Dünya Kültür Mirası Listesi-Ekvador

 

Biliyorsunuz, gezdiğimiz ülkelerin Dünya Kültür ve Doğa Mirası Listesi içinde yer alan eser ve tabiat parklarından ziyaret etmiş olduklarımızı ayrı bir bölüm içerisinde vermeye çalışıyorum.

Ekvador’un Dünya Kültür Mirası Listesi içinde yer alan kültürel ve doğal güzellikleri toplamda 5 adet ve bunların isimleri ve kabul tarihleri aşağıdaki gibidir;

Kültürel Eserler

  • Quito Şehri (1978)
  • Santa Ana de Rios de Cuenca (1999)
  • Qhapaq Nan, And (İnka) Yolu (2014)

Doğa Eserleri

  • Galapagos Adaları (1978)
  • Sangay Ulusal Parkı (1983)

Biz Ekvador gezimiz sırasında bu güzelliklerden Quito ve Cuenca Şehirlerini gezebildik. İnka yolunun ise, Ingapirca Antik Kentinde ancak çok küçük bir örneğini görebildik.

Galapagos Adalarına gidebilmek için şartları zorladık ama gezi fiyatlarını yaklaşık 2500 USD arttırdığından mümkün olmadı maalesef.

 

Quito:

 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

Ekvador’un başkenti olan Quito, insan elinden çıkan eserlerle ile doğanın güzellikleri ve yaratıcılığının bir araya gelerek bir uyum içinde, benzersiz bir çalışma yaratmalarının bir sonucudur. Şehir, Pichincha Volkanının yarattığı büyük plato ve diğer yer yüzü şekilleri üstüne inşa edilen, İspanyollar öncesi bölgede yaşayan yerel halkın yaptıklarının üstüne, İspanyol eserlerinin karışması sonucu ortaya çıkmıştır. “Quito Barok Okulu” olarak adlandırılan eski şehir merkezinin bu özellikleri onu Dünya Kültür Mirası listesi içine sokmuştur.

Şehir 1797 ve 1859 yıllarındaki depremlerde büyük hasarlar alsa da Latin Amerika’nın en iyi korunmuş ve en az değişime uğramış şehri olma özelliğini taşıyor. San Francisco ve Santo Domingo Kiliseleri ve Jesuit Collage of La Compania kilisesi, İspanyol, İtalyan, Arap, Flaman ve yerli halkın mimari özelliklerinin harmanlandığı ve “Quito Barok Okulu” nun özelliklerinin en bariz olarak görüldüğü gezi yerleridir. Bu kiliselerden sadece San Francisco Kilisesinin içine girebildik. Jesuit Collage of La Compania kilisesi ve Santa Domingo Kilisesinin içine ise geç bir saat olduğundan giremedik. Jesuit Collage of La Compania kilisesinin içindeki altın kaplama altarı görmemiz gerekirdi. Gereksiz bir öğle yemeği kaybı nedeni ile bunu yapamadık. Bugün bu satırları yazarken bunun önemli bir kayıp olduğunu görebiliyorum. Oralara kadar giden siz gezginler bu hatayı sakın yapmayın ve gerekirse aç kalın ama görmeden gelmeyin!

Quito eski şehir evleri eski İspanyol ve Fas tipi özellikler taşır. Genelde bu evlerin yapımında güneşte kurutulmuş briket ve üstü alçı sıva kaplamalar kullanılmıştır.

 

Cuenca

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 

And Dağları ile çevrili olan ve tarım için elverişli toprakları nedeni ile aslında tarım amaçlı olarak İspanyollar tarafından kurulmuş olan bir şehirdir. İspanyolların Ekvador içlerinde  Rönesans mimari disiplininden ayrılmadan ve başından beri ortogonal şehir planı ile kurduğu, farklı kültürlerin bir uyum içinde yaşamış olduğu bir şehirdir Cuenca.

1557 Yılında Viceroy Andrés Hurtado de Mendoza tarafından kurulmuş olan bu şehri, 1999 yılında UNESCO Kültür Mirası listesine sokan kriterler; Avrupa Rönesansı ile gelişen planlı şehirciliğin Latin Amerika’daki en iyi örnek şehirlerinden olması, Latin Amerikanın farklı toplum ve kültürlerinin bu şehirde bir araya gelmesi ve planlı İspanyol Kolonyal tarzı evlerin varlığıdır.

Basit kolonyal tarzı evlerin bazıları, özellikle 18. yüzyıldan başlayan ve 19. yüzyılda artan ekonomik genişleme döneminde rezidans tarzı evlere dönüştürülmüş ve hem Avrupai ve hem de yerel etkilerle benzersiz bir mimari tarz ortaya çıkmasına neden olmuştur. Eski ve yeni Katedral, Santo Damingo Kilisesi bahse değer mimari yerlerdendir.

Ben dahil gruptaki herkes Cuenca’nın evlerini, Quito’nun kolonyal evlerinden daha çok sevdik ve bu şehri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine daha çok yakıştırdık.

Qhapaq Nan, And (İnka) Yolu

activity_65-358-500-20091222113433İnkaların ulaşım, ticaret ve savunma amaçlı olarak kurdukları ve 30000 km’yi bulan uzunluğu sahip bir yoldur. “Qhapaq Nan” ” güzel yol” anlamına gelmektedir.

Bu yolu İnkalar, kendilerinden önce var olan yolların üzerine yüzyıllar içerisinde inşa etmişlerdir. Dünyanın en sıra dışı yollarından bir tanesi olarak bu yol 6000 metreyi bulan rakımlardaki tepesi karlarla kaplı And Dağlarını sahile, sıcak yağmur ormanlarını verimli vadilere ve çöl alanlarına bağlamaktadır. En büyük uzunluğuna 15. Yüzyılda ulaşmıştır. Bu yolun 6000 km’nin üzerinde bir alanda 273 yan yolu vardır. Bu ağ üzerinden ticari, dini ve sosyal olarak önem verilmiş olan yerlere ulaşım sağlanabilmiştir. Arjantin, Bolivya, Şili, Kolombiya, Ekvador ve Peru bu yolun üzerindeki ülkelerdir.

Bu yolu genişliği genelde 1-4 metre arasında değişse de, 20 metre genişliğe  ulaşan kısımları da vardır. Bu yolun aslında en iyi bilinen kısmı Peru’daki Machu Picchu’ya giden İnka Yolu kısmıdır. Bu yolu görme ayrıcalığına erişmiştim.

İnka Yolu aslında o kadar güzel ve sağlam olarak döşenmiş bir yoldur ki aradan 400 yıl geçmesine rağmen bu uol hala sağlam bir şekilde durmaktadır. Bizim de İngapirca’da gördüğümüz şekilde,  İnka yolunun bu kısmının  taşları hala çok düzgün ve kullanılır bir şekildeydi.

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

08.09.2014 Saat 23:17

 

 

 

 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: