Hanımla sabah erkenden kalkıp, dünden gözüme kestirdiğim ve Laguna Nimes kenarında kurulmuş kuş gözlem yerine doğru yürüdük. Bu özel parkta 2 km’ye yakın bir yürüyüş alanı var. Kapıda herhangi bir görevli olmayınca idareten kapıya vurulmuş kilidi açıp içeri girdik. Ancak bir sorun var ki hava daha yeni aydınlanıyor. Kanat ve kuş bağırtılarını duymakla birlikte kendilerini ancak hayal meyal görebiliyoruz. Bu ışıkta fotoğrafta çekmek zor. Tüm bunlar yan yana gelince benim için burada ki büyü bir anda kayboldu. Kös kös otelin yolunu tuttuk ve kahvaltıya gittik. Ancak siz gezginlere hatırlatırım ki bu lagünde çok sayıda kuş türü mevcut. Vakit varsa ziyarete değer. Bazen pembe flamingoları bile görebilirsiniz.
Kahvaltı sonrasında minibüse atlayıp 80 km ötedeki Perito Moreno Buzuluna doğru yola çıktık. Yolda Lagünde kuşları ve flamingoları yakında görünce minibüsü durdurdum hemen. Sabahın öcünü alırcasına bastık deklanşöre…
Perito Moreno Buzulu 25o km2’lik bir alanı kaplayan ve 30 km uzunluğa sahip Güney Patagonya Buzul Kampının bir kolu. Dünyanın en geniş 3. Tatlı su rezervi olarak biliniyor. İspanyol Francisco Moreno adlı kaşif, bu buzula ismini verse de aslında daha öncesinden bir Alman tarafından Bismarck Buzulu olarak adlandırılmış.
Perito Moreno Buzulu aldığı yağışlar nedeni ile büyüyen bir buzul. Buzul, Argentino Gölü yüzeyinden 74 metre yükseklikte ve buzulun uç kısmı 5 km genişliğinde. Buzulun toplam derinliği ise 170 metreleri buluyor. Göle bu büyük buzul parçalarının düşmesi, korkunç bir sese neden oluyor. Buzul, kütlesinin ağırlığı ile Argentino Gölünün güney kısmı olan Brazo Rico’ya doğru hareket ediyor. Bazen ilerleyen buzulda kırılma olmadığı zaman, Buzul gölün dar olan bu kısmında kıyıya ulaşıyor. Yani Buzul Argentino Gölünü ikiye ayrılmış oluyor. Dere suları ile beslenen bir yan taraf nedeni ile gölün bölümleri arasında 30 metre yüksekleri bulan farklar ortaya çıkabiliyor. Yükselen suyun buzula yaptığı basıncın artması ile buzul parçalanıyor ve gölün su ile yükselmiş kısmından diğer tarafa doğru su akışı oluyor. Bu olay bazen yılda bir kez, bazen de 10 yılda bir olabiliyormuş. En son 2012 yılında olan olay biz gitmeden yakın bir zaman önce de yaşanmış. Keşke bize denk gelseydi…
Perito Moreno Buzulu Park giriş kapısından geçerek, buzulu en yukarıdan ve tam ortadan gören gözlem yerine kadar yürüdük. Burada bize son bilgiler verildikten sonra 2 saat kadar serbest zaman verildi. Bu arada sıkı bir yağmura da yakalandık. Bu parkın içinde seviye farkı gösteren 3 ana gözlem noktası var; En üstte, ortada ve en alta gözlem yerleri kurulmuş. Buralara giden yollar ise renklerle gösterilmiş; Sarı, yeşil ve kırmızı. Bize verilen serbest zaman içinde tüm yolları izleyerek buzulun tüm güzelliklerine tanık olmaya çalıştık. Çok etkileyici bir buzul ve Viedma Buzuluna göre daha beyaz. Yani beklediğimiz gibi bir buzul. Bir ara korkunç bir gürültü koptu. Bu gürültünün buzuldan parça kırılmasına bağlı olduğunu öğrendik. O andan itibaren de buzulda kırılma beklemeye başladım. Elim sürekli olarak deklanşörde, nereden bir gürültü duysam, hemen o yöne makineyi çevirdim. Sonunda birkaç tane büyük kırılmayı yakalayabildim.
Öğleye doğru kumanyaları yedikten sonra bu sefer buzulun kuzey tarafını ve Buzulu gölden görmek için tekneye bindik. Tekne turu için adam başı 60 USD para ödemeniz gerekiyor. Hareketten sonra teknenin açık kısmında yani teknenin üstünde yerimizi aldık. Buzulun kıyı ile birleştiği ve yakında parçalanmış olan kısımda hala biraz buzul var. Gölden buzul çok daha etkileyici gözüküyor. Su üstünde yeni kopmuş buzul parçaları ağır ağır seyir halindeler. Yaklaşık bir saatlik bir gezi sonrasında kıyıya geri döndük. Bizi bekleyen minibüsle El Calafate’ye doğru yola düştük.
El Calafate’ye vardıktan sonra otele dönmek istemedik ve onun yerine bu şirin ve küçük şehrin sokaklarını, insanlarını tanımak istedik. El Calafate’nin tek ana caddesi olan Avenida del Libertador boyunca yürüyüşümüzü yaptık. Dükkanlara girip çıktık. İstanbul’a dönüşte götüreceğimiz hediyeliklere bakındık ama dişe dokunur bir şey de bulamadık. Sonunda otelimize döndük. Bu arada söylemeyi unuttum herhalde; Arjantin insanları çok sıcak ve dost insanlar. Gezi boyu hiç aksine şahit olmadık.
Akşam yemeği için adı Don Pichon olan ve El Calafate’ye tepeden hakim olan bir restorana gittik. Bu geziyi boyunca hemen tüm akşam yemeklerini güzel yerlerde yedik ama burası en favori yerlerimizden birisi oldu. Menü tabii ki et ağırlıklı.
Perito Moreno Buzul gezisi bugünün ve belki de tüm gezimizin en güzel yerlerinden birisi oldu. Gezi sonunda “gezinin favorisi ilk üç yeriniz hangisi oldu” soruma arkadaşlarımın verdikleri yanıtlar içinde Perito Moreno ya ilk ya da ikinci sırada geldi..
Benim en favori yerim mi? Durun bakalım daha güzellikler bitmedi! Daha neler var neler….
Gezekalın
Dr Ümit Kuru
26.04.2013 Saat 00:33