23.10.2012 tarihli gezidir:
Sabah yine erkenden elimde fotoğraf makinemle, karelere hapsedebileceğim güzelliklerin peşine düştüm. Otelimiz tepede bir yerde ve çok güzel bir manzaraya sahip. Bu nedenle dışarıya bile çıkmadan bahçeden aldığım manzara fotoğrafları ile yetindim.
Gangtok, Sikkim eyaletinin başkenti. “Gangtok” kelimesi Tibetçeden gelmekte ve “Yamaç” anlamındaymış. 80000 civarında nüfusa sahip olup yerli Sikkim halkı ve ataları Tibet ve Nepalli olan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit bir şehir. Şehri çevreleyen tepeler doyumsuz manzaralar veriyor. Dünyanın en yüksek 3. Dağı olan Kanchenjunga’ya ait güzel manzaraları şehrin yükseğinde kalan Enchey Manastırı ve Ganesh Tok’dan görmeyi umuyoruz. Tabii hava açık olursa.
Kahvaltı sonrası arabalarımıza atladık ve şehirden 7 km uzaklıkta Ganesh Tok denen bir tepeye doğru yola çıktık.
Ganesh Tok’un en önemli özelliği şehrin en güzel panoramasını alabileceğiniz tepe olması. Aslında bir de Hanuman Tok diye bir tepe daha var ama oraya gitmedik. Durga Puja Festivali nedeni ile ertesi gün Darjeeling Hayvanat Bahçesi kapalı olacağından, bugünden akşama doğru Darjeeling’e gidip, Hayvanat Bahçesini gezmek ve Kızıl Panda ile Bengal Kaplanını görmek istiyoruz. Bu nedenle ayrı bir istikamette olan diğer tepeye gitmedik.
Ganesha, Hinduizm de çok sevilen bir Tanrı. Şiva ve Parvati’nin ilk doğan oğlu. Bilgiyi ve hikmeti temsil ediyor. Ganesha kişinin yaşamında karşılaşacağı olayları kontrol edebilir. Bu nedenle Hindular bütün özel isteklerini Ganesha’ya iletebiliyorlar. Ganesha, göbekli, sarı veya kırmızı, dört kollu ve fil başlı tasvir edilir. Ayrıca bu tasvirlerde çoğunlukla ya bir fareye biner ya da yanında bir fare vardır.
Ganesh Tok’daki Tapınak çok küçük sayılır. Amacımız zaten tapınak gezmek değil. Altımızda uzanan doyumsuz Gangtok manzarası.
Şansımız yok maalesef! Hava bulutlu ve bu nedenle Kancenjunka Dağı’nı bu tepeden göremedik.
Gangtok’taki bir diğer ziyaret yerimiz Enchey Manastırı oldu.Tibet Budizminin Nyingma kolunu takip eden 200 yıllık bir manastır burası. Bu manastır aynı zamanda acemi Monkların (keşiş) bolca bulunduğu bir manastır.
Ben en çok bu acemi keşişlerin bulunduğu manastırları seviyorum. Bu acemi monklar aslında hala çocukluklarını yaşıyorlar. Bu nedenle de karşınızda misket oynayan, ya da rüzgarın uçurduğu kırmızı renkli rahip giysisi altından oyuncak tabancası gözüken bir çocuk görüyorsunuz.
Enchey Manastırı’nda epey güzel vakit geçirdik.
Sonra tekrar araçlarımızla şehir içinde bulunan Botanik Bahçesine gittik. Belli ki burası orkide zamanında iyi bir bahçe ama burada orkide için yanlış zamanda bulunuyoruz. Yine de az sayıdaki orkide bile çok güzel gözüküyor. Bence bu bahçe Gangtok’a gelinmişken atlanmaması gereken bir bahçe.
Öğlene doğru Gangtok gezimizi bitirdik. Burada Teleferikle bir gezimiz vardı ama festival nedeni olan tatildeki yerli turist sayısı artınca kalabalık teleferik kuyruğuna takılmak istemedik.
Darjeeling’deki hayvanat bahçesi mutlaka görmemiz gereken bir yer ve Gangtok-Darjeeling arası 105 km. Bu da en az 4 saatlik yolumuz var anlamına geliyor.
Hintli turist arabalarının şoförlerinin dünyanın en iyi araba kullanıcıları olduklarına dair bir kanaatimiz oluştu. Hem hızlılar ve hem de iğnenin deliğinden koca arabaları geçirebiliyorlar. Sikkim Eyaletine giriş yaptığımız aynı kontrol noktasından hızlıca bir de çıkış yaptık. Sonra da dolana dolana kah orman içinden, kah çay bahçeleri arasından devam edip, muhteşem bir manzarası olan Lover’s Meet View Point denen bir piknik alanında durduk. Burası Hindistan’ın Aşıklar Tepesi anlaşılan. Aşağıda Teesta and Rangeet Nehirlerinin birbirlerine kavuştuğu bir vadi var. Manzara gerçekten çok güzel. Burada kumanya şeklinde verilen öğle yemeklerimizi bir güzel yedik.
Aslında Darjeeling-Sikkim turu yapacaksanız önce Darjeeling’e gidip sonra Gangtok ve Kalimpong yapmalısınız. Ancak biz istediğimiz otellerde kalabilmek adına biraz değişiklik yaptığımızdan, Darjeeling en sona kaldı. Neyse, turun başlangıcı daha. Ekip her türlü işkenceye razı. Hindistan’ın karmaşası, Bhutan’a geçtiğimiz zaman yerini sessizliğe ve huzura bırakacak.
Sonunda Darjeeling’e vardık. Saat neredeyse 16:30 oldu. Hayvanat bahçesi saat 18:00 civarında kapanıyor. Bu nedenle acele etmek lazım.
Darjeeling Hayvanat Bahçesi küçük ama çok önemli bir yer. Burası sadece hayvanların kafesler ardına kapatıldığı bir yer değil aynı zamanda bu hayvanların üretilip, doğaya tekrar salındığı da bir yer. Buranın en önemli hayvanları Kızıl Panda (Red Panda), Kar Leoparı, Bengal Kaplanı ve diğer Himalaya hayvanları. Burayı görmeden sakın Darjeeling gezisi yaptım demeyin.
Parkın önce Kızıl Pandaların sergilendiği bölümüne koşturduk. Bu hayvanlar ne kadar tatlı hayvanlar inanamazsınız.
Arkasından Kar Leoparları ve Bengal Kaplanlarını gördük. Çok asil hayvanlar. Düdükler parkın kapanışı için çalmaya başladı. Keşke biraz daha vaktimiz olsaydı.
Daha sonra Darjeeling’de kalacağımız Windemere Hotele gittik. Burası da tam istediğim tarzda, eski kolonyal bir otel. Oda anahtarımız alıp, bavulları odalara attık ve yerleştik. Odalarda şömineler var. Dekor filan da değiller! Bir güzel yakıyorlar, çıtır çıtır odun sesi geliyor kulaklarınıza. Yemeğe geçip, yemeklerimizi beklemeye başladık. Yemekler masaya servis ediliyor. Güzel bir yemek yedik. Önce turist sandığım bir bayan masamıza yaklaştı. Margaret Thatcher’e benzettiğim kadın, aynen onun gibi, “Demir Lady” edaları ile bize “otelimize hoş geldiniz” dedi. Elizabeth isimli bu bayan meğerse otel yöneticisiymiş. Bu otele giderseniz, mutlaka masanıza uğrayacak, oteli terk ederken de sizi yolcu edecektir.
Bugün epey bir yorulduk. Bundan sonra 2 gün bu şehirde kalıp, burası ve çevresini gezeceğiz. Darjeeling önemli bir şehir. Otel odamızdaki yataklara girdiğimizde bizi bir sürpriz daha bekliyordu; yataklarımıza sıcak termoslar koymuşlar.. Aferin be Elizabeth! Belli ki ayrıntı senin işin.. Teşekkür ederiz sana ve ekibine..
Gezekalın ve Aydınlık kalın
Dr Ümit Kuru
İlk yayın tarihi 09.11.2012 Saat 00:05
Gözden geçirilmiş son yayın tarihi 23.12.2016 Saat 01:36