Ekvador/Kolombiya/Venezuela gezimiz dahil, son 3 gezimizi Nar gezi (http://www.nargezi.com/tr/) ile gerçekleştirdik. Bu gezinin programını Nar gezi sahiplerinden sevgili Aykut Semerci ile birlikte şekillendirdik. Başından söylemem gerekir ki bu zor gezi programını, bu kadar kalabalık bir sayı ile başarıyla gerçekleştirdiği için Aykut Semerci ve şirketine teşekkür etmeliyim. Aykut bizim gruba gezi boyunca da eşlik etti ve benim şahit olabildiğim birkaç yerde çok kritik müdahaleleri ile gezinin keyfinin kaçmasını engelledi.
Atatürk Havalimanında buluşma sonrasında THY ait bir uçak ile Buenos Aires’e doğru yola çıktık. Aslında İberia veya KLM gibi havayolları ile de bu gezi gerçekleşebilirdi. Ancak biz grup olarak THY uçağı ve hizmetinin konforunu tercih ettik ve bir gece Buenos Aires’te konaklama yaparak Ekvador’un başkenti Quito’ya doğru uçacağız. Buenos Aires’te ise gruba rehberlik edecek ve geçen Arjantin-Patagonya gezimizden tanıdığımız Cem İnal da bize katılacak.
İstanbul-Buenos Aires arasında, Sao Paulo da, teknik yardım almak amacı ile uçağımız zorunlu olarak birkaç saat bekledi ve ardında da Buenoz Aires Ezize havaalanına indik. Cem’le sıcak bir kucaklaşma sonrasında, gecenin ilerleyen saatlerinde otele varıp güzel bir uyku çektik. Otelimiz San Thelmo’da.
Ertesi gün uçağımız akşam saatlerinde olduğundan Buenos Aires’te yarım günlük tur atma şansımızı da kullandık tabii ki. Bu turumuzda, geçen sene Arjantin-Patagonya gezimize katılmış olan arkadaşlar var ama Buenos Aires’e ilk defa gelenler de var. Bu nedenle Buenos Aires turu bizler için anıları tazeleme, ilk defa bu güzel şehre gelenler içinse tadımlık bir tur oldu. Geçen seneki turu ayrıntılı bir şekilde anlattığım için ( https://gezekalin.com/2013/04/13/brezilya-iguazu-soslu-arjantin-sili-patagonya-gezisi-giris/ ) uzun uzun gezini bu tarafını anlatmayacağım. İlgilenen arkadaşlara yukarıda bağlantılı adrese verdim oradan ulaşabilirler. Ancak bahsetmeden geçemeyeceğim bir konu, Buenos Aires klasiği olan Desnivel Restoranda de et yememiz. Burada 3. kezdir tadına doyamadığımız etlerden yedik. Buenos Aires’e gelirseniz olmazsa olmazlardandır bir kez daha hatırlatayım.
Ezeiza Havaalanı-Quito Havaalanı arası 6 saat sürüyor. Avianca Havayolları ile uçtuk. İşin güzel tarafı bu havayolu ,THY gibi, StarAlliance üyesi ve uçuşlarımızdan mil puanları kazandık. Ekvador’un başkenti Quito’ya yerel saatle 02:30 gibi indik. Ama Arjantin ve Ekvador arasında iki saat fark var. Burası Arjantin’e göre 2 saat geride. Uçuşumuz toplam 4 saat sürdü.
Bu arada gezimizin esas odağını oluşturan Ekvador hakkında kısa bir bilgi verelim;
Ekvador (Ecuador) Güney Amerika kıtasının, kuzey batısında yer alan ve 283.520 km2 alanı, 16 milyon civarında nüfusu olan bir ülke. Hepimizin en çok bildiği Galapagos Adalarına, Okyanus kıyısından yaklaşık 1000 km sonra ulaşılıyor ve burası da Ekvador sınırları içinde. Ülkede konuşulan anadil Ispanyolca ama Quichua, Shuar ve 11 farklı dil daha yerel halk tarafından konuşulabiliyor. Başkenti olan Quito, Latin Amerika’da en iyi korunmuş ve an az değişikliği uğramış tarihi merkez olması nedeni ile 1970 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi içine dahil edilmiş. Ülkenin en büyük kenti Guayaquil ise ekonomik başkent sayılıyor.
Ülke ekonomisi Petrol ithalatı, muz ithalatı, turizm, balıkcılık ve gül üretimi üzerinden dönüyor.
Bazı ülkeler 2002 yılında toplanarak ülkelerinin bio çeşitliliğini korumak ve bu konuda ortak davranmak amacı ile “Büyük Çeşitlilik Grubu” adı altında bir topluluk kurdular. Bu 17 ülke;
Avustralya, Brezilya, Çin, Kolombiya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Ekvador, Hindistan, Endonezya, Madagaskar, Meksika, Papua Yeni Gine, Malezya, Peru, Filipinler, Güney Afrika, Amerika Birleşik Devletleri ve Venezuella. Ekvador’da bu ülkeler arasında yer alıyor. Daha da önemlisi Ekvador bu ülkeler içinde, alan başına düşen tür çeşitliliği ile en geniş çeşitliliğe sahip ülke konumunda ve benimde en çok ilgimi çeken kısım bu özelliği. Ah! Ne olurdu sanki tura bir de Galapagos’u ekleyebileydik? Ama fiyatı ve zamanı çok artırıyordu, yapamadık.
Zamanında bu bölgede yaşayan çok sayıda kabile varmış ancak İnka’lar bu toplulukları birleştirmişler.İstekle değil, savaşla tabii ki. İnkalar bu topraklarda, kıyı ve amazon Ekvador kısımları hariç, hüküm sürmüşler. 1531 Yılından sonrada Pizarro ile İspanyol istilası gelmiş. Ekvador, 1830 Yılında İspanyol Kolonyal İmparatorluğundan ve sonradan da Simon Bolivar’ın büyük düşü olan Büyük Kolombiya’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş.
Bizim yolculuğa geri dönelim. Gecenin bu vaktinde yolculuğumuz daha bitmedi. Konaklama yapacağımız yer Papallacta, Quito şehrinin 67 km doğusunda yer alan bir yer.
1970 Yılında Milli Park ilan edilen Cayambe Coca Ecological Reserve alanı Quito dan 38 km uzakta ve toplam alanı 4031 km2 olan bir park. Buraya kaplıcalar ve kuş gözlemciliği için geliniyor. Burasının turistler için çekici olan tek tarafı doğal güzellikleri. Papallacta adlı yerleşim yeri de bu park içinde. Biz burada geceleyip, kaplıcalara gireceğiz ve civarı gezeceğiz.
Yerel rehberimiz bizi havalimanında karşılayıp, valizleri de araca yükletince Papallacta’da kalacağımız Termas de Papallacta adlı tesise doğru yola çıktık ve yaklaşık 1-1:30 saatlik bir yolculukla tesise vardık.
Papallacta “Şamanlarin yeri” anlaminda ve bu sulak alan Quito’nun ve civarın suyunu sağlıyor Papallacta koruma altında bir yer. Cennet bir köşeye gittiğimizi biliyorum ama gecenin bu karanlık zamanında etraf ve geçtiğimiz yol pek gözükmüyor.
Tesise kısa bir işlem sonrasında giriş yaptık. Odalarımızı aldık. Odalarımızın hemen önünde termal sularla dolu havuzlar var. Etrafta otelin cılız aydınlatmaları dışında ışık olmamasına rağmen burasının çok güzel bir ortam olduğu belli. Havuzlardan yükselen sıcak suyun buharı ve ortam çok davetkar. Daha fazla karşı koymanın anlamsız olduğunu düşünüp mayomu giyip dışarı çıktım. İleride havuzdaki karaltının Aykut olduğunu sonradan anladım. Benden daha önce baştan çıkmış ve havuza yayılmıştı. Ben de yanına yerleştim. Arkasından birer ikişer odalardan insanlar çıkıp havuzdaki yerlerini aldılar. O gece havuza girmeyen sadece birkaç arkadaş vardı. Onca yorgunluğun üstüne, dışarda soğuk havada, sıcacık kaplıca suyu müthiş iyi geldi. Ben yattığımda saat 03:00’dü ve arkadaşlar hala havuzdaydılar.
Evet sevgili dostlar..Ekvador gezisi müthiş başladı diyebilirim. Sonuna kadar da böyle gitti.
Şimdilik hoşçakalın..
Gezekalın..
Dr Ümit Kuru
13.08.2014 Saat 22.10
Behiye
/ Ağustos 15, 2016Çok güzel Ümit bey Nar Gezi herzaman iyidir Ben de Nar Tanesiyim
gezekalın
/ Ağustos 16, 2016Teşekkür ederim kendi adıma..Nar gezi kendisi etsin artık 🙂