Ateşin ve Buzulun Yurdu İzlanda: Snæfellsnes Milli Parkı

 

IMG_3555

A_Journey_to_the_Centre_of_the_Earth-1874

Jules Verne’in “Dünyanın Merkezine Seyahat” adlı romanının 1874 tarihli İngilizce basımının kapağı

Hamburg’lu Profesör Otto Lindenbrock, volkanik kraterler yolu ile dünyanın merkezine gidilebileceğine inanmaktadır. Profesör, eskiye ait orijinal bir İzlanda saga kitabını incelerken, Arne Saknussemm adlı  16. yüzyılın ünlü İzlandalı bilginin, Snæfellsjökull Volkanı kraterinden  başlayan bir gizli yolla dünyanın merkezine gittiğini keşfeder. Profesör Lindenbrock, büyük bir heyecana kapılır ve yeğeni Axel ile birlikte İzlanda’ya gider. Rehberleri Hans Bjölk’ün eşliğinde, yanardağın gizemli derinliklerine, yani dünyanın merkezine yolculuk ederler.

Hayal gücüne her zaman hayran kaldığım ünlü Fransız yazar Jules Verne, ilk basımı 1864 yılında ve Fransızca olarak yapılan ve yukarıda konusundan bahsettiğim romanı “Dünyanın Merkezine Seyahat”‘i  Snæfellsjökull Volkanından başlatır. Romanın kahramanları, bugün gezeceğimiz Snæfellsnes Ulusal Parkı içinde ki Snæfellsjökull Volkanı kraterinden girerek, dünyanın merkezine olan seyahatlerine başlarlar ve çeşitli maceralar yaşadıktan sonra Güney İtalya’daki Stromboli Volkanı kraterinden çıkarak yolculuklarını tamamlarlar.

İşte biz bugün Batı İzlanda Fiyortlarına örnek olması için önemli bir ulusal parkı, Snæfellsnes Ulusal Parkı‘nı gezeceğiz.  Snæfellsnes Yarımadasında bulunan bu alan için “Mini İzlanda” tanımı kullanılıyor. Burası İzlanda’da bulunan 4 milli parktan bir tanesi.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu yarımadaya “Mini İzlanda” denmesinin nedeni, İzlanda’nın sembollerinden birisi olarak görülen ve 1446 metre yüksekliğe sahip Snæfellsjökull Volkanı dahil, tüm adada görebileceğiniz ve İzlanda’ya özgü doğal güzellik ve görüntülerin (fiyort, krater, şelale vb.)  170 km²’lik alanı kaplayan bu yarımadada görülebilme imkanı olması. Yani İzlanda’da kısacık bir gezi zamanınız var ve bir tercih yapıp ada yapısı hakkında fikir verebilecek bir örnek alan arıyorsanız, Snæfellsnes Yarımadasına gideceksiniz.

IMG_3981.JPG

Tepesi daima buzulla kaplı Snæfellsjökull Volkanı (tarihte sadece 2012 yılında tepesinde kar olmamış), bu yarımadanın ve ülkenin simgelerinden bir tanesi. 700000 yaşında olan volkan, en son MS 100-200 yılları arasında patlamış. Sonrasında ise derin bir sessizliğe gömülmüş. Berrak bir havada, 120 km ötedeki başkent Reykjavik’den bile görülebiliyormuş.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Snæfellnes Yarımadasına gezimize başlamadan önce kaldığımız otele çok yakın bir mesafede olan Hraunfossar Şelalelerine gittik. Bu şelale diğer gördüklerimizden farklı. Langjökull adlı buzulun altındaki volkanlardan bir tanesinin patlaması ile oluşan Hallmundarhraun adlı lav tarlası içinden akan dereciklerin oluşturduğu bir şelale burası. Geniş bir alana yayılan şelalenin, kayalar üstünden süzüle süzüle akışı çok güzel. Bu geniş alanda, toprak içinden çıkan türküaz renkli sular şelaleyi oluşturup, Hvítá Nehrine dökülüyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_3567Hemen yakında bulunan diğer şelale ise Barnafoss Şelalesi. Bu şelalenin isminin anlamı “Çocuklar Şelalesi” Bu şelale hakkında bir İzlanda folklorik söylencesi var; Buna göre bu şelale üstünde sönmüş lavların yaptığı bir doğal köprü varmış. Yakınlarda bulunan bir çiftlikte yaşayan bir ailenin iki çocuğu bu köprüden düşüp ölmüşler. Bu ölüme çok üzülen anne “Bu köprü üstünden kim geçerse boğulsun” diye kehanette bulunmuş. Bu köprü bir süre sonra da depremle yıkılmış. Bu söylencenin bir diğer versiyonu ise üzüntülü annenin bir daha hiçbir kimse bu acıyı yaşamasın diye köprüyü kendisinin yıkmış olması. Ben ikinci versiyonu sevdim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu şelalenin diğer şelaleden farkı ise dar ve 100 metre derinliğe kadar ulaşan bir kanyon içinden akması.

IMG_3596.JPG

Yakındaki şelalelerin ziyaretleri tamamlanınca yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrası Deildartunguhver adlı bir kaplıcaya gittik.   Reykholtsdalur’da bulunan bu kaplıcanın 97° C sıcaklığındaki suyu,  saniyede 180 litre gibi çok yüksek hızda akıyor. Bu hız, Avrupa”nın en yüksek debili kaplıcası unvanını Deildartunguhver’e getiriyor. Bu kaplıcanın suyunun bir kısmı Borgarnes ve Akranes şehirlerine borularla yollanıyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Deildartunguhver Kaplıcasından 70 km kadar sonra, Borgarnes adlı şehre gittik. Burası aslında yarımada ile ülkenin diğer bölümlerini birbirine bağlayan bir şehir. Bu şehir Route 1’e ve dolayısıyla 60 km ötedeki başkent Reykjavik’e, ülkenin en büyük ikinci köprüsü olan Borgarfjarðarbrú ile bağlanıyor. Bu şehre bugünün gezisi sonrasında tekrar dönüp, geceleyeceğimiz Reykjavik’e gideceğiz. Bu şehri sadece ihtiyaç molaları için kullandık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_3675.JPG

Mola sonrası yarımadanın güneyine doğru yola çıktık. İlk hedefimiz, 45 km ve 30 dakika araç yolculuğumuz sonrasında ulaşacağımız  Gerðuberg. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Gerðuberg bir volkanik patlama sonrası ortaya çıkmış, yaklaşık 500 metre uzunluğunda, düzgün, uzun bazalt sütunlardan yarların bulunduğu bir gezi alanı. Bu sütunlar 12-14 metre uzunluğunda ve 1-1.5 metre genişliğindeler. Sanki bir el, eline çekiç ve keskiyi almış, oturmuş kayaları düzgünce yontmuş. Burası doğal miras sayılabilecek kadar özel bir yer.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu bazalt sütunlar, daha önce “Ateşin Yurdu İzlanda- Skogafoss’dan-Skaftafell Milli-Parkına” yazımda bahsettiğim, sahildeki piramit bazalt sütunlardan (Reynisdrangar) daha etkileyici gözüküyor. Bu alanı gezdiğimizde sütunlara tırmanış yapan dağcılar vardı. İleri de, sütunların sonunda kurulu köyde, tek başına ve bu mesafeden çok hoş gözüken bir kilise göze çarpıyor.

IMG_3671Snæfellsnes Yarımadasının güneyi boyunca ilerledik. Manzaralar yine çok güzel. Snæfellsjökull Volkanını iyi görebildiğimiz bir noktadan fotoğrafladık.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Yaklaşık bir saat kadar (75 km) sonra  Arnarstapi adlı küçük bir balıkçı köyüne geldik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Hem Arnarstapi ve hem de buradan yürüyüş yapacağımız Hellnar Köyü‘nün adlarının kökeni yarı insan yarı gülyabani (ogre) bir yaratık olan Bárður’un (bu Trol’un, Arnarstapi’de, üst üste dizili taşlardan bir heykeli var) konu edildiği sagalardan geliyor.

IMG_3740

Arnarstapi gemiler için doğal bir liman olduğu için geçmişten beri önemli bir balıkçılık ve deniz ticaret merkezi olmuş. Buralarda zamanında Danimarka Krallığının ticari imtiyazları varmış.

P7290075.JPG

Jules Verne’nin  Dünyanın Merkezine Seyahat adlı romanında kahramanların Snæfellsjökull Dağına tırmanıp, kraterdeki tünelden dünyanın merkezine inmeden önceki son dinlenme durakları, Arnarstapi (bu köye Stapi’de deniyor) olmuş.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Arnarstapi ve  Hellnar Köyleri arasında sahilde bulunan ve eski bir toprak yol, günümüzde de çok popüler bir yürüyüş yolu. Yaklaşık 1-1.5 saatlik bu lav tarlasından geçen yürüyüş yolunu bugün biz de yürüyeceğiz.

 IMG_3718

Köy içinden başladığımız yürüyüşte taştan Trol anıtı (Bárður adlı ucube yaratığın büstü) geçtik ve kıyıda yuvalanmış Arktik Kırlangıçları fotoğrafladık. Burada yürürken dikkat etmeniz gerekiyor. Bu kırlangıçlar yuva ve yavrularına tehlike yarattığınızı düşünürlerse başınızın üstünde hızlı hızlı uçarak saldırabiliyorlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Volkandan saçılan lavların kıyıda ve denizde yaptığı eserleri izleye izleye, yol boyu yürüdük. Denize dik inen kayalıklardaki oyuklara yuva yapmış çok sayıda Kittywake (Karaayaklı Martı) var. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Arnastapi-Hellnar  arası 3-4 km kadar. Sonunda Hellnar adlı balıkçı köyüne vardık. Burası aynı zamanda lav tarlasının da denize ulaşan son kısmı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Hellnar Köyü çok eski zamanlardan beri önemli bir balıkçı köyü ve deniz ticaret limanı olmuş.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bazalt lavlar denize ulaşırlarken anormal şekiller almışlar. Doğanın yarattığı sanat şahaseri diyeceğimiz şekiller oluşmuş. Buraya Valasnös deniliyor. Bunu geçince denize uzanan tünel ve bir mağara var. Bu mağara duvarlarında Kittywakeler yuvalar yapmış. Bazı yuvalarda yavrular da var.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Hellnar Köyünde sahilde bulunan kafede biraz soluklandık. Ben limanın bulunduğu taraftaki kıyıya gittim. Burada denizde bir fok gördüm ve bu sefer foku fotoğraflama şansını yakaladım.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Bu güzellik içinde yürüyüş yapmak, mini İzlanda’yı sindire sindire gezmek iyi geldi doğrusu. Birkaç gündür yaşadıklarımızın bir özeti gibi oldu. Bundan sonraki durak ise 15 km ötedeki Djúpalónssandur Sahili.

IMG_4017.JPG

Djúpalónssandur Sahili’de Snæfellsnes  Yarımadasındaki diğer bir çok yer gibi harika bir doğa eseri. Lavdan oluşmuş harikalar diyarına adım atıyorsunuz sanki.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Araçların park ettiği yerden aşağıya sahile doğru, lav tarlaları aralarından siyah kumsala kadar yürünüyor. Sahilde koruma altında olan ve Djúpalón’un İncileri denen (İzlandaca Djúpalónsperluror) düz siyah çakıl taşları var.

IMG_4018

Sahil yanında iki tane tatlı su lagünü var. Bunlara “Derin Lagün” anlamına gelen Djúpulón deniyor. Sahile de, “Derin Lagünlerin Kumsalı” anlamına gelen”Djúpalónssandur” deniyor. Lagünlerden bir tanesi çok derinmiş. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sahilde 1948 Mart ayında bu sahillerde kazaya uğramış ve 14 tane gemicisi ölmüş olan “The Epine GY7” adlı gemiye ait kalıntılar var. Demir kalıntılara dokunmanız istenmiyor. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sahilden denize girmeniz de ( bu soğukta denize girmek imkansız da ayaklarınızı bile sokmanız) istenmiyor. Akıntı çok kuvvetli ve sizi denize çekebiliyormuş. Hoş! Bizimkiler soktular ayaklarını denize…

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Sahilde 4 tane çeşitli büyüklükte yuvarlak taşa ait bir bilgi tabelası var. Bunlar bir zamanlar gemilere tayfa seçmede kullanılan ağırlık taşlarıymış. Taşların en ağırı 154 kiloluk, en hafifi ise 23 kiloluk (diğer bir tanesi 100 kg ve diğeri de 54 kg). Eğer bir kişi 54 kiloluk taşı kaldıramazsa, balıkçı teknelerine tayfa olarak alınmazmış. Bugünlerde bu taşlar sadece erkekler arası ağırlık kaldırma yarışmalarında kullanılıyormuş. Ben o günkü koşturmada bu taşları sahilde göremedim.

IMG_4054.JPG

Yarımadanın kuzeyinden yolumuza devam ediyoruz. 60 km kadar  sonra Kirkjufellsfoss (“Kilise Dağları Şelalesi”) adlı şelaleye ulaştık. Ancak şelale parkı o kadar araçla doluydu ki park edemedik. Arnie çeşitli numaralar yaptıysa da koca aracı emniyetli bir şekilde park edemedik. Mecburen yolun ilerisine park etmek zorunda kaldık ama yine de aracı terk edemedik. Bulunduğumuz yol tek şerit sayılacak kadar dar bir yol. Bu nedenle şelale yanına gidemeden uzaktan şelale fotoğrafları ile yetinmek zorunda kaldık. Bugüne kadar gördüğümüz diğer şelalelere sayacağız artık!

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kirkjufellsfoss-Borgarness  arası 104 km ve bu yolu 1 saat 15 dakikada alıp Borgarness’de ihtiyaç molası verdik. Artık Reykjavik’e dönüyoruz. Büyük daireyi tamamlayacağız. Yolumuz aşağı yukarı 70 km kadar. Bu arada  Hvalfjordür altında bulunan bir tünelden geçtik. Bu tünel 1998’de açılmış. Route-1 adlı yolun bir parçası ve deniz seviyesinin 165 metre altında bir derinliğe ulaşan bu tünelin uzunluğu 5,770 metre. Bu tünel sayesinde 1 saatlik Reykjavik yolu 7 dakikaya inmiş.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Reykjavik’de başlayan yolculuğumuz 6 günlük bir dolaşma sonrasında yine Reykjavik’de bitti. Gecelemeyi ilk otelimizde yapacağız. 

Reykjavik de otele yerleştikten sonra akşam dolaşması için sokaklara düştük. Reykjavik’i yarına sakladım. Tek başına bu küçük başkenti anlatacağım. Sona geldik sayılır. Ne çabuk bitiyor geziler değil mi?

Gezekalın, Aydınlık kalın…

Dr Ümit Kuru

16.08.2016 Saat 16:00

IMG_4122.JPG

 

Kaynaklar

http://hiticeland.com/places_and_photos_from_iceland/ger%C3%B0uberg
https://en.wikipedia.org/wiki/Hraunfossar
https://en.wikipedia.org/wiki/Deildartunguhver
https://en.wikipedia.org/wiki/Barnafossar
https://en.wikipedia.org/wiki/Borgarnes
http://www.world-of-waterfalls.com/iceland-barnafoss.html
https://en.wikipedia.org/wiki/Hellnar
http://www.west.is/en/west-iceland-regions/hellnar
https://guidetoiceland.is/connect-with-locals/regina/djupalonssandur-beach—a-lava-wonderland
Yorum bırakın

Yorum bırakın