RAJASTAN-ALTIN ÜÇGEN-VARANASİ-Jodhpur

SONY DSC

Hindistan’ın Türkiye’ye kuş uçuşu uzaklığı 4800 km civarı ve uçakla Delhi’ye yolculuk gidişte 6 saat kadar sürüyor. Havaalanına inişte pasaport işlemlerimizi kolayca bitirdik. Valizlerimizi alıp çıkışa yöneldik. Ancak önce bir işimiz var, paralarımızı bozdurmamız lazım. En iyi fiyatı bankalar veriyorlar; 1 USD için 45.60 Rupee (Hindistan para birimi-2014 yılı Aralık oranı 1 USD-63.68 Rupee) verdiler. Havaalanı çıkışında bizi şirketin elemanı karşıladı. Hemen arabaya binip, yakındaki Radison Hotele gidip çay söyledik. Zaman sabahın 05:00’i ve ilk gezi yerimiz olan Jodhpur’a  (Rajastan eyaletinin en ucundaki şehirlerden bir tanesi ) uçakla gideceğimizden 4 saatlik bir zamanımız var. Aslında İstanbul’da iken gözüme kestirdiğim yerler var ancak müze ve ören yerlerinin açılma saati 09:00’lar civarında. Bizim uçağın kalkış saati ile uyuşmuyor. Çaresiz araba ile kısa bir Eski Delhi turu yapıp havaalanına geri döneceğiz. Delhi’de iki adet havaalanı var; uluslar arası İndira Gandhi Havaalanı ve iç uçuşların yapıldığı havaalanı. İki havaalanı da birbirlerinden farklı yerlerdeler.   Havaalanlarının şehre uzaklığı 12 km kadar.

Bu arada acente temsilcisi ile Hindistan gezimizin ayrıntılarını konuşup, iç hat uçuşlarımızın biletlerini ve kalacağımız otellerin belgelerini teslim aldım. Gitmeden önce bizden doğum tarihleri ve saatlerimizi istemişlerdi. Meğerse Horoskoplarımızı oranın meşhur bir falcısına yaptırmışlar, bu arada onu da teslim ettiler. Çayımızı içtikten arabaya atlayıp Delhi’de tur atmaya başladık. Sokaklar boş sayılır diyeceğim ama ilerleyen günlerdeki trafik yoğunluğu aklıma geldikçe şimdi bomboş olduğunu düşünüyorum. Sokaklarda beklediğimiz gibi inekler geziyor, hemen her köşede tezgahlarda çay satılıyor. Çayı sütle birlikte içiyorlar ve bildiğimiz çayı Hindistan’da  içmek isterseniz mutlaka “sütsüz siyah çay” istemeniz gerekiyor. Bu arada havada iyice aydınlandı ve son hedefimiz olan Qutup Minar ‘ın bulunduğu yere geldik ve araçtan inip sabah fotoğraflarımızı aldık. Aslında burayı Delhi’ye döndüğümüz gün gezecektik ancak son gün rehberin zaman kullanmadaki beceriksizliği (belki de müze giriş ücretinden yırtma hinliği!) yüzünden görüp göreceğimiz Qutup Minar’ın bu olacağını nereden bilebilirdik ki? Müslümanların Delhi’deki son Hindu Kralını yenmesi şerefine 1193 yılında yapılan ve yüksekliği 73 metre, taban çapı 15, tepe çapı 2.5 metre olan bu muhteşem eseri içeri girip de gezemeden sadece dışarıdan fotoğraflamak ne yazık oldu….

İç hatlar terminaline bizi tekrar bıraktılar ve uçağımıza biraz gecikme ile binip, Jodhpur’a hareket ettik. Bu arada Hindistan’da uçaklarda rötarlar olağan sayılıyor ve tüm uçuşları 30-60 dakika arasında rötarlarla yaptık. Hindistan içinde iç uçuşları yapmak için Air India, KingFisher, JetAirways, SpiceJet adlı havayollarını kullandık. Uçağımız önce Udaipur denen şehre indi, burada 30 dakika kadar kalıp Jodhpur’a hareket ettik. Toplam 3 saat kadar sürdü. Sonunda ilk şehrimiz olan Jodhpur’a vardık. Bizi yine havaalanında karşıladılar, bu arada Hintliler havaalanında sizi yabancı olarak keşfettiler mi mahvoldunuz demektir. Bavulu kaptırdınız mı, verin bakalım bahşişi! Hindistan’ı ziyaretimde aklımda kalan en kötü anı, bahşiş vermek kısmı oldu. Bahşiş vermesinden ziyade, verdiğiniz her bahşişin yeni bir bahşiş bekleyen kişi doğurması rahatsız edici. Bazıları da verdiğiniz bahşişi beğenmiyorlar, ortalama asgari ücretin 100 USD olduğu ülkede aldıkları parayı beğenmemeleri ilginçti. Bu kısımdan kaçış yok, eminim turla da gitseniz bu kısma yakalanacaksınız. Bu nedenle yanınızda bolca ufak Rupee’ler  bulundurun.

IMG_0065

Jodhpur, namı-değer Güneş Şehri ya da Mavi Şehir, Rajastan’ın başkent Jaipur’dan sonraki ikinci büyük şehri. Rao Jodha denen bir Rajput Mihracesi tarafından isimlendiriliyor; tarih 1459. Şehir isimlerinin sonundaki –pur (Jodhpur, Jaipur, Udaipur gibi) veya –abad (İslamabad, Haydarabad  gibi) ekleri şehir anlamında. Aslında bundan öncede yerleşim olan bir alan burası. Daha sonra Moğollar burayı ele geçiriyorlar ancak Rathora ailesinden Mihraceler burayı yönetmeye devam ediyorlar. Tabii ki Moğollara asker ve haraç ödeyerek. Bu beylik Moğollara Maharaja Jaswant Singh isimli kıymetli generaller de vermiş. 1700’lü yıllarda Moğollar zayıflayınca kendi içlerinde savaşlar başlıyor ve sonrasında da 1818 yılında İngilizler bölgede hakimiyet kuruyorlar. 1946 yılında bağımsızlık ilan edilince bu eyalette Hindistan’a katılmayı kabul etmiş. Tüm Rajastan’da hala Raja’lar mallarının  (sarayları, bahçeleri ve diğer taşınmazları) çoğunluğunu  hala yönetiyorlar. Ancak askerleri yok, yönetim güçleri yok. Onlarda Saraylarını 5 yıldızlı otellere çevirmişler. Fiyatları çok yüksek, bu Heritage (Rajaların eski saray otelleri) otellerde kalmayı çok istedim ama tur fiyatını çok arttırınca kalamadık.

SONY DSC

Burada önce Umaid Bahawan Sarayını gezeceğiz sonra sırasıyla Jaswant Thada ve Mehrangart Kalesini ziyaret edeceğiz. Umaid Bahawan Sarayı Hindistan’ın en yeni sarayı unvanını taşıyor. İsmini dönemin Rajası ve binayı yaptıranı Maharaja (Raja-Mihrace demek) Umaid Singh’den alıyor. 1929-1943 Yılları arasındaki 15 yılda 3000’in üzerinde işçi yapılan bu saray bugün otel olarak kullanılıyor. Bir kısmında ise hala Rajanın ailesi ikamet ediyor. Toplam 347 oda ile dünyanın en büyük rezidansı kabul ediliyor. İçeride müze olarak kullanılan bir alanda soylu aileye ait saat koleksiyonu, elbise koleksiyonu gezilebiliyor. Bahçesi çok güzel ve Raja ailesine ait araba koleksiyonu var. Bahçede bol bol sincaplar geziyor. Hayatımda hiç bu kadar çok sincabı bir arada görmedim. Hindistan’da hiçbir hayvan sizden kaçmıyor diyebilirim. İnsan tarafından zarar görmeyeceğini anlayınca hayvanlar tüm güzelliklerini gözler önüne seriyorlar demek ki..

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

SONY DSCDaha sonra arabamıza binip, rehber eşliğinde Jaswant Thada denen bir yere gittik. Burası 1899 yılında Mihrace Jaswant Singh II tarafından yaptırılmış. Beyaz mermerden yapılmış ve Mihracenin ailesinden soyluların ölü bedenlerinin yakılıp küllerinin bir kısmının saklandığı  bir tür anıt mezar. Beyaz mermer o kadar güzel ve ince işlenmiş ki, insanı çok etkiliyor. Taj Mahal’i görünce ne yapacağız bilmem? Bu anıt mezarın hemen girişinde bir gölcük diyebileceğimiz su birikintisi var. Burada onlarca kuş keyif içindeler. Anıt mezarın girişinde Ravanhatha denilen bir müzik aleti çalan yerel bir müzisyen, müzik yaparken, çocuğu bize tüm hünerlerini göstererek oynamaya çalışıyordu. İlk gün neyle karşılaşacağımızı bilmediğimiz bir ülkede, yorgun-argın dolaşıyoruz ama iyi bir başlangıç oluyor.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

IMG_0092Bugünün son durağı Mehrangarh Kalesi doğal olarak şehre tepeden bakan bir yere kurulmuş ve şehre adını  veren Rao Jodha tarafından 1459 yılında inşası başlattırılmış bir kale. Rajastan kaleleri ile meşhur bir eyalet, gezimizin ilk kalesini burada göreceğiz. Kalenin günümüze kadar gelen kısımları Jaswant Singh (1638-78) tarafından yaptırılmış. Kale 36 metre yüksekliğinde ve yer yer 21 metre genişlikte duvarlara sahip. Surlarından Jodhpur şehrinin indigo renkte evleri çok güzel görünüyor. Şehre Mavi şehir ismini veren mavi renkli evlerin nereden kaynaklandığını rehbere sorduğumda aldığım yanıt, ilk önce o dönemde rahiplerin evleri belli olsun diye bu renge boyadıkları, sonrasında ise diğer evlerin de bu renge boyattıkları şeklinde bir öyküden bahsetti. Bir diğer açıklama da bu renkte boyanan evlere akrep, yılan gibi hayvanların yaklaşmadıkları yönündeki inanış nedeni ile evlerin bu renkte boyandıkları şeklinde oldu. Her neden boyarsa boyasınlar surlardan şehir evleri güzel gözüküyor.

IMG_0116

Kale içinde Mihracelere ait eyer, silah, beşik, mobilya, elbise gibi eserlerin bulunduğu müze bölümleri var. Diğer bir ilginç yerde kocaları savaşta ölen kadınlarının, kendilerini kale surlarından aşağıda yakılan ateşe atarak intihar ettikleri ve bu eylem öncesinden el izlerini duvara bıraktıkları bölüm.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Burası bugün için son gezi noktamız oldu, otele giriş yaptık ve odalara yerleştik. Otel, Park Plaza isimli güzel bir otel çıktı. Yarın Mandore denen bahçeleri gezeceğiz ve öğle sonrasında Beyaz Şehir lakaplı Udaipur’a uçacağız.

Gezekalın..

Dr Ümit Kuru

27.12.2014 Saat 00:24

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: