• Arşivler

  • Diğer 531 aboneye katılın
  • Mart 2013 den beri

    • 378.027 ziyaretçi
  • Temmuz 2023
    P S Ç P C C P
     12
    3456789
    10111213141516
    17181920212223
    24252627282930
    31  

Ortaya Karışık Orta Amerika: Kanalın Ülkesi; PANAMA-Panama’nın Yerli Halkı/Tusipono Embera Köyü

Panama’ya kadar gitmişseniz yapılacak önemli aktivitelerden bir tanesi Panama yerli kabilelerini ziyaret etmek olmalıdır. Panama nüfusunun yaklaşık %12 kadarlık bölümünü yerli halklar oluşturuyorlar. Bu yerli halklar, genellikle gruplar halinde belirli alanlarda yaşıyorlar. Bu alanlara “Comarca” deniyor. Panama yerli halkları arasında Embera yerlileri, önemli olanlarından sayılıyor. Biz de Panama gezimizde bu halkın bir köyünü, Tusipono Embera Köyünü, ziyaret ettik.

Embera-Wounaan (Choco) halkı, Panama’daki ana yerli gruplardan birini temsil ediyor. Diğer büyük gruplar ise Kuna, Ngobe-Bugle (Guayami), Bribri ve Naso (Teribe) olarak adlandırılıyorlar. Emberaların Panama’daki nüfusu yaklaşık olarak 33000 kişi. En büyük Embera grubu (yaklaşık 22.000 kişiyle neredeyse 48 topluluk) Kolombiya ve Panama arasındaki sınırda Darien Yağmur Ormanlarında yaşıyorlar. Embera halkının bir grubu hep Darien Yağmur Ormanlarında yaşarken, 1960’lardan başlayarak bazı Embera yerlileri Panama Kanalı havzasına göç etmişler. Chagres Nehri boyunca (Parará Puru, Embera Drua, Tusípono Embera ve Ella Puro) ve Gatun Gölü (Embera Quera) kıyılarında köyler kurmuşlar.

Tusipono Embera Köyü yağmur ormanlarının ortasında, Chagres Nehri’nin kıyısında yer alan küçük geleneksel bir köy. Bu köyün yerlileri olan Emberaları ziyaret ederek geleneklerini, giyim tarzlarını ve el becerilerini gözlemleyeceğiz. Bizlere geleneksel danslarını ve müziklerini icra edecekler. Embera topluluğu tarafından hazırlanan öğle yemeğine katılacağız.

Tusipono Embera, başkent Panama City’den yaklaşık bir saat uzaklıktaki Chagres Ulusal Parkı‘ndaki Chagres Nehri (Panama Kanalı’nın ana su sağlayıcısı) boyunca yer alıyor.

Otelden grup olarak ayrılarak Chagres Nehri kıyısındaki ilkel bir tekne biniş yerine gittik. Sığ sularda sürmek üzere altı düz olarak yapılmış ve arkasında garip motorlu, uzun geleneksel teknelere ¨Piragua¨ deniyor. Köye varmamızın tek yolu bu teknelerle nehirde 1 saatlik yolculuk yapmaktan geçiyor.

Kıyıda sıralar halinde dizilmiş tekneleri ile Embera yerlilerini bizleri beklerken bulduk. Grup iki tekneye dağıldı. Teknelere yerleştikten sonra zaman zaman iyice sığlaşan nehirde yol aldık. Panama gezimizin de artık sonları olduğundan yağmur ormanlarının ağaçları arasında ya da kıyıda yerleşik kuş, timsah, maymun, iguana ne görebilirsek görmeye çalışarak nehirde ilerledik. Sonunda köyün limanına vardık.

Bizi kıyıda kaval ve davul çalan iki yerli ile şarkılar söyleyen diğer yerliler karşıladı. Yaşlılar hariç köyün neredeyse tüm halkı bizi içtenlikle selamladılar ve büyük konuk çardağına alındık. Köyün bu çardağının üç yanına tezgahlar kurulmuş ve tezgahların üstüne hediyelik eşyalar satılmak üzere dizilmişlerdi. Kaçınılmaz şekilde tüm tezgahlar gezildi. Hediyelik eşyalar alındı ya da sonradan alınmak üzere göze kestirildi. Hediyelikler arasında ben en çok Tagua ağacının kestaneye benzer tohumundan yapılan küçük heykelcikleri beğendim.

İki tane de satın aldım. Başka herhangi bir yerde bu tür bir hediyelik görmemiştim ya da dikkatimi çekmemişti. Doğal boyalar kullanılmış örme sepetler de diğer alınabilecek eşyalardı ama yer kaplayınca alamadık.

Daha sonra köyün mutfağı diyebileceğim çardağa geçtik ve bize burada Emberalar hakkında bilgi verildi. Köyün kadınlarının ve erkeklerinin geleneksel giysileri anlatıldı.

Köyün en yaşlı kadını sepet örme tekniklerini anlattı. Sonra da yemek faslına geçtik. 

Patacones (kızarmış muz) ve kızarmış balıktan oluşan tipik yemeklerini palmiye yaprağı lifleri içinde sunuyorlar. Bu yemekle çok doymayı beklemeyin! Ama o yemek hazırlanma ve sunum ritüelini izlemek keyifli oluyor.

Yemek sonrasında önce köyün diğer evlerini ve köyün kalanını gezdik. Köydeki evlerin sayısı toplamda onu geçmez. Bu arada kıyıya yanaşan tekneden köyün okula giden çocuklarının indiklerini de gördük. Köyün ergenleri, gelenekleri ve yaşamlarını turistlere pazarlayarak gelir elde ederlerken, çocuklar modern yaşamın içinde eğitimlerine devam ediyorlar.

Yemek sonrasında yeniden büyük çardağa geçip dans gösterilerini izledik. Danslarına eşlik ettik. Sonra da onlarla vedalaşıp köyden teknelerle ayrıldık. Kıyıda hemen her gün aynı ritüelleri bıkmadan tekrarlayan yerlilerin el sallayışlarına aynı şekilde karşılık verdik.

Tusipono Embera Köyü yerli topluluğunun insanları bugünlerde bir milli parkta yaşıyorlar. Buralarının henüz bir milli park olmadığı zamanlarda çiftçilik yapmak, ürün yetiştirmek, avlanmak ve balık tutmak serbestmiş. Panama Hükumeti Chagres Ulusal Parkını kurarak araziyi korunan bir alan haline getirdiği zaman, burada yaşayan Embera halkının avlanmasına veya herhangi bir ürün yetiştirmesine izin verilmemiş. Sadece balık tutmalarına izin verilmiş. Ana yemeklerinin balık olmasının nedeni de buymuş. Sadece balık tutarak izole halde yaşam hem Embera halkının asimile olmasına ve hem de gelenek ve kültürlerinin yok olmasına neden olacağından Panama Hükumeti bu köylerde turizmi teşvik eden projeler hazırlamış.

Kültürlerini bir gelir kaynağı olarak turistlerle paylaşmak için örgütlenmeleri sağlanmış. Yerli Embera halkı yaşam tarzlarını, el sanatlarını turistlere nasıl pazarlayacaklarını zamanla öğrenmişler. Bizlerde bugünkü gezimizde bu pazarlamadan fazlasıyla memnun olarak köyden ayrıldık.

Gezekalın

Dr Ümit Kuru

19.07.2023

Yorum bırakın

Yorum bırakın