Gezi Tarihi 18-20 Eylül 2016
Yoğun ve yorucu Madagaskar gezimiz sonrasında, esas olarak dinleme amaçlı, Mauritius gezimiz oldu. Aslında buna gezi demesek daha doğru olur. Tesiste yedik, içtik ve ekstra olarak bendeniz bol bol su altı hayatını fotoğrafladı. Bu tür bir gezi pek benim stilim değil ama Madagaskar gezisi yorgunluğunun üstüne de ilaç gibi geldi.
Mauritius, Afrika kıtasına bağlı bir ada ülke konumunda. Başkenti Port Louis ve toplam yüzölçümü 2040 km². Nüfusu 1300000 civarında ve halkının %70’ini Hintliler oluşturuyor.
Buraya THY’nın doğrudan uçuşu var. Ancak Madagaskar’dan Mauritius’a THY uçmuyor. Yani gidişte Mauritius’a indikten sonra Madagaskar’a giden THY uçağı, Madagaskar’dan Mauritius’a boş uçuyor ve buradan yolcu alıp Türkiye’ye dönüyor.
Madagaskar Havayollarının gece uçağı ile Madagaskar’dan Mauritius’a uçtuk ve gece 02’ye yaklaşırken de adanın kuzeyinde Grand Baie körfezinde Le Mauricia Hotel’e yerleştik.
Aslında bu yazıda uzun uzun gezmediğim yerleri anlatma niyetim yok. Adanın her bir köşesinin cennet olduğuna eminim. Burada mevsiminde yapılacak bir çok aktivite olduğunu adada iken öğrendim. Ancak bizim gibi sezonun daha yeni yeni açıldığı bir mevsimde giderseniz bu aktiviteleri sunanların sayısı çok az oluyor. Çoğunlukla da deniz ve hava şartları size gezi imkanı vermeyebiliyor.
Ben yine de gezekalin.com sayfalarında bir tat olsun ve deniz altındaki canlılığı, güzelliği sizlerle paylaşayım amacı ile bu yazıyı hazırladım.
Kaldığımız otel her şey dahil sistemi ile çalışıyor. Yani kolunuza bandı takıyorlar. Ye, iç, yararlan sistemi işliyor burada. Otel ortamı ve çevre çok güzel. Bunu sabah kalkıp, keşif gezisi yapınca anladık. İsterseniz otel önünden denize girebiliyorsunuz. Ancak bu tür adalarda genelde olduğu gibi deniz sığ. Git git, su belinize geliyor. Yemekler çok güzel ve çeşit bol.
Benim size esas bahsedeceğim konu, otelin sunduğu şnorkelle dalış aktivitesi. Günde 3 kez olmak üzere, toplam 1 saatlik bir aktivite olarak, şnorkelle dalışa gidebiliyorsunuz. Gidiş geliş toplam yarım saat ve kalan yarım saatlik kısımda ise size verilen paletler ve deniz gözlüklerini kullanarak dalış yapabiliyorsunuz.
Ben olayın güzelliğini keşfedince kaldığımız 3 gün boyunca 2 kez dalışa gittim. Suyun altı çok hareketli ve varlığına inanamayacağınız balık çeşitleri ile dolu. Zamanla bu aktiviteyi sağlayan tekne turu takımının başındaki bay Lang ve dalış yerine götüren gençlerle samimi olduk. Merakımı ve dar zamanımı anladıkları için, bizi her defasında farklı bir yere götürdüler. Tabii ki benim memnuniyetim daha da arttı.
Bu kadar yakın bir resifte bu kadar çok hareketlilik ve çeşit varsa daha uzakta olan ve niyetlensem de kısa süre de gidemediğim Coin de Mire, İle d’Ambre ya da İlot Gabriel gibi daha uzak yerlerin deniz altının güzelliğini düşünemiyorum bile.
Evet Sevgili Sanal Gezgin dostlarım, Mauritius’un tadı benim damağımda kaldı. Bir ara punduna getirip daha uzun ve programlı şekilde gezmek lazım bu cennet adayı. Ne kadar da birikti tekrar tekrar yapmak istediğim geziler!
Gezekalın
Dr Ümit Kuru
17.10.2016 Saat 00:24