On iki Adaların Kuzeyine Mavi Tur: Patmos Adası

IMG_9351.JPGpatmosmap.jpgSabah Leros Adasından ayrılıp Patmos Adası’na doğru yöneldik. İki ada arası 50 km kadar. Gezisini yaptığımız Kuzey On iki Adaların en kuzeyinde yer alan Patmos ya da Türkçe adı ile Batnaz Adası,  yaklaşık 3.000 nüfus,  34.6 km² yüz ölçüme sahip küçücük bir ada. 

Kendi küçük ama bu adada bulunan dini eserler ve bu adada yaşamış olan İlahiyatçı John (John the Theologian) nedenleri ile Hristiyan dünyası için anlamı çok büyük olan Patmos Adası bizim gezinin üçüncü durak yeri oldu.

Olaylar benim açımdan karışık ama anladığımı aktarayım; İlahiyatçı John, Patmos’da yaşamış ve Hz İsa’yı görüp, ondan vahiyler alan Hristiyan bir din adamı. Hristiyan inancına sahip olan insanların Kutsal Kitabı, Eski Ahit (Antlaşma) ve Yeni Ahit’i (Antlaşma)  kapsayan kitaptır. Eski Ahit, Tevrattaki kutsal metinlere benzer bölümdür. Yeni Antlaşma ya da yaygın bilinen adı ile Yeni Ahit,  Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından yazılmış olduğuna inanılan İncillerinde içinde olduğu 27 bölümden oluşan bölümü kasteder. Bunlar Hz İsa’nın yaşamını farklı yönlerden ele alırlar. İncil sözcüğü bazen Yeni Ahit anlamında da kullanılıyor. Yukarıda bahsedilen 4 incil kısmı Yeni Ahit’in ilk dört bölümü oluyor.  İsa’nın sağlığında ve/veya ölümünden sonra Havariler, Hristiyan din adamları ve alimleri tarafından yazılan mektuplar ve kutsal metinler ise  Yeni Ahit’in sonraki bölümlerini oluşturuyor. Özgün metinlerin çoğu MS 45 ile MS 140 yılları arasında yazılmış.05patmos (1)

İncillerden dördüncüsünü yazan Havari John (Yuhanna) ile Yeni Ahit’in bölümlerinden biri olan Apokalips’in (Vahiy Kitabı ya da Esinleme Kitabı) yazarı olan İlahayatcı  John’un aynı John olup olmadığı bilinmemekle birlikte, Apokalips‘in yazarının Patmoslu İlahiyatcı John olduğu kesin kabul görüyor. Apokalips, Patmos Adası’nda yazılan, insanlığın geleceğinden sembolik anlatımlarla söz eden bir dini metin.

Egenin Güneyinde bulunan adalar, bir zamanlar Hristiyanlığın erken dönemlerinde Romalılardan sürgün yiyen din adamlarının gönderildiği adalarmış. İşte bugün gezeceğimiz Patmos da bu 3 adadan bir tanesiymiş. İlahiyatcı John bu adaya sürgün edilmiş ve kendisine vahiy bu adada gelmiş ve dinen kutsal kabul edilen eserlerini de burada yazmış. Bu nedenle de bu ada, Hıristiyanların, ziyareti haç kabul ettiği yerler arasında girmiş. Zaten Hristiyan dünyasında Patmos “Kutsal Ada” olarak kabul görüyor. Unutmadan yazalım ki Patmos Adası, Yunanistan’da bulunan 18 tane UNESCO Dünya Kültür Miras listesi içindeki eserlerden bir tanesi olarak listede bulunuyor. Yani bu küçük gezimize bile bir UNESCO Dünya Mirası eseri sokmayı başarmışız.

IMG_9224.JPG

Patmos Adasında Skala adlı limana (Skala Yunancada İskele demek) 11 civarında demirledik. Olağan işlemler sonrasında hemen liman karşısında bulunan araba kiralama şirketine gidip aracımızı kiraladık. Araç kiralama için günlük 30 EUR verdık. Şirket sahibi bize bir ada haritası verip gideceğimiz yerler hakkında fikir verdi. 

IMG_9268.JPG

Dörder kişi bir arabada, 2 araba peşpeşe önce adanın Skala ve Chora bölgeleri arasında bulunan İlahiyatçı John’a vahiy inen Vahiy Mağarası’na (The Cave of the Apocalypse) sonra da, Skala’dan 3.7 km ötedeki Aziz John Manastırı’na gideceğiz. Bu iki yer 1999 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Mağaraya giriş 2 EUR kadardı. Burada rahipler yaşıyorlar. Mağara basit, küçük ama dini yerlerin mistik havasını alabileceğiniz bir yer. MS 95 yılında, Aziz John bu mağarada yaşamış ve vahiyleri almış, öğrencisi Prochoros yazıya dökmüş. Aziz John’un, her gece başını koyduğu söylenen yer; gümüş bir halka ile belirlenmiş. Masası olduğu söylenen basit bir düz taş çıkıntı var. Mağara içinde fotoğraf çekmek yasak . Fotoğraf çekemedik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Mağara gezimiz sonrasında Aziz John Manastırı‘na doğru yola çıktık. Aracımızı boş bir yere park edip dik yokuşu yürüdük. Bu yokuş yolda lüks butikler ve çeşit çeşit ikona benzeri biblo ve diğer hediyelik eşyalar satan dükkanlar var.

IMG_9295.JPG

Manastır sanki bir kale gibi. 1088 yılında Bizans İmparatoru Alexios I Komnenos, Patmos Adasını asker-rahip John Christodoulos’a verdi. O da bugünkü manastırın büyük bölümünü 3 yıl içinde tamamlattı. Manastır o zamandan beri sahip olduğu kıymetli belge, yazma, ikona ve diğer hazineler nedeni ile kale gibi yüksek surlar, dar geçitler şeklinde inşa edilmiş. Bu sayede adaya saldıran korsan ve Selçuklu Türklerinden korunma sağlanmış. Bu manastır yapılırken Christodoulos özellikle manastır inşasında çalışanların, manastır yakınında yerleşmelerini istemiş ve manastır civarında bulunan evlerin temeli o zamana dayanıyor. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Manastır içine girince dar koridorlardan geçiliyor ve manastıra geliyorsunuz. Avlu, tüneller, arklar ve küçük şapeller içinde bir manastır burası. Manastır içindeki freskler ve ikonalar çok kıymetli. İçeride foto çekmek yasak ama doğrusu etrafta kimse olmayınca yasağı deldim ve fotoğraf çektim. Tabii ki flaşsız olarak.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Daha sonra rahiplerin kaldığı yukarı bölümlere çıktık. Küçük odalar yan yana yerleştirilmiş. Gezimizin bu kısmı yolumuzu kaybedince yanlışlıkla oldu. Müzeye giden yolu ararken bir anda bu bölümde bulduk kendimizi. Normalde yasak gibi duruyor. Teras kısmından ise adanın nefis bir manzarası var. 

IMG_9321.JPG

Manastırın Hristiyanlık için çok zengin bir kütüphanesi ve önemli eserlerin sergilendiği müzesi var. Kütüphane, bir zamanlar, Bizans dünyasının en büyük kitaplıklarından biriymiş. Süslenmiş, eski Hristiyan el yazmaları ve İncillerden oluşan çok sayıda kitap, İstanbul’un düşüşünden önce kaçırılmış. Halen faaliyetlerini sürdüren kütüphane, yalnızca bilim adamlarına açık ve burada araştırma yapabilmek için önceden yazılı izin almak gerekiyormuş. Kütüphanedeki 330 yazmadan (ki 267 tanesi parşömen üzerine yazılı) 82 tanesi Yeni Ahit’e ait el yazmaları. Müze içinde de fotoğraf çekmek yasaktı.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ayrıca Hz İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Thomas’ın kafatası da burada saklanıyor. Müzenin en kıymetli eseri 11. yüzyıldan kalma Agios Nikolaos’un mozaik ikonu. On ikinci yüzyıldan kalma, çeşit çeşit ikon, gümüş altar parçaları ve mücevherli cüppeler görülmeye değer güzellikte.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Müze gezisi sonrasında, gelirken yolda gördüğüm, yel değirmenlerini görmeye gittik. Fotoğraf alıp yollara düştük. Artık hedefimiz iyi bir plajda denize girmek.

P6150400.JPG

OLYMPUS DIGITAL CAMERASkala’ya geri döndük. Yunanistan’ın küçük ama zengin adası Patmos kolay insan beğenmeyen bir ada gibi duruyor. Turiste doymuş gibiler. Ada insanlarına yakışmayan şekilde, turiste karşı diğer adalardan biraz daha soğuklar sanki. Adada evlerin mimarisi tipik olarak kübik formlarda. İki katlı, birbirleri ile sırt sırta vermiş haldeler. Türkuaz veya su yeşili gibi doğal renklere boyanan kepenkleri ve panjurları, iç içe geçen avluları ile taş evler “kikladik” denen stilin iyi örnekleri kabul ediliyor. Yani Patmos bu tip evlerle dolu. 

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

 IMG_9359.JPG

Aslında plajları hızlıca gezip, en iyilerinde denize girecektik. Agriolivado Plajı en yakın olandı ve ilk olarak ona gittik. Gel gelelim plajı görür görmez burada kalmaya karar verdik. İlk iş olarak kıyıdaki restoranlardan birisinde yemek yedik. Bu restoran adalar içinde yemek yediğimiz en kötü yerdi. Yavaş ve samimiyetten uzak çalışanları vardı. Porsiyonları ise her adada olduğu gibi çok boldu. Bu nedenle bir porsiyonu iki kişi bölüşecek gibi ısmarlayın. Bizim gibi kişi başına bir porsiyon et yemeği söylerseniz mezelerle birlikte bitirmek mümkün olmuyor. Agriolivado Plajının denizi muhteşem. Şemsiye ve şezlong içing adam başı 5 EUR kadar para isteniyor. 

Ben ve bir grup arkadaş civardaki diğer plajlar hakkında fikir sahibi olmak istedik. Tek arabaya doluşup önce Kambos Plajına gittik.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Kambos Plajı, adanın daha Kuzeyine doğru. Agriolivado Plajına yakın sayılır. Daha sessiz ve daha az kalabalık bir plaj. Kambos Plajından sonra ise Vaghia plajını gördük.

IMG_9368.JPG

Vaghia Plajı daha da sakin, sanki biraz daha az sevimli gibi. Tesisi yok. Ancak denizi buranın da çok güzeldi.

Araba kiraladığımız şirketin sahibine “hangi plajı en çok tavsiye edersin?” diye sorduğumda hiç düşünmeden “Lambi Plajı”‘nın ismini vermişti. Bu plajın en önemli özelliği kumsalında bulunan renkli, bol desenli çakıl taşları. Gerçekten çok güzel taşlar var sahilde. Taş almak yasak tabelası olacak kadar güzel taşlar bunlar.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Ben ince kumlu sahil ve denizi pek sevmem. Su altını fotoğraflama hobim nedeni ile taşlık, kayalık ve berrak deniz daha çok ilgimi çekiyor. Burada denizi ve kumsalı tam istediğim gibi görünce dayanamadım, denize girdim. 

IMG_9375.JPG

Sualtındaki hareketliliğinde fotoğraflarını çektim. Kumsalda tesisler var. Daha sevimli tesis bunlar. Bence bu plaj görülmeden ve denizinde yüzülmeden Patmos Adası terk edilmemeli.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Saat 19:00 civarı Skala’ya döndük. Akşam yemeğini teknede yedik. 

P6150469.JPG

Ama Skala’da gece yürüyüşüne çıktık. Sahilde kafe ve restoranlar bolca var.

P6160487.JPG

Patmos Adasına da İtalyan eli değmiş. Ulusal Banka, Postane gibi binalar gece çok güzel görünüyorlar. Dodoni adlı bir dondurmacıda dondurma yedik. Tavsiye ederim.

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

Evet benim güzel Dostlarım..

Patmos Adası ile ilgili sizlere aktarabileceklerim bunlar. Bu güzel adaların kristal berraklığında sularında yüzmeniz, dar sokaklarını adımlamanız, kiklad tarzı evleri arasında gezmeniz ve kulağınıza gelen zeybetiko müziği eşliğinde mezelerini tatmanız dileklerimle..

Gezekalın…

Dr Ümit Kuru

24.06.2016 Saat 10:48

 

Yorum bırakın

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: