimlemeniz gereken bir gezi parçası. Biz kolay kolay gezdiğimiz yere bir daha gitmiyoruz. “Zaman ve para kısıtlı, farklı yerlere kullanmak gerekir” diye düşünüyoruz. Ama bu gezi yazısını yazarken, çöl fotoğraflarına bakarken kendi kendime “Acaba bir daha mı bu geziyi yapsak?” diye sormadım değil…

Fas yazısında artık sona yaklaştık. Gezekalın

Dr Ümit Kuru

14.05.2025