Gezi Tarihi: 15.09.2016
Sabahtan öğlene kadar yaptığımız Perinet Rezerv Alanı gezisi sonrasında, öğle yemeği için Feon’ny Ala adlı restorana gittik. Burası Perinet Rezerv alanının son kısmında. Çinli bir girişimci işletiyormuş. Burada da konaklama şansı varmış. Bizim dün gece kaldığımız yerden daha derli toplu ama evlerin içi nasıldır bilemem!
Öğle sonrasında Vakona Özel Rezerv alanına gittik. Madagaskar’da ormanlık alanların bazıları özel işletme ve şahısların elinde. Vakona Rezerv Alanı da bu tipteki yerlerden. İnsana kafes arkasından hayvanları seyretmek itici gelebiliyor. Doğrusu bu ya, eğer iyi şartlar altında yapılacak olursa bu tipte özel bahçelerin varlığını kabul edilebiliyorum. Hem kabul etmeyip de ne yapabiliriz ki? Adam bir torba kömür için orman yakabiliyor ve yakacak! Hiç olmazsa bu alanlarda korunsunlar.
Ana kapıdan giriş sonrasında güzel bir yürüyüş parkurunu takip ediyorsunuz. Girişten sonra karşınıza timsahların bulunduğu bir gölet çıkıyor. Burada 40’ın üzerinde Nil Timsah’ı var. Nil timsahları vahşi doğada, ülkenin kuzeyinde bulunuyorlarmış. Burada sahilde tembel tembel yatıyorlar. Bu hayvanlardan oldum olası ürkmüşümdür.
Sonra bir asma köprüyü geçerek kuşların, Madagaskar’ın tek yırıtcı hayvanı olan fossa’nın ve sürüngenlerin sergilendiği kafeslere ulaştık.
En çok üzücü olan ise Fossa adlı hayvanın bulunduğu kafesti. Fossalar, doğada lemurları yiyerek besleniyorlar. Madagaskar’ın en büyük yırtıcısı. Bir kedi ve fare görünümüne sahip. Hem ağaca tırmanabiliyor ve hem de yüzebiliyor. Bu nedenle lemurların ciddi bir avcısı. Ama burada, bu kafesin ardında olması gerçekten çok üzücü. Bu bahçeye yakışmayan tek kısım bu kafesin varlığı, olması gerekiyorsa da darlığı ve fossa’nın mutsuzluğuydu.
Yürüyüşümüze devam ederek lemurların serbestçe dolaştığı parkın bir başka bölümüne, Lemur Adası’na gidilen kısma geldik. Burada sahilden sizi kano ile adaya geçiriyorlar. Bu adada lemurlarla iyice haşır neşir oluyorsunuz. Muz ve şeker kamışı peşinde olan lemurlar hemen çevrenizi sarıyorlar. Burada Yaygın Kahverengi Lemur, Siyah-Beyaz Yakalı Lemur, Diademed (Altın) Sifaka görüyorsunuz.
Burada lemurlarla oynaşmak harikaydı. Hepimiz bu hayvanları çok sevdik. Dünyada sadece ve sadece burada yaşayan hayvanların omuz başlarınızda gezinmesi, elinizden beslenmesi nasıl güzel ve bir o kadar da garip bir duyguydu tahmin edebiliyor musunuz?
Son lemur fotolarım da bunlar. Biliyorum fotoğraf kısmını abarttım ama ben seçme yapamadım ve olabildikçe çok fotoğrafı sizlerle paylaşmak istedim.
Daha sonra kanolarla adadan çıkıp, araçlarla Feon’ny Ala Restorana geri dönüş için yola çıktık.
Buraya gelirken yolda Andasibe Köyünü görmüş ve çok beğenmiştim. Dönüşte yerel rehberden köye girişte durmasını ve bizi çıkışta almasını istedik. Böylece istasyonu ile meşhur bu köyü gezmiş ve insanları ile de tanışmış olabilecektik. Bunu yaptık. Bu köy çok sevimli bir köy. İnsanları çok sevecenler.
Köy çıkışında bizi alan aracımızla Feon’ny Ala Restorana döndük. Buraya dönmemizin nedeni gece safarisine katılmayacak arkadaşların burada beklemesini sağlamak. Aralarında benim de bulunduğum bir grup gezgin ise Mitsinjo Parka gece safarisine gitti.
Mitsinjo Park, 1999 yılında 13 köylünün girişimi ve Devletle İlişkili Olmayan Organizasyonlar yardımı ile kurulmuş özel rezerv alanlarından bir tanesi. Bu park gece yürüyüşleri için açılıyor. Saat 18:30 gibi başlayan yürüyüşte gece lemurları, bukalemunlar ve gekolar (geko bir kertenkele türüdür. Işığa karşı duyarlı göz bebekleri, ayak parmaklarında tırnak ve emici vantuzları, ayrıca rengini anında değiştirebilen derileri var) görülebiliyormuş. Tabii ki bu görme kısmı şansınıza. Örneğin bizim o geceki safari benim açımdan çok da verimli değildi. Ancak birkaç geyko ve 1 tane gece lemuru gördük. Gece karanlıkta bu hayvanları görmek gerçekten büyük başarı. Rehberler önce kısık ışıkta hayvanların parlayan kırmızı gözlerini görüyorlar. Sonra da kuvvetli ışıkla hayvanları görmenizi sağlıyorlar.
Çok kalabalıktık, sabah ki gibi gruplara bölüşülmedik. Yeteri kadar fotoğraf çekemedik. Yine de güzel ve yapılması gerekli olan bir aktiviteydi.
Gece safarisinden sonra, restoranda kalan grupla birleşip Moramango şehrine doğru yollara düştük. Moramanga’nun tarihteki önemi Madagaskar halkının Fransızlara karşı bağımsızlık isyanlarını, 29 Mart 1947’de başlattıkları yer oluşu. Moramanga, Madagaskar’da bulunan 18 etnik gruptan birisi olan Bezanozano insanlarının da başkenti.
Konaklamamız ve akşam yemeğimiz Moramango’da, Bezanozano Otelde oldu. İyi sayılabilecek bir oteldi.
Evet Sanal Gezginler. Bir Madagaskar gününü daha bitirmiş oldum. Dolu dolu geçen bir gün yaşadık. Dünyada az sayıda insanın görebileceği ya da yapabileceği bir olaya dahil olduğumda kendimi şanslı hissederim. Bugünü anlatırken ve fotoğraflara bakarken kendimi nasıl şanslı ve ayrıcalıklı hissettiğimi tahmin edebilirsiniz…
Gezekalın, aydınlık kalın..
Dr Ümit Kuru
05.10.2016 Saat 00:24
http://www.madamagazine.com/en/reservat-mitsinjo/